Orta Afrika İnsani Yardım Kampanyası
Orta Afrika Cumhuriyeti'nde yaşanan insani krizi gündeme taşıma ve acil insani yardım ihtiyacına cevap vermek amacıyla Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) ile İnsani Yardım Platformu üyesi kurum ve kuruluşların katılımıyla başlatılan Orta Afrika İnsani Yardım Kampanyası kapsamında, bölgeye gönderilecek yardımların yanında halka tarım faaliyetleri de öğretilecek. Sağlık sisteminin yetersiz olduğu iç bölgelerde sağlık tesisi, hastane kurulması planlanıyor.
AFAD'ın kampanya sorumlusu Turan Erkoç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliğiyle başlatılan kampanya ile sivil toplumun bölgeye duyarlılığını aktarmaya çalıştıklarını belirtti.
Erkoç, Çad'a insani yardım götürmek için 8 Mayıs'ta kalkacak uçağın, dış işlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle 15 Mayıs'ta hareket edeceğini, ikinci uçağın da Kamerun'a gönderileceğini ifade etti.
Yardımların devam edeceğini bildiren Erkoç, Orta Afrika'daki 900 bine yakın Müslüman'ın 100 bininin Çad'daki kamplarda, 70 bininin de Kamerun'da olduğunu, yine Sudan ve Kongo'da da mülteci bulunduğunu vurguladı.
Turan Erkoç, şöyle devam etti:
"Önceliğimiz hem Çad'daki hem Kamerun'daki göçmenler ile içeride güç durumda olanlar. Orta Afrika Cumhuriyeti'ndekilerin çoğu kuzeye göç etti. Çad'daki 100 bin kişinin, Çad hükümetinin zorlaması nedeniyle ayrılma durumu var. Orta Afrika Cumhuriyeti'nin kuzey tarafında bazı yerleşim birimlerini projelendiriyoruz. Kendi kendilerine yetebilecek bir projelendirme yapıyoruz. Kendi kulübelerini yapabilmeleri, kendi tarlalarında ürün yetiştirebilmeleri konusunda hazırlığımız var. Kendi imkanlarıyla yerel malzemelerden çok çabuk kulübeler yapabilmelerini planlıyoruz. Orada bu mevsimde pirinç ve darı ekilebilir. Bunları oradaki toprağa uyumlu tohumlardan temin edeceğiz. Buradan götürebilecek ürünlerle ilgili de araştırma yapıyoruz. Bölgeye uygun ürünleri yetiştirmeye çalışacağız. Adeta onlara balık tutmayı öğreteceğiz. Beslenme, giyim ve ilaç gibi acil ihtiyaçlarını karşılamanın yanında, sonrasında kendi kendilerine yetebilecek duruma gelmelerini sağlayacağız. Tarım konusunda eğitim vereceğiz."
- "Halktan duyarlı davranış bekliyoruz"
En önemli ihtiyaçların özellikle beslenme, giyim ve ilaç olduğunu vurgulayan Erkoç, bölgede salgın hastalık konusunda tedbirlerin alınmasına dikkat ettiklerini söyledi.
İhtiyaç duyulan ilaçlarının tamamının götürüleceğini ifade eden Erkoç, sıtma, hijyenik ortam olmadığı için uyuz ve kaşıntı türü rahatsızlıklar, kızamık gibi bulaşıcı hastalıkların görüldüğünü anlattı.
AFAD'ın kampanya sorumlusu Turan Erkoç, ölen 30 bin Müslüman'ın sesini kimsenin duymadığını, halktan duyarlı davranış beklediklerini dile getirerek, en kısa zamanda Orta Afrika Cumhuriyeti'nde ihtiyacı olan sadece Müslüman değil, zorda olan din gruplarındaki insanlara da yardım ulaştırmak istediklerini söyledi.
Yeryüzü Doktorları Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Kınık ise Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki insanlık krizinin her geçen gün biraz daha kötüye gittiğini belirterek, "Bu süreçte Birleşmiş Milletler (BM), uluslararası sivil toplum kuruluşları ve Türkiye'deki insani yardım kuruluşlarının birtakım çalışmaları ve çabaları oldu ama maalesef, bu insani krizle karşılaştırdığımızda halen etkisi sahada gözükmüyor" dedi.
Ülke içinde yaklaşık 700 bine yakın insanın iç mülteci pozisyonuna düştüğünü, ülke dışında da 400 bine yakın mülteci olduğunu ifade eden Kınık, özellikle Müslüman topluluklara karşı halen hayati tehlikeler ve risklerin devam ettiğini, gerek Müslümanlar'ın yaşadığı küçük köylerde, kasabalarda gerekse kaçmaya çalışanların, yollarda saldırılara uğradığını söyledi.
