İçişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Öztürk, Muş'ta
İçişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Öztürk: 'Hiçbir devlet kendi toprakları içinde başkalarının borusunun ötmesine, başka organizasyonların varlığının sürdürülmesine, paralel devletçiklerin, otoritelerinin oluşmasına razı değil ve olmaz. Böylesine de devlet denmez'
İçişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, 'Hiçbir devlet kendi toprakları içinde başkalarının borusunun ötmesine, başka organizasyonların varlığının sürdürülmesine, paralel devletçiklerin, otoritelerinin oluşmasına razı değil ve olmaz. Böylesine de devlet denmez.' dedi.
Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Başkanı Tümgeneral Ali Çardakçı ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akdeniz ile Muş'a gelen İçişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Öztürk, Vali Seddar Yavuz'u ziyaret etti. Burada kurum amirleri, emniyet ve jandarma yetkilileriyle de görüştükten sonra Muş Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'na geçen Öztürk, burada kentteki kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle düzenlenen toplantıya katıldı.
Öztürk, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 35 yıldan beri terörle mücadele ettiğini vurguladı. Türkiye'nin başta PKK olmak üzere DEAŞ, FETÖ, DHKP-C gibi dünyanın en canavar ve en vahşi terör örgütleriyle aynı anda mücadele ettiğini söyleyen Öztürk, şunları kaydetti:
'Başka ülkelerin başına bunlar gelmiş olsaydı, şimdiye kadar çoktan havlu atmışlardı. Biz gücümüzü halkımızdan alıyoruz. Eğer bizim arkamızda halkımız olmamış olsaydı, bugün biz bunda başarılı olamazdık. Devlet gücünü topundan, tankından değil, halkının verdiği destekten alır. Ahali ne kadar devletin kuralına, kaidesine, anayasasına, hukukuna uyum sağlıyorsa o devlet o kadar güçlüdür.'
Devletin güçlü olmasını halkın huzurunu sağlamak için istediklerini belirten Öztürk, 'Halk memnun değil ise biz kendimizi gözden geçirmek zorundayız. Dolasıyla güçten kastımız, vatandaşımız çalışmasında, işinde gücünde, refahında çalışırken, gayret ederken onu engelleyecek herhangi bir korku, bir yıldırma, gözdağı olmasın, kendisi hangisini istiyorsa, nasıl dünyada yaşamak istiyorsa böyle bir seçimde bulunsun. Biz bunu sağlamak istiyoruz.' diye konuştu.
- Öztürk'ten terörle mücadelede kararlılık mesajları
Türkiye'yi referandum sürecinin beklediğine dikkati çeken Öztürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'İnsanların hür iradesiyle kendileri nasıl istiyorlarsa, bu memleketin hayrına hangi seçeneği istiyorlarsa ama birisi tarafından tehdit edilmeden, korkutulmadan, yıldırılmadan, gözdağı verilmeden, dövülmeden bu tercihi yapmasını sağlamaktır bizim görevimiz ve buna sağlayacağız. Biliyorsunuz ki çözüm sürecinin akabinde terör örgütü bunu istismar ederek halkımızı korkutup tehdit ederek barikatlar, çukurlar eşerek şehirleri yaşanmaz hale getirerek bu süreci sabote etti ve sonuçsuz bıraktı. Biz, 2015 Temmuz'undan itibaren bir mücadeleye başladık ve bu mücadele çerçevesinde bugüne kadar da ciddi anlamda mesafe aldık. Allah'ın izniyle 2017 baharından itibaren bunu sonuçlandıracağız. Bir daha demokratik olmayan, hukuki olmayan, zorba yöntem halkımıza dayatılmayacak. Biz bu kanaatte bu azimle çalışacağız.' dedi.
