Antalya Valisi Münir Karaloğlu Gazetecilerle Buluştu Açıklaması
Gazetecilerle bir araya gelen Antalya Valisi Münir Karaloğlu, son zamanlarda Antalya’nın güvenlik problemleri sebebiyle gündeme geldiğini belirterek bu tür haberlerin kente zarar verdiğini söyledi. "Mantar tabancası patlasa ‘Ürküten patlama’ diye haber oluyor." diyen Vali Karaloğlu, "Ben hepinizden mutlu haberler özel haberler bekliyorum. Bu kente gelmiş, bir elinde köpeği bir elinde kırmızı şarabıyla sahilde gezen bir insanın haber olmasını da bekliyorum" dedi. Vali Karaloğlu, FETÖ’nün belediye ayağıyla ilgili olarak ise "Belediye Başkanları önce ’vallahi billahi bizde yok’ türünden yazılar yazdılar. Sonra tekrar istedik ve yeni çalışma başlatıldı" dedi.
Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya’daki yerel ve ulusal basın temsilcileriyle bir araya geldi. Kent gündemine ilişkin konuların görüşüldüğü toplantıda Vali Karaloğlu, medyanın 3’üncü göz olarak yaptığı işleri takip edip eleştirmesini önemsediğini söyledi.
Antalya’da 80 gündür vali olarak görev yaptığını ve zor günlerden geçildiğini belirten Vali Karaloğlu, kentin tanıtımında bir takım eksiklikler olduğunu söyledi.
Vali Karaoğlu, bazen sahillerde, bazen sokaklarda bazen de sabahın 5’inde Caretta Caretta’lara ebelik yaparak kenti içselleştirmeye çalıştığını kaydetti.
"Antalya’nın tanıtım sorunu var; deniz, kum ve güneşe hapsetmek zulüm olur"
Antalya’nın taşıyıcı sektörünün turizm olduğunu bu şehrin bir sanayi şehri olmadığını da belirten Vali Karaloğlu, kentte bir tanıtım eksikliği olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Dünyada önemli turizm destinasyonlarından birisidir Antalya. Bu alt yapıya rağmen sorunlarımız da var. Sorunlar olacak. Bunların tamamı ortadan kaldırılamaz. Antalya’nın bu özellikleri yanında Antalya’da sanki bir tanıtım sorunu var. Antalya’da bütüncül bir tanıtım stratejisi yok. Parça parça yapılıyor bu da istediğimiz sonuca vardırmıyor. Bu büyük Antalya markası üzerinde Antalya şemsiyesi altında toplamamız lazım. Turizm fuarlarına gidince Antalya’dan gelen arkadaşları görünce üzülürdüm. Ufak bir stantta kartvizit dağıtan büyük şirketleri görünce üzülürdüm. Ama aynı fuarda büyük şehirlerin destinasyon tanıtımlarını görür hatta o şehrin, ülkenin önüne geçtiğini bile görürdüm. Antalya’nın bir logosu var, çok beğeniyorum. Antalya Tanıtım Vakfı hazırlamış. Ben de kullanıyorum ancak kimse kullanmıyor. Logoyu görünce aklımıza Antalya’yı getirecek bir çalışma yapılmamış. Önemli olan logo olarak seçtiğimiz şeyin insanların aklına düşürmektir. Bursa’da böyle bir çalışma yaptık kıyamet koptu. Ama şimdilerde her yerde o Bursa logosu var. Israrla kullanırsanız sahiplendirirsiniz. Antalya’nın bir mottosunun olması lazım. Vakıf logoyu yapmış ama bir mottosu yok. Şehrin marka değerini yükseltecek şekilde isteyerek kullanmak lazım. Antalya’yı deniz kum ve güneşe hapsetmek en büyük zulümdür. Antalya’da sadece bir mevsimde turizm yapılması olmaz. Her mevsimde turizm yapılmalıdır. Bunu dedim diye bazı yerlerde kafa yapanlar olmuş. Turizmi 12 aya yaymak lazım" dedi.
