Hanefi Bostan: “MEB’in Taşra Atama Yönetmeliği Zulüm Aracıdır Kabul Edilemez”
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M.Hanefi Bostan, “MEB’in taşra atama yönetmeliği zulüm aracıdır kabul edilemez” dedi.
Bostan yaptığı açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığı Taşra Teşkilatı Yöneticilerinin Yer Değiştirme Suretiyle Atanmaları Hakkındaki Yönetmelik 4 Temmuz 2013 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelik, şimdiye kadar taşra teşkilatı yöneticilerine yapılan haksızlık ve zulümler yetmemiş gibi, yeni katmerli zulümleri beraberinde getirmektedir. Nitekim Yönetmelik incelendiğinde çok çeşitli sıkıntıların taşra yöneticilerini beklediği görülecektir” dedi.
Sendika olarak rotasyona hep karşı çıktıklarını belirten Bostan, “Türk Eğitim Sen olarak rotasyona hep karşı çıktık. Nitekim şimdiye kadar yapılan rotasyonlarda kamu yararı hiç görmedik ama bir sendikanın ‘dinozor müdürler gitsin de, ne olursa olsun’ mantığı ile desteklediği rotasyon, daha sonra müdür yardımcılarına, başmüdür yardımcılarına uygulanmış, sonrasında ise tüm memur ve öğretmenlere iller arası rotasyon uygulaması gündeme gelmiştir. Şu anda TBMM'de kanunlaşmış olan torba yasada, tüm memur ve öğretmenleri kapsayan bir iller arası rotasyon, kanun haline gelmemişse, bunun sebebi önümüzdeki süreçte yaşanacak seçimlerdir. Bu seçimler bittiğinde şartlar aynı kalırsa tüm memur ve öğretmenleri kapsayan bir iller arası rotasyon uygulaması kesinlikle dayatılacaktır” ifadelerini kullandı.
Bostan, “Rotasyon uygulamasını destekleyen az sayıda çalışan olduğunu biliyoruz. Bu arkadaşlarımız ya kenar mahallelerden merkeze ya da mahrumiyet bölgelerinden batı illerine gidebilmenin tek yolu olarak rotasyonu gördükleri için bu uygulamayı desteklemektedir. Yıllarca mahrumiyet bölgelerinde çalışanların bu düşüncelerin içinde olmaları hiç de yanlış olmamakla beraber, rotasyonun dertlerine ne kadar çözüm olacağı da tartışılır. Tıpkı taşra yöneticilerine uygulanacak olan rotasyon da olduğu gibi. Taşra yöneticileri rotasyon yönetmeliği incelendiğinde, yönetici ya kendi il, hariç olmak üzere kendi hizmet bölgesinde, ya alt, ya da bir üst hizmet bölgesinde görev yapmak zorunda kalacaktır. Bu şu anlama gelmektedir; 3-4-5 inci hizmet bölgelerinde görev yapan taşra yöneticileri 1 ve 2 bölgeye tayin isteyemeyeceklerdir. 5. bölgede çalışan bir yönetici, ya yine 5. bölgeden bir il ya da 4. bölgeden bir il seçebilecektir. Bu illerden 40 tercih hakkına sahip bulunmaktadırlar. 5. bölgede 15 yıl-20 yıl görev yapmış bir yönetici 1 ve 2. bölgelere gidemeyecektir” dedi.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “1. bölgede görev yapan bir yönetici de ya 1. ya da 2. bölgeden 40 tercih hakkına sahiptir. Tercihlerine yerleşemeyenler kura yoluyla atanacaktır. Bu durumda, söz konusu yöneticilerin 3-4 veya 5. bölgelere verilmesinin önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. En azından yönetmelikte böyle bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durumda 1 veya 2. bölgede görev yapan yöneticiler, tercihlerine yerleşememe durumunda kura ile 4 veya 5. bölgelerde çalışmak durumunda kalabilecektir. Bu halde de 20-25 yıldır görev yapan yöneticiler, bundan sonraki yer değiştirme dönemlerinde de, bu yönetmeliğe tabi olacakları için 4-5. hizmet bölgelerinden bir üst bölgelere yer değiştirebilecektir. Bu eksikler belki kılavuzla düzenlenerek, bir kısım yanlışların veya yanlış anlamaların önüne geçilebilir ama yönetmelikten anladığımız bu şekildedir. Ayrıca Ek 1 sayılı cetvelde 4-5 ve 6. bölge illerde 50 binden az, diğer bölgelerde 100 binden az nüfusa sahipse doğduğunuz yere ve doğmamış dahi olsanız 15 yıl ikamet ettiğiniz yere yer değiştirme yaptıramamanızın mantığı nedir? Madem rotasyon uygulaması başlayacaktır, rotasyon kapsamında bu tür kısıtlamaların bir anlamı olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Yönetmeliği zulüm olarak nitelendiren Bostan, “Bu yönetmelik, yıllardır görev yapan taşra yöneticilerine uygulanacak olan bir zulüm yönetmeliğidir. Düşünene de, yazana da, onaylayana da iyi niyet beslememiz mümkün değildir. Kaldı ki, MEB Teşkilat Kanunu’nda il müdürleri de rotasyon kapsamında olmasına rağmen, yönetmelikte il müdürlerinin kapsam dışında tutulması tam bir çifte standarttır. Halbuki bir rotasyon uygulaması yapılacaksa, bu, öncelikle il müdürlerini kapsamalıdır, ancak MEB’in üst düzey bilgi ve tecrübeye sahip bürokratları, böyle emir buyurmuşlar. Binlerce geçici vekil taşra yöneticisinin bulunduğu Milli Eğitim Bakanlığı'nda kadrolu yöneticilere reva görülen bu muamele, MEB’in ne kadar gayrı samimi politikalar uyguladığını göstermektedir. Yıllardır geçici, torpilli görevli yöneticiler için hiçbir şey yapmayan, şube müdürlüğü sınavı dahi açmayan MEB, kadrolu yöneticileri açıkça cezalandırmaktadır. Bir tür işkence uygulayarak emekli olmaya zorlamaktadır” dedi.
