CHP Milletvekili Tamaylıgil Açıklaması 'Özgecan'ın Katledilişinden Bu Yana Bin Kadın Daha Öldürüldü'
CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil 2017 yılında 411 kadının erkekler tarafından öldürülmesine dikkat çekerek, “Özgecan vahşice katledildi. Özgecan’ın katledilişinden bu yana cinayetin üzerinden daha 3 yıl geçmesine rağmen bin kadın daha öldürüldü” dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından organize edilen ’Siyaset Akademisi - Erken Seçimine Doğru Türkiye’nin Nabzını Tutuyor’ başlıklı panelin bu haftaki konukları İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Rektör Yardımcısı ve AK Parti 20 ve 22’nci dönem Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Ömer Özyılmaz, CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil ve Gazeteci Selim Atalay oldu.
İAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdülhaluk Mehmet Çay’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde ’Tüm Boyutlarıyla Kadına Yönelik Şiddet ve Şiddetle Mücadele Politikaları’ başlığı altında konuşmasını gerçekleştiren CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, “Türkiye’de kadına şiddet konusunda ‘cinnet’ denebilecek bir dönemden geçiliyor. Artık Türkiye’de kadın olmak ‘Survivor’ yarışmasına katılmak gibi oldu” dedi.
Tamaylıgil, “Sadece 2017 yılında 400’ün üzerinde kadın katledildi. Son dört yılda, koruma altındaki 300 kadından 20’si erkekler tarafından öldürüldü. Türkiye dünya genelinde kadın hakları açısından 144 ülke arasında 131’inci sırada yer alıyor. Demek ki gerekli yasal düzenlemeler yapılsa da bu yasaların uygulanmasında ciddi sorunlar yaşıyoruz” diye konuştu.
“Kadına bakış açısı değişmeli”
Kadınların ekonomik, bireysel ve sosyal hak arayışları konusunda örgütlü ve sistemli mücadelelerinin 1970’lerden itibaren ön plana çıktığını belirten Tamaylıgil, “Aslında şiddet konusunu, salt kadına şiddet açısından değil, daha geniş bir perspektifle ele almak lazım. Gerçeklerin doğru tespit edilmesi için kararlı davranılmalı. Söz gelimi bazı kadınlar, şiddet algıları nedeniyle bazı olayları şiddet olarak görmüyorlar, ya da ‘Aman şikayetçi olursam eşim hapse girer, sonra ben ne yaparım’ gibi bir düşünceye kapılıyorlar. Erkeklerin önemli bir kısmında ise kadına şiddeti reddetme ya da ‘Bu otorite kurmak açısından benim hakkım’ anlayışı ya da ‘O da hak etmişti’ yaklaşımı söz konusu” diye belirtti.
‘Eşim benden izinsiz çalışamaz’
Ekonomik şiddet konusuna da değinerek bu senenin verilerini açıklayan CHP Milletvekili Bihlun Tamaylıgil şunları söyledi:
"Erkeklerin yüzde 56’sı ‘Kadınlar ev işi yapsın’ derken yüzde 57’si ‘Eşim benden izinsiz çalışamaz’ diyor. Ayrıca yüzde 70’i ‘kadınlar erkeklerin koruması altında olması gerektiğini savunuyor. Türkiye’de kadınların toplam mülkiyet oranı yüzde 8 düzeyinde. Bu nedenle Türkiye’yi yöneten anlayışın kadının toplumsal, sosyal ve ekonomik pozisyonunu net olarak belirlemesi ve mevcut toplumsal bakışın değişmesi için ciddi gayret göstermesi gerekiyor. Bu gibi ortamlarda üretilen fikirlerin de topluma taşınması şarttır.”
