Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Mardin'de Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, çözüm sürecine ilişkin, ''Azgın bir nehirden karşıya geçiyoruz, yüzde 80'i bitti. Geri dönelim demenin maliyeti çok yüksek. Geriye kalan yüzde 20'lik dilimini inşallah hep beraber el ele tutuşarak bir kişiyi kaybetmeden karşıya geçeceğiz" dedi.

Kurtulmuş, Mardin'de bir otelde sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle düzenlenen toplantıda, Türkiye'de herkesin özgür ve birinci sınıf vatandaş yapılması konusunda önemli adımlar atacaklarını söyledi.

Çözüm sürecinden geri dönüş olmayacağını belirten Kurtulmuş, "Bunu böyle düşünün; azgın bir nehirden karşıya geçiyoruz, yüzde 80'i bitti. Geri dönelim demenin maliyeti çok yüksek. Geriye kalan yüzde 20'lik dilimini inşallah hep beraber el ele tutuşarak bir kişiyi kaybetmeden karşıya geçeceğiz'' ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, süreci bozmak isteyenlerin olacağını, bunlara da öncelikle Kürt halkının cevabını vereceğini kaydederek, ''Kürt halkı da barışın, adaletin, özgürlüğün artık kokusunu aldı. Daha ilerisini tahmin ediyor, hayal ediyor ve hedefliyor. Dolayısıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan halkımız başta olmak üzere kimse geri dönüşü ve bundan vazgeçişe asla razı olmayacak'' diye konuştu.

- Türkiye-Suriye sınırı
Suriye sınırındaki kapılara ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, sınır kapılarıyla ilgili sorunların Türkiye'den kaynaklanmadığını, söz konusu kapıları 24 saat işletebilecek donanım ve imkana sahip olduklarını kaydetti.

Suriye'deki ciddi problemler nedeniyle sınır kapılarının işletilmesinin mümkün olamadığını anımsatan Kurtulmuş, bu nedenle Mardin'deki sanayicilerin zarar ettiğini vurguladı.
- "Türkiye, bunların hiçbirisinden değildir''
Kurtulmuş, Suriye'deki olayların bir günde çıkmış olaylar olmadığını, hepsinin tarihsel anatomisi ve arka planlarının bulunduğunu dile getirdi. Bölge ülkeleriyle ilgili kötü emelleri olan değişik türde ülkelerin bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:
''Bunların bir tanesi, kendi küresel hakimiyetleri için bu bölgeyi güç gösterisinin yapıldığı sahne olarak değerlendirir. İkincisi, bölgesel hakimiyetleri için bölgesel güç gösterileri için özellikle Suriye ve Irak'taki gelişimleri bir araç olarak kullanmak ya da bunun üzerinden bir bölgesel güç göstermek isteyenlerdir. Üçüncüsü de 'Hazır burada bir şeyler oluyor, biz de gemiyi kaçırmayalım, treni kaçırmayalım' diyen ülkelerdir. Türkiye, bunların hiçbirisinden değildir.''
Suriye'deki IŞİD ve benzeri manzaralar karşısında ortaya çıkan siyasi tabloda ne yaptığını bilen ülkelerin bulunduğunu bildiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu kriz, ifade ettiğim bu 3 tür ülkelerin hiçbirisine dokunmuyor ama bize dokunuyor. Kobani'deki, Halep'teki, Şam'daki insanın acısı, Sincar'daki Yezidilerin acısı da bize dokunuyor. İnsan olarak dokunuyor, Müslüman olarak dokunuyor, kardeş olarak dokunuyor ve komşu olarak dokunuyor."
- Türkiye'ye maliyeti 5 milyar dolar
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, sınırları Suriyeli mültecilere açtıkları için bazı partilerin kendilerine eleştirilerde bulunduğunu hatırlatarak, yardım isteyen, herkese yardım elini uzatmak zorunda olduklarını söyledi.

Türkiye'nin Alevi Türkmenleri, Sünni Türkmenleri, Sünni Araplar'ı, Yezidiler'i ve Kobanili Kürtler'i misafir olarak topraklarına aldığını anımsatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bütün bunların 4 yılda Türkiye'ye maliyeti yaklaşık 5 milyar dolar. Bunu iftiharla söylüyorum. Avrupa ülkeleri, batılı ülkeler, doğu ülkeleri, İslam ülkeleri, uluslararası kuruluşlar, hepsinin katkısı ise sadece 245 milyon dolardır. Bunu söyleyince bozuluyorlar. Türkiye halkı, yemedi ekmeğinin yarısını verdi. Biliyoruz ki, Suriyeli kardeşlerimizin problemleri çok büyük.''
- ''Durum değişse Türkiye yeni göçmen dalgasıyla karşı karşıya kalacak"
Kurtulmuş, Halep'teki mevcut durumun değişmesi durumunda Türkiye'nin çok ciddi bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalacağını söyledi.

''Allah muhafaza eğer Halep'te şu anki durum bir değişse Türkiye, bir günde 400 bin, 500 bin, 600 bin yeni göçmen dalgasıyla karşı karşıya kalacak'' ifadesini kullanan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İlk başta Suriyelilerin geçici bir süre Türkiye'de barınacağını ve geri döneceğini tahmin ettik. Nitekim hepimiz böyle tahmin ettik. Ama şimdi ciddi bir şekilde bu insanlar, belki uzun sürecek bir savaşın mağdurları olarak burada bizim muhacirlerimiz olarak bizim memleketimizde duracaklar. Her türlü desteği sağlayacağız.''
Kaynak: AA