Katılım Sigortacılığında Türkiye'nin Konumu Güçlenecek
İSEDAK bünyesinde bulunan çalışma grubuna, İslam ülkelerinde tekafül sektörünün geliştirilmesine dair Türkiye'den bir rapor hazırlandı Raporda, Türkiye'nin İslami finans alanında üretkenlik konumunu güçlendireceği belirtildi İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Dinç: 'Küresel katılım sigortacılığı piyasa büyüklüğü 28 milyar dolar. Türkiye, yüzde 1,5'lik global paya sahip ancak bu değere çok kısa sürede, yok denecek seviyelerden geldi' 'Türkiye, yakın zamanda yüzde 5'lik global paya sahip bir oyuncu olacaktır'
ERGİN GARİP - İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesince (İSEDAK) yürütülen proje kapsamında İslami finans alanında bir rapor hazırlayan Türkiye'nin, katılım sigortacılığı (tekafül) piyasasında yüzde 5'lik global paya ulaşarak konumunu güçlendireceği düşünülüyor.
İSEDAK Mali İşbirliği Çalışma Grubunun "İslam Ülkelerinde Tekafülün Geliştirilmesi Projesi" başlığı altında gerçekleştirilen toplantısında, İslami finans alanında Türkiye'den bir rapor hazırlandı.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Dinç tarafından "Dünya ve İslam İşbirliği Teşkilatında Tekafül Sektörünün Genel Durumu" başlığıyla hazırlanan raporun, tekafül alanına önemli katkı sağlayacağı belirtiliyor.
AA muhabirine rapor hakkında değerlendirmelerde bulunan Dinç, raporun katılım sigortacılığı alanında Türkiye'den yazılmış ilk rapor olma özelliği taşıdığını söyledi.
Raporun Türkiye'deki İslami finans çalışmaları için de farklı bir anlamı olduğunu belirten Dinç, "Bugüne kadar İslami finansın bilimsel araştırmalar boyutunda büyük oranda ithalatçı durumdaydık. Hazırladığımız rapor, İSEDAK Mali İşbirliği Çalışma Grubu 13. Toplantısı'nda 23 ülke temsilcisinin katılımıyla değerlendirildi. Toplantıda raporun çıktıları takdirle karşılandı. Rapor, Türkiye'nin İslami finans alanında üretkenlik konumunu güçlendirdi." ifadelerini kullandı.
Dinç, raporunun hazırlanması aşamasında birçok ülkeden araştırmacının istihdam edildiğini kaydederek, raporun global ölçekte tekafül sektörünün geliştirilmesine dönük analizler ve politik çözümler içerdiğini söyledi.
Tekafülün, sigortacılık anlamında artan İslami güvence arayışına getirilen çözümlerden birisi olduğunu belirten Dinç, şunları kaydetti:
"Özü itibarıyla katılımcıların başına gelmesi muhtemel maddi kayıplar karşısında, birbirlerine güvence sağladıkları karşılıklılık esaslı bir sigorta faaliyetidir. Söz konusu katkılardan oluşan havuzun giderleri de gelirleri de geleneksel sigortadan farklı olarak katılımcıların uhdesindedir. İlk cari örneği, 1976'da Sudan'da görülen tekafül sigortacılığının tarihi; Türkiye'de ahi ve sonrasında memleket sandıkları gibi uygulamalara kadar uzatılabilecek olsa da ilk örnek 2009'da genel bir tekafül şirketinin kurulması olarak kabul edilir."
- "Türkiye'de tekafül sigortacılığının payı yüzde 5"
Yusuf Dinç, Türkiye'de 4 tekafül şirketi ile 8 konvansiyonel şirketin tekafül anlayışıyla müşterilerine hizmet verdiğini belirterek, tekafüle duyulan ihtiyaç bakımından Türkiye'nin büyük bir potansiyel barındırdığını söyledi.
Tekafülün Türkiye'de çok hızlı bir gelişim gösterdiğine dikkati çeken Dinç, "Her yeni şirket, pazarda hızlı bir genişlemeye sebep oluyor. Yani pazar payını büyüterek kendi aralarındaki rekabete ilaveten geleneksel sigorta şirketlerine güçlü bir rekabet alanı açıyor. Tekafül sigortacılığının Türkiye'deki pazar payı 2014'te yüzde 1,5 seviyesindeyken günümüzde yüzde 5 düzeyine ulaştı." diye konuştu.
