Türkiye-AB Arasındaki Sığınmacı Müzakereleri

Bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, düzensiz göçmenlerin Türkiye'ye getirilmelerinden ülkelerine gönderilmelerine ya da Türkiye'deki kamplara yerleştirilmelerine kadar tüm süreçte ortaya çıkan masrafların AB fonlarından finanse edileceğini belirtti Kaçak göçmenlerin Türkiye'ye iadesiyle ilgili olarak henüz mutabakat sağlanmadığını hatırlatan yetkili, göçmenlerin iadesiyle ilgili Türkiye'yi suçlamanın zemini olmadığını söyledi Yetkili, Türkiye'nin AB ile vize muafiyeti sağlanması için öne sürülen 72 kriterden 19'unu karşıladığını, 3'ünü ise karşılamaktan uzak olduğunu bildirdi.

Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, Avrupa Birliği ile düzensiz göçle mücadele konusunda anlaşmaya varılması durumunda, düzensiz göçmenlerin geri iade ve yerleştirme sürecinde doğacak tüm masrafların AB fonlarından karşılanacağını söyledi.

Düzensiz göçle mücadele konusunda AB ile yürütülen müzakereler hakkında bilgi veren Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, Türkiye'nin aldığı vize tedbirleri sayesinde Ege Denizi'ndeki düzensiz göçün önemli ölçüde azaldığını dile getirdi. Ekim 2015'te günde 6 bin 800 olan Ege Denizi üzerinden Avrupa'ya yapılan yasadışı geçişlerin, şubatta ise 2 bine gerilediğini kaydetti. Yetkili, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre 2015'te Türkiye'den Yunanistan'a 856 bin 723 düzensiz göçmenin geçtiğini, 2016'nın başından itibaren ise sayısının 137 bin 56 olduğunu bildirdi.

Yetkili, Türkiye'nin 7 Mart'ta AB'ye sunduğu altı öneri ile Ege Denizi'ndeki ölümlerin önlenmesi, insan kaçakçılığı zincirinin kırılması, yasal göçün sığınmacılar için imkan dahiline sunulması, AB ile vize muafiyetinin başlatılması, yeni fasılların bir ana önce açılması, AB'den gelmekte olan 3 milyar avro yardımın daha pratik bir şekilde getirilerek hemen kullanılmaya başlanması ve Suriyelilerin Suriye içinde yaşamalarına imkan sağlayacak koşulların oluşturulmasının hedeflendiğini söyledi.

Yunan adalarındaki sığınmacıların toplu şekilde Türkiye'ye getirilmesinin hukuka aykırı olacağı iddialarına da cevap veren yetkili, varılacak mutabakatın bütün yasal metinlere uygun olmasını Türkiye için önemli olduğunu, bununla ilgili de insan hakları örgütleri ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve uluslararası kuruluşlarla çalışmaların yürütüldüğünü dile getirdi. Yetkili, 'Ortada bir metin yok, mutabakat yok. Şimdi bu konuda ülkeleri suçlamanın zemini olduğunu düşünmüyorum. Metin görmeden itiraz etmenin anlamı yok' dedi.

Yunanistan'dan kabul edilecek sığınmacıların bu ülke ile imzalanacak anlaşma gereğince yapılacağını, dolayısıyla da AB ile imzalanan geri kabul anlaşmasıyla, dolayısıyla da güvenlik kaynak ülke olup olmamakla da ilgisinin olmayacağını ifade eden yetkili, anlaşmanın nasıl ve ne kadar süre ile uygulanacağına da iki ülkenin birlikte karar vereceğini kaydetti. Yetkili, anlaşmanın nasıl uygulanacağı konusunda da Yunan adalarından bulunan tüm sığınmacıların öncelikle Yunan anakarasına gönderilerek adaların boşaltılacağını, o noktadan sonra adalara gelen tüm sığınmacıların Türkiye'ye iade edileceğini, Türkiye'de yapılacak değerlendirmenin ardından ülkelerine iade edileceğini, Suriyeli olması durumunda da sığınmacıların barındıkları tesislere yerleştirileceğini kaydetti.

Adalardan gelecek her Suriyeli sığınmacı için Türkiye'de bulunan başka bir sığınmacının AB ülkelerine gönderileceğini hatırlatan yetkili projenin hayata geçirilmesi durumunda, düzensiz göçmenlerin Türkiye'ye getirilmelerinden ülkelerine gönderilmelerine ya da Türkiye'deki kamplara yerleştirilmelerine kadar bütün süreç boyunca ortaya çıkan masrafların AB fonlarından finanse edileceğini vurguladı.

Yetkili, Türkiye'den AB'ye gönderilecek kişilerin belirlenmesiyle ilgili de BMMYK'nın kriterlerinin geçerli olacağını, bunun dışında, mesleğe ya da beceriye göre ayrıca bir seçim işleminin uygulanmayacağının altını çizdi.

AB ile vize muafiyeti anlaşmasının hayata geçmesi durumunda AB'ye gidecek vatandaşların uyum çerçevesinde pasaportlarını yenilemeleri gerekeceğine de dikkat çeken yetkili, ancak diğer ülkelere seyahatlerde mevut pasaportun kullanılmaya devam edileceğini belirtti.

Vize muafiyeti için öne sürülen 72 kriterle ilgili olarak da geçen hafta yayınlanan AB raporunda Türkiye'nin karşıladığı kriter sayısının 13'ten 19'a çıktığını, karşılamaktan uzak olduğu kriter sayısının ise 10'dan 3 düştüğünü belirten yetkili, bu iç kriterin ise kişisel verilerin AB standartlarında korunması, Europol'le operasyonel işbirliği anlaşması ve üye ülkelere ayrımcı olmayan vize politikası uygulanması konuları olduğunu söyledi.

Geri kabul edilecek insanların nerede konaklayacaklarıyla ilgili de hali hazırda işleyen bir geri gönderme mekanizması olduğunu hatırlatan yetkili, son yıllarda çok sayıda düzensiz göçmenin Türkiye'de ağırlanıp ülkesine geri gönderildiğini belirtti. Yetkili, bu insanların ülkelerine iade edilmelerinin geri kabul anlaşmasıyla ilgili olmadığını, vatandaşı oldukları ülkeye doğrudan iade edilebileceklerini bunun için ayrıca bir anlaşmaya da gerek duyulmadığını vurguladı.

Yetkili, Türkiye'nin düzensiz göçle mücadele meselesine insani açıdan baktığını, AB ile anlaşmaya varamaması durumunda Türkiye'nin yaklaşımında bir değişiklik olmayacağını, Ege Denizi'nde daha etkin arama kurtarma yapacağını, mevcut uygulamaları sıkılaştıracağını dile getirdi.

Kaynak: AA