Suriye zirvesi sonrası üç liderden açıklama

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katıldığı "Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi" sona erdi.

Suriye zirvesi sonrası üç liderden açıklama
Suriye zirvesi sonrası üç liderden açıklama
Zirve sonrasında ortak basın açıklaması yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'DEAŞ ile PYD/YPG'nin aynı amaca hizmet ettiğini kabul etmeyen hiçbir anlayışın Suriye'de kalıcı barışa hizmet etmesi mümkün değildir. PYD YPG'nin kontrolündeki tüm bölgeleri güvenliği hale getirene kadar durmayacağımızı bir kez de burada tekrarlamakta fayda görüyorum' diye konuştu.

Ruhani, 'Suriye'nin toprak bütünlüğü, milli egemenliğinin ve bağımsızlığının en önemli amaçlar olarak herkes tarafından dikkate alınması gerektiğini vurguluyoruz' dedi.

Putin ise 'Bizim kesin kararlılığımız şu doğrultudadır. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını sağlamaktan yanadır' diye konuştu.

Suriye zirvesi sonrası üç liderden açıklama

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI:

Bu zirveye ev sahipliği yapıyor olmanın memnuniyeti içerisindeyiz. Bugün önümüzdeki döneme ışık tutacağına inandığımız istişareler gerçekleştirdik. Gerginliği azaltma bölgelerinde sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. İdlib'deki 8. gözlem noktamızla kararlılığımızı gösterdiğimize inanıyorum. Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanabilmesi, tüm terör örgütlerine aynı mesafede olunmasına bağlıdır.

TERÖR ÖRGÜTLERİNİN DIŞLANMASI ÇOK AMA ÇOK ÖNEMLİDİR

Çevre ülkelere ve tüm bölgeye tehdit oluşturan terör örgütlerinin dışlanması çok ama çok önemlidir. Türkiye, DEAŞ'a karşı en etkin mücadeleyi veren ülkedir. Zeytin Dalı Harekatı ile de aynı mücadeleyi bir başka terör örgütü olan PYD/YPG'ye karşı veriyoruz. Teröristlerden temizlediğimiz bölgeleri temizlemekle kalmıyoruz, altyapı ve üstyapısı ile yaşanabilir hale getiriyoruz.

Ülkemizde 3.5 milyon Suriyeliyi konuk ediyoruz. Cerablus ve El Bab bölgesine şu ana kadar 160 bin Suriyeli kardeşimiz geri döndü. Afrin'e de yüzbinlerce Suriyeli kardeşlerimizin döneceğini düşünüyoruz. 

Suriye zirvesi sonrası üç liderden açıklama

PYD/YPG'NİN KONTROLÜNDEKİ TÜM BÖLGELERİ TEMİZLEMEDEN DURMAYACAĞIZ

Münbiç başta olmak üzere PYD/YPG'nin kontrolündeki tüm bölgeleri temizlemeden durmayacağımızı bir kez daha söylemek istiyoruz.

Dikkat edilirse DEAŞ ve YPG, çatışır gibi görünse de birbirlerine alan açmaktadır. Suriye'de belli bölgelere önce DEAŞ sokulmakta sonra onunla savaşıyor görüntüsünde YPG sokulmakta ve terör döngüsü tamamlanmaktadır. Suriye huzur bulmadan Türkiye huzur bulamaz. Suriye'de yaşananların anlamı ve önemli bizim için ayrı bir yere sahiptir.

Suriye'deki tüm operasyonlarımızda sivil kayıpların önüne geçtik. Bizim operasyon bölgelerimizle, diğer şehirlerin fotoğrafları yan yana konulursa ne demek istediğimiz anlaşılacaktır. Buna karşılık terör örgütünün etkin olduğu bölgelerde sürekli bir gerilim olduğu görülüyor. Suriye'nin toprak bütünlüğünün temin edilmesi ve ülkenin geleceğinin inşası için hemfikiriz.

Suriye zirvesi sonrası üç liderden açıklama

MUTABIK KALDIĞIMIZ HEDEFLERE KARARLILIKLA YÜRÜYECEĞİZ


Önümüzde zor ama başarı ışığı kuvvetlenen bir yol var. Ne Suriye, ne de bölgemizin geleceğinin 3-5 terör örgütü tarafından karartılmasına izin vermeyeceğiz. Mutabık kaldığımız hedeflere kararlılıkla yürüyeceğiz. Uluslararası toplumu, sorunun adil çözümüne destek olmaya çağırıyoruz. Yaptığımız istişare ve aldığımız kararların Suriye için hayırlı olmasını diliyorum.