"Bir elinde kırmızı şarabı bir elinde köpeğiyle gezen insanı haber yapın"
Vali Karaloğlu, gazetecilere çıkan olumsuz haberler konusunda da sitem etti. Dünya kentleri Tokyo ve New York’tan örnekler veren Karaloğlu, Antalya’dan mutlu haberler beklediğini belirterek şöyle konuştu:
"Bu kentin algı olgu meselesi de var. Dünyada Tokyo’da işlenen cinayet sayısı binde 8.9 civarında. En yüksek şehirlerden birisidir. Hiç birimizin aklında Tokyo ile ilgili cinayet algısı var mı? Şahsen benim yok. New York’ta her gün en az 2 cinayet işleniyor ve her gün en az bir kadına cinsel taciz oluyor. Oranın algısı büyük Amerika rüyası ve özgürlükler kenti. Antalya’da mantar tabancası patlasa ‘Antalya’da ürküten patlama’. Mermer ocağından taş düşmüş geçenlerde ‘Antalya’da ikinci büyük patlama’ denildi. Allah aşkına arkadaşlar turizmden ekmek yiyoruz. Turizm en ürkek sektör. Bazen gerçekleri de gizleyerek, örtbas etmemiz gerekirken olmamış şeyleri varmış gibi büyüterek bir yere varamayız. Ben hepinizden mutlu haberler özel haberler bekliyorum. Bu kente gelmiş bir elinde köpeği bir elinde kırmızı şarabıyla sahilde gezen bir insanın haber olmasını bekliyorum. Bu kentte yapılacak milyon haber varken patlama çatlama haberleri yapmanın anlamı yok. Burada bana yardımcı olmanızı bekliyorum. Patlama olmuş bakıyorum arkadaş beni etkilemiş. Yahu arkadaş daha ben ne olduğunu anlamamışım. Allah rızası için yapmayın arkadaşlar. Patlama oldu diye haber yapıyorsunuz biraz sonra Rus konsolosluğundan yazı geliyor ‘Açıklama yapın vatandaşlarım Antalya’da yaşıyor’ diye. Antalya’nın dünyanın en güvenli şehri olduğunu da yazalım. Kimseye ayar vermek haddim değil öyle bir niyetim de yok. Ben sadece ilin en üst yöneticisi olarak sadece istekte bulundum. Alınanlar olabilir ama gerçekleri konuşmak da lazım. Kullanılan dil, atılan manşet önemli. Sosyal medya hızıyla valilikten aynı hızda bilgi bekliyorsanız bu olamaz. Bazen bizi aşan durumlar bakanlıkla görüşülen konular da oluyor" diye konuştu.
"Antalya basını, kente sahip çıkar"
Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni de Vali Karaloğlu’ndan sonra söz alarak Antalya basınının yeteri kadar hassas davrandığını patlama ve benzeri olumsuz olayları abartmadan vatandaşı uyarıcı nitelikte vermek için elinden geldiğini yaptığını söyledi.
Yeni, "Antalya basının 80 günde ne kadar tanıdınız bilmiyorum ama Antalyalı gazetecilerin tamamı ülkesini seven koruyan ve bu hassasiyeti herhangi bir yerden baskı gelmeden duyarlı bir şekilde gösteren arkadaşlarımızdır. Teknoloji çağında yaşıyoruz, sosyal medya çok güçlü, gazeteciler olarak biz ne kadar yalın vermeye de çalışsak ya da küçük şeyleri görmezden gelmeye gayret etsek de herkeste cep telefonu var. Vatandaş zaten bizden önce paylaşıyor ve duyuluyor. Haberi hiç görmemek Antalya basınının güvenilirliğini kaybettirir. Var olan bir patlamayı yazmayalım bunu farklı verelim talebi hem gazeteciliğin evrensel kurallarıyla bağdaşmaz" diye konuştu.
"Her şey dahil sisteminden kimse şikayetçi değil"
Vali Karaloğlu, turizmle ilgili şikayetçi olunuyormuş gibi görünen ’Her şey dahil’ sistemine de değindi. Antalya’nın bu sistemi çok iyi uyguladığını da belirten Karaloğlu, "Bu sistemden kısa sürede vazgeçilecek gibi durmuyor. Ben sektörle konuştuğumda bu her şey dahil sistemden çok fazla şikayetleri yok. Bunun da Antalya’nın devam ettirmesi gerektiğini sektörden söyleyenler var. Adamı getirip otele koyuyoruz. 1 hafta 10 gün kalıp şehri görmeden her hangi bir kültür aktivitesine katılmadan otelden alıp havalimanına ve ülkesine gönderiyoruz. Adam geldiği tesisi görmüş oluyor. Gelen turisti sokağa çıkaracak işler yapmalıyız" dedi.
