Hat Sanatında 'Çağdaş' Arayışlar
Hattat Levent Karaduman, eserlerinde doğu ve batı klasiklerini bir arada kullandığını belirtti.
TBMM Milli Saraylar Saray Koleksiyonları Sergi Salonu'nda "Yeni Sayfalar" Hat sergisi açan Karaduman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın global bir köy haline geldiğini, farklı kültür ve medeniyetlere ait sanatların birbirinden geçmiş dönemlere göre çok daha fazla etkilendiğini dile getirerek, "Ben de eserlerimde Doğu'nun en önemli sanatı olan Hüsnühat ile Batı'nın resim sanatını birleştirdim. Bugünün estetik anlayışına böylece vurgu yapmak istedim" dedi.
Sanatta insanın temel alınması gerektiğini vurgulayan hattat Karaduman, şöyle konuştu:
“Ben bu sanatı yaparken insana bakıyorum. İnsan en büyük, en kıymetli varlıktır. Allah bunu Kur'an-ı Kerim'de de söyler. ‘İnsanı ahsen-i takvim üzere yarattım’ buyurur. Dini her ne olursa olsun insan, 'ahsen-i takvim' üzere yaratılmıştır, alemlerin özüdür, zübdesidir. Ben buna böyle bakıyorum. Yine insanı muhatap alarak söylüyorum. Mesela bu sergide yer alan ve münacatlar içinde önemli bir dua olan 'Ya Dafial beliyyat' duası. Manası, 'ey belaları def eden, kaldıran Allah'ım, bizim de üstümüzdeki bütün belaları kaldır' demektir. Hangi dine mensup olursa olsun, insanlar herhangi bir bela, sıkıntı veya musibetle karşılaşınca aynı manaya gelen bu duayı, farklı dillerde, farklı kelimelerle, inandıkları farklı varlığa ederler. Biz, hamd olsun Müslümanız ve bir olan Allah'a dua ediyoruz."
Bütün sanatların metafizik bir boyut taşıdığını savunan Karaduman, “Resim olsun, heykel olsun hangi sanat olursa olsun, dünyada bütün sanatlar sanatçısının kendi dinine, inanışına göre ortaya koyduğu eserlerdir. Sergilenen eserlerimin hepsi klasik hat, fakat sunum şekli tezhip değil, ebru değil resim. Ama özünde her şey klasik, doğunun ve batının iki klasiği bir arada kullanıldı” şeklinde konuştu.
- “O'nun yolunda arayışlara devam edeceğiz”
Sergisinde Osmanlı dönemi ve hala varlığını sürdüren, tasavvufun Kadiri kolunun münacatlarına yer verdiğini aktaran hattat Karaduman, şunları söyledi:
"Sergimizdeki eserlere konu olan münacatlar, her Müslümanın muhtelif zamanlarda, degişik yerlerde ve farklı sayılarda yaptığı okumalar olmakla beraber, bunların asıl okunma vakitleri, Nakşilerin İhlas-ı Şerif hatminin Kadiri usulle yapılması esnasıdır. Tasavvuf ehlinin de bildiği üzere söz konusu münacatlar, letaif sırasına göre başlanarak yüzer defa okunur. Böylece her birinin manası çerçevesinde mevcut sırları vesilesiyle Allah'a iltica edilerek niyazda bulunulmuş olur. Bize göre sanat, acizane bir kavrama çabası, Hakk'ı idrak ve ifadeye dönük bir uğraştır. Bu şuurla O'nun, en güzel olanın yolunda yürüyerek güzeli arayışımıza devam edeceğiz."
Osmanlı asırlarında sanatla uğraşan insanların birçok sanatı aynı anda icra edebildiğini hatırlatan Karaduman, şöyle konuştu:
"Osmanlı hattatlarının hat sanatındaki yazı türlerinin pek çoğunu yazdığını biliyoruz. Günümüzde şartlar çok değişti ve her hattat, bu sanatın belirli bir yazı çeşidinde uzmanlaşıyor. Mesela bazısı yalnız 'Sülüs' çalışırken, bazısı 'Talik', bazısı diğer yazı türlerinden birinde uzmanlaşıyor."
