''Yesil Dönüsüm Ile Rekabetçi Avantajimizi Ileriye Ve Gelecege Tasimayi Hedefliyoruz''
ITO Baskani Sekib Avdagiç, ’’Yesil dönüsüm ile rekabetçi avantajimizi ileriye ve gelecege tasimayi hedefliyoruz. Kapimiza gelen sifir emisyonlu enerji düzenini fark etmek istiyoruz. Ayni sekilde yapay zeka, big data ve siber güvenlige dikkatimizi mutlaka odaklamamiz gerektigini biliyoruz’’ dedi.
Istanbul Ticaret Odasi (ITO) Baskani Sekib Avdagiç, Müstakil Sanayi ve Is Adamlari Dernegi (MÜSIAD) tarafindan düzenlenen Vizyoner’21 Zirvesi’ne katildi.
Avdagiç, zirve kapsaminda yaptigi konusmada dijital dönüsümün önemi ve yesil dönüsüm süreçleri konularinda açiklamalarda bulundu.
Zirvede konusan Avdagiç, ’’Yesil dönüsüm ile rekabetçi avantajimizi ileriye ve gelecege tasimayi hedefliyoruz. Kapimiza gelen sifir emisyonlu enerji düzenini fark etmek istiyoruz. Ayni sekilde yapay zeka, big data ve siber güvenlige dikkatimizi mutlaka odaklamamiz gerektigini biliyoruz’’ dedi.
Küresel isinmanin dünya ekonomisini ve dünya gelecegini ilgilendirdigini ifade eden Avdagiç, ’’2021 yili ve daha önceki yillari hatirlayalim. Türkiye dahil dünyanin birçok ülkesi yanginlarla çalkalandi. Hepimiz biliyoruz ki, yanginlarla küresel isinmanin, küresel isinmayla dünyanin geleceginin ve dünya ekonomisinin yakin iliskisi var. Orman yanginlari asiri sicak havalar nedeniyle kendiliginden çikmis olsalar dahi, dünya insanin eliyle isindi. Arastirmalara göre, dünyada ortalama sicaklik 1880’den bu yana 1 santigrat dereceden biraz daha fazla artti. Isinmanin üçte ikisi 1975’ten beri, her 10 yilda kabaca 0,15 ila 0,20 derece oraninda gerçeklesti. 2021 ise, isi ölçümlerinin yapildigi tarihten bu yana en yüksek sicakliklarin yasandigi yil oldu. Dünyanin koca bir seraya dönüsmesine sadece 2 derece kaldi. Yesil dönüsüm, yaklasan tehlikeye karsi çözümün en önemli parçasi. AB, bu kapsamda Sinirda Karbon Düzenlemesi ve sinirda karbon vergisi takvimini açikladi.
Aslinda bunu, sürdürülebilir yeni bir model arayisi diye de nitelendirebiliriz. Dolayisiyla teknolojik dönüsüm ve ekonomik büyümede de yeni bir yol arayisi var. AB tarafindan gündeme getirilen ‘Yesil Mutabakat’ bu teknolojik dönüsüm ve ekonomik büyümeyi tetikleyici, kapsamli bir araç olarak görülüyor. AB yesil teknolojileri küresel çapta kendisine rekabet avantaji saglayabilecegi bir alan olarak görüyor’’ açiklamalarinda bulundu.
AB Yesil Mutabakati ile ilgili de görüslerini paylasan Avdagiç, ’’AB Yesil Mutabakati’nin 2030 ve 2050 yilli hedeflerinin bugünden yapilacak yatirimlarla sekillenecek olmasi, esasen Türkiye açisindan bir firsat penceresi açiyor. Çünkü 2030 ve 2050’nin üretim dinamikleri, bugün baslanacak yatirimlarla sekillenecek ve desteklenecek. Yesil yatirimlar önemli finansal destekler görürken, fosil kaynaklara yatirimin maliyeti çok daha yüksek olacak. Bu nedenle rekabetçiligi esas alan dogru projelerin uygun finansman modelleri ve maliyetlerle gerçeklestirmeyi planlamaliyiz. Vizyoner’in mottosuyla ifade edersek, artik bunu “Fark etmemiz” gerekiyor’’ diye konustu.