Ercan Kesal Oyunculuk Tecrübelerini Genç Sinemacilarla Paylasti

6. Kisadan Hisse Kisa Film Yarismasi kapsaminda Akademi Beyoglu'nda gerçeklestirilen 'Ustalik Sinifi' etkinliginde, Türkiye ve dünyada sinemanin durumu ve oyuncu seçiminde dikkat edilen hususlar konusuldu Oyuncu Ercan Kesal: 'Insan hikaye anlatan bir canli. Kendimizi hikayenin ortasina koyuyoruz. Birilerine bir seyler hakkinda bir sey anlatiyoruz ve o hikayeyle birlikte devam ediyor hayat' 'Oyunculuk birinde varsa bu iyi bir sey ama olmayabilir de. Trajedi surada basliyor. Olmadigi halde var zannedenlerin trajedisi. O çok sikintili bir durum. Bir de oldugu halde bunu fark etmeyip bunun canina okuyan, bunu ezenler var'

Genç Öncüler Gençlik ve Spor Dernegince bu yil 6'ncisi düzenlenen Kisadan Hisse Kisa Film Yarismasi, "Ustalik Sinifi" etkinliginde sinemaseverleri bulusturdu.

Yönetmen Abdülhamit Güler'in yönettigi "Ercan Kesal ile Oyunculuk Üzerine" baslikli söylesi, Akademi Beyoglu'nda gerçeklestirildi.

Oyuncu Ercan Kesal, konusmasinda yerli ve yabanci taninmis yönetmenlerden örnekler vererek, oyuncu seçiminde dikkat edilen hususlari ve yönetmenlerin oyuncularda aradigi özellikleri anlatti.

Kesal, 1990'da yönetmen olmak için hekimligi birakarak Istanbul'a geldigini belirterek, "Istifa ettim, 1990-1991 film çekilmiyor. Bir süre issiz, güçsüz gezindim. Hekimim bu arada ama issizim, memuriyetten ayrilmisim. Ben biraktim isin yakasini, tekrar özel saglik sektörüne döndüm. Tuhaf bir sey ama ta ki 2002 yilinda esim Nazan'i taniyincaya kadar." dedi.

O dönemde "Uzak" filminde oynamaya hazirlanan ve profesyonel bir oyuncu olan esinin kendisini Nuri Bilge Ceylan ile tanistirdigini dile getiren Kesal, "Bu kadar çok çaba, bu kadar çok heves, istek 2002'de Nazan'i bekliyormus." dedi.

Usta oyuncu, daha sonra Ceylan'in senaryo ekibine katildigini, oyunculari seçmeye basladiklarinda ise yönetmenin filmde oynamasini teklif ettigini ve oyunculuk hikayesinin bu sekilde basladigini ifade etti.

- "Insan hikaye anlatan bir canli"

Katilimcilarin sorularini da yanitlayan Kesal, hikayeyle insanin kendisini tamamladigini, hikayesi olmayan insanin eksik ve yarim kaldigini, bu yüzden de insanin sürekli bir hikaye anlatma ihtiyaci duydugunu belirterek, sunlari kaydetti:

"Insan hikaye anlatan bir canli. Kendimizi hikayenin ortasina koyuyoruz. Birilerine bir seyler hakkinda bir sey anlatiyoruz ve o hikayeyle birlikte devam ediyor hayat. Tasra iyi hikaye anlaticilarinin oldugu, öne çiktigi, onlara kiymet verildigi yerlerdir, sözlü kültür sonuçta. Benim de ilk rastladigim insan anamdi. Anam acayip bir kadindi, müthis bir hikaye anlaticisiydi, müthis taklitçiydi. Annem bir hareket yapardi. 'Aa bu bizim emekli basçavus Memis amca' derdik. Erkek, 70 küsur yasinda adam, annem onu nasil yapiyor? Memis amcanin söyle bir elini bir kaldirisi var. Annem onu yaptigi zaman anlariz ki bu Memis amca. Annem bunu farkinda olmadan, bilmeden yapiyor."

- "Etrafimiz kötü oyuncularla dolu"

Ercan Kesal, oyunculugun Allah vergisi bir yetenek oldugunu vurgulayarak, insanlarin bunun farkinda olmadigi durumlarda trajik sonuçlar ortaya çikabildigini söyledi.

Kesal, "Oyunculuk birinde varsa bu iyi bir sey ama olmayabilir de. Trajedi surada basliyor. Olmadigi halde var zannedenlerin trajedisi. O çok sikintili bir durum. Bir de oldugu halde bunu fark etmeyip bunun canina okuyan, bunu ezenler var. O da trajik tabii ki. Kisi kendini çok fazla bu konuda fark edemiyor bence. Çünkü bu yüzden etrafimiz kötü oyuncularla dolu. Mesela fark ediyor, kendindeki bu yetenege asik oluyor ve bunun üstüne zanaat koymuyor. Bu da trajik, hatta en trajigi bu sanki." degerlendirmesinde bulundu.

Tiyatro ile sinema oyunculugunun birbirinden farkli oldugu düsüncesini dile getiren tecrübeli oyuncu, sunlari söyledi:

"Bizde sürekli tekrarlanan bir yanlis var. 'Oyunculuk sadece bir tiyatro müfredatiyla, tiyatro oyunculugu teknigiyle hallolmasi lazim, buradan yürünür' diye düsünülüyor. Tamam, iyi de onun kamera önü oyunculuga bir faydasi yok. Bu yüzden mesela özellikle Nuri Bilge de dahil birçok yönetmen tiyatroculardan kaçar. Çünkü 'Siz konsantre oluyorsunuz.' diyor. Tiyatro oyuncusu tiyatroda kendini yönetme aliskanligina sahip, bir buçuk saat sahneye çikiyor, kimse yok tek basina. Ne yapacaksin? Yani devam ediyor, durduramazsin. Ama biz kamera önünde 50 kere dururuz. Uçak geçti, ezan okundu, akü bitti, abi kimin telefonu çaldi, isik gitti, gün geçti. Tiyatro oyuncusu kendi kendini yönetir. Sinema oyuncusu ise kendini yönetmene emanet eder, kendini yönetmez. Çünkü hikaye yönetmenin, o karar verir sizin nasil ve ne yapacaginiza."

- Kisadan Hisse Kisa Film Yarismasi hakkinda

Baskanligini Dervis Zaim'in yaptigi 6. Kisadan Hisse Kisa Film Yarismasi'nin jüri üyeleri arasinda Ensar Altay, Sükrü Sim ve Yesim Tonbaz yer aliyor.

Yarismada finale kalan filmlerin 18-19 Ekim'de Bahariye Mevlevihanesi ve Baglarbasi Kültür Merkezi'nde es zamanli olarak gösterimleri yapilacak. 6 ayri seçki halinde yapilacak gösterimler 2 gün boyunca 17.00 ile 20.30 saatleri arasinda gerçeklestirilecek.

Toplamda 40 bin lira ödülün dagitilacagi yarismanin ödül töreni ise 21 Ekim'de Fatih Kültür Sanat Merkezi'nde gerçeklestirilecek.
Kaynak: AA