Yarının Eğitimi Zirvesi
Eski Güney Kore Başbakan Yardımcısı Lee Jaejoung, ülkelerinde hayata geçirdikleri 'Rüya Okulları' projesini anlattı Jaejoung: 'Eğitimde en önemli şey gelecek eğitimi için öğrencinin ön ayak olduğu bireysel müfredatların oluşturulması. Buna saygı göstermeliyiz. Öğretmen sadece not veren olmamalı. Okulun dışında yeni mekanlara, yeni sınıf yapılarına ihtiyacımız var' 'Okul sistemi içinde çocukların kendi hayallerini, sistemlerini belirleyebilecekleri bir sistem düşündük. Kendi çabalarıyla kendi programlarını belirleyebilecekleri Rüya Okulları oluşturduk'
Eski Güney Kore Başbakan Yardımcısı Lee Jaejoung, "Eğitimde en önemli şey gelecek eğitimi için öğrencinin ön ayak olduğu bireysel müfredatların oluşturulması. Buna saygı göstermeliyiz. Öğretmen sadece not veren olmamalı. Okulun dışında yeni mekanlara, yeni sınıf yapılarına ihtiyacımız var." dedi.
Özel Acıbadem Okulları'nca Yıldız Teknik Üniversitesi'nin Davutpaşa Kampüsünde gerçekleştirilen Yarının Eğitimi Zirvesi'nde konuşma yapan Jaejoung, İstanbul'a dün sabah vardığını ve kendi evine gelmiş gibi hissettiğini belirterek, "Çünkü bizim bir tarihimiz var. Aramızda çok uzun bir mesafe olsa da ortak bir tarihimiz var. Çok yakın ülkeleriz biz tarihe bakacak olursak." ifadesini kullandı.
Zirvenin amacını ve organizasyonu çok beğendiğini vurgulayan Jaejoung, "Yaşadığım bölgede anaokulları da dahil 450 okul, 1,5 milyon öğrenci, 13 milyon da öğretmen var. Yenilikçi, inovatif okullar ile nasıl eğitimi ve metodlarını yenileyebiliriz, okulları nasıl dönüştürebiliriz? Bunları yapmaya çalıştık. Bazı okulları yenilikçi hale getirmeye çalıştık. 13 okulla başladık 2009 yılında. Şu anda 541 okul artık inovatif okul olarak adlandırılıyor." şeklinde konuştu.
Jaejoung, "Daha önce eğitimde müfredat hükümet tarafından belirleniyordu. Sistem ve okul saatleri yasalarla sınırlıydı. Çünkü belli formel bir eğitim vardı okullarda. Biz buna karşı okul sistemi içinde çocukların kendi hayallerini, kendi sistemlerini belirleyebilecekleri bir sistem düşündük. Kendi çabalarıyla kendi programlarını belirleyebilecekleri Rüya Okulları oluşturduk ve köy eğitimi de okulun dışında gelişti. Müfredat yok, öğretmen yok, ders kitabı yok. Sadece yardımcılar, asistanlar var öğrencilere eşlik eden. Böylelikle öğrenciler hayallerini gerçekleştirebiliyor. Bunları kendi başlarına yapabiliyorlar ve hayalleri gerçek oluyor." dedi.
"Belediye, belediye meclisi, STK'ların ya da başka alanlardaki uzmanların katılımıyla eğitimi nasıl düzenleyebiliriz diye düşündük." diyen Jaejoung, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kilise, okul müdürleri, aileler gibi herkes bu sürece davet edildi. Böylelikle özel fikirler belirlendi okul için. Yeni yaklaşım belirmeye çalıştık Kore eğitiminde, Rüya Okulları oluşturarak. Rüya Okulu köy okulları ama normal okul gibi değil çok farklı. Şu anda eğitim sistemi kampüslerde değil kampüslerin dışında. Gelecekte okullar böyle olabilir. Müfredat yok, öğretmen yok, özel bir yer bile yok. Öğrenciler kendi saatlerini, müfredatlarını belirliyor, öğrenme sürecini idame ediyorlar. Bazı rüya okulu türleri var, öğrenciler tarafından yapılan ve yönetilenler. İkincisi köy topluluğu tarafından yönetilenler. Üçüncüsü de öğrenciler ile şehir sakinlerinin kulüpler çerçevesinde örgütlenip rüya okullarına dönüşmesi. Rüya okullarının mottosu özgürce hayal kurmak ve kendi kendine zorlukları aşmak. Vizyonu öğrenciler kendi kendine hayal kurup zorlukları aşmaktadır. Normal okullara göre çok farklı. Okullara kim öğrenmek isterse gelebiliyor. Notlama sistemi yok. Kendi kendilerine öğreniyorlar ve demokrasi içinde yaşıyorlar."
