Hanefi Bostan Açıklaması 'Kamu Çalışanlarının Maaşı Yüzde 2.71 Oranında Eridi'

Nisan ayına ilişkin enflasyon verilerine ilişkin açıklama yapan Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan, “Buna göre geçtiğimiz ay enflasyon yüzde 1.31 oranında yükselirken Ocak-Nisan arasında 4 aylık enflasyon yüzde 5.71’e; yıllık enflasyon ise yüzde 11.87’ye çıktı” dedi.

Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan TÜİK, tarafından Nisan ayına ilişkin enflasyon verilerini açıklanması üzerine4 yazılı bir açıklama yaptı. Döviz kuru düşmesine rağmen enflasyonun yüksek seyrini sürdürmesinin ülke ekonomisindeki kırılganlığın ve yapısal sorunların bir sonucu olarak ortaya çıktığını kaydeden Bostan “Özellikle dış politikadaki belirsizlikler; bütçenin finansman açığının yurt dışından borçlanılarak kapatılmasını güçleştiriyor, faizlerin yükselmesine neden oluyor. Yurt dışından daha kolay borçlanabilmek amacıyla kurulan Varlık Fonu’nun, geçtiğimiz ay içerisinde Çaykur’un yüzde70 hissesi karşılığında 650 milyon dolar kadar bir finansman sağladığı iddia edilmiş, bu iddialar yetkililerce yalanlanmamıştı. Türkiye’nin geçtiğimiz yıl 32,6 milyar dolar cari açık verdiği düşünüldüğünde içinde bulunduğumuz yılın Fon’a dâhil olan şirketlerin teminat gösterilmesi suretiyle elde edilecek kaynakla finanse edileceği görülüyor. Hal böyle olunca, zaten özelleştirmeler sonucunda elimizde bir elin parmakları kadar kalan ve ekonomik değer üreten şirketlerimizin birçoğunun ipotek altına gireceğini kestirmek çok da zor olmasa gerek. Bununla birlikte 2015 yılında imzalanan toplu sözleşme uyarınca, bu yılın ilk yarısı için memur, öğretmen ve akademisyenlere yüzde3 zam yapılması kararlaştırılmıştı. İlk dört ay itibarı ile gerçekleşen resmi enflasyon yüzde 5.71 oldu. Böylece kamu çalışanlarının maaşları Nisan ayı itibarı ile yüzde 2.71 oranında eridi. Her ne kadar Temmuz ayında verilecek enflasyon farkı ile bu erimenin telafi edileceği iddia edilse de aslında bu bir telafi ödemesi değil erimeyi anlık olarak durduran ve memur maaşlarının gerçek anlamda sıfır zam aldığını tescil eden bir uygulama olacak. Öyle ki Şubat ayında iki aylık enflasyon yüzde 3.29 olarak gerçekleşince memur, öğretmen ve akademisyenlerin maaşları zaten yüzde0.29 erimişti. Bu oran Mart ayında yüzde1.34’e; Nisanda da yüzde 2.71’e yükseldi. Bugün itibarı ile ortalama memur maaşı 2 bin 785 lira olduğuna göre ortalama maaş alan bir memurun maaşı Şubat’ta 8,1 lira; Martta 37,3 lira; Nisan ayında da 75,5 lira; toplamda ise 120,9 lira erimiş oldu. Yani bizim yüzde2.71 olarak ifade ettiğimiz erime; toplam cebimize yansıyan zararı değil yalnızca içinde bulunduğumuz aydaki zararı ortaya koyuyor. Başka bir anlatımla, Mayıs ayında enflasyonun yüzde2.71 eksi çıktığını varsayalım. Bu durumda, yalnızca Mayıs ayındaki duruma bakıp Şubat, Mart ve Nisan aylarındaki erimeyi görmezden gelerek “memur maaşları hiç erimemiştir” diyemeyiz. Dolayısıyla, maaşlardaki erimenin gerçek anlamda telafi edilmesi için, erimenin başladığı aydan telafi edilen zamana kadar geçen süreyi kapsayacak bir ödeme yapılması gerekiyor” dedi.

Sonuç itibarıyle enflasyonun tahminlerin ve bütçede öngörülenin oldukça üzerinde seyrettiği görüldüğünü ifade eden Bostan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Özellikle gıda fiyatlarındaki artış, bütün dar ve sabit gelirlilerin cebine doğrudan olumsuz olarak yansıyor ve geçim her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız araştırmada, memur, öğretmen ve akademisyenlerin maaşlarının ekonomik büyümeyle orantılı olarak yükselmediğini, ekonomik genişlemenin yüzde40.8 gerisinde kaldığını ortaya koymuştuk. İşte bu sonuç, dönem sonunda enflasyon farkı verilerek maaşlardaki erimenin telafi edildiği izlenimi yaratılmasından ama gerçekte erimenin yalnızca anılan dönem itibarı ile geçici olarak durdurulmuş olmasından kaynaklanıyor. Önümüzde 2018 ve 2019 yıllarını kapsayacak; yerel, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar bizlerle bir daha masaya oturulmayacak bir toplu sözleşme dönemi var. Türk Eğitim-Sen olarak bu toplu sözleşme döneminin geçmiş yılların aksine çok iyi değerlendirilmesini, geçmişte yapılan hataların, unutkanlıkların, kapalı kapılar ardında yapılan gizli pazarlıkların, gizlice imzalanan toplu sözleşmelerin tekrar etmemesini istiyoruz. Atılan her imza, memurlarımızın ve çocuklarımızın ekonomik geleceğini telafi edilemez bir biçimde etkiliyor. Geçmişte atılan yanlış imzaların cezasını bugünlerde çekiyoruz. Dolayısıyla şu andan itibaren, kamu çalışanlarının maaşlarındaki gerçek erime, gelecek dönem ekonomik beklentiler ve refah payı dikkate alınarak adil bir gelir dağılımının tesis edilmesi için yapılması gerekenlerin, hükümet tarafından ortaya konulması ve gerçekçi bir maaş planlaması yapılması elzemdir. Kamu çalışanlarının maaşlarının sürekli eridiği ve erimenin an itibarı ile aylık 75,5 lirayı bulduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda gelecek dönemde, kamu görevlilerinin ekonomik olarak ayakta kalmasının yegâne yolunun toplu pazarlık sürecini verimli bir şekilde geçirmek olduğu görülecektir.”
Kaynak: İHA