'Türkiye Cezayir İlişkilerine 'Fransız' Kalmayacağız'

SAÜ FenEdebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şan: 'Toplumlarımız arasında sürdürülebilir köklü kalıcı ilişkiler kurma konusunda alanımıza düşen boyutuyla çalışacağız'

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Şan, Türkiye ve Cezayirli akademisyenlerin artık ana dilleri üzerinden iletişim kurduklarını belirterek, "Toplumlarımız arasında sürdürülebilir köklü kalıcı ilişkiler kurma konusunda kendi alanımıza düşen boyutuyla çalışacağız." dedi.

Uluslararası Türk Cezayir Konferansı çerçevesinde AA muhabirine açıklama yapan Şan, Türkiye'de Kuzey Afrika ile ilgili çalışan akademisyenlerin olduğunu ancak Cezayir ile ilgili çalışmalar neticesinde konferans düzenleyen ilk üniversitenin SAÜ olduğunu söyledi.

Şan, iki ülkenin sosyal bilimcilerinin bir araya geldiğinde birbirlerini tanıma imkanına sahip olduklarını, toplumlar arasında aslında çok büyük bir uçurum olmadığını, yaklaşık 500 yıl bir arada yaşama etiğiyle birlikte, birbirine alışkın olduğunu, etnik ve kültürel anlamda çok ciddi benzerlikler taşıdıklarını gördüklerini ifade etti.

Kültürel benzerlikle tarihte olan birlikteliklerin Cezayir ve Türk toplumunu birbirine çok yaklaştırdığını anlatan Şan, Kuzey Afrika'da Türkiye'ye, Türklere ve Osmanlı Devleti'ne yaklaşım biçimleri en olumlu ülkenin Cezayir olduğunu kaydetti.

Cezayir'deki akademisyenlerin Türkiye'ye ve Türkçe'ye ilgi gösterdiğini, Türk akademisyenlerin de Cezayir'e ve Arapça'ya yöneldiğini anlatan Şan, iki ülkedeki sosyal bilimcilerin ana diller üzerinden ilişki kurmak zorunda kaldıklarını aktardı.

Bizzat kullanılan aracın kendisinin bir mesaj olduğuna işaret eden Şan, "Eğer Arapça'yı kullanırsanız Arapça mesaj vermiş olursunuz, Türkçe'yi kullanırsanız Türkçe'nin kendisi bir mesajdır ancak dertlerinizi, tasalarınızı Fransızca konuşursanız, bizdeki tabirle 'Fransız kalmaya' devam edersiniz. Biz 'Fransız kalmak' istemiyoruz. Biz toplumlarımız arasında sürdürülebilir köklü kalıcı ilişkiler kurma konusunda alanımıza düşen boyutuyla çalışacağız." ifadelerini kullandı.

Şan, SAÜ ev sahipliğinde düzenlenen ve alanındaki ilk olduğunu belirttiği "Kimlik ve Kültürel Farklılık" konulu "2. Türk-Cezayir Sosyal Bilimler Konferansı"nın 2019 yılında Cezayir'de üçüncüsünün yapılacağını sözlerine ekledi.

- "Sosyal ilişkiler ticarete, siyasete ve ekonomiye de yansır"

SAÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Arslan da Türkiye ve Cezayir'i aynı ailenin iki çocuğu olarak nitelendirerek, başka kültürlere öncelikli ihtiyacın olmadığını, kendi aralarındaki bağların yeterince kuvvetli olduğunu söyledi.

İslam dünyası içindeki dinamikleri harekete geçirmenin çok önemli olduğuna inandığını anlatan Arslan, şöyle devam etti:

"Hem bilimsel hem ekonomik hem siyasi anlamda birliktelikleri kuvvetlendirdiğimiz takdirde yalnız olmadığımızı daha kuvvetli şekilde görebiliyoruz. Biz üniversiteyiz, kalkış noktamız sosyal bilimler ama bununla sınırlı kalmaz. Sosyal alanlardaki ilişkiler hiçbir zaman kendi başına durmaz. Bilardo topu gibi hareketi bir yerden başlattığınız zaman o ticarete de yansır siyasete de yansır ekonomiye de yansır bütün alanları geliştirir."
Kaynak: AA