Rüya okullarının 2015 yılı içerisinde 209 okulla başladığını, 2018 yılında bin 140 okula ulaştıklarını belirten Jaejoung, "Biz öğrencileri okulların oluşturulmasına teşvik ediyoruz. Mesela Bunlardan biri 'Venture Star Barista' rüya okulu. Çocukların sosyal şirketler kurması söz konusu. Yani kendi isteklerini gerçekleştirecekler. Mesela 'Beaz Sprouts Musical Dream School', bu bir müzik rüya okulu. Müzik yapmayı, besteler yapmayı öğreniyorlar, senaryolar oluşturuyorlar, müzikal kurguluyorlar, sahnelenecek bir yapım gerçekleştiriyorlar. Bazıları tiyatro, bazıları finans okulu, bazıları tiyatro okulu gibi bin 140 okul var. En önemli şey gelecek eğitimi için öğrencinin ön ayak olduğu bireysel müfredatların oluşturulması. Buna saygı göstermeliyiz. Yeni öğrenme biçimleri oluşturmalıyız." şeklinde konuştu.
Eski Güney Kore Başbakan Yardımcısı Lee Jaejoung, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Öğretmenin rolü değişmeli, sadece not veren olmamalı. Okulun dışında yeni mekanlar, yeni öğrenme mekanları ve sınıf yapıları düşünmeliyiz. Şehirde olsun, köyde olsun okullar geleceğimiz. Yaratıcı bir okul zorlukların üstesinden gelmemiz için bize faydalı olacaktır. Sadece öğrenciler için değil, tüm toplum için eğitim şart. Öğrencilerin geleceği anlaması için çalışmalar yaptık ve bu süreçte Kore'de değişikler oldu. Zirve yaşandı Kuzey ve Güney Kore arasında, ABD zirvesi oldu. Kuzey-Güney arasındaki herkesi etkileyen gerilimler düşürülmeye çalışıldı. İstiyoruz ki öğrenciler birleşmenin ne olduğunu, değerini, barışın ne demek olduğunu anlasın. Amacımız dünya barışını, insan haysiyetini koruyacak öğrenciler. İnsanları tehdit eden birçok konu var dünyada. Terör, ekonomik eşitsizlikler, doğal afetler var. Birçok şey insanlığı ve haysiyetini tehdit ediyor. Öğrencilerin etrafımızda olanları anlamaları çok önemli. Neden böyle şeyler gerçekleşiyor dünyada? Böylece barışın nasıl korunması gerektiğini anlayabilecekler çocuklar. Geleceğin eğitimi için en önemli konu kendi kendilerine öğrenmelerini nasıl sağlayabiliriz? Bu önemli."
Özel Acıbadem Okulları Genel Müdürü İdris Topçuoğlu da ülke eğitimine katkıda bulunmak istediklerini vurgulayarak, "Bu zirve Acıbadem Okullarının kendi eğitim modelini oluşturmasındaki arayışlardan hareketle ortaya çıkan bir zirvedir. Biz bu arayışı ülkemize mal edelim, bizimle sınırlı kalmasın istedik. Çeşitli ülkelere ziyaretlerimiz oluyordu. Eğitime gönül veren çok güzel insanlar var. Biz o ülkelerin eğitim sistemlerine önemli katkıda bulunan insanları ülkemize davet edelim dedik. Geçen yıl Finlandiya'dan misafirlerimiz vardı, Finlandiya modelini anlattılar. Bugün de Güney Kore'den misafirlerimiz var, Güney Kore'de neleri başardıklarını bize anlatacaklar. Kendi okulumuzda olan arayışımızı ülkemize mal ettik." şeklinde konuştu.
