Diş Hekimi Yörük Açıklaması 'Dişlerimizi Yılda En Az İki Defa Diş Hekimine Kontrol Ettirmeliyiz'
Medicana Konya Hastanesi Diş Hekimi Tayfun Yörük, diş çürüklerinin oluşmaması ve ilerlememesi için yılda en az iki defa diş kontrolü için bir hekime gitmenin gerekli olduğunu söyledi.
Sindirim sisteminin başlangıç noktasının ağız olduğunu ve ağızdaki organların sağlıklı olmasının sindirimin kalitesini arttıracağına değinen Diş Hekimi Yörük, bu organların en önemli olanının dişler olduğunu belirtti.
Dişlerin, ağızdaki besinlerin parçalanması ve öğütülmesi gibi ana fonksiyonlarının yanı sıra konuşma (fonasyon) ve görünümde de (estetik) önemli bir görevi bulunduğunu vurgulayan Yörük, “Ağız ve diş sağlığını bozan temel iki hastalık vardır. Bunlar dişlerde oluşan çürükler, diş eti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen iltihabi hastalıklardır. Bunlara periodontal hastalıklarda diyoruz. Dişlerin temizlenmesinin ihmal edilmesini takiben üzerlerinde yiyecek artıkları ve bakteriler birikir. Bu bakteriler mevcut artıklardaki şekerli maddeleri kullanarak plak oluşumuna neden olurlar. Dişlere yapışan bu plaklar vasıtasıyla, bakteriler asitik bir ortam oluşturarak diş minesine zarar vermeye ve onun üzerinde çürük kaviteleri (boşlukları) oluşturmaya başlarlar. İhmalin devam etmesi sonucunda çürük, dişin dentin dokusunu da geçerek, sinir ve damar paketlerinin bulunduğu pulpa (diş özü) dokusuna kadar ulaşır. Çürüğün pulpa dokusuna kadar ulaşması tedaviyi zorlaştırmakla birlikte zaman kaybına da yol açmaktadır. Onun içindir ki dişlerimizin ağrımaması sağlıklı oldukları anlamına gelmemektedir” dedi.
“Dişlerimizi yılda en az iki defa diş hekimine kontrol ettirmeliyiz”
Dişlerin ağrımasının aslında dişteki mevcut çürüğün çok ilerlemiş olduğuna işaret ettiğini kaydeden Diş Hekimi Yörük, “Bunu önlemenin çok basit bir kuralı var. Bunun için dişlerimizi yılda en az iki defa diş hekimine kontrol ettirmeliyiz. Diş hekimimiz bizim ağzımızda fark edemediğimiz çürük ve patolojileri mevcut görüntüleme sistemleri ve ağız içi muayeneyle kolayca saptayacak, tedavi ve çözümleri bizim onayımızla uygulayacaktır. Son dönemde yapılan araştırmalarda görülmüştür ki erişkinlerde görülen diş kayıpları yüzde 70 oranında periodontal hastalıklar sebebiyle gerçekleşmiştir. Bu hastalıkların erken dönemde saptanması tedavilerini de başarılı ve kolay kılmaktadır. Periodontal hastalıklarının önlenmesi veya oluşan hastalıkların tedavi edilmesi, doğal dişlerin korunmasına sebep olacaktır. Bu da kişide mevcut çiğneme konforunu arttırarak, sindirimin iyi bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
"Geç tedavilerin geri dönüşümü olmayabilir"
Peridontal hastalıkların başlangıç evresinin diş eti iltihabı olduğunun bilgisini veren Yörük, “Bu dönemde diş etleri kanamalıdır, rengi kırmızı ve hacim olarak büyümüştür. Kişiye ilk başlarda çok fazla rahatsızlık vermeyebilir. Yalnız tedavide gecikme yaşanır ise hastalık periodontitise geçiş yaparak, diş eti ve dişleri destekleyen alveol kemiğinde geriye dönüşümü olmayan tahribatlar yaratabilir. Bu tahribatların başında da diş ve diş eti arasında oluşan periodontal cep gelir. Periodontal cebin oluşumu enfeksiyonun nüfus etmesini ve ilerlemesini kolaylaştırır. Buna mukabil hastalık ilerledikçe dişlerde sallanmalar başlar ve bu dişlerdeki sallanmalar hastada fonksiyon sırasında ağrıya neden olur. Hastanın ağrısını dindirme adına dişler çekime kadar gidebilir” şeklinde konuştu.