Dinç, tekafülün geliştirilmesi için İslami finansal okur yazarlık çalışmalarının artırılması gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Tekafül ile ilgili farkındalığın artırılması için kamu kurumları, üniversiteler ve tekafül şirketlerinin sorumluluk alması gerek. Türkiye, yüzyıllara sari sigortacılık tecrübesi olan bir ekonomi. Bu tecrübesine istinaden faizsiz sigortacılık alanında küresel bir aktör olmasını beklemek olağandır. İslami finansın yurt içindeki bütüncül yapısı da bu şekilde güçlenebilir. Böylece İstanbul finans merkezi projesi küresel ölçekte ayakları yere basan, derinlik ve hacmin anlam ifade ettiği bir plan olarak öne çıkacaktır."
- "Türkiye, tekafülde yüzde 1,5'lik global paya sahip"
Dinç, küresel İslami finans pazarının 2,2 trilyon dolar büyüklüğüne ulaştığını aktararak, şöyle devam etti:
"Küresel katılım sigortacılığı piyasa büyüklüğü 28 milyar dolar oldu. Türkiye, yüzde 1,5'lik global paya sahip ancak bu değere çok kısa sürede, yok denecek seviyelerden geldi. Türkiye'nin yakın zamanda küresel katılım sigortacılığı pazarında yüzde 5'lik paya sahip bir oyuncu olması beklenmektedir. Halihazırda retekafül şirketleri bulunması halinde zaten pazar payı yüzde 2'ye yakın olacaktı. 11. Kalkınma Planı'nda tekafül merkezli stratejik yatırımlara yer verilmiştir. Bunların gerçekleşmesi ile Türkiye'nin küresel alanda sıçrama yapacağını göreceğiz. Tekafülün ilk 20 ekonomi arasında İngiltere hariç iki temsilcisinden birisi Suudi Arabistan diğeri Türkiye'dir. Bu çaptaki bir ekonominin daha büyük bir faizsiz finans potansiyelini taşıyabileceğini söylemek yanlış olmaz."
Re-tekafül yatırımının yurt dışından kaynak temini anlamında Türkiye'ye önemli katkılar sağlayacağını vurgulayan Dinç, "Tekafülle ilgili diğer önemli konu cari şirketlerin birçoğunun yerli sermaye yatırımlarından oluşmasıdır. İhraç potansiyeli yanında stratejik alan olan finansal piyasalarda yerli aktör üreten bir yapı bulunması bu açıdan da çok önemlidir." dedi.
Dinç, tekafülün bütüncül bir İslami finans yapısı ortaya koymak için potansiyel vadettiğini, ayrıca kapitalist modelden çıkışın yolunu gösterebileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
İSEDAK Mali İşbirliği Çalışma Grubunun "İslam Ülkelerinde Tekafülün Geliştirilmesi Projesi" başlığı altında gerçekleştirilen toplantısında, İslami finans alanında Türkiye'den bir rapor hazırlandı.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Dinç tarafından "Dünya ve İslam İşbirliği Teşkilatında Tekafül Sektörünün Genel Durumu" başlığıyla hazırlanan raporun, tekafül alanına önemli katkı sağlayacağı belirtiliyor.
AA muhabirine rapor hakkında değerlendirmelerde bulunan Dinç, raporun katılım sigortacılığı alanında Türkiye'den yazılmış ilk rapor olma özelliği taşıdığını söyledi.
Raporun Türkiye'deki İslami finans çalışmaları için de farklı bir anlamı olduğunu belirten Dinç, "Bugüne kadar İslami finansın bilimsel araştırmalar boyutunda büyük oranda ithalatçı durumdaydık. Hazırladığımız rapor, İSEDAK Mali İşbirliği Çalışma Grubu 13. Toplantısı'nda 23 ülke temsilcisinin katılımıyla değerlendirildi. Toplantıda raporun çıktıları takdirle karşılandı. Rapor, Türkiye'nin İslami finans alanında üretkenlik konumunu güçlendirdi." ifadelerini kullandı.
Dinç, raporunun hazırlanması aşamasında birçok ülkeden araştırmacının istihdam edildiğini kaydederek, raporun global ölçekte tekafül sektörünün geliştirilmesine dönük analizler ve politik çözümler içerdiğini söyledi.
