Kelkit Zilli Kilimi Küllerinden Doğuyor
Orta Asya’dan günümüze kadar gelen ve en iyi ustanın bile 15 günde 3 metrekare dokuyabildiği Kelkit Zilli Kilimi küllerinden doğuyor.
Gümüşhane’nin Kelkit ilçesiyle özdeşleşen ve kökenleri Orta Asya’ya dayanan Zilli Kilim, unutulmaya yüz tutmuşken hazırlanan projeyle ilçe merkezi ve köylerinde bugün 2 bin kadın dokumayı öğrendi.
Sadece koyun yünü kullanılan ve kök boya ile renklendirilen Zilli Kilim bu nedenle de hiçbir şekilde akıtma ve solma yapmıyor, yüzyıllar boyunca ilk günkü gibi kalıyor.
Her bir dokunuş, her bir düğümünde ayrı bir anlam ifade eden ve Kelkit için hem maddi hem manevi bir değeri bulunan Zilli Kilimin gelecek nesillere aktarılması için Kaymakamlık tarafından hazırlanan proje kapsamında ilçe genelinde 2 bin kadın kilimi dokumayı öğrendi.
Halk Eğitimi Merkezinde kurulu atölyede kursiyer kadınlar tarafından üretilen Zilli Kilimler, Valilik, Kaymakamlık ve Belediye Başkanlığı tarafından satın alınarak Türkiye’nin dört bir tarafına gönderiliyor, ilçeye gelen devlet büyüklerine hediye ediliyor.
“2 bin kadına ulaşarak çok güzel bir ivme kazandık”
Zilli Kilimin Kelkit’e özgü, tarihi bir dokuma türü olduğunu belirten Kelkit Kaymakamı Naif Yavuz, özellikle son zamanlarda el emeği ve göz nuru olan kilimlerin unutulmaya yüz tutmuş durumunu SODES projesiyle 250 bin TL’lik destekle hazırladıkları bir projeyle hem köylerde hem de ilçe merkezinde yaklaşık 2 bine yakın kadına ulaşarak tarihe mal olmuş ve tarihi derinlikleri olan bu dokuma türünü yaşatmak adına çok güzel bir ivme kazandıklarını söyledi.
“Bu gelişigüzel bir dokuma türü değildir”
Kelkit’in dört bir tarafında 2 bin kadının bu göz nuru, alın teriyle işlenmiş olan ve her dokumasında kadınların hasreti, özlemi ve aşkı olan Zilli Kilimi dokuduklarını kaydeden Yavuz, “Bu gelişigüzel bir dokuma türü değildir. Her bir dokunuş, her bir düğüm ayrı bir anlam ifade etmektedir. Kelkit için hem maddi hem manevi bir değer addetmektedir. Bunu yaşatmak için elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz ve göstermeye devam edeceğiz” dedi.
“Bizim için maddi kaynağın ötesinde bu manevi değeri olan dokumanın bizden sonraki nesillere aktarılmasını sağlamaktır”
Kadınların yaptığı kilimleri Halk Eğitim ve Kaymakamlık olarak satın aldıklarını piyasaya sunduklarını ifade eden Yavuz, “Şuanda gerek Valilik gerek Kelkit Belediyemiz ciddi anlamda kadınlarımızın yanında yer almaktadır. Sağladıkları maddi destekle ciddi anlamda yanımızda yer alıyorlar. Ekonomik anlamda Kelkit’e ciddi bir katkı sağlanıyor. Ama bizim için maddi kaynağın ötesinde bu manevi değeri olan dokumanın bizden sonraki nesillere aktarılmasını sağlamaktır. Bu yönde ciddi emekler sarf ediyoruz. Özellikle Halk Eğitimi Müdürlüğümüzdeki arkadaşlarımız hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak Kelkit’in dört bir tarafına giderek bu Zilli kilimin yaşatılması adına gerekli çalışmaları yapıyor” diye konuştu.