Diş sağlığıyla ilgili bilinmesi gerekenler
Diş sağlığı ile ilgilide bilinmesi gerekenleri sıralayan Hekim Yörük, “Ağız ve diş sağlığının sağlanması, korunması ve idamesi açısından erken tanının önemi yadsınamaz. Bu nedenle kişilerin yılda en az iki kez bir diş hekimine başvurması hayati öneme haizdir. Çocuklara diş fırçalama alışkanlığının ve manipülasyonunun kazandırılması ve öğretilmesi, hatta ebeveynlerin çocuklarının dişlerini haftada 3 - 4 kez, fırça kendi ellerinde olmak kaydıyla karışık dişlenmenin sonuna kadar fırçalamaları, sonraki zamanlarda çocuğun kendisine bırakılması çürüksüz dişlere sahip nesiller için çok önemlidir. Daimi dişlerin rehberi olan süt dişlerine gereken önemin verilmesi, sonraki dönemlerde daimi dişlerin çeneye daha düzgün ve kolay yerleşmesini sağlayacaktır. Çocuklarda mevcut olabilecek dişsel ve kemikselanomalilere zamanında müdahale edilmesi kişiye ve ailesine psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan büyük faydalar sağlayacaktır. Çocuklara florür ve fissür örtücü uygulamaları koruyucu tedbirler olacaktır. Kişilerin uygun diş fırçası ve macunu ile günde iki kez diş fırçalaması yapmaları birçok sorunun önüne geçecektir. Bunun yanına diş ipliği kullanımının da eklenmesi arayüz temizliğinin de yapılmasını sağlayacak ve dolayısıyla arayüz çürüklerini de bertaraf etmiş olacaklardır. Hamilelik esnasında ve çocukluk döneminde antibiyotik kullanımına dikkat edilmesi gerekmektedir. Doktor tavsiyesi olmadan alınan antibiyotikler dişlerde şekil ve renk bozukluğuna sebep olabilirler. Dişlerimizle sert ve kabuklu yiyecekleri kırdığımız zaman dişlerimizin minelerinin yıpranacağının ve dolayısıyla çürük oluşumunun hızlanacağını bilmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Ağız ve diş hastalıkları vücudun başka organlarında bozukluklara yol açtığına değinen Yörük, “Başka organlardaki bazı hastalıklar da dişlere ve ağız içi diğer organlara etki yapar. Bu nedenle sadece ağız ve diş sağlığımız için değil aynı zamanda tüm vücudumuzu da sağlıklı kılma adına ağız ve diş bakımımıza yeterli önemi vermeli ve bu konuya yeterli vakti ayırmalıyız” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Dişlerin, ağızdaki besinlerin parçalanması ve öğütülmesi gibi ana fonksiyonlarının yanı sıra konuşma (fonasyon) ve görünümde de (estetik) önemli bir görevi bulunduğunu vurgulayan Yörük, “Ağız ve diş sağlığını bozan temel iki hastalık vardır. Bunlar dişlerde oluşan çürükler, diş eti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen iltihabi hastalıklardır. Bunlara periodontal hastalıklarda diyoruz. Dişlerin temizlenmesinin ihmal edilmesini takiben üzerlerinde yiyecek artıkları ve bakteriler birikir. Bu bakteriler mevcut artıklardaki şekerli maddeleri kullanarak plak oluşumuna neden olurlar. Dişlere yapışan bu plaklar vasıtasıyla, bakteriler asitik bir ortam oluşturarak diş minesine zarar vermeye ve onun üzerinde çürük kaviteleri (boşlukları) oluşturmaya başlarlar. İhmalin devam etmesi sonucunda çürük, dişin dentin dokusunu da geçerek, sinir ve damar paketlerinin bulunduğu pulpa (diş özü) dokusuna kadar ulaşır. Çürüğün pulpa dokusuna kadar ulaşması tedaviyi zorlaştırmakla birlikte zaman kaybına da yol açmaktadır. Onun içindir ki dişlerimizin ağrımaması sağlıklı oldukları anlamına gelmemektedir” dedi.