- Çad'a gidecek sağlık ekibi hazırlık yapıyor
Komşu ülkelere kaçan mültecilere yönelik sınırlı da olsa BM ve uluslararası kuruluşların yaptığı çalışmaların yeterli olmadığını, can güvenliği nedeniyle sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını yapamadıklarını ifade eden Kınık, şunları söyledi:
"Türkiye'deki çalışmalar ise gelen yardımların azlığı nedeniyle sahada kısıtlı bir etki oluşturacak. Olay çok büyük. Büyük bir insani kriz. Fakat krizle orantılı bir yardım, gerek kamuda gerekse sivil toplumda ve halkta gözükmüyor. İslam dünyasından da Orta Afrika'daki krize yönelik yardım çabaları ve faaliyetler çok cılız ve yetersiz. Elimizdeki imkanlarla oluşturmaya çalıştığımız kaynaklarla ve gönüllülerimizle çalışma yürütüyoruz. İlk ekibimiz vize işlemleriyle uğraşıyor. Çad'daki mültecilere sağlık hizmeti vermek üzere yola çıkacak. Hazırlıklarını yapıyor. Çad'a gidecek uçakta da tıbbi malzeme, ilaç olacak. Özellikle başlayacak olan yağmur sezonuyla beraber oluşacak olası bulaşıcı hastalık salgınlarının önüne geçmek için içme suyu temizleme, hijyen kitleri tedarik etmeye çalışıyoruz."
Orta Afrika'da hastanelerin ve sağlık tesislerinin çoğunun yağmalandığını, sağlık çalışanlarının yüzde 80'inin, ülke dışına kaçtığını, sağlık sisteminin tamamen çöktüğünü vurgulayarak, "Orta Afrika'nın içinde tespit ettiğimiz bir iki bölgede yeni bir sağlık tesisi kapasitesi oluşturmak için çalışıyoruz. İçerideki mültecilerin durumu çok daha kötü. İzin verilirse malzemeleri sevk edebilirsek, bir sağlık merkezi, küçük bir hastane kurmayı planlıyoruz" diye konuştu.
Kınık, temiz içme suyu ve tuvalet ihtiyacının hijyenik bir şekilde karşılanmamasından dolayı kolera ve mikroplu ishal salgınları beklediklerini, üst solunum yolları enfeksiyonları, menenjit ve zatürrenin de ileri aşamada görülebileceğini dile getirerek, bunlar için koruyucu hekimlik çalışması yürüttüklerini kaydetti.
Kaynak: AA
Erkoç, Çad'a insani yardım götürmek için 8 Mayıs'ta kalkacak uçağın, dış işlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle 15 Mayıs'ta hareket edeceğini, ikinci uçağın da Kamerun'a gönderileceğini ifade etti.
Yardımların devam edeceğini bildiren Erkoç, Orta Afrika'daki 900 bine yakın Müslüman'ın 100 bininin Çad'daki kamplarda, 70 bininin de Kamerun'da olduğunu, yine Sudan ve Kongo'da da mülteci bulunduğunu vurguladı.
Turan Erkoç, şöyle devam etti:
"Önceliğimiz hem Çad'daki hem Kamerun'daki göçmenler ile içeride güç durumda olanlar. Orta Afrika Cumhuriyeti'ndekilerin çoğu kuzeye göç etti. Çad'daki 100 bin kişinin, Çad hükümetinin zorlaması nedeniyle ayrılma durumu var. Orta Afrika Cumhuriyeti'nin kuzey tarafında bazı yerleşim birimlerini projelendiriyoruz. Kendi kendilerine yetebilecek bir projelendirme yapıyoruz. Kendi kulübelerini yapabilmeleri, kendi tarlalarında ürün yetiştirebilmeleri konusunda hazırlığımız var. Kendi imkanlarıyla yerel malzemelerden çok çabuk kulübeler yapabilmelerini planlıyoruz. Orada bu mevsimde pirinç ve darı ekilebilir. Bunları oradaki toprağa uyumlu tohumlardan temin edeceğiz. Buradan götürebilecek ürünlerle ilgili de araştırma yapıyoruz. Bölgeye uygun ürünleri yetiştirmeye çalışacağız. Adeta onlara balık tutmayı öğreteceğiz. Beslenme, giyim ve ilaç gibi acil ihtiyaçlarını karşılamanın yanında, sonrasında kendi kendilerine yetebilecek duruma gelmelerini sağlayacağız. Tarım konusunda eğitim vereceğiz."