Belediyelerdeki FETÖ operasyonları
Belediyelerdeki FETÖ soruşturmaları konusuna da değinen Karaloğlu, "Belediyelerle ilgili ilk dönemde çok fazla anlaşılmadı. Sanki yine bu FETÖ ile mücadele sanki sadece hükümetin meselesiymiş gibi anlaşıldı ama bununla millet olarak topyekün bir mücadele gerekiyor. Belediye Başkanlarından önce bir yazıyla istedik. Neredeyse bütün belediyeler ’Vallahi billahi bizde yok’ türünde yazılar yazdılar. Daha sonra onlar tekrar yapılan görüşmelerden sonra çalışmalar yapıldı ve geldi. Bir kısmı operasyon aşamasında denebilir bunların. Bu kolay bir aşama değil. Hata yapmamamız lazım. Bir insanın örgütle işi yoksa işine son verilirse gözaltına alınıp bırakılması da bir zulüm olur. Ona da çok dikkat ediyoruz. Belediyeler konusunda şu anda çalışmalar devam ediyor, çalışma yapıldığında hep beraber göreceğiz" ifadelerini kullandı.
"Okulların tamamı imam hatip olmadı"
Karaloğlu, FETÖ operasyonları kapsamında Antalya’da 37 okulun listesinin kendilerine verildiğini ancak 4 okulun FETÖ ile ilişkisinin olmadığını tespit ettiklerini belirterek okulların imam hatip olup olmayacağına da açıklık getirdi. Karaloğlu, "Bizdeki 37 okulun FETÖ kapsamında değerlendirildiği liste vardı. Bu okullardan 4’ünün bu işle alakası olmadığı tespit edildi ve 33 hakkında işlem yapıldı ve kurumlar bize geçti. Okulların tamamı imam hatip olmadı çoğunluğu olmuş olabilir ama tamamı değil. Bunların içinde spor lisesi olanlar da var. İhtiyaç neyse ona göre değerlendirildi" şeklinde konuştu.
"Belde belediyelerinden kalan MOBESE’leri büyükşehir onarıyor"
Karaloğlu, özellikle Kemer yolu ve ilçelerdeki MOBESE kameralarının çalışmadığı iddialarına ise şöyle açıklık getirdi:
"Antalya’da daha önceleri 70’in üzerinde belediye vardı. Her belde belediyesi kendi bölgesinde MOBESE kamerası kurmuş. Jandarma da bunları kullanıyormuş. Büyükşehir yasasıyla birlikte bu kameralar sahipsiz kalmış. İlçe belediyesi ilgilenmemiş, jandarmanın da yeterli ödeneği olmadığı için bakamamış. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne rica ettim ve bu kapsamında bine yakın kameranın bakımı ve onarımını yapmaya başladı.
Kemer bölgesinde sanırım bitmiş olması lazım. O sorun bitecek yakında" dedi.
Kaynak: İHA
Antalya’da 80 gündür vali olarak görev yaptığını ve zor günlerden geçildiğini belirten Vali Karaloğlu, kentin tanıtımında bir takım eksiklikler olduğunu söyledi.
Vali Karaoğlu, bazen sahillerde, bazen sokaklarda bazen de sabahın 5’inde Caretta Caretta’lara ebelik yaparak kenti içselleştirmeye çalıştığını kaydetti.