“Kullanıldıkça değeri artan bir kilim, yüzyıllar boyunca solma ve akıtma yapmaz”
Zilli Kilimin tamamen koyun yünü ve doğal kök boyadan yapıldığını ve bu nedenle de yüzyıllarda geçse hiçbir akıtma ve solma göstermediğini, kullanıldıkça değeri artan bir ürün olduğunu dile getiren Yavuz, “Tamamen koyun yününden elde edilmektedir. Bunu yaşatmak adına bütün vatandaşlarımızı bu ürüne sahip çıkmaya davet ediyorum. Biz gerek kamu gerek yerel yönetimler olarak elimizden gelen gayreti gösterdik, gösteriyoruz. Çok önemli bir ürün ve tamamen Kelkit’e mal olmuş bir ürün. Zilli ismini almasının sebeplerinden birisi de özellikli bir ürün olması ve değerli bir ürün olmasından dolayı bu ismi aldı. Tarihi çok eskilere dayanıyor. Buna sahip çıkacağız, yaşatacağız ve bizden sonraki nesillere de bizden öncekiler aktardığı gibi bizler de aktaracağız” şeklinde konuştu.
“3 metrekaresi 15 günde dokunuyor”
Bu işi iyi bilen bir öğrencinin 3 metrekarelik bir Zilli kilimi 15 günde tamamlayabildiğini belirten Yavuz, “Ciddi bir emek var. Saatlerce uğraşıyor. Her bir dokunuşunda ciddi bir alın teri vardır. Tarihi eser niteliğinde olan ürünlerimiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“Kazanç olarak değil, eski geleneklerimizi sürdürmek amacıyla yapıyoruz”
Kursiyerlerden Ayşenur Baş ise Orta Asya’dan günümüze kadar gelen ve atalarından kendilerine armağan olan Zilli Kilimi yolluk, heybe ve bayan çantası olarak yaptıklarını belirterek, “Kazanç olarak değil, eski geleneklerimizi sürdürmek amacıyla yapıyoruz. Emeği çok ve dokuması da çok zor. 15 günde sadece 3 metrekare kadar yapabiliyoruz” dedi.
Kaymakam Yavuz, ziyareti sırasında yaklaşık 150 yıllık olmasına karşın ilk günkü gibi duran Zilli Kilimi incelemeyi de ihmal etmedi.
Kaynak: İHA
Sadece koyun yünü kullanılan ve kök boya ile renklendirilen Zilli Kilim bu nedenle de hiçbir şekilde akıtma ve solma yapmıyor, yüzyıllar boyunca ilk günkü gibi kalıyor.
Her bir dokunuş, her bir düğümünde ayrı bir anlam ifade eden ve Kelkit için hem maddi hem manevi bir değeri bulunan Zilli Kilimin gelecek nesillere aktarılması için Kaymakamlık tarafından hazırlanan proje kapsamında ilçe genelinde 2 bin kadın kilimi dokumayı öğrendi.
Halk Eğitimi Merkezinde kurulu atölyede kursiyer kadınlar tarafından üretilen Zilli Kilimler, Valilik, Kaymakamlık ve Belediye Başkanlığı tarafından satın alınarak Türkiye’nin dört bir tarafına gönderiliyor, ilçeye gelen devlet büyüklerine hediye ediliyor.
“2 bin kadına ulaşarak çok güzel bir ivme kazandık”
Zilli Kilimin Kelkit’e özgü, tarihi bir dokuma türü olduğunu belirten Kelkit Kaymakamı Naif Yavuz, özellikle son zamanlarda el emeği ve göz nuru olan kilimlerin unutulmaya yüz tutmuş durumunu SODES projesiyle 250 bin TL’lik destekle hazırladıkları bir projeyle hem köylerde hem de ilçe merkezinde yaklaşık 2 bine yakın kadına ulaşarak tarihe mal olmuş ve tarihi derinlikleri olan bu dokuma türünü yaşatmak adına çok güzel bir ivme kazandıklarını söyledi.