İRAN CUMHURBAŞKANI RUHANİ'NİN AÇIKLAMALARI:

Bizim bölgemiz son seneler büyük ve çok önemli bir sorunla karşılaştı. Bu sorun da terörizmdir. Bazı ülkelerce eğitilmiş, bu ülkeler tarafından para sağlanmış ve modern silahlar temin edilmiştir. Bu teröristler Suriye halkına ait olan petrolü satabiliyor ve Suriye'ye ait tarihi eserleri satabiliyorlardı. Başta ABD, istiyordu ki DEAŞ gibi El Nusra gibi terör örgütleri bu bölgede uzun süre kalsın.

İRAN, RUSYA VE TÜRKİYE TEMEL ROL OYNADI

Fakat Suriye ve Irak gibi büyük halklar, dost ülkelerin yardımıyla bu tehlikeyi yok etti. Terörizmle mücadele doğrultusunda yaklaşık 15 ay önce Astana'da bir toplantı yapıldı ve bir süreç belirlendi. Bu süreçte Suriye'de kısmi ateşkes sağlandı ve 4 bölgede çatışmasızlık bölgesi oluşturuldu. Bu süreçte İran, Rusya ve Türkiye temel rol oynadı.

Suriye zirvesi sonrası üç liderden açıklama

BUGÜN SURİYE HALKININ UMUDUNUN DÜNE NAZARAN DAHA FAZLA OLDUĞUNU GÖRMEKTEN MEMNUNUM

Bugün Suriye halkının umudunun düne nazaran daha fazla olduğunu görmekten memnunum. Suriyeli mülteciler de evlerine dönmek için bugün daha çok ümitliler. Bugün çok mutluyum ki, 3 ülke liderleri Ankara'da üçüncü zirveyi gerçekleştirdiler. Üçlü zirvelerde çok önemli ve yararlı toplantılar gerçekleştirdik. Benim için en mutlu anlar, üç ülkenin Suriye'nin mazlum halkına yardım için mutabık kaldığı an oldu.

Umuyorum ki, pratikte de öyle davranalım ki, Suriye'nin mazlum halkına daha çok yardım edelim. İran İslam Cumhuriyeti'nin bakışından, Suriye sorununun hiçbir şekilde askeri seçeneği yoktur. Barışçıl çözümün teşvik edilmesi lazım.

RUSYA DEVLET BAŞKANI PUTİN'İN AÇIKLAMALARI

Sayın Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayın Cumhurbaşkanı Ruhani, bugünkü görüşmelerimiz son derece yapıcı bir hava içerisinde gerçekleşti. Biz detaylı şekilde Suriye'deki durumu ele aldık. Bu ülkede kalıcı normalleşmenin tesisine yönelik adımlarla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Önemli mutabakatlar sağladık. İmzaladığımız ortak bildiride yer aldı.

'BİZİM KESİN KARARLILIĞIMIZ SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMAKTAN YANADIR'

Bizim kesin kararlılığımız şu doğrultudadır. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını sağlamaktan yanadır. Bu ilkesel tutum bugün çok önemli. Bazıları mezhepsel çatışmaları destekliyor. Suriye'yi parçalamaya çalışanlar var. Biz üçlü işbirliğimizi tüm yönleriyle artırmaya karar verdik. Astana formatı zaten verimli olduğunu defalarca kanıtlamıştır. 

'SURİYELİLER ARASINDA DİYALOĞUN İLERLETİLMESİ ÖNCELİĞİMİZDİR'

İç ve dış mülteciler evlerine dönmeye başladılar. Sosyal ve ekonomik tesislerin yeniden yapılması söz konusu. Önceliklerimizden bir tanesi şudur, Suriye meselesinin siyasi boyutunu güçlendirmeye çalışacağız. Suriyeliler arasında diyaloğun ilerletilmesi önceliğimizdir. Suriye ulusal diyalog kongresinin sonuçları da çok önemlidir.

Görüşmemizin önemli konularından bir tanesi, insani yardım meselesiydi. Bu meselenin siyasallaşmaması gerekiyor. Ve ben meslektaşlarımı Rusya'nın bu doğrulta yapmış olduğu gayretler konusunda bilgilendirdim. Doğu Guta'da benzeri olmayan bir operasyon gerçekleştirdik. Çatışma bölgelerine insani yardımlar gönderiliyor.