"Antalya’nın tanıtım sorunu var; deniz, kum ve güneşe hapsetmek zulüm olur"
Antalya’nın taşıyıcı sektörünün turizm olduğunu bu şehrin bir sanayi şehri olmadığını da belirten Vali Karaloğlu, kentte bir tanıtım eksikliği olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Dünyada önemli turizm destinasyonlarından birisidir Antalya. Bu alt yapıya rağmen sorunlarımız da var. Sorunlar olacak. Bunların tamamı ortadan kaldırılamaz. Antalya’nın bu özellikleri yanında Antalya’da sanki bir tanıtım sorunu var. Antalya’da bütüncül bir tanıtım stratejisi yok. Parça parça yapılıyor bu da istediğimiz sonuca vardırmıyor. Bu büyük Antalya markası üzerinde Antalya şemsiyesi altında toplamamız lazım. Turizm fuarlarına gidince Antalya’dan gelen arkadaşları görünce üzülürdüm. Ufak bir stantta kartvizit dağıtan büyük şirketleri görünce üzülürdüm. Ama aynı fuarda büyük şehirlerin destinasyon tanıtımlarını görür hatta o şehrin, ülkenin önüne geçtiğini bile görürdüm. Antalya’nın bir logosu var, çok beğeniyorum. Antalya Tanıtım Vakfı hazırlamış. Ben de kullanıyorum ancak kimse kullanmıyor. Logoyu görünce aklımıza Antalya’yı getirecek bir çalışma yapılmamış. Önemli olan logo olarak seçtiğimiz şeyin insanların aklına düşürmektir. Bursa’da böyle bir çalışma yaptık kıyamet koptu. Ama şimdilerde her yerde o Bursa logosu var. Israrla kullanırsanız sahiplendirirsiniz. Antalya’nın bir mottosunun olması lazım. Vakıf logoyu yapmış ama bir mottosu yok. Şehrin marka değerini yükseltecek şekilde isteyerek kullanmak lazım. Antalya’yı deniz kum ve güneşe hapsetmek en büyük zulümdür. Antalya’da sadece bir mevsimde turizm yapılması olmaz. Her mevsimde turizm yapılmalıdır. Bunu dedim diye bazı yerlerde kafa yapanlar olmuş. Turizmi 12 aya yaymak lazım" dedi.
"Bir elinde kırmızı şarabı bir elinde köpeğiyle gezen insanı haber yapın"
Vali Karaloğlu, gazetecilere çıkan olumsuz haberler konusunda da sitem etti. Dünya kentleri Tokyo ve New York’tan örnekler veren Karaloğlu, Antalya’dan mutlu haberler beklediğini belirterek şöyle konuştu:
"Bu kentin algı olgu meselesi de var. Dünyada Tokyo’da işlenen cinayet sayısı binde 8.9 civarında. En yüksek şehirlerden birisidir. Hiç birimizin aklında Tokyo ile ilgili cinayet algısı var mı? Şahsen benim yok. New York’ta her gün en az 2 cinayet işleniyor ve her gün en az bir kadına cinsel taciz oluyor. Oranın algısı büyük Amerika rüyası ve özgürlükler kenti. Antalya’da mantar tabancası patlasa ‘Antalya’da ürküten patlama’. Mermer ocağından taş düşmüş geçenlerde ‘Antalya’da ikinci büyük patlama’ denildi. Allah aşkına arkadaşlar turizmden ekmek yiyoruz. Turizm en ürkek sektör. Bazen gerçekleri de gizleyerek, örtbas etmemiz gerekirken olmamış şeyleri varmış gibi büyüterek bir yere varamayız. Ben hepinizden mutlu haberler özel haberler bekliyorum. Bu kente gelmiş bir elinde köpeği bir elinde kırmızı şarabıyla sahilde gezen bir insanın haber olmasını bekliyorum. Bu kentte yapılacak milyon haber varken patlama çatlama haberleri yapmanın anlamı yok. Burada bana yardımcı olmanızı bekliyorum. Patlama olmuş bakıyorum arkadaş beni etkilemiş. Yahu arkadaş daha ben ne olduğunu anlamamışım. Allah rızası için yapmayın arkadaşlar. Patlama oldu diye haber yapıyorsunuz biraz sonra Rus konsolosluğundan yazı geliyor ‘Açıklama yapın vatandaşlarım Antalya’da yaşıyor’ diye. Antalya’nın dünyanın en güvenli şehri olduğunu da yazalım. Kimseye ayar vermek haddim değil öyle bir niyetim de yok. Ben sadece ilin en üst yöneticisi olarak sadece istekte bulundum. Alınanlar olabilir ama gerçekleri konuşmak da lazım. Kullanılan dil, atılan manşet önemli. Sosyal medya hızıyla valilikten aynı hızda bilgi bekliyorsanız bu olamaz. Bazen bizi aşan durumlar bakanlıkla görüşülen konular da oluyor" diye konuştu.
"Antalya basını, kente sahip çıkar"
Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni de Vali Karaloğlu’ndan sonra söz alarak Antalya basınının yeteri kadar hassas davrandığını patlama ve benzeri olumsuz olayları abartmadan vatandaşı uyarıcı nitelikte vermek için elinden geldiğini yaptığını söyledi.
