'Ülkemizin Hızlı Bir Kalkınma Sürecine Gireceğine Olan İnancımız Tamdır'
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan: 'Ülkemizin, geçmiş tecrübelerinin yanında yeni yönetim sisteminin dinamik yapısı sayesinde, hızlı bir kalkınma sürecine gireceğine olan inancımız tamdır'.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, "Türkiye olarak güçlü ve zayıf yönlerimizi açık bir şekilde tahlil edebilirsek çok daha güçlü bir şekilde içinden çıkacağımız bir süreçten geçiyoruz. Bu minvalde ülkemizin, geçmiş tecrübelerinin yanında, yeni yönetim sisteminin dinamik yapısı sayesinde, hızlı bir kalkınma sürecine gireceğine olan inancımız tamdır." ifadelerini kullandı.
Kaan, büyüme rakamlarına ilişkin olarak yaptığı yazılı açıklamada, 2018 yılının bilhassa ikinci yarısı itibarıyla Türkiye ekonomisi için oldukça zor bir dönem olarak geride kaldığını belirtti. 2008 yılında patlak veren küresel krizin 10’uncu yıl dönümüne denk gelen bu dönemin, anlık değişimlere anlık refleksler üretebilme adına, adeta bir sınanma yılı olduğunu ifade edilebileceğini aktaran Kaan, buna karşın küresel ekonomi ve politika bağlamında zor bir yıl olması beklenen 2019 öncesinde Türkiye'nin kendi siyasi ve ekonomik paradigma değişimini başlatmayı başardığını dile getirdi.
-"Yüzde 3’lük daralma, ekonomide dengelenme sürecinin doğal bir sonucu olarak okunmalıdır"
Bu gelişmeler neticesinde, Yeni Ekonomi Programı ile birlikte dengelenme sürecine giren Türkiye ekonomisinin 2018 yılının son çeyreğinde yüzde 3 küçülürken, yıl genelinde ise yüzde 2,6 genişlediğini vurgulayan Kaan, şunları kaydetti:
"Dengelenme süreciyle birlikte iç talepte gözlenen ivme kaybı yılın son çeyreğinde de sürmüş ve bu dönemde hane halkı tüketimi yüzde 8,9 daralmıştır. İç talepte daralma sürerken, ihracatın yıl genelinde tarihi zirveyi görmesiyle, dış talepte yüzde 10,6’lık artış gerçekleşmesi dikkat çekmektedir. Böylece yıl genelinde 1,1 puan artış kaydeden hane halkı tüketimi ve 7,5 puan artış kaydeden mal ve hizmet ihracatı, yüzde 2,6’lık yıllık büyümenin temel belirleyicisi olmuştur. Bu bağlamda yeni dönemde Türkiye ekonomisinin yalnızca iç talep, yani tüketim merkezli değil, aynı zamanda dış talep, yani “üretim merkezli” ekonomiye geçiş noktasında çok önemli bir dönemeçte olduğunu ifade etmeliyiz. 2019 yılının ilk çeyreğini geride bırakmak üzere olduğumuz şu günlerde ise, 2018’in son çeyreği itibariyle test ettiğimiz dip noktasının geride kaldığını söyleyebiliriz. Bu açıdan, 2019 yılında Türkiye ekonomisi, yavaş fakat istikrarlı bir şekilde büyüme devam edecektir. 2018 yılının son çeyreğine ilişkin yüzde 3’lük daralma, ekonomide dengelenme sürecinin doğal bir sonucu olarak okunmalıdır. 2018 yılının Ağustos ayında yaşanan kur ataklarıyla, ülkemiz yalnızca döviz merkezli değil, aynı zamanda buna bağlı olarak faiz ve enflasyon merkezli bir saldırı altında kalmıştı. Bu koşullar altında dahi, Türkiye ekonomisinin yıl genelinde yüzde 2,6 büyüme kaydetmesi, ülkemizin başarı hanesine yazılacak gelişmelerden biri olmalıdır."