“Dişlerimizi yılda en az iki defa diş hekimine kontrol ettirmeliyiz”
Dişlerin ağrımasının aslında dişteki mevcut çürüğün çok ilerlemiş olduğuna işaret ettiğini kaydeden Diş Hekimi Yörük, “Bunu önlemenin çok basit bir kuralı var. Bunun için dişlerimizi yılda en az iki defa diş hekimine kontrol ettirmeliyiz. Diş hekimimiz bizim ağzımızda fark edemediğimiz çürük ve patolojileri mevcut görüntüleme sistemleri ve ağız içi muayeneyle kolayca saptayacak, tedavi ve çözümleri bizim onayımızla uygulayacaktır. Son dönemde yapılan araştırmalarda görülmüştür ki erişkinlerde görülen diş kayıpları yüzde 70 oranında periodontal hastalıklar sebebiyle gerçekleşmiştir. Bu hastalıkların erken dönemde saptanması tedavilerini de başarılı ve kolay kılmaktadır. Periodontal hastalıklarının önlenmesi veya oluşan hastalıkların tedavi edilmesi, doğal dişlerin korunmasına sebep olacaktır. Bu da kişide mevcut çiğneme konforunu arttırarak, sindirimin iyi bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
"Geç tedavilerin geri dönüşümü olmayabilir"
Peridontal hastalıkların başlangıç evresinin diş eti iltihabı olduğunun bilgisini veren Yörük, “Bu dönemde diş etleri kanamalıdır, rengi kırmızı ve hacim olarak büyümüştür. Kişiye ilk başlarda çok fazla rahatsızlık vermeyebilir. Yalnız tedavide gecikme yaşanır ise hastalık periodontitise geçiş yaparak, diş eti ve dişleri destekleyen alveol kemiğinde geriye dönüşümü olmayan tahribatlar yaratabilir. Bu tahribatların başında da diş ve diş eti arasında oluşan periodontal cep gelir. Periodontal cebin oluşumu enfeksiyonun nüfus etmesini ve ilerlemesini kolaylaştırır. Buna mukabil hastalık ilerledikçe dişlerde sallanmalar başlar ve bu dişlerdeki sallanmalar hastada fonksiyon sırasında ağrıya neden olur. Hastanın ağrısını dindirme adına dişler çekime kadar gidebilir” şeklinde konuştu.
Diş sağlığıyla ilgili bilinmesi gerekenler
Diş sağlığı ile ilgilide bilinmesi gerekenleri sıralayan Hekim Yörük, “Ağız ve diş sağlığının sağlanması, korunması ve idamesi açısından erken tanının önemi yadsınamaz. Bu nedenle kişilerin yılda en az iki kez bir diş hekimine başvurması hayati öneme haizdir. Çocuklara diş fırçalama alışkanlığının ve manipülasyonunun kazandırılması ve öğretilmesi, hatta ebeveynlerin çocuklarının dişlerini haftada 3 - 4 kez, fırça kendi ellerinde olmak kaydıyla karışık dişlenmenin sonuna kadar fırçalamaları, sonraki zamanlarda çocuğun kendisine bırakılması çürüksüz dişlere sahip nesiller için çok önemlidir. Daimi dişlerin rehberi olan süt dişlerine gereken önemin verilmesi, sonraki dönemlerde daimi dişlerin çeneye daha düzgün ve kolay yerleşmesini sağlayacaktır. Çocuklarda mevcut olabilecek dişsel ve kemikselanomalilere zamanında müdahale edilmesi kişiye ve ailesine psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan büyük faydalar sağlayacaktır. Çocuklara florür ve fissür örtücü uygulamaları koruyucu tedbirler olacaktır. Kişilerin uygun diş fırçası ve macunu ile günde iki kez diş fırçalaması yapmaları birçok sorunun önüne geçecektir. Bunun yanına diş ipliği kullanımının da eklenmesi arayüz temizliğinin de yapılmasını sağlayacak ve dolayısıyla arayüz çürüklerini de bertaraf etmiş olacaklardır. Hamilelik esnasında ve çocukluk döneminde antibiyotik kullanımına dikkat edilmesi gerekmektedir. Doktor tavsiyesi olmadan alınan antibiyotikler dişlerde şekil ve renk bozukluğuna sebep olabilirler. Dişlerimizle sert ve kabuklu yiyecekleri kırdığımız zaman dişlerimizin minelerinin yıpranacağının ve dolayısıyla çürük oluşumunun hızlanacağını bilmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Ağız ve diş hastalıkları vücudun başka organlarında bozukluklara yol açtığına değinen Yörük, “Başka organlardaki bazı hastalıklar da dişlere ve ağız içi diğer organlara etki yapar. Bu nedenle sadece ağız ve diş sağlığımız için değil aynı zamanda tüm vücudumuzu da sağlıklı kılma adına ağız ve diş bakımımıza yeterli önemi vermeli ve bu konuya yeterli vakti ayırmalıyız” diye konuştu.