'19. Yüzyıl Osmanlı'nın Mimari Olarak Güçlü Olduğu Bir Dönem'

İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ergüney:'Mimari açıdan 19. yüzyıl oldukça önemli ve Osmanlı’nın mimari olarak güçlü olduğu bir dönem. Klasik mimariden farklılaşan özellikler gösteren bir mimari var. Daha Batı çizgilerine, barok üsluba yakın bir mimarinin olduğunu söyleyebiliriz'

İstanbul Gelişim Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yeşim Duygu Ergüney, "Mimari açıdan 19. yüzyıl oldukça önemli ve Osmanlı’nın mimari olarak güçlü olduğu bir dönem. Klasik mimariden farklılaşan özellikler gösteren bir mimari var. Daha Batı çizgilerine, barok üsluba yakın bir mimarinin olduğunu söyleyebiliriz." dedi.

Ergüney, TBMM Milli Saraylar Müzecilik ve Tanıtım Başkanlığı tarafından düzenlenen, "Dolmabahçe Saray Konferansları"nda "19. Yüzyılda Dünya Fuarları ve Osmanlı Devleti’nin Mimari Temsili" konusunu anlattı.

Osmanlı Cihan Devleti'nin 19. yüzyılda siyaseten düşüşe geçmesine rağmen, mimari olarak yükselişe geçtiğine dikkati çeken Ergüney, şöyle konuştu:

"Mimari açıdan 19. yüzyıl oldukça önemli ve Osmanlı’nın mimari olarak güçlü olduğu bir dönem. Klasik mimariden farklılaşan özellikler gösteren bir mimari var. Daha Batı çizgilerine, barok üsluba yakın bir mimarinin olduğunu söyleyebiliriz. Siyasetteki gibi bir düşüş mevcut mu derseniz bu yanlış bir değerlendirme olur. 19. Yüzyılda Osmanlı Mimarisi, daha Batı’ya yakın, barok üsluba yakın, daha yoğun süslemeli, daha eğrisel formların olduğu bir mimari hakim. Bunların akla gelebilen en önemli örnekleri; Dolmabahçe Sarayı, Çırağan Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Yıldız Sarayı gibi yapılar veya Osmanlı’dan günümüze kalan çeşme yapıları, sebiller bu dönemin önemli mimari eserlerinden."

Ergüney, mimari eserlerin sergilendiği dünya fuarlarını, sadece mimari fuar olarak değerlendirmenin doğru olmadığını, dünya fuarlarının ana amacının, aslında ülkelerin kendini o endüstri güçleri arasında nasıl ifade ettiklerini göstermesi bakımından önemli olduğunu söyledi.

Bu fuarlardaki amacın güç dengesini oluşturmak olduğunu vurgulayan Ergüney, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla mimaride de Osmanlı’nın kendi mimarisini ortaya koymaktan çok, bu güç gösteriminde kendini ‘ben de dünyada siyasi olarak önemli bir gücüm. Bundan sonrasında da bir güç olarak dünyaya liderlik edebilirim’ düşüncesini nasıl ifade edeceği hususunda bir araç olarak mimariyi kullanmış demek daha doğru aslında. Yani, öyle olmamış olsa Osmanlı Devleti de bir Selimiye Camisi gibi dünyaya mal olmuş önemli mimari eserleriyle katılırdı. Ama mimariyi araç olarak kullandığını söylemek daha doğru diye düşünüyorum. Bu fuarlarda ağırlıkta çeşme yapılarına rastlıyoruz. III. Ahmet Çeşmesi çoğu fuarda tekrar eden bir replika. Bunun yanında Türk evi, Türk kahvesi, Türk hamamı gibi yapılara rastlamak mümkün."
Kaynak: AA