Kaan, güçlü ve zayıf yönlerinin açık bir şekilde tahlil edilmesi durumunda Türkiye'nin çok daha güçlü bir şekilde içinden çıkılabileceği bir süreçten geçtiğini kaydederek, "Bu minvalde ülkemizin, geçmiş tecrübelerinin yanında, yeni yönetim sisteminin dinamik yapısı sayesinde, hızlı bir kalkınma sürecine gireceğine olan inancımız tamdır." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Kaan, büyüme rakamlarına ilişkin olarak yaptığı yazılı açıklamada, 2018 yılının bilhassa ikinci yarısı itibarıyla Türkiye ekonomisi için oldukça zor bir dönem olarak geride kaldığını belirtti. 2008 yılında patlak veren küresel krizin 10’uncu yıl dönümüne denk gelen bu dönemin, anlık değişimlere anlık refleksler üretebilme adına, adeta bir sınanma yılı olduğunu ifade edilebileceğini aktaran Kaan, buna karşın küresel ekonomi ve politika bağlamında zor bir yıl olması beklenen 2019 öncesinde Türkiye'nin kendi siyasi ve ekonomik paradigma değişimini başlatmayı başardığını dile getirdi.
-"Yüzde 3’lük daralma, ekonomide dengelenme sürecinin doğal bir sonucu olarak okunmalıdır"
Bu gelişmeler neticesinde, Yeni Ekonomi Programı ile birlikte dengelenme sürecine giren Türkiye ekonomisinin 2018 yılının son çeyreğinde yüzde 3 küçülürken, yıl genelinde ise yüzde 2,6 genişlediğini vurgulayan Kaan, şunları kaydetti:
"Dengelenme süreciyle birlikte iç talepte gözlenen ivme kaybı yılın son çeyreğinde de sürmüş ve bu dönemde hane halkı tüketimi yüzde 8,9 daralmıştır. İç talepte daralma sürerken, ihracatın yıl genelinde tarihi zirveyi görmesiyle, dış talepte yüzde 10,6’lık artış gerçekleşmesi dikkat çekmektedir. Böylece yıl genelinde 1,1 puan artış kaydeden hane halkı tüketimi ve 7,5 puan artış kaydeden mal ve hizmet ihracatı, yüzde 2,6’lık yıllık büyümenin temel belirleyicisi olmuştur. Bu bağlamda yeni dönemde Türkiye ekonomisinin yalnızca iç talep, yani tüketim merkezli değil, aynı zamanda dış talep, yani “üretim merkezli” ekonomiye geçiş noktasında çok önemli bir dönemeçte olduğunu ifade etmeliyiz. 2019 yılının ilk çeyreğini geride bırakmak üzere olduğumuz şu günlerde ise, 2018’in son çeyreği itibariyle test ettiğimiz dip noktasının geride kaldığını söyleyebiliriz. Bu açıdan, 2019 yılında Türkiye ekonomisi, yavaş fakat istikrarlı bir şekilde büyüme devam edecektir. 2018 yılının son çeyreğine ilişkin yüzde 3’lük daralma, ekonomide dengelenme sürecinin doğal bir sonucu olarak okunmalıdır. 2018 yılının Ağustos ayında yaşanan kur ataklarıyla, ülkemiz yalnızca döviz merkezli değil, aynı zamanda buna bağlı olarak faiz ve enflasyon merkezli bir saldırı altında kalmıştı. Bu koşullar altında dahi, Türkiye ekonomisinin yıl genelinde yüzde 2,6 büyüme kaydetmesi, ülkemizin başarı hanesine yazılacak gelişmelerden biri olmalıdır."
Kaan, güçlü ve zayıf yönlerinin açık bir şekilde tahlil edilmesi durumunda Türkiye'nin çok daha güçlü bir şekilde içinden çıkılabileceği bir süreçten geçtiğini kaydederek, "Bu minvalde ülkemizin, geçmiş tecrübelerinin yanında, yeni yönetim sisteminin dinamik yapısı sayesinde, hızlı bir kalkınma sürecine gireceğine olan inancımız tamdır." ifadelerini kullandı.