Bütün donanımların, cihazların, polislerin, jandarmanın, tankların, tüfeklerin bulunduğunu ancak asıl istedikleri şeyin halk ve onun gönüllü iradesi olduğunu belirten Öztürk, 'Hiçbir devlet kendi toprakları içinde başkalarının borusunun ötmesine, başka organizasyonların varlığının sürdürülmesine, paralel devletçiklerin, otoritelerinin oluşmasına razı değil ve olmaz. Böylesine de devlet denmez. Bunu sadece PKK değil, gördük ki FETÖ de yaptı. Yani gücü ele geçirme mücadelesinde paralel güçler oluşturup, çaktırmadan milletin iradesini çalmak, zorla ona el koymak yoluyla hukukunu, hakkını elinden almaya çalıştı. Güvenlik olmazsa hiçbir şey olmuyor. Eğer güvenlik yoksa ticaret, sanayi, refah, kalkınma ve eğitim olmaz. Olursa da düşük düzeyde olur.' şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Başkanı Tümgeneral Ali Çardakçı ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akdeniz ile Muş'a gelen İçişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Öztürk, Vali Seddar Yavuz'u ziyaret etti. Burada kurum amirleri, emniyet ve jandarma yetkilileriyle de görüştükten sonra Muş Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'na geçen Öztürk, burada kentteki kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle düzenlenen toplantıya katıldı.
Öztürk, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 35 yıldan beri terörle mücadele ettiğini vurguladı. Türkiye'nin başta PKK olmak üzere DEAŞ, FETÖ, DHKP-C gibi dünyanın en canavar ve en vahşi terör örgütleriyle aynı anda mücadele ettiğini söyleyen Öztürk, şunları kaydetti:
'Başka ülkelerin başına bunlar gelmiş olsaydı, şimdiye kadar çoktan havlu atmışlardı. Biz gücümüzü halkımızdan alıyoruz. Eğer bizim arkamızda halkımız olmamış olsaydı, bugün biz bunda başarılı olamazdık. Devlet gücünü topundan, tankından değil, halkının verdiği destekten alır. Ahali ne kadar devletin kuralına, kaidesine, anayasasına, hukukuna uyum sağlıyorsa o devlet o kadar güçlüdür.'
Devletin güçlü olmasını halkın huzurunu sağlamak için istediklerini belirten Öztürk, 'Halk memnun değil ise biz kendimizi gözden geçirmek zorundayız. Dolasıyla güçten kastımız, vatandaşımız çalışmasında, işinde gücünde, refahında çalışırken, gayret ederken onu engelleyecek herhangi bir korku, bir yıldırma, gözdağı olmasın, kendisi hangisini istiyorsa, nasıl dünyada yaşamak istiyorsa böyle bir seçimde bulunsun. Biz bunu sağlamak istiyoruz.' diye konuştu.
- Öztürk'ten terörle mücadelede kararlılık mesajları
Türkiye'yi referandum sürecinin beklediğine dikkati çeken Öztürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'İnsanların hür iradesiyle kendileri nasıl istiyorlarsa, bu memleketin hayrına hangi seçeneği istiyorlarsa ama birisi tarafından tehdit edilmeden, korkutulmadan, yıldırılmadan, gözdağı verilmeden, dövülmeden bu tercihi yapmasını sağlamaktır bizim görevimiz ve buna sağlayacağız. Biliyorsunuz ki çözüm sürecinin akabinde terör örgütü bunu istismar ederek halkımızı korkutup tehdit ederek barikatlar, çukurlar eşerek şehirleri yaşanmaz hale getirerek bu süreci sabote etti ve sonuçsuz bıraktı. Biz, 2015 Temmuz'undan itibaren bir mücadeleye başladık ve bu mücadele çerçevesinde bugüne kadar da ciddi anlamda mesafe aldık. Allah'ın izniyle 2017 baharından itibaren bunu sonuçlandıracağız. Bir daha demokratik olmayan, hukuki olmayan, zorba yöntem halkımıza dayatılmayacak. Biz bu kanaatte bu azimle çalışacağız.' dedi.
Bütün donanımların, cihazların, polislerin, jandarmanın, tankların, tüfeklerin bulunduğunu ancak asıl istedikleri şeyin halk ve onun gönüllü iradesi olduğunu belirten Öztürk, 'Hiçbir devlet kendi toprakları içinde başkalarının borusunun ötmesine, başka organizasyonların varlığının sürdürülmesine, paralel devletçiklerin, otoritelerinin oluşmasına razı değil ve olmaz. Böylesine de devlet denmez. Bunu sadece PKK değil, gördük ki FETÖ de yaptı. Yani gücü ele geçirme mücadelesinde paralel güçler oluşturup, çaktırmadan milletin iradesini çalmak, zorla ona el koymak yoluyla hukukunu, hakkını elinden almaya çalıştı. Güvenlik olmazsa hiçbir şey olmuyor. Eğer güvenlik yoksa ticaret, sanayi, refah, kalkınma ve eğitim olmaz. Olursa da düşük düzeyde olur.' şeklinde konuştu.