UNESCO tarafından "yaşayan insan hazinesi" kabul edilerek ödüle layık görülen hattat Fuat Başar'dan 2003 yılında icazet alan Levent Karaduman, 15 kişisel sergi açtı ve çok sayıda karma sergiye katıldı.
İstiva Sanat'ta yazı çalışmalarını sürdüren Karaduman, hat sanatının klasik üslubunu yeni arayışlarla genç nesillere sevdirmeyi amaçladığını belirtiyor.
Kaynak: AA
Sanatta insanın temel alınması gerektiğini vurgulayan hattat Karaduman, şöyle konuştu:
“Ben bu sanatı yaparken insana bakıyorum. İnsan en büyük, en kıymetli varlıktır. Allah bunu Kur'an-ı Kerim'de de söyler. ‘İnsanı ahsen-i takvim üzere yarattım’ buyurur. Dini her ne olursa olsun insan, 'ahsen-i takvim' üzere yaratılmıştır, alemlerin özüdür, zübdesidir. Ben buna böyle bakıyorum. Yine insanı muhatap alarak söylüyorum. Mesela bu sergide yer alan ve münacatlar içinde önemli bir dua olan 'Ya Dafial beliyyat' duası. Manası, 'ey belaları def eden, kaldıran Allah'ım, bizim de üstümüzdeki bütün belaları kaldır' demektir. Hangi dine mensup olursa olsun, insanlar herhangi bir bela, sıkıntı veya musibetle karşılaşınca aynı manaya gelen bu duayı, farklı dillerde, farklı kelimelerle, inandıkları farklı varlığa ederler. Biz, hamd olsun Müslümanız ve bir olan Allah'a dua ediyoruz."
Bütün sanatların metafizik bir boyut taşıdığını savunan Karaduman, “Resim olsun, heykel olsun hangi sanat olursa olsun, dünyada bütün sanatlar sanatçısının kendi dinine, inanışına göre ortaya koyduğu eserlerdir. Sergilenen eserlerimin hepsi klasik hat, fakat sunum şekli tezhip değil, ebru değil resim. Ama özünde her şey klasik, doğunun ve batının iki klasiği bir arada kullanıldı” şeklinde konuştu.
- “O'nun yolunda arayışlara devam edeceğiz”
Sergisinde Osmanlı dönemi ve hala varlığını sürdüren, tasavvufun Kadiri kolunun münacatlarına yer verdiğini aktaran hattat Karaduman, şunları söyledi:
"Sergimizdeki eserlere konu olan münacatlar, her Müslümanın muhtelif zamanlarda, degişik yerlerde ve farklı sayılarda yaptığı okumalar olmakla beraber, bunların asıl okunma vakitleri, Nakşilerin İhlas-ı Şerif hatminin Kadiri usulle yapılması esnasıdır. Tasavvuf ehlinin de bildiği üzere söz konusu münacatlar, letaif sırasına göre başlanarak yüzer defa okunur. Böylece her birinin manası çerçevesinde mevcut sırları vesilesiyle Allah'a iltica edilerek niyazda bulunulmuş olur. Bize göre sanat, acizane bir kavrama çabası, Hakk'ı idrak ve ifadeye dönük bir uğraştır. Bu şuurla O'nun, en güzel olanın yolunda yürüyerek güzeli arayışımıza devam edeceğiz."
Osmanlı asırlarında sanatla uğraşan insanların birçok sanatı aynı anda icra edebildiğini hatırlatan Karaduman, şöyle konuştu:
"Osmanlı hattatlarının hat sanatındaki yazı türlerinin pek çoğunu yazdığını biliyoruz. Günümüzde şartlar çok değişti ve her hattat, bu sanatın belirli bir yazı çeşidinde uzmanlaşıyor. Mesela bazısı yalnız 'Sülüs' çalışırken, bazısı 'Talik', bazısı diğer yazı türlerinden birinde uzmanlaşıyor."
UNESCO tarafından "yaşayan insan hazinesi" kabul edilerek ödüle layık görülen hattat Fuat Başar'dan 2003 yılında icazet alan Levent Karaduman, 15 kişisel sergi açtı ve çok sayıda karma sergiye katıldı.
İstiva Sanat'ta yazı çalışmalarını sürdüren Karaduman, hat sanatının klasik üslubunu yeni arayışlarla genç nesillere sevdirmeyi amaçladığını belirtiyor.