'HEDEFİMİZ TERÖRİSTLERİ TAMAMEN ORTADAN KALDIRMAKTIR'

Bizim hedefimiz teröristleri tamamen ortadan kaldırmaktır. Barış çabalarımızı engellemeye çalışıyorlar. Militanlar zehirleyici maddelerin kullanıldığı bazı provokasyonlara başvuruyorlar. Bununla ilgili çok net kanıtlarımız var.

Ve son olarak meslektaşlarıma bu verimli görüşmelerden dolayı teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Eminim bu zirvenin sonucunda somut tedbirler alınacaktır ve sonuçları da barış ve istikrarın tesis edilmesine yönelik çalışmalara katkı sağlayacaktır.

Birinci günümüzde ikili görüşmelerimiz oldu. Bu ziyaret çok başarılı geçti. Ben Türk dostlarıma sayın Erdoğan'a teşekkür etmek istiyorum.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, PUTİN VE RUHANİ'NİN KONUŞMALARINDAN SONRA YENİ AÇIKLAMA YAPTI


Dün malum Mersin Akkuyu Nükleer Enerji santralinin temel atma törenini buradan birlikte yapmıştık. Ve maliyeti yaklaşık 21 milyar doları bulacak olan bu nükleer enerji santralimiz inşallah cumhuriyetimizin 100'ncü yıl dönümü 2023'e kadar nasip olursa yetişecek. Bir taraftan orada çalışacak mühendis kadrolar, Rusya'da eğitimleri yapılıyor. Bugün de üçlü zirvenin çalışmalarını yaptık. Ve bu üçlü zirvede de bütün arzumuz gayretimiz bir an önce barışın egemen olduğu bir Suriye'yi, özellikle yeniden inşa ve ihya edebilmek.

BU BÖLGEDE 31 MİLYAR DOLAR BURAYA YATIRIM YAPTIK


Bizler tüm STK'larımızla hep birlikte şu ana kadar bu bölgede 31 milyar dolar buraya yatırım yaptık. Ve gerek çadır kentlerde, gerek konteyner kentlerde, gerekse şu anda Kuzey Suriye o taraflarda olan vatandaşlarımız ki, şu anda Cerablus Rayi Bab 160 bin kişinin de bütün oradaki bakımları A'dan Z'ye tarafımızdan yürütülmektedir.

Şu an itibariyle Avrupa Birliği'nin bize vaat ettiği sözden gelen, verilen söz 3 milyar avro sözü vardır. Ama bunların tamamı da ilgili kurumlara ulaşmış değildir. biz gelse de gelmese de buradaki yatırımlarımızı yapmaya devam edeceğiz.

AFRİN OPERASYONUNDAKİ DAYANIŞMAMIZ ÇOK ÇOK ÖNEMSİYORUM

Afrin operasyonundaki dayanışmamızı, başta Rusya ile çok çok önemsiyorum. İran ile aynı şekilde ilgili arkadaşlarımız gerek bakan düzeyinde, gerek genelkurmay başkanlarımız bu çalışmalarını gayretli bir şekilde sürdürdükleri sürece inanıyorum ki burada barışın alt yapısını oluşturacağız. Birinciyi Soçi'de, ikinci burada, üçüncüyü de inşallah Tahran'da yapacağız.

SORU & CEVAP

SORU: Defalarca Suriye'nin siyasi süreçten bahsediliyordu. Şu anda ekonomik süreçle ilgili soru sormak istiyorum. Rusya yılbaşında yol haritası imzaladı enerji altyapısının kurulmasına yönelik. Şu anda Suriye'nin ekonomik ve enerji altyapısının kurulmasıyla ilgili bir proje var mı? Buna yönelik diğer ülkeler de adım atıyor mu?

PUTİN:

Ben tam olarak anlayamadım ne sorduğunuzu. İnsanların normal yaşam koşullarını sağlamak lazım. Dışarıdan yatırım olmadan bu sağlanamaz. Bütün ülkelere de sesleniyorum. Sözde değil somut bir şekilde adım atsınlar. Ama Rusya İran ve Türkiye'den başka kimse adım atmıyor. Çok kısıtlı insani yardım miktarları gönderiliyor. Herkes Suriye'nin altyapısını üst yapısını tesis etmeye herkes katılmalıdır.

SORU: Uluslararası gündem ile ilgili bir sorun var. Spiral olayıyla ilgili… Dün sizin temsilcileriniz ifade ettiği gibi, İngiltere artık özür dileyecek mi?

PUTİN:


Biz hiçbir şey beklemiyoruz. Bu kadar bir zarar görmeyecek bizim ikili ilişkilerimiz.

SORU: İran ve Türkiye'nin resmi hükümetlerinin sabotajlara karşı tutumları nasıl olacak?

RUHANİ:

Bizim bugüne kadar gördüğümüz şudur ki, Amerikalılar ve İsraillilerin başarılı olamadıklarıdır. Teröristleri hakim etmek istiyorlardı. Kendi menfaatlerini güdüyorlardı. Bugüne kadar her ne kadar ki Suriye halkı için büyük sorunlar yaratmış olsalar da başarılı olduklarını söyleyemeyiz. Bölgemizin haritası hiçbir şekilde değişmemeli. Ve hakların, düşüncelerin ve istekleri kendi ülkelerinin geleceğini şekillendirmek için yol göstermelidir. Biz aynı ilkeleri savunuyoruz. Çabamız bölgemizin düşmanlarını, bölgenin bölünmesi amaçlarında başarılı olmamalarıdır. Biz yakın zamanda bölgenin güvenliğinin sağlandığını görmek istiyoruz. Ve barışı destekleyen bütün dünay ülkeleri ve başta bugün burada bulunan üç ülkenin hedeflerine ulaşmalarını diliyoruz.

ERDOĞAN:

Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Birilerinin kendilerine göre yapmış olduğu parselasyonlar bize göre değildir. biz bu toprak ameliyatlarına sıcak bakmıyoruz. Fakat bütün bunlarla beraber terörizmin bunu bir fırsata dönüştürüp, Suriye'nin ülkemize tacizde bulunmasına da özellikle fırsat vermeyi asla kabul etmemiz mümkün değil. Çünkü burada bizim durumumuzda olan bir ikinci ülke yok. Biz Suriye'ye sınır bir ülkeyiz. Dolayısıyla bütün tacizler bugüne kadar ülkemize yapılmıştır. Bunda durmak bilmemişlerdir ve 100'e aşkın roket atışı yapılmıştır, 100'ü aşkın vatandaşımız şehit olmuştur. Biz hep sabır sabır. Artık yetti demişizdir ve ondan sonra da teröristlere karşı önce Cerablus, ondan sonra da Zeytin Dalı harekatıyla bölgedeki bu harekatı gerçekleştirmek zorunda kaldık.

Şunun bilinmesini özellikle istiyoruz. Bu bir inşa ve ihya hareketidir. Bölgede gerek rusya gerek iran şu astana sürecinin garantörleri olarak başlayan sureci de emin adımlarla yürüteceğiz. Astana'yı hiçbir zaman Cenevre'ye alternatif demektir.

Alternatifidir diyorlarsa ona da söyleyeceğimiz sözümüz yok. Ama bizim netice alma mecburiyetimiz var. Burada insanlar oluyor. En son Doğu Guta'da meydana gelenleri gördük. Yavruların nasıl acımasızca öldürüldüğünü gördüm. Ben kucağıma 6 aylık çocuğu aldığımız zaman bizim yüreklerimiz parçalanıyoruz, biz babayız. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanıyız, buna dayanabilmek için herhalde insan olmamak gerekir diye düşünüyorum.

SORU: Amerikalı yetkililer Suriye'den çıkacaklarını söylediler. Amerika'nın oradaki varlığı bu zirveyi etkileyeceğini düşünerek, Amerika'nın oradaki varlığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Çekilmeleri mutluluk kaynağı olabilir mi?

RUHANİ:


Amerikalılar her gün bir şey söylüyor. Mevcut Amerikan hükümetinin ne sözlerine ne de vaatlerine güvenebiliyoruz. Çünkü onlar kendilerinden belli bir görüntü gösterdiler. Biz Suriye'den çıkmak istiyoruz dediler ama daha sonra anlaşıldı ki onlar para peşindeler. Arap ülkelerine diyorlar ki 'bize para verirseniz Suriye'de kalacağız' Anlaşılıyor ki Suriye'de kalacaklar ve para alacaklar.

ERDOĞAN:

Fakat Ruhani kardeşim paranın miktarını söylemiyor. Pardon, 7 trilyon dolar. Böyle bir para bugüne kadar orada masraf yapılmış, bu paranın verilmesi lazım deniyor. Bu da herhalde iyice rahatlatır süreci.

