Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın'dan Hükümetin Zam Teklifine İlişkin Açıklama
4. Dönem Toplu Sözleşmelere ilişkin açıklama yapan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Önümüzde altın değerinde 36 saat var. Ya uzlaşıp Türkiye’yi büyüteceğiz, ya da uzlaşma fırsatını elimizden kaçırıp, işveren heyetinin 20 milyon insanın adaletten payını alma imkanını heba etmesi yüzünden, Türkiye için büyük bir imkanı yok edeceğiz" dedi.
Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın, "Memur-Sen Konfederasyonu 26. İl Temsilcileri" toplantısına katıldı.
Meyra Palaca Otel’de gerçekleştirilen toplantıda Memur-Sen’e bağlı diğer sendikaların üye ve temsilcileri de yer aldı. Toplantının ana gündeminde 4. Dönem Toplu Sözleşme konusu vardı. Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, açılış konuşması kapsamında hükümetten gelen teklife değinerek, "Gelen teklif adil Türkiye döneminin değil, aciz Türkiye döneminin yansımasıydı. Son 36 saat dilimine girerken masadan uzlaşı çıksın çabasına da giriyoruz" ifadelerini kullandı.
"Biz istiyoruz ki; bizim maaşlarımıza zammı enflasyon değil, toplu sözleşme masası yapsın. Biz istiyoruz ki; maaş ve ücretlerimizdeki artış oranlarını enflasyon değil, hükümetle bizim imzamız birlikte belirlesin. Biz istiyoruz ki; emeğin maaş rakamlarını enflasyon canavarı değil, milletin adamı yükseltsin. Biz istiyoruz ki; 4. Dönem Toplu Sözleşme, adalet ve hakça paylaşma noktasında milat olsun" diyen Yalçın’ın konuşması sırasında davetliler "Türkiye büyüyor, memur maaşı uyuyor" ve "Adil teklif gelmeli, memur yüzü gülmeli" gibi sloganlar attı.
"Son 36 saatteyiz"
4. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde son 36 saatte olduklarının altını çizen Yalçın, "4. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, masanın her iki tarafının el sıkışması ya da uzlaşamayıp birbirinden uzaklaşması noktasında son 36 saatteyiz. Tam da bu noktada bir hususu özellikle hatırlatmak istiyorum. Çatışmanın uzlaşmadan daha maliyetli olduğuna, kucaklaşmanın yumruklaşmadan daha az enerji gerektirdiğine, el sıkışmanın kamplaşmanın maliyetini sıfırlayacağına, aynı iradenin altına imza atmanın farklı iradelerle niza çıkarmaktan daha az yorduğuna hep şahitlik ettik. Sosyal maliyet dikkate alındığında finansal maliyet ikinci planda kalır. Çünkü sosyal maliyet, finansal maliyetten daima büyüktür. Finansal maliyet, sosyal maliyeti karşılamak ya da engellemek için katlanılması gereken bir unsurdur. 4. Dönem Toplu Sözleşmelerinde bugün bulunduğumuz nokta bütün bu hususlar dikkate alınarak karar verilmesi gereken noktadır. 20 milyon insanı üzmekle üretilecek soysal maliyet, sevindirmek için kullanılması gereken finansal maliyetten de her zaman daha büyüktür. Biz 4. Dönem Toplu Sözleşmenin bütün bu gerçekler üzerinden sonuçlanması, azim ve kararlılığıyla hareket ettik. Halen de aynı noktadayız. İşveren tarafını da hükümet tarafını da bu noktaya bekliyoruz. Önümüzde altın değerinde 36 saat var. Ya uzlaşıp Türkiye’yi büyüteceğiz, ya da uzlaşma fırsatını elimizden kaçırıp işveren heyetinin 20 milyon insanın adaletten payını alma imkanını heba etmesi yüzünden Türkiye için büyük bir imkanı yok edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Teklifi Türkiye’nin adalet zeminine uygun bulmuyoruz"
Türkiye’nin büyüme rakamlarının da, memura teklif edilen zam oranlarının da ortada olduğunu ifade eden Yalçın, bunu kimsenin Türkiye’ye yakıştıramayacağını belirtti.