“Eğitimde yapacak çok iş var”
’Türkiye’de Eğitim Reformu, Eğitimin Geleceği ve İstihdam’ konulu bir sunum yapan İAÜ Rektör Yardımcısı ve AK Parti 20 ve 22’nci Dönem Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Ömer Özyılmaz, “Bir ülkede eğitim sistemi iyi işlerse diğer tüm sorunlar zamanla çözülür. Cumhuriyeti kuran kadrolar eğitime büyük bir önem verdiler. Ancak o dönemde bizim doğamıza uygun bir sistem geliştirme olanağımız yoktu. Bu nedenle mecburen Batılı ülkelerden ithal sistemler geliştirdik. Öte yandan Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine kadar ilkokul eğitimi dışında adeta yok sayılan kadının eğitiminde olumluya doğru bir gidiş söz konusu. Ancak son dönemdeki gayretli çalışmalara rağmen daha yapılacak çok iş var. Konunun bütün çevrelerinin katılabileceği bir komisyon ya da buna benzer bir birim kurularak eğitimle ilgili bütün sorunlara çözüm bulabiliriz" diye konuştu.
“Erken seçimi Batı da beklemiyordu”
’Erken Seçimin Uluslararası Yansımaları’ konulu bir konuşma yapan Gazeteci Selim Atalay, “Edindiğimiz ilk izlenimlerden çıkan sonuç, uluslararası kamuoyunun bile erken seçimi beklemediği yönünde oldu. Bu nedenle yansımaları henüz gelmeye başladı.
Türkiye ilk defa seçim yapmıyor. Bu nedenle kamuoyunda büyük bir kaygıyla sözü edilen seçim güvenliği konusunda çok büyük endişelere kapılmak gerektiğini düşünmüyorum” dedi.
Atalay sözlerine şöyle devam etti:
“AB üyesi ülkelerin Türkiye’deki seçimle ilgili kendi ülkelerinde getirdikleri propaganda yasağı asla kabul edilebilir bir durum değil. Bu duruma iktidarıyla muhalefetiyle tüm çevrelerin karşı çıkması gerekiyor. Batı’da son zamanlarda radikal sağ yükselişte. O kadar ki Almanya, İtalya ve Avusturya gibi ülkelerde faşist akımların iktidara gelmesinin önlenmesi için seçim yapılmaması bile zaman zaman konuşuluyor.”
Önümüzdeki hafta dördüncüsü gerçekleşecek Siyaset Akademisi paneli, soru-cevap bölümü ve plaket takdimiyle sona erdi. Donanımlı siyasetçiler yetiştirmek, gençlerin politik ve sosyal olaylara bakış açılarını geliştirme ilkesiyle yola çıkan, Siyaset Akademisi, karşılıklı bilgi alışverişi içerisinde interaktif şekilde yapılacak konferanslarla gençlere siyaset, diplomasi, tarih, kültür gibi alanlarda birikim kazandırarak donanımlarına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Kaynak: İHA
İAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdülhaluk Mehmet Çay’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde ’Tüm Boyutlarıyla Kadına Yönelik Şiddet ve Şiddetle Mücadele Politikaları’ başlığı altında konuşmasını gerçekleştiren CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, “Türkiye’de kadına şiddet konusunda ‘cinnet’ denebilecek bir dönemden geçiliyor. Artık Türkiye’de kadın olmak ‘Survivor’ yarışmasına katılmak gibi oldu” dedi.
Tamaylıgil, “Sadece 2017 yılında 400’ün üzerinde kadın katledildi. Son dört yılda, koruma altındaki 300 kadından 20’si erkekler tarafından öldürüldü. Türkiye dünya genelinde kadın hakları açısından 144 ülke arasında 131’inci sırada yer alıyor. Demek ki gerekli yasal düzenlemeler yapılsa da bu yasaların uygulanmasında ciddi sorunlar yaşıyoruz” diye konuştu.
“Kadına bakış açısı değişmeli”
Kadınların ekonomik, bireysel ve sosyal hak arayışları konusunda örgütlü ve sistemli mücadelelerinin 1970’lerden itibaren ön plana çıktığını belirten Tamaylıgil, “Aslında şiddet konusunu, salt kadına şiddet açısından değil, daha geniş bir perspektifle ele almak lazım. Gerçeklerin doğru tespit edilmesi için kararlı davranılmalı. Söz gelimi bazı kadınlar, şiddet algıları nedeniyle bazı olayları şiddet olarak görmüyorlar, ya da ‘Aman şikayetçi olursam eşim hapse girer, sonra ben ne yaparım’ gibi bir düşünceye kapılıyorlar. Erkeklerin önemli bir kısmında ise kadına şiddeti reddetme ya da ‘Bu otorite kurmak açısından benim hakkım’ anlayışı ya da ‘O da hak etmişti’ yaklaşımı söz konusu” diye belirtti.