Yeni, "Antalya basının 80 günde ne kadar tanıdınız bilmiyorum ama Antalyalı gazetecilerin tamamı ülkesini seven koruyan ve bu hassasiyeti herhangi bir yerden baskı gelmeden duyarlı bir şekilde gösteren arkadaşlarımızdır. Teknoloji çağında yaşıyoruz, sosyal medya çok güçlü, gazeteciler olarak biz ne kadar yalın vermeye de çalışsak ya da küçük şeyleri görmezden gelmeye gayret etsek de herkeste cep telefonu var. Vatandaş zaten bizden önce paylaşıyor ve duyuluyor. Haberi hiç görmemek Antalya basınının güvenilirliğini kaybettirir. Var olan bir patlamayı yazmayalım bunu farklı verelim talebi hem gazeteciliğin evrensel kurallarıyla bağdaşmaz" diye konuştu.
"Her şey dahil sisteminden kimse şikayetçi değil"
Vali Karaloğlu, turizmle ilgili şikayetçi olunuyormuş gibi görünen ’Her şey dahil’ sistemine de değindi. Antalya’nın bu sistemi çok iyi uyguladığını da belirten Karaloğlu, "Bu sistemden kısa sürede vazgeçilecek gibi durmuyor. Ben sektörle konuştuğumda bu her şey dahil sistemden çok fazla şikayetleri yok. Bunun da Antalya’nın devam ettirmesi gerektiğini sektörden söyleyenler var. Adamı getirip otele koyuyoruz. 1 hafta 10 gün kalıp şehri görmeden her hangi bir kültür aktivitesine katılmadan otelden alıp havalimanına ve ülkesine gönderiyoruz. Adam geldiği tesisi görmüş oluyor. Gelen turisti sokağa çıkaracak işler yapmalıyız" dedi.
Belediyelerdeki FETÖ operasyonları
Belediyelerdeki FETÖ soruşturmaları konusuna da değinen Karaloğlu, "Belediyelerle ilgili ilk dönemde çok fazla anlaşılmadı. Sanki yine bu FETÖ ile mücadele sanki sadece hükümetin meselesiymiş gibi anlaşıldı ama bununla millet olarak topyekün bir mücadele gerekiyor. Belediye Başkanlarından önce bir yazıyla istedik. Neredeyse bütün belediyeler ’Vallahi billahi bizde yok’ türünde yazılar yazdılar. Daha sonra onlar tekrar yapılan görüşmelerden sonra çalışmalar yapıldı ve geldi. Bir kısmı operasyon aşamasında denebilir bunların. Bu kolay bir aşama değil. Hata yapmamamız lazım. Bir insanın örgütle işi yoksa işine son verilirse gözaltına alınıp bırakılması da bir zulüm olur. Ona da çok dikkat ediyoruz. Belediyeler konusunda şu anda çalışmalar devam ediyor, çalışma yapıldığında hep beraber göreceğiz" ifadelerini kullandı.
"Okulların tamamı imam hatip olmadı"
Karaloğlu, FETÖ operasyonları kapsamında Antalya’da 37 okulun listesinin kendilerine verildiğini ancak 4 okulun FETÖ ile ilişkisinin olmadığını tespit ettiklerini belirterek okulların imam hatip olup olmayacağına da açıklık getirdi. Karaloğlu, "Bizdeki 37 okulun FETÖ kapsamında değerlendirildiği liste vardı. Bu okullardan 4’ünün bu işle alakası olmadığı tespit edildi ve 33 hakkında işlem yapıldı ve kurumlar bize geçti. Okulların tamamı imam hatip olmadı çoğunluğu olmuş olabilir ama tamamı değil. Bunların içinde spor lisesi olanlar da var. İhtiyaç neyse ona göre değerlendirildi" şeklinde konuştu.
"Belde belediyelerinden kalan MOBESE’leri büyükşehir onarıyor"
Karaloğlu, özellikle Kemer yolu ve ilçelerdeki MOBESE kameralarının çalışmadığı iddialarına ise şöyle açıklık getirdi:
"Antalya’da daha önceleri 70’in üzerinde belediye vardı. Her belde belediyesi kendi bölgesinde MOBESE kamerası kurmuş. Jandarma da bunları kullanıyormuş. Büyükşehir yasasıyla birlikte bu kameralar sahipsiz kalmış. İlçe belediyesi ilgilenmemiş, jandarmanın da yeterli ödeneği olmadığı için bakamamış. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne rica ettim ve bu kapsamında bine yakın kameranın bakımı ve onarımını yapmaya başladı.
Kemer bölgesinde sanırım bitmiş olması lazım. O sorun bitecek yakında" dedi.