Zirvenin açılışını "Sanbot" adlı robot yaparken, Veysel Çilekdemir tarafından kum sanatı gösterisi de gerçekleştirildi.
Kaynak: AA
Özel Acıbadem Okulları'nca Yıldız Teknik Üniversitesi'nin Davutpaşa Kampüsünde gerçekleştirilen Yarının Eğitimi Zirvesi'nde konuşma yapan Jaejoung, İstanbul'a dün sabah vardığını ve kendi evine gelmiş gibi hissettiğini belirterek, "Çünkü bizim bir tarihimiz var. Aramızda çok uzun bir mesafe olsa da ortak bir tarihimiz var. Çok yakın ülkeleriz biz tarihe bakacak olursak." ifadesini kullandı.
Zirvenin amacını ve organizasyonu çok beğendiğini vurgulayan Jaejoung, "Yaşadığım bölgede anaokulları da dahil 450 okul, 1,5 milyon öğrenci, 13 milyon da öğretmen var. Yenilikçi, inovatif okullar ile nasıl eğitimi ve metodlarını yenileyebiliriz, okulları nasıl dönüştürebiliriz? Bunları yapmaya çalıştık. Bazı okulları yenilikçi hale getirmeye çalıştık. 13 okulla başladık 2009 yılında. Şu anda 541 okul artık inovatif okul olarak adlandırılıyor." şeklinde konuştu.
Jaejoung, "Daha önce eğitimde müfredat hükümet tarafından belirleniyordu. Sistem ve okul saatleri yasalarla sınırlıydı. Çünkü belli formel bir eğitim vardı okullarda. Biz buna karşı okul sistemi içinde çocukların kendi hayallerini, kendi sistemlerini belirleyebilecekleri bir sistem düşündük. Kendi çabalarıyla kendi programlarını belirleyebilecekleri Rüya Okulları oluşturduk ve köy eğitimi de okulun dışında gelişti. Müfredat yok, öğretmen yok, ders kitabı yok. Sadece yardımcılar, asistanlar var öğrencilere eşlik eden. Böylelikle öğrenciler hayallerini gerçekleştirebiliyor. Bunları kendi başlarına yapabiliyorlar ve hayalleri gerçek oluyor." dedi.
"Belediye, belediye meclisi, STK'ların ya da başka alanlardaki uzmanların katılımıyla eğitimi nasıl düzenleyebiliriz diye düşündük." diyen Jaejoung, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kilise, okul müdürleri, aileler gibi herkes bu sürece davet edildi. Böylelikle özel fikirler belirlendi okul için. Yeni yaklaşım belirmeye çalıştık Kore eğitiminde, Rüya Okulları oluşturarak. Rüya Okulu köy okulları ama normal okul gibi değil çok farklı. Şu anda eğitim sistemi kampüslerde değil kampüslerin dışında. Gelecekte okullar böyle olabilir. Müfredat yok, öğretmen yok, özel bir yer bile yok. Öğrenciler kendi saatlerini, müfredatlarını belirliyor, öğrenme sürecini idame ediyorlar. Bazı rüya okulu türleri var, öğrenciler tarafından yapılan ve yönetilenler. İkincisi köy topluluğu tarafından yönetilenler. Üçüncüsü de öğrenciler ile şehir sakinlerinin kulüpler çerçevesinde örgütlenip rüya okullarına dönüşmesi. Rüya okullarının mottosu özgürce hayal kurmak ve kendi kendine zorlukları aşmak. Vizyonu öğrenciler kendi kendine hayal kurup zorlukları aşmaktadır. Normal okullara göre çok farklı. Okullara kim öğrenmek isterse gelebiliyor. Notlama sistemi yok. Kendi kendilerine öğreniyorlar ve demokrasi içinde yaşıyorlar."