Yalçın, "Biz, teklif edilen zam oranlarını Türkiye’ye, Türkiye’nin adalet zeminine, Türkiye’nin kalkınma hamlesine uygun bulmuyoruz. Bu yüzden bu teklifi müzakere edilemez buluyoruz. Bu yüzden, bu teklifle pazarlık yapmayı büyük Türkiye iradesinin, güçlü Türkiye hedefinin yok sayılması olarak görüyoruz. 1 Ağustos’tan bugüne kamuoyuna yaptığımız açıklamalar, toplu sözleşme tekliflerini açıkladığımız 24 Temmuz’dan bu yana ortaya koyduğumuz tavırlar temel bir idraki yansıtıyor. Türkiye, hak sahibine hakkını, Türkiye’nin bugünlere gelmesine katkı sağlayan herkese her kesime payını verecek adalet noktasını mizan kabul etmelidir. Biz bu mizan üzerinden oluşturduğumuz tekliflerle, masaya oturduk. Hakkımızdan bir kuruş fazlasına tamah etmeyiz, hakkımızdan bir kuruş eksiğine de rıza göstermeyiz. Toplu sözleşme masası, Türkiye’nin gücünü ispatlama fırsatıdır. Toplu sözleşme masası, adil olduğumuzu, kalkınmakta olduğumuzu deklare etme aracıdır. Bütün bunlar üzerinden, teklifimizi masaya taşıdık. Masanın karşı tarafından gelen teklif, adil Türkiye dönemine değil, aciz Türkiye dönemine ait. İşveren heyetinin teklifi, kalkınan Türkiye döneminin değil, IMF’ye borçlanan Türkiye döneminin teklifidir. Hükümetin bize sunduğu teklif güçlü Türkiye’nin değil, kendi içine sinmiş Türkiye devrinin yansımasıdır. İmza atmamız istenen teklif, büyük Türkiye’nin değil, hevesi düşük, hedefi küçük Türkiye’nin, sessiz devrimler gerçekleştiren Türkiye’ye, sessizce kabuğuna çekilen Türkiye devrine uygun tekliflerdir. Biz eski Türkiye defterini sadece siyasi zeminde değil, fikri zeminde değil, akli ve ahlaki zeminde değil, mali zeminde de kapattık. Kamu işveren heyetinin de bizimle aynı tavır içerisinde olmasını bekliyoruz. İşveren heyetinin, hükümet iradesinin zam oranı teklifini inişe geçmiş uçak modunda değil, kalkışını tamamlamış ve irtifasını yükseltme moduna geçmiş uçak tadında masaya taşıması için hala 36 saat var" diye konuştu.
"4. Dönem Toplu Sözleşme adalet ve hakça paylaşma noktasında milat olsun"
Memur-Sen olarak geçmiş dönem toplu sözleşmelerini, geçmiş dönemde enflasyon farkı kaynaklı maaş yükseltmelerinin gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdiklerini belirten Yalçın, “Büyümeden pay verilmediğini, masada verilmeyen zammın enflasyon tarafından verildiğini göreceksiniz. Neredeyse, Temmuz ve Aralık aylarında enflasyonun yüksek çıkması için temennide bulunan kamu görevlisi kitlesi üreteceksiniz. İşte en son yüzde 3 zam verilen dönemde enflasyon canavarı de 2.92 ilave etti. 5.92’ye çıktı zam oranı. Gelin bu yoldan, bu yöntemden vazgeçin. Düşük oran verip, yüksek enflasyon rakamlarına cömertlik beratı taktırmayın. Biz istiyoruz ki; biz 20 milyon insani üzmekle üretilecek soysal maliyet, sevindirmek için kullanılması gereken finansal maliyetten de her zaman daha büyüktür. Biz istiyoruz ki; maaş ve ücretlerimizdeki artış oranlarını enflasyon değil hükümetle bizim imzamız birlikte belirlesin. Biz istiyoruz ki; 4. Dönem Toplu Sözleşme adalet ve hakça paylaşma noktasında milat olsun” mesajını verdi.