- "Halktan duyarlı davranış bekliyoruz"
En önemli ihtiyaçların özellikle beslenme, giyim ve ilaç olduğunu vurgulayan Erkoç, bölgede salgın hastalık konusunda tedbirlerin alınmasına dikkat ettiklerini söyledi.
İhtiyaç duyulan ilaçlarının tamamının götürüleceğini ifade eden Erkoç, sıtma, hijyenik ortam olmadığı için uyuz ve kaşıntı türü rahatsızlıklar, kızamık gibi bulaşıcı hastalıkların görüldüğünü anlattı.
AFAD'ın kampanya sorumlusu Turan Erkoç, ölen 30 bin Müslüman'ın sesini kimsenin duymadığını, halktan duyarlı davranış beklediklerini dile getirerek, en kısa zamanda Orta Afrika Cumhuriyeti'nde ihtiyacı olan sadece Müslüman değil, zorda olan din gruplarındaki insanlara da yardım ulaştırmak istediklerini söyledi.
Yeryüzü Doktorları Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Kınık ise Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki insanlık krizinin her geçen gün biraz daha kötüye gittiğini belirterek, "Bu süreçte Birleşmiş Milletler (BM), uluslararası sivil toplum kuruluşları ve Türkiye'deki insani yardım kuruluşlarının birtakım çalışmaları ve çabaları oldu ama maalesef, bu insani krizle karşılaştırdığımızda halen etkisi sahada gözükmüyor" dedi.
Ülke içinde yaklaşık 700 bine yakın insanın iç mülteci pozisyonuna düştüğünü, ülke dışında da 400 bine yakın mülteci olduğunu ifade eden Kınık, özellikle Müslüman topluluklara karşı halen hayati tehlikeler ve risklerin devam ettiğini, gerek Müslümanlar'ın yaşadığı küçük köylerde, kasabalarda gerekse kaçmaya çalışanların, yollarda saldırılara uğradığını söyledi.
- Çad'a gidecek sağlık ekibi hazırlık yapıyor
Komşu ülkelere kaçan mültecilere yönelik sınırlı da olsa BM ve uluslararası kuruluşların yaptığı çalışmaların yeterli olmadığını, can güvenliği nedeniyle sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını yapamadıklarını ifade eden Kınık, şunları söyledi:
"Türkiye'deki çalışmalar ise gelen yardımların azlığı nedeniyle sahada kısıtlı bir etki oluşturacak. Olay çok büyük. Büyük bir insani kriz. Fakat krizle orantılı bir yardım, gerek kamuda gerekse sivil toplumda ve halkta gözükmüyor. İslam dünyasından da Orta Afrika'daki krize yönelik yardım çabaları ve faaliyetler çok cılız ve yetersiz. Elimizdeki imkanlarla oluşturmaya çalıştığımız kaynaklarla ve gönüllülerimizle çalışma yürütüyoruz. İlk ekibimiz vize işlemleriyle uğraşıyor. Çad'daki mültecilere sağlık hizmeti vermek üzere yola çıkacak. Hazırlıklarını yapıyor. Çad'a gidecek uçakta da tıbbi malzeme, ilaç olacak. Özellikle başlayacak olan yağmur sezonuyla beraber oluşacak olası bulaşıcı hastalık salgınlarının önüne geçmek için içme suyu temizleme, hijyen kitleri tedarik etmeye çalışıyoruz."
Orta Afrika'da hastanelerin ve sağlık tesislerinin çoğunun yağmalandığını, sağlık çalışanlarının yüzde 80'inin, ülke dışına kaçtığını, sağlık sisteminin tamamen çöktüğünü vurgulayarak, "Orta Afrika'nın içinde tespit ettiğimiz bir iki bölgede yeni bir sağlık tesisi kapasitesi oluşturmak için çalışıyoruz. İçerideki mültecilerin durumu çok daha kötü. İzin verilirse malzemeleri sevk edebilirsek, bir sağlık merkezi, küçük bir hastane kurmayı planlıyoruz" diye konuştu.
Kınık, temiz içme suyu ve tuvalet ihtiyacının hijyenik bir şekilde karşılanmamasından dolayı kolera ve mikroplu ishal salgınları beklediklerini, üst solunum yolları enfeksiyonları, menenjit ve zatürrenin de ileri aşamada görülebileceğini dile getirerek, bunlar için koruyucu hekimlik çalışması yürüttüklerini kaydetti.