Rüya okullarının 2015 yılı içerisinde 209 okulla başladığını, 2018 yılında bin 140 okula ulaştıklarını belirten Jaejoung, "Biz öğrencileri okulların oluşturulmasına teşvik ediyoruz. Mesela Bunlardan biri 'Venture Star Barista' rüya okulu. Çocukların sosyal şirketler kurması söz konusu. Yani kendi isteklerini gerçekleştirecekler. Mesela 'Beaz Sprouts Musical Dream School', bu bir müzik rüya okulu. Müzik yapmayı, besteler yapmayı öğreniyorlar, senaryolar oluşturuyorlar, müzikal kurguluyorlar, sahnelenecek bir yapım gerçekleştiriyorlar. Bazıları tiyatro, bazıları finans okulu, bazıları tiyatro okulu gibi bin 140 okul var. En önemli şey gelecek eğitimi için öğrencinin ön ayak olduğu bireysel müfredatların oluşturulması. Buna saygı göstermeliyiz. Yeni öğrenme biçimleri oluşturmalıyız." şeklinde konuştu.
Eski Güney Kore Başbakan Yardımcısı Lee Jaejoung, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Öğretmenin rolü değişmeli, sadece not veren olmamalı. Okulun dışında yeni mekanlar, yeni öğrenme mekanları ve sınıf yapıları düşünmeliyiz. Şehirde olsun, köyde olsun okullar geleceğimiz. Yaratıcı bir okul zorlukların üstesinden gelmemiz için bize faydalı olacaktır. Sadece öğrenciler için değil, tüm toplum için eğitim şart. Öğrencilerin geleceği anlaması için çalışmalar yaptık ve bu süreçte Kore'de değişikler oldu. Zirve yaşandı Kuzey ve Güney Kore arasında, ABD zirvesi oldu. Kuzey-Güney arasındaki herkesi etkileyen gerilimler düşürülmeye çalışıldı. İstiyoruz ki öğrenciler birleşmenin ne olduğunu, değerini, barışın ne demek olduğunu anlasın. Amacımız dünya barışını, insan haysiyetini koruyacak öğrenciler. İnsanları tehdit eden birçok konu var dünyada. Terör, ekonomik eşitsizlikler, doğal afetler var. Birçok şey insanlığı ve haysiyetini tehdit ediyor. Öğrencilerin etrafımızda olanları anlamaları çok önemli. Neden böyle şeyler gerçekleşiyor dünyada? Böylece barışın nasıl korunması gerektiğini anlayabilecekler çocuklar. Geleceğin eğitimi için en önemli konu kendi kendilerine öğrenmelerini nasıl sağlayabiliriz? Bu önemli."
Özel Acıbadem Okulları Genel Müdürü İdris Topçuoğlu da ülke eğitimine katkıda bulunmak istediklerini vurgulayarak, "Bu zirve Acıbadem Okullarının kendi eğitim modelini oluşturmasındaki arayışlardan hareketle ortaya çıkan bir zirvedir. Biz bu arayışı ülkemize mal edelim, bizimle sınırlı kalmasın istedik. Çeşitli ülkelere ziyaretlerimiz oluyordu. Eğitime gönül veren çok güzel insanlar var. Biz o ülkelerin eğitim sistemlerine önemli katkıda bulunan insanları ülkemize davet edelim dedik. Geçen yıl Finlandiya'dan misafirlerimiz vardı, Finlandiya modelini anlattılar. Bugün de Güney Kore'den misafirlerimiz var, Güney Kore'de neleri başardıklarını bize anlatacaklar. Kendi okulumuzda olan arayışımızı ülkemize mal ettik." şeklinde konuştu.
Zirvenin açılışını "Sanbot" adlı robot yaparken, Veysel Çilekdemir tarafından kum sanatı gösterisi de gerçekleştirildi.