Başkan Yalçın’ın konuşmasının ardından toplantının geri kalanı basına kapalı olarak devam etti.
Kaynak: İHA
Meyra Palaca Otel’de gerçekleştirilen toplantıda Memur-Sen’e bağlı diğer sendikaların üye ve temsilcileri de yer aldı. Toplantının ana gündeminde 4. Dönem Toplu Sözleşme konusu vardı. Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, açılış konuşması kapsamında hükümetten gelen teklife değinerek, "Gelen teklif adil Türkiye döneminin değil, aciz Türkiye döneminin yansımasıydı. Son 36 saat dilimine girerken masadan uzlaşı çıksın çabasına da giriyoruz" ifadelerini kullandı.
"Biz istiyoruz ki; bizim maaşlarımıza zammı enflasyon değil, toplu sözleşme masası yapsın. Biz istiyoruz ki; maaş ve ücretlerimizdeki artış oranlarını enflasyon değil, hükümetle bizim imzamız birlikte belirlesin. Biz istiyoruz ki; emeğin maaş rakamlarını enflasyon canavarı değil, milletin adamı yükseltsin. Biz istiyoruz ki; 4. Dönem Toplu Sözleşme, adalet ve hakça paylaşma noktasında milat olsun" diyen Yalçın’ın konuşması sırasında davetliler "Türkiye büyüyor, memur maaşı uyuyor" ve "Adil teklif gelmeli, memur yüzü gülmeli" gibi sloganlar attı.
"Son 36 saatteyiz"
4. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde son 36 saatte olduklarının altını çizen Yalçın, "4. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, masanın her iki tarafının el sıkışması ya da uzlaşamayıp birbirinden uzaklaşması noktasında son 36 saatteyiz. Tam da bu noktada bir hususu özellikle hatırlatmak istiyorum. Çatışmanın uzlaşmadan daha maliyetli olduğuna, kucaklaşmanın yumruklaşmadan daha az enerji gerektirdiğine, el sıkışmanın kamplaşmanın maliyetini sıfırlayacağına, aynı iradenin altına imza atmanın farklı iradelerle niza çıkarmaktan daha az yorduğuna hep şahitlik ettik. Sosyal maliyet dikkate alındığında finansal maliyet ikinci planda kalır. Çünkü sosyal maliyet, finansal maliyetten daima büyüktür. Finansal maliyet, sosyal maliyeti karşılamak ya da engellemek için katlanılması gereken bir unsurdur. 4. Dönem Toplu Sözleşmelerinde bugün bulunduğumuz nokta bütün bu hususlar dikkate alınarak karar verilmesi gereken noktadır. 20 milyon insanı üzmekle üretilecek soysal maliyet, sevindirmek için kullanılması gereken finansal maliyetten de her zaman daha büyüktür. Biz 4. Dönem Toplu Sözleşmenin bütün bu gerçekler üzerinden sonuçlanması, azim ve kararlılığıyla hareket ettik. Halen de aynı noktadayız. İşveren tarafını da hükümet tarafını da bu noktaya bekliyoruz. Önümüzde altın değerinde 36 saat var. Ya uzlaşıp Türkiye’yi büyüteceğiz, ya da uzlaşma fırsatını elimizden kaçırıp işveren heyetinin 20 milyon insanın adaletten payını alma imkanını heba etmesi yüzünden Türkiye için büyük bir imkanı yok edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Teklifi Türkiye’nin adalet zeminine uygun bulmuyoruz"
Türkiye’nin büyüme rakamlarının da, memura teklif edilen zam oranlarının da ortada olduğunu ifade eden Yalçın, bunu kimsenin Türkiye’ye yakıştıramayacağını belirtti.
