Filistin Yönetimine Yönelik Yaptırımlar 'Sınırı' Aşabilir

FKÖ Yürütme Kurulu üyesi Hanan Aşravi:'Eğer ABD ve İsrail, Filistin yönetimini çökertmek isterse bunun sonucunda oluşacak istikrarsızlık Filistin ile sınırlı kalmayacak ve başta İsrail olmak üzere komşu ülkelere de sıçrayacak''İsrail'in daha fazla Filistin toprağını gasp etmesi, Kudüs'ü Yahudileştirme faaliyetlerine ve yerleşim birimi inşaatlarına devam etmesi ve Filistin halkının direnişine darbe indirmesi için ABD'nin açıklamayı geciktirdiği Yüzyılın Anlaşması planının, Filistin ulusal kurtuluş projesini tehdit ettiğini biliyoruz''ABD, Yüzyılın Anlaşması planını tek taraflı olarak sahada uyguladı, geriye Arap ülkelerine İsrail'le ilişkileri normalleştirmeleri, Filistin tarafına söz konusu planı kabul etmesi için baskı yapmak kaldı'.

KAYS EBU SEMRA - Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu üyesi Hanan Aşravi, İsrail ve ABD'nin Filistin yönetimine yönelik yaptırımlarının yol açacağı istikrarsızlığın Filistin ile sınırlı kalmayıp komşu ülkelere de sıçrayabileceği uyarısında bulundu.

ABD ile İsrail'in Filistin yönetimine yönelik yaptırımlarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Aşravi, "Eğer ABD ve İsrail, Filistin yönetimini çökertmek isterse bunun sonucunda oluşacak istikrarsızlık Filistin ile sınırlı kalmayacak ve başta İsrail olmak üzere komşu ülkelere de sıçrayacak." dedi.

- Filistin Merkez Konseyi'nin İsrail'e karşı yeni kararlar alması bekleniyor

FKÖ'ye bağlı Filistin Merkez Konseyi'nin mayıs ayı ortalarında düzenlenmesi planlanan oturumunda, İsrail'in son saldırılarına karşı yeni kararlar alınmasının beklendiğini kaydeden Aşravi, "Yapılması gereken, daha önce alınan kararların uygulanması değil, (Filistin'in) kaderini belirleyecek gerçek kararların alınması için yaşananlara yeni bir gözle bakmaktır." diye konuştu.

Aşravi, FKÖ Yürütme Kurulu'nun, İsrail ile ilişkilerin sınırlandırılması ve bu konuda ileride atılacak adımlara ilişkin Filistin Merkez Konseyi'ne bir rapor sunacağını aktardı.

Filistin Merkez Konseyi'nin Ekim 2018'de "İsrail ile güvenlik koordinasyonunu durdurma", "FKÖ'nün İsrail'i tanımaktan vazgeçmesi" ve "1994'te imzalanan ve iki taraf arasındaki ekonomik ilişkileri düzenleyen Paris Ekonomik Anlaşması'nın yeniden gözden geçirilmesi" yönünde aldığı kararlar şu ana kadar uygulanmış değil.

- "Arap finansal güvenlik ağı" geciktirilmemesi gereken bir konu

Arap ülkelerinin Filistin yönetimine bir "finansal güvenlik ağı" sağlayacağı konusunda umutlu olduğunu söyleyen Aşravi, "Bu; tahammülü, oyalamayı ve geciktirmeyi kaldıracak bir durum değil. İsrail'in Filistin yönetimini çökertmek ve FKÖ'ye darbe indirmek istediği aşikar." ifadelerini kullandı.

ABD'nin Filistin davasını siyasi, ekonomik ve hatta varoluşsal olarak tasfiye etmek istediğini vurgulayan Aşravi, Filistin hükümetinin, Filistin davasını tasfiye girişimlerine karşı koymak için tasarruf tedbirleri ve tüketimin rasyonalizasyonu yoluyla bir eylem planı başlattığını ifade etti.

Aşravi ayrıca Arap ülkeleri ile uluslararası camiayı "İsrail'i Filistin'in doğal kaynaklarını gasp etmek ve Filistin ekonomisi üzerinde tekel kurmaktan vazgeçirmek için harekete geçmeye" çağırdı.

Arap ülkeleri dışişleri bakanlarının katılımıyla ABD'nin "Yüzyılın Anlaşması" adı verilen planını görüşmek için pazar günü Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen toplantıda, Filistin bütçesinin desteklenmesi taahhüdü yinelenmişti. Kuveyt'te 2010'da düzenlenen Arap Birliği Zirvesi'nde de İsrail'in vergi gelirlerini dondurarak Filistinlilere baskı yapması halinde faaliyete geçirilmek üzere 100 milyon dolar tutarında bir "Arap finansal güvenlik ağı" kurulması kararlaştırılmıştı.

- "Yüzyılın Anlaşması" planıyla İsrail işgali yeniden tanımlanıyor

"İsrail'in daha fazla Filistin toprağını gasp etmesi, Kudüs'ü Yahudileştirme faaliyetlerine ve yerleşim birimi inşaatlarına devam etmesi ve Filistin halkının direnişine darbe indirmesi için ABD'nin açıklamayı geciktirdiği Yüzyılın Anlaşması planının, Filistin ulusal kurtuluş projesini tehdit ettiğini biliyoruz." diyen Aşravi, söz konusu planla işgalin yeniden tanımlanmasına çalışıldığını ifade etti.

"Yüzyılın Anlaşması" adı verilen planla, başkenti Ebu Dis ya da Er-Ram beldesi olan Batı Şeria'daki bazı yerleşim alanlarında egemenliği olmayan bir "devletçik" kurulmasını ve İsrail'in Oslo Anlaşması'nca belirlenen C bölgesini ilhak etmesini öngördüğünü aktaran Aşravi, şöyle devam etti:

"ABD, Yüzyılın Anlaşması planını tek taraflı olarak sahada uyguladı, geriye Arap ülkelerine İsrail'le ilişkileri normalleştirmeleri, Filistin tarafına söz konusu planı kabul etmesi için baskı yapmak kaldı."

- "ABD, tüm barış ihtimalini ortadan kaldırmakta başarılı oldu"

ABD'nin, "Filistin-İsrail sorununa çözüm bulmayı başardığı ve sunulabilecek en iyi planı sunduğu" iddiasıyla kendini pazarladığını dile getiren Aşravi, "Fakat gerçekte ABD sadece tüm barış ihtimalini ortadan kaldırmakta başarılı oldu. Çözüme karşı olan biz değiliz. Uluslararası kanunu ve meşru kararları temel alan çözümü kabul ediyoruz ancak İsrail ve ABD buna karşı çıkıyor." diye konuştu.

Aşravi ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden (UCM), ABD'nin Kudüsİsrail'in başkenti olarak tanıma kararıyla ilgili tavır almasını istediklerini, bu toprakların Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ve Güvenlik Kurulu'nca işgal altındaki topraklar olarak kabul edildiğini ve bu konuda bir karar alınması gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA