'Çanakkale'den 15 Temmuz'a' Anma Programı
İÜ'de ve Çanakkale Zaferi ve 15 Temmuz şehitlerini anmak için 'Çanakkale'den 15 Temmuz'a' programı ve paneli gerçekleştirildi İÜ Rektörü Prof. Dr. Ak: 'Ülkemiz birlikte hareket etmenin nasıl bir güç olacağını gördü. Nitekim ortaya çıkan bu birliktelik ruhu bizi Afrin’e taşıdı. Bugün baktığımız zaman aslında bu olayın üçüncü aşaması Afrin’dir. 15 Temmuz ile beraber ordumuzun artık operasyonel faaliyetini kaybettiği yönündeki bazı beklentilere rağmen ordumuz tüm ağırlıklarından kurtularak Afrin’de dünyayı şaşırtmaya devam ediyor'
İstanbul Üniversitesinde (İÜ) Çanakkale Zaferi ve 15 Temmuz şehitlerini anmak için "Çanakkale'den 15 Temmuz'a" programı gerçekleştirildi.
İstanbul Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, İÜ Rektörlük Binası Doktora Salonunda gerçekleştirilen programda konuşan İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, "Çanakkale'den 15 Temmuz'a" ifadesinin önemine değinerek, iki büyük olayın birbiriyle örtüştüğünü söyledi.
Tüm dünyanın, "Çanakkale Ruhu"nu öğrendiğini, 15 Temmuz gecesi de ülkenin bağımsızlığı, namusu ve gururunun savunulduğunu ifade eden Ak, şöyle konuştu:
"Benzer şekilde baktığımız zaman 15 Temmuz’da da aynı duyguyu görmekteyiz. Herkes kendi üzerine düşen vazifeyi tereddütsüz yerine getirdi. Devletimizin, milletimizin hiç de layık olmadığı bir ihanetle karşı karşıyaydık. İstanbul Üniversitesi olarak 16 Temmuz’un ilk dakikalarında, üniversitemizin sayfasında kendi görüşümüzü yayınladık, bu olayı lanetlediğimizi ve bu olayın asla başarıya ulaşamayacağını dile getirdik. O gecenin büyük şanslarından birisi de Cumhurbaşkanımız gibi ufku açık bir lidere sahip olmamız. O zor şartlarda halka ulaşan ve halka yön veren liderliği olmasa belki bu hareket ülke çapında böylesine hızlı yayılamazdı. Cumhurbaşkanımızın liderliği altında, milletimiz bu hain girişimi duyduğu andan itibaren gereğini yaparak büyük bir birliktelik ruhunu ve belki yeni bir Çanakkale ruhunu ortaya koydu. Bu yönü ile Çanakkale Zaferi ve 15 Temmuz genetik olarak da birbirine çok benzeyen iki olay."
Türkiye'nin birlikte hareket ederek nasıl bir güç olacağını tüm dünyaya gösterdiğini kaydeden Ak, "Ülkemiz birlikte hareket etmenin nasıl bir güç olacağını gördü. Nitekim ortaya çıkan bu birliktelik ruhu bizi Afrin’e taşıdı." dedi.
Mahmut Ak, şunları kaydetti:
"Bugün baktığımız zaman aslında bu olayın üçüncü aşaması Afrin’dir. 15 Temmuz ile beraber ordumuzun artık operasyonel faaliyetini kaybettiği yönündeki bazı beklentilere rağmen ordumuz tüm ağırlıklarından kurtularak Afrin’de dünyayı şaşırtmaya devam ediyor. Başlı başına bir askeri operasyon olmasına rağmen sosyal açıdan da bir operasyon. Mültecilerin ve savaş mağdurlarının taleplerinin yerine getirilmesi, nakillerinin sağlanması, operasyon olduğu bölgelerde sivil kayıpların yok denecek kadar az olması. Bu dünyanın beklediği bir şey değil. Esasında şu anda Afrin’de, 15 Temmuz’da olduğu gibi dünyanın beklemediği hem başarılı bir hareket yöneltilmekte hem de sosyal yönleriyle bir operasyon nasıl gerçekleştirilir dünyaya öğretilmektedir."
- "İÜ, 15 Temmuz’da özgürlüğün fetvası ve öncüsü olmuştur"
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak'ın konuşmasının ardından İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz’ın yöneticiliğinde düzenlenen panele konuşmacı olarak İÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Hayati Develi, İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cezmi Eraslan, 15 Temmuz Gazileri Platformu Başkanı Erol Bulut ve 15 Temmuz Gazisi ve Gazeteci Enes Babacan katıldı.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, 15 Temmuz'un büyük değişimlerin bir göstergesi olduğunu ifade ederek, "Mesela İstanbul Üniversitesi bir zamanlar ihtilalin meşrutiyet fetvası kesilen üniversitemizdi. Bunun altını çizmek durumundayız. 60 İhtilali’ni, 27 Mayıs’ı, 12 Eylül’ü hatırlayalım. Eskiden darbe fetvası olan bir üniversitemiz, 15 Temmuz’da özgürlüğün fetvası ve öncüsü olmuştur. İstanbul Üniversitesi hain girişimin hemen hemen ilk saatlerinde bir özgürlük beyannamesinde bulunmuştur." dedi.
İÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Hayati Develi ise panelde gerçekleştirdiği konuşmasında, şunları söyledi:
"Çanakkale'yi Türk milletinin var olma, ayakta kalma, beka savaşı direnişi olarak gördük, böyle anladık. Türk milleti Çanakkale’de uluslararası emperyalizme karşı ciddi bir direniş göstermiş, bütün varlığını ortaya koymuş ve azmiyle, sabrıyla zafere ulaşmıştır. 15 Temmuz biraz daha farklıydı. Bu sefer içerideki bir takım mihrapları kullandılar. Türkiye'yi ele geçirmeye gayret ettiler. Çanakkale Savaşı'nı görmedik onu sadece duyduk ama 15 Temmuz'u gördük. Bu ülkenin bağrına bir hançer saplanmasına şahitlik etmek bir anlamda bahtsızlıktır ama o hançeri söküp almak bahtına da bizim neslimiz erişti, hepimiz şahit olduk."
İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cezmi Eraslan ise Çanakkale ve 15 Temmuz'un millet bilincinin oluşmasında çok müstesna yeri olduğunu kaydetti.
15 Temmuz Gazileri Platformu Başkanı Erol Bulut da 15 Temmuz'da gazi olduğunu dile getirerek, "Bugün biz İHA'larımızı, SİHA'larımızı hatta tank savarlarımızı üretmemiş olsaydık Afrin'de Amerikalılar kesinlikle bize geçit vermezlerdi. Afrin'de sadece Amerikalıları değil, Alman teknolojisini de görüyoruz. Yıllar öncesinden düzenli bir şekilde hem ordu kurduklarını, hem de düzenli bir şekilde savunma stratejileri geliştirdiklerini görüyoruz. Eğer vatan sevgisi yoksa bütün hidayetler boş kalıyor. Biz yetiştirdiğimiz evlatlarımıza ilmimizi irfanımızı vereceğiz." diye konuştu.
Panelin sonunda 15 Temmuz Gazileri Platformu Başkanı Erol Bulut, panele katılan konuşmacılara hediye takdim etti.
Panelin ardından İÜ Rektörlük Bahçesinde Çanakkale kahramanlarının savaş esnasında yedikleri yiyeceklerden oluşan buğday çorbası, üzüm hoşafı ve ekmek ikramlıkları dağıtıldı.
Kaynak: AA
İstanbul Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, İÜ Rektörlük Binası Doktora Salonunda gerçekleştirilen programda konuşan İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, "Çanakkale'den 15 Temmuz'a" ifadesinin önemine değinerek, iki büyük olayın birbiriyle örtüştüğünü söyledi.
Tüm dünyanın, "Çanakkale Ruhu"nu öğrendiğini, 15 Temmuz gecesi de ülkenin bağımsızlığı, namusu ve gururunun savunulduğunu ifade eden Ak, şöyle konuştu:
"Benzer şekilde baktığımız zaman 15 Temmuz’da da aynı duyguyu görmekteyiz. Herkes kendi üzerine düşen vazifeyi tereddütsüz yerine getirdi. Devletimizin, milletimizin hiç de layık olmadığı bir ihanetle karşı karşıyaydık. İstanbul Üniversitesi olarak 16 Temmuz’un ilk dakikalarında, üniversitemizin sayfasında kendi görüşümüzü yayınladık, bu olayı lanetlediğimizi ve bu olayın asla başarıya ulaşamayacağını dile getirdik. O gecenin büyük şanslarından birisi de Cumhurbaşkanımız gibi ufku açık bir lidere sahip olmamız. O zor şartlarda halka ulaşan ve halka yön veren liderliği olmasa belki bu hareket ülke çapında böylesine hızlı yayılamazdı. Cumhurbaşkanımızın liderliği altında, milletimiz bu hain girişimi duyduğu andan itibaren gereğini yaparak büyük bir birliktelik ruhunu ve belki yeni bir Çanakkale ruhunu ortaya koydu. Bu yönü ile Çanakkale Zaferi ve 15 Temmuz genetik olarak da birbirine çok benzeyen iki olay."
Türkiye'nin birlikte hareket ederek nasıl bir güç olacağını tüm dünyaya gösterdiğini kaydeden Ak, "Ülkemiz birlikte hareket etmenin nasıl bir güç olacağını gördü. Nitekim ortaya çıkan bu birliktelik ruhu bizi Afrin’e taşıdı." dedi.
Mahmut Ak, şunları kaydetti:
"Bugün baktığımız zaman aslında bu olayın üçüncü aşaması Afrin’dir. 15 Temmuz ile beraber ordumuzun artık operasyonel faaliyetini kaybettiği yönündeki bazı beklentilere rağmen ordumuz tüm ağırlıklarından kurtularak Afrin’de dünyayı şaşırtmaya devam ediyor. Başlı başına bir askeri operasyon olmasına rağmen sosyal açıdan da bir operasyon. Mültecilerin ve savaş mağdurlarının taleplerinin yerine getirilmesi, nakillerinin sağlanması, operasyon olduğu bölgelerde sivil kayıpların yok denecek kadar az olması. Bu dünyanın beklediği bir şey değil. Esasında şu anda Afrin’de, 15 Temmuz’da olduğu gibi dünyanın beklemediği hem başarılı bir hareket yöneltilmekte hem de sosyal yönleriyle bir operasyon nasıl gerçekleştirilir dünyaya öğretilmektedir."
- "İÜ, 15 Temmuz’da özgürlüğün fetvası ve öncüsü olmuştur"
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak'ın konuşmasının ardından İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz’ın yöneticiliğinde düzenlenen panele konuşmacı olarak İÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Hayati Develi, İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cezmi Eraslan, 15 Temmuz Gazileri Platformu Başkanı Erol Bulut ve 15 Temmuz Gazisi ve Gazeteci Enes Babacan katıldı.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, 15 Temmuz'un büyük değişimlerin bir göstergesi olduğunu ifade ederek, "Mesela İstanbul Üniversitesi bir zamanlar ihtilalin meşrutiyet fetvası kesilen üniversitemizdi. Bunun altını çizmek durumundayız. 60 İhtilali’ni, 27 Mayıs’ı, 12 Eylül’ü hatırlayalım. Eskiden darbe fetvası olan bir üniversitemiz, 15 Temmuz’da özgürlüğün fetvası ve öncüsü olmuştur. İstanbul Üniversitesi hain girişimin hemen hemen ilk saatlerinde bir özgürlük beyannamesinde bulunmuştur." dedi.
İÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Hayati Develi ise panelde gerçekleştirdiği konuşmasında, şunları söyledi:
"Çanakkale'yi Türk milletinin var olma, ayakta kalma, beka savaşı direnişi olarak gördük, böyle anladık. Türk milleti Çanakkale’de uluslararası emperyalizme karşı ciddi bir direniş göstermiş, bütün varlığını ortaya koymuş ve azmiyle, sabrıyla zafere ulaşmıştır. 15 Temmuz biraz daha farklıydı. Bu sefer içerideki bir takım mihrapları kullandılar. Türkiye'yi ele geçirmeye gayret ettiler. Çanakkale Savaşı'nı görmedik onu sadece duyduk ama 15 Temmuz'u gördük. Bu ülkenin bağrına bir hançer saplanmasına şahitlik etmek bir anlamda bahtsızlıktır ama o hançeri söküp almak bahtına da bizim neslimiz erişti, hepimiz şahit olduk."
İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cezmi Eraslan ise Çanakkale ve 15 Temmuz'un millet bilincinin oluşmasında çok müstesna yeri olduğunu kaydetti.
15 Temmuz Gazileri Platformu Başkanı Erol Bulut da 15 Temmuz'da gazi olduğunu dile getirerek, "Bugün biz İHA'larımızı, SİHA'larımızı hatta tank savarlarımızı üretmemiş olsaydık Afrin'de Amerikalılar kesinlikle bize geçit vermezlerdi. Afrin'de sadece Amerikalıları değil, Alman teknolojisini de görüyoruz. Yıllar öncesinden düzenli bir şekilde hem ordu kurduklarını, hem de düzenli bir şekilde savunma stratejileri geliştirdiklerini görüyoruz. Eğer vatan sevgisi yoksa bütün hidayetler boş kalıyor. Biz yetiştirdiğimiz evlatlarımıza ilmimizi irfanımızı vereceğiz." diye konuştu.
Panelin sonunda 15 Temmuz Gazileri Platformu Başkanı Erol Bulut, panele katılan konuşmacılara hediye takdim etti.
Panelin ardından İÜ Rektörlük Bahçesinde Çanakkale kahramanlarının savaş esnasında yedikleri yiyeceklerden oluşan buğday çorbası, üzüm hoşafı ve ekmek ikramlıkları dağıtıldı.