Tekafülün, sigortacılık anlamında artan İslami güvence arayışına getirilen çözümlerden birisi olduğunu belirten Dinç, şunları kaydetti:
"Özü itibarıyla katılımcıların başına gelmesi muhtemel maddi kayıplar karşısında, birbirlerine güvence sağladıkları karşılıklılık esaslı bir sigorta faaliyetidir. Söz konusu katkılardan oluşan havuzun giderleri de gelirleri de geleneksel sigortadan farklı olarak katılımcıların uhdesindedir. İlk cari örneği, 1976'da Sudan'da görülen tekafül sigortacılığının tarihi; Türkiye'de ahi ve sonrasında memleket sandıkları gibi uygulamalara kadar uzatılabilecek olsa da ilk örnek 2009'da genel bir tekafül şirketinin kurulması olarak kabul edilir."
- "Türkiye'de tekafül sigortacılığının payı yüzde 5"
Yusuf Dinç, Türkiye'de 4 tekafül şirketi ile 8 konvansiyonel şirketin tekafül anlayışıyla müşterilerine hizmet verdiğini belirterek, tekafüle duyulan ihtiyaç bakımından Türkiye'nin büyük bir potansiyel barındırdığını söyledi.
Tekafülün Türkiye'de çok hızlı bir gelişim gösterdiğine dikkati çeken Dinç, "Her yeni şirket, pazarda hızlı bir genişlemeye sebep oluyor. Yani pazar payını büyüterek kendi aralarındaki rekabete ilaveten geleneksel sigorta şirketlerine güçlü bir rekabet alanı açıyor. Tekafül sigortacılığının Türkiye'deki pazar payı 2014'te yüzde 1,5 seviyesindeyken günümüzde yüzde 5 düzeyine ulaştı." diye konuştu.
Dinç, tekafülün geliştirilmesi için İslami finansal okur yazarlık çalışmalarının artırılması gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Tekafül ile ilgili farkındalığın artırılması için kamu kurumları, üniversiteler ve tekafül şirketlerinin sorumluluk alması gerek. Türkiye, yüzyıllara sari sigortacılık tecrübesi olan bir ekonomi. Bu tecrübesine istinaden faizsiz sigortacılık alanında küresel bir aktör olmasını beklemek olağandır. İslami finansın yurt içindeki bütüncül yapısı da bu şekilde güçlenebilir. Böylece İstanbul finans merkezi projesi küresel ölçekte ayakları yere basan, derinlik ve hacmin anlam ifade ettiği bir plan olarak öne çıkacaktır."
- "Türkiye, tekafülde yüzde 1,5'lik global paya sahip"
Dinç, küresel İslami finans pazarının 2,2 trilyon dolar büyüklüğüne ulaştığını aktararak, şöyle devam etti:
"Küresel katılım sigortacılığı piyasa büyüklüğü 28 milyar dolar oldu. Türkiye, yüzde 1,5'lik global paya sahip ancak bu değere çok kısa sürede, yok denecek seviyelerden geldi. Türkiye'nin yakın zamanda küresel katılım sigortacılığı pazarında yüzde 5'lik paya sahip bir oyuncu olması beklenmektedir. Halihazırda retekafül şirketleri bulunması halinde zaten pazar payı yüzde 2'ye yakın olacaktı. 11. Kalkınma Planı'nda tekafül merkezli stratejik yatırımlara yer verilmiştir. Bunların gerçekleşmesi ile Türkiye'nin küresel alanda sıçrama yapacağını göreceğiz. Tekafülün ilk 20 ekonomi arasında İngiltere hariç iki temsilcisinden birisi Suudi Arabistan diğeri Türkiye'dir. Bu çaptaki bir ekonominin daha büyük bir faizsiz finans potansiyelini taşıyabileceğini söylemek yanlış olmaz."
Re-tekafül yatırımının yurt dışından kaynak temini anlamında Türkiye'ye önemli katkılar sağlayacağını vurgulayan Dinç, "Tekafülle ilgili diğer önemli konu cari şirketlerin birçoğunun yerli sermaye yatırımlarından oluşmasıdır. İhraç potansiyeli yanında stratejik alan olan finansal piyasalarda yerli aktör üreten bir yapı bulunması bu açıdan da çok önemlidir." dedi.
Dinç, tekafülün bütüncül bir İslami finans yapısı ortaya koymak için potansiyel vadettiğini, ayrıca kapitalist modelden çıkışın yolunu gösterebileceğini sözlerine ekledi.