Yalçın, "Biz, teklif edilen zam oranlarını Türkiye’ye, Türkiye’nin adalet zeminine, Türkiye’nin kalkınma hamlesine uygun bulmuyoruz. Bu yüzden bu teklifi müzakere edilemez buluyoruz. Bu yüzden, bu teklifle pazarlık yapmayı büyük Türkiye iradesinin, güçlü Türkiye hedefinin yok sayılması olarak görüyoruz. 1 Ağustos’tan bugüne kamuoyuna yaptığımız açıklamalar, toplu sözleşme tekliflerini açıkladığımız 24 Temmuz’dan bu yana ortaya koyduğumuz tavırlar temel bir idraki yansıtıyor. Türkiye, hak sahibine hakkını, Türkiye’nin bugünlere gelmesine katkı sağlayan herkese her kesime payını verecek adalet noktasını mizan kabul etmelidir. Biz bu mizan üzerinden oluşturduğumuz tekliflerle, masaya oturduk. Hakkımızdan bir kuruş fazlasına tamah etmeyiz, hakkımızdan bir kuruş eksiğine de rıza göstermeyiz. Toplu sözleşme masası, Türkiye’nin gücünü ispatlama fırsatıdır. Toplu sözleşme masası, adil olduğumuzu, kalkınmakta olduğumuzu deklare etme aracıdır. Bütün bunlar üzerinden, teklifimizi masaya taşıdık. Masanın karşı tarafından gelen teklif, adil Türkiye dönemine değil, aciz Türkiye dönemine ait. İşveren heyetinin teklifi, kalkınan Türkiye döneminin değil, IMF’ye borçlanan Türkiye döneminin teklifidir. Hükümetin bize sunduğu teklif güçlü Türkiye’nin değil, kendi içine sinmiş Türkiye devrinin yansımasıdır. İmza atmamız istenen teklif, büyük Türkiye’nin değil, hevesi düşük, hedefi küçük Türkiye’nin, sessiz devrimler gerçekleştiren Türkiye’ye, sessizce kabuğuna çekilen Türkiye devrine uygun tekliflerdir. Biz eski Türkiye defterini sadece siyasi zeminde değil, fikri zeminde değil, akli ve ahlaki zeminde değil, mali zeminde de kapattık. Kamu işveren heyetinin de bizimle aynı tavır içerisinde olmasını bekliyoruz. İşveren heyetinin, hükümet iradesinin zam oranı teklifini inişe geçmiş uçak modunda değil, kalkışını tamamlamış ve irtifasını yükseltme moduna geçmiş uçak tadında masaya taşıması için hala 36 saat var" diye konuştu.
"4. Dönem Toplu Sözleşme adalet ve hakça paylaşma noktasında milat olsun"
Memur-Sen olarak geçmiş dönem toplu sözleşmelerini, geçmiş dönemde enflasyon farkı kaynaklı maaş yükseltmelerinin gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdiklerini belirten Yalçın, “Büyümeden pay verilmediğini, masada verilmeyen zammın enflasyon tarafından verildiğini göreceksiniz. Neredeyse, Temmuz ve Aralık aylarında enflasyonun yüksek çıkması için temennide bulunan kamu görevlisi kitlesi üreteceksiniz. İşte en son yüzde 3 zam verilen dönemde enflasyon canavarı de 2.92 ilave etti. 5.92’ye çıktı zam oranı. Gelin bu yoldan, bu yöntemden vazgeçin. Düşük oran verip, yüksek enflasyon rakamlarına cömertlik beratı taktırmayın. Biz istiyoruz ki; biz 20 milyon insani üzmekle üretilecek soysal maliyet, sevindirmek için kullanılması gereken finansal maliyetten de her zaman daha büyüktür. Biz istiyoruz ki; maaş ve ücretlerimizdeki artış oranlarını enflasyon değil hükümetle bizim imzamız birlikte belirlesin. Biz istiyoruz ki; 4. Dönem Toplu Sözleşme adalet ve hakça paylaşma noktasında milat olsun” mesajını verdi.
Başkan Yalçın’ın konuşmasının ardından toplantının geri kalanı basına kapalı olarak devam etti.