SORU: Türkiye mültecilere ev sahipliği yapmakta ama Avrupa'nın verdiği sözler var. Bunun yerine getirilmemiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?Sayın Putin bir şey ifade etti, sizin yeni önerileriniz olduğu noktasında. Bu öneriler nelerdi? 

PUTİN:

Şu veya bu ülkenin taahhütlerini yerine getirmemesiyle ilgili oraya sormak lazım. Biz taahhütlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Tabi mülteci bakımından Türkiye büyük bir yük aldı. Ama çok eşsiz bir durum. Rusya olarak biz Ukrayna'dan gelen mülteci yükünü üzerimize aldık. Bizim aslında sorunları çözmemiz lazım mülteci göçmenler olmasın diye.

Sayın Erdoğan'ın yeni teklifleriyle ilgili, bizim insani yardım konusunda etkin bir çalışma yapmamız gerekiyor. Şu teklifte bulundu, çatışmasızlık bölgelerinde ihtiyaç duyan insanlara acil yardım, tıbbi yardım konusunda neler yapabileceğimizi somut bir şekilde değerlendireceğiz. Bu teklif çok isabetli oldu. Sayın Ruhani de bunu destekliyor. Bunun üzerinde bir çalışma yapacağız ve somut adım atacağız.

RUHANİ:

Suriyeli mültecileri desteklemek insani bir görevdir. Müslümanlar için de dini bir görevdir. Ben Suriyeli mültecileri destekleyen ve onları barındıran bütün ülkelere teşekkür etmek istiyorum. Başta bu doğrultuda büyük bir sorumluluk almıştır. Belki biz İran'da bu konuyu herkesten daha iyi anlayabiliyoruz. Biz yaklaşık 39 senedir İran'da 3 milyondan fazla Afgan mülteciyi ağırlamaktayız. Bunu çok iyi anlıyoruz. Bu sene de yaklaşık 400 bin Afgan öğrenci bizim okullarımızda eğitim almaktadır. Ve 20 binden fazla da Afgan üniversite öğrencisi bizim üniversitelerimizde bedel ödemeden eğitim almaktadır.

Irak ve Kuveyt savaşında da Afgan mültecilere ek olarak bir de Irak ve Kuveytli mültecileri de karşıladık. Avrupalı ülkelerin yardımcı olmaları gerekiyor.

ERDOĞAN:

Gerek Sayın Putin ve Ruhani'nin neler yapılabilir ve yapacağımız konusundaki önerilere şöyle ilave de bulunalım istiyorum. Biraz açalım istiyorum. Şu anda Tel Abyad tarafında yaralılara yönelik adım atılması hususunda bizler süratle, gerek silahlı kuvvetlerimiz Rus silahlı kuvvetleriyle birlikte dayanışma içerisinde, oraya sahra hastanesi kurarak yaralılara temin edelim istiyoruz. Büyük fırınlar oraya kurup, ekmek ihtiyacını karşılayalım diyoruz. Bu fırın öyle zannediyorum ki kurulmuş da olabilir. Bu fırında ekmek ihtiyacını karşılayarak, şu anda oradaki mültecilere bu imkanı sağlayalım.

Benim asıl üzerinde durmam gereken, şöyle bir teklifim var. Ben bu teklifi daha önce de yaptım. Güvenli bölgede, gerek bizim tarafta gerekse Kuzey Suriye tarafında, güvenli bölgede konut inşası temin edelim diyorum. Bu konut inşasını yapmak suretiyle bu insanları çadırlardan, konteynır kentlerden kurtaralım. 500'er metrekarelik arsa içerisinde kendilerine yapacağımız konutlar, orada eksin biçsin orada kendine imkanlar sağlasın. Böyle bir adım atmak suretiyle onları normal yaşamına bu şekilde kavuşturalım diyorum. Bu konuda bazı ülkelerin bazı taahhütleri var. Eğer böyle bir adımı birlikte atabilirsek öyle zannediyorum ki bu Suriye halkına çok daha ciddi bir sinerji meydana getirmek suretiyle faydalı olacaktır.

SORU: Yeni operasyonlar beklemeli miyiz? Olası operasyonları liderler zirvesinde ele alma imkanınız oldu mu?

ERDOĞAN:

Teröristle mücadele, terörle mücadele zamanlaması yapılan bir süreç değildir. Yok olduğu zaman zaten huzura erersiniz. Ama terörün olduğu teröristin olduğu bir yerde de devlete düşen göre tüm güvenlik güçleriyle mücadeleyi sürdürmektir.