“Bu gelişigüzel bir dokuma türü değildir”
Kelkit’in dört bir tarafında 2 bin kadının bu göz nuru, alın teriyle işlenmiş olan ve her dokumasında kadınların hasreti, özlemi ve aşkı olan Zilli Kilimi dokuduklarını kaydeden Yavuz, “Bu gelişigüzel bir dokuma türü değildir. Her bir dokunuş, her bir düğüm ayrı bir anlam ifade etmektedir. Kelkit için hem maddi hem manevi bir değer addetmektedir. Bunu yaşatmak için elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz ve göstermeye devam edeceğiz” dedi.
“Bizim için maddi kaynağın ötesinde bu manevi değeri olan dokumanın bizden sonraki nesillere aktarılmasını sağlamaktır”
Kadınların yaptığı kilimleri Halk Eğitim ve Kaymakamlık olarak satın aldıklarını piyasaya sunduklarını ifade eden Yavuz, “Şuanda gerek Valilik gerek Kelkit Belediyemiz ciddi anlamda kadınlarımızın yanında yer almaktadır. Sağladıkları maddi destekle ciddi anlamda yanımızda yer alıyorlar. Ekonomik anlamda Kelkit’e ciddi bir katkı sağlanıyor. Ama bizim için maddi kaynağın ötesinde bu manevi değeri olan dokumanın bizden sonraki nesillere aktarılmasını sağlamaktır. Bu yönde ciddi emekler sarf ediyoruz. Özellikle Halk Eğitimi Müdürlüğümüzdeki arkadaşlarımız hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak Kelkit’in dört bir tarafına giderek bu Zilli kilimin yaşatılması adına gerekli çalışmaları yapıyor” diye konuştu.
“Kullanıldıkça değeri artan bir kilim, yüzyıllar boyunca solma ve akıtma yapmaz”
Zilli Kilimin tamamen koyun yünü ve doğal kök boyadan yapıldığını ve bu nedenle de yüzyıllarda geçse hiçbir akıtma ve solma göstermediğini, kullanıldıkça değeri artan bir ürün olduğunu dile getiren Yavuz, “Tamamen koyun yününden elde edilmektedir. Bunu yaşatmak adına bütün vatandaşlarımızı bu ürüne sahip çıkmaya davet ediyorum. Biz gerek kamu gerek yerel yönetimler olarak elimizden gelen gayreti gösterdik, gösteriyoruz. Çok önemli bir ürün ve tamamen Kelkit’e mal olmuş bir ürün. Zilli ismini almasının sebeplerinden birisi de özellikli bir ürün olması ve değerli bir ürün olmasından dolayı bu ismi aldı. Tarihi çok eskilere dayanıyor. Buna sahip çıkacağız, yaşatacağız ve bizden sonraki nesillere de bizden öncekiler aktardığı gibi bizler de aktaracağız” şeklinde konuştu.
“3 metrekaresi 15 günde dokunuyor”
Bu işi iyi bilen bir öğrencinin 3 metrekarelik bir Zilli kilimi 15 günde tamamlayabildiğini belirten Yavuz, “Ciddi bir emek var. Saatlerce uğraşıyor. Her bir dokunuşunda ciddi bir alın teri vardır. Tarihi eser niteliğinde olan ürünlerimiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“Kazanç olarak değil, eski geleneklerimizi sürdürmek amacıyla yapıyoruz”
Kursiyerlerden Ayşenur Baş ise Orta Asya’dan günümüze kadar gelen ve atalarından kendilerine armağan olan Zilli Kilimi yolluk, heybe ve bayan çantası olarak yaptıklarını belirterek, “Kazanç olarak değil, eski geleneklerimizi sürdürmek amacıyla yapıyoruz. Emeği çok ve dokuması da çok zor. 15 günde sadece 3 metrekare kadar yapabiliyoruz” dedi.
Kaymakam Yavuz, ziyareti sırasında yaklaşık 150 yıllık olmasına karşın ilk günkü gibi duran Zilli Kilimi incelemeyi de ihmal etmedi.