SOS vakfı ve Uzat Elini ekibinden anlamlı ziyaret

SOS vakfı ve Uzat Elini ekibi bu hafta Türkmen bir ailenin kapısını çaldı…

SOS vakfı ve Uzat Elini ekibinden anlamlı ziyaret
Sosyal Hizmetler Eğitim ve Yardım Vakfı din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarımıza yardım eli uzatıyor.

Beyaz Tv de yayınlanan Elmas Esra Arslan'ın sunduğu Uzat Elini programı ve SOS vakfı bu hafta Türkmen bir ailenin kapısını çaldı.

Vakıf, uzun senelerdir, yalnızca Türk değil; ülkemize sığınan Suriyeli ve Türkmen ailelerin de tüm ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor…

Günün büyük bir bölümünü yoksul vatandaşlarımızın sıkıntılarını dinleyerek ve taleplerini yerine getirmeye çalışarak geçiren SOS Başkanı Nevin GÖKÇEK, Türkmen ve Suriyeli ailelerle de oldukça yakından ilgileniyor. Sıklıkla kendilerini ziyaret eden GÖKÇEK, bir akşam vakti Türkmen bir ailenin kapısını çalıyor.

Savaştan kaçarak ülkemize sığınan aile oldukça zor şartlarda yaşıyor.

Yıkık dökük bir ev… Ne yatacak yatak, ne yiyecek bir dilim ekmek… Küçücük yerin her odasında ayrı bir dram…

2 aile tek bir evde yaşıyor. 12 kişinin 8'i çocuk…

Malum mevsim kış… Dışarıda buz gibi hava var. Aslına bakarsanız içerinin de dışarıdan pek farkı yok. Kapıdan girer girmez battaniyeye sarılmış sancılar içinde bir loğusa… Yanı başında soğuktan bembeyaz kesilmiş 6 günlük bebek…

Ev kaloriferli… Fakat gaz alacak para yok. Haftalardır ısınmıyor bu ev…

Nevin GÖKÇEK, odada birbirine sarılmış anne ve 6 günlük bebeğini görünce göz yaşlarına hakim olamıyor…

Sağlık durumlarının kötü bir hal almaması için ilk iş olarak eve gaz aldırıyor. Sonrasında SOS vakfı tarafından bolca kahvaltılık ve kuru gıda yardımı yapılıyor…

Evin ihtiyaçları kısa sürede belirleniyor. Sabahın erken saatlerinde ise Türkmen ailenin evine adeta yardım yağıyor.

Çamaşır makinesi, televizyon, kanepeler, yatak, yorgan, yastık… Bebek için beşik ve bol miktarda gıda...

Gördükleri karşısında oldukça duygulanan SOS Vakfı Onursal Başkanı Nevin Gökçek yaşadıklarını şöyle ifade ediyor;

“Evde 2 aile var diğer kardeşler de bu civarda oturuyor. İşin acı tarafı bu evdeki kardeşler okumuş. Kimi coğrafya üzerine mastır yapmış, kimi edebiyat okumuş. Bu durum insanı daha çok üzüyor. Her odada ayrı bir dram var. Kanım dondu, çok ağladım…

Bir kapıyı açtım, içerde battaniyelere sarılmış bir kadın. Daha dikkatli bakınca küçük bir de bebek var kadının kucağında. Onu gördüm, dizlerimin bağı çözüldü. Yığılıp kalacaktım. Oda öyle bir soğuk ki kabanlarımızla biz donarken o küçük yavrucak ne yaptı…

Lohusa kadının gözüme bakışını ömrüm boyunca unutamam. Onlar bize emanet. Emin olun ki onlar da istemezdi bunları yaşamayı. Ülkemize gelip sefalet içinde olmayı…

Bizim insanımız onlara şu an kötü yaklaşıyor. Ön yargıları var. Birkaç insan hata yaptı diye hepsini öyle yargılayamayız. Komşuları, özellikle kadınlarımızı daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Onlar bizim misafirimiz bize emanetler ,onlardan mesulüz. Hayatta tek ihtiyacımız dua ve dün gece o yavruların anne ve babaların dualarını aldık.

Biz Vakıf olarak Suriyeli ve Türkmen ailelere gıda ve et yardımı yapıyoruz düşünmüyoruz ki onları pişirecek ocakları, tüpleri var mı? Bunu da düşünmeliyiz bu bizim eksiğimiz. Çok üzülüyorum. Onlar zor durumda. Herkese yardım çağrısı yapıyorum.”