‘Eşim benden izinsiz çalışamaz’
Ekonomik şiddet konusuna da değinerek bu senenin verilerini açıklayan CHP Milletvekili Bihlun Tamaylıgil şunları söyledi:
"Erkeklerin yüzde 56’sı ‘Kadınlar ev işi yapsın’ derken yüzde 57’si ‘Eşim benden izinsiz çalışamaz’ diyor. Ayrıca yüzde 70’i ‘kadınlar erkeklerin koruması altında olması gerektiğini savunuyor. Türkiye’de kadınların toplam mülkiyet oranı yüzde 8 düzeyinde. Bu nedenle Türkiye’yi yöneten anlayışın kadının toplumsal, sosyal ve ekonomik pozisyonunu net olarak belirlemesi ve mevcut toplumsal bakışın değişmesi için ciddi gayret göstermesi gerekiyor. Bu gibi ortamlarda üretilen fikirlerin de topluma taşınması şarttır.”
“Eğitimde yapacak çok iş var”
’Türkiye’de Eğitim Reformu, Eğitimin Geleceği ve İstihdam’ konulu bir sunum yapan İAÜ Rektör Yardımcısı ve AK Parti 20 ve 22’nci Dönem Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Ömer Özyılmaz, “Bir ülkede eğitim sistemi iyi işlerse diğer tüm sorunlar zamanla çözülür. Cumhuriyeti kuran kadrolar eğitime büyük bir önem verdiler. Ancak o dönemde bizim doğamıza uygun bir sistem geliştirme olanağımız yoktu. Bu nedenle mecburen Batılı ülkelerden ithal sistemler geliştirdik. Öte yandan Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine kadar ilkokul eğitimi dışında adeta yok sayılan kadının eğitiminde olumluya doğru bir gidiş söz konusu. Ancak son dönemdeki gayretli çalışmalara rağmen daha yapılacak çok iş var. Konunun bütün çevrelerinin katılabileceği bir komisyon ya da buna benzer bir birim kurularak eğitimle ilgili bütün sorunlara çözüm bulabiliriz" diye konuştu.
“Erken seçimi Batı da beklemiyordu”
’Erken Seçimin Uluslararası Yansımaları’ konulu bir konuşma yapan Gazeteci Selim Atalay, “Edindiğimiz ilk izlenimlerden çıkan sonuç, uluslararası kamuoyunun bile erken seçimi beklemediği yönünde oldu. Bu nedenle yansımaları henüz gelmeye başladı.
Türkiye ilk defa seçim yapmıyor. Bu nedenle kamuoyunda büyük bir kaygıyla sözü edilen seçim güvenliği konusunda çok büyük endişelere kapılmak gerektiğini düşünmüyorum” dedi.
Atalay sözlerine şöyle devam etti:
“AB üyesi ülkelerin Türkiye’deki seçimle ilgili kendi ülkelerinde getirdikleri propaganda yasağı asla kabul edilebilir bir durum değil. Bu duruma iktidarıyla muhalefetiyle tüm çevrelerin karşı çıkması gerekiyor. Batı’da son zamanlarda radikal sağ yükselişte. O kadar ki Almanya, İtalya ve Avusturya gibi ülkelerde faşist akımların iktidara gelmesinin önlenmesi için seçim yapılmaması bile zaman zaman konuşuluyor.”
Önümüzdeki hafta dördüncüsü gerçekleşecek Siyaset Akademisi paneli, soru-cevap bölümü ve plaket takdimiyle sona erdi. Donanımlı siyasetçiler yetiştirmek, gençlerin politik ve sosyal olaylara bakış açılarını geliştirme ilkesiyle yola çıkan, Siyaset Akademisi, karşılıklı bilgi alışverişi içerisinde interaktif şekilde yapılacak konferanslarla gençlere siyaset, diplomasi, tarih, kültür gibi alanlarda birikim kazandırarak donanımlarına katkıda bulunmayı amaçlıyor.