Yönetmeliğin geçmiş çalışmaları yok sayacak nitelikte olduğunu iddia eden Bostan, “Bu yönetmelik, göreve henüz başlamış ya da başlayacak olan yöneticilere uygulanacak olsa bir sözümüz olmaz, ancak yıllardır görev yapan insanlara uygulamak bu insanların tüm çalışmalarını, düzenlerini sıfır saymak demektir. Kaldı ki, bu insanların birçoğu aynı unvanla olmasa da, öğretmen veya bir başka görevde bu bölgelerde çalışmış ve emek vermiş insanlardır. Bu insanların geçmiş çalışmalarını yok saymak, yıllarca verdikleri emeği hiç hesaba katmamak kabul edilemez” dedi
Bostan, “Türk Eğitim Sen olarak, Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’yı imzaladığı yönetmeliği bir daha ama ne anlama geldiğini anlayarak okumaya, MEB Müsteşarı Yusuf Tekin ve bazı aklı evvel bürokratlarını da akıl ve izana davet ediyoruz. Anlaşılan, sizin rotasyon zamanınız gelmiş, inşallah millet de sizi, böyle kuralsız rotasyonlara tabi tutar da, gidişiniz olur gelişiniz olmaz” ifadelerini kullandı
Bostan sözlerini şöyle sürdürdü:
“MEB’in yapması gereken en akıllıca iş, bu tür yönetmelikleri yürürlükten kaldırarak huzursuzlukları ve zulümleri ortadan kaldırmak olmalıdır. Birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz bugünlerde yeni huzursuzluk alanları açmak kimseye faydası olmayacaktır. Hak, hukuk nedir bilmeyen, adalet mefhumundan veba görür gibi kaçan bir yönetimin geleceği hayra alamet değildir. Her ne olursa olsun, Türk Eğitim Sen olarak zulme rıza göstermemiz söz konusu olamaz. Zulüm Yönetmeliğine dava açacağımız gibi, her üyemizin hakkını sonuna kadar savunacağımızı ve gerekli davaların açılması için her türlü hukuki desteği sağlayacağımızın bilinmesini istiyoruz.”
Kaynak: İHA
Sendika olarak rotasyona hep karşı çıktıklarını belirten Bostan, “Türk Eğitim Sen olarak rotasyona hep karşı çıktık. Nitekim şimdiye kadar yapılan rotasyonlarda kamu yararı hiç görmedik ama bir sendikanın ‘dinozor müdürler gitsin de, ne olursa olsun’ mantığı ile desteklediği rotasyon, daha sonra müdür yardımcılarına, başmüdür yardımcılarına uygulanmış, sonrasında ise tüm memur ve öğretmenlere iller arası rotasyon uygulaması gündeme gelmiştir. Şu anda TBMM'de kanunlaşmış olan torba yasada, tüm memur ve öğretmenleri kapsayan bir iller arası rotasyon, kanun haline gelmemişse, bunun sebebi önümüzdeki süreçte yaşanacak seçimlerdir. Bu seçimler bittiğinde şartlar aynı kalırsa tüm memur ve öğretmenleri kapsayan bir iller arası rotasyon uygulaması kesinlikle dayatılacaktır” ifadelerini kullandı.
Bostan, “Rotasyon uygulamasını destekleyen az sayıda çalışan olduğunu biliyoruz. Bu arkadaşlarımız ya kenar mahallelerden merkeze ya da mahrumiyet bölgelerinden batı illerine gidebilmenin tek yolu olarak rotasyonu gördükleri için bu uygulamayı desteklemektedir. Yıllarca mahrumiyet bölgelerinde çalışanların bu düşüncelerin içinde olmaları hiç de yanlış olmamakla beraber, rotasyonun dertlerine ne kadar çözüm olacağı da tartışılır. Tıpkı taşra yöneticilerine uygulanacak olan rotasyon da olduğu gibi. Taşra yöneticileri rotasyon yönetmeliği incelendiğinde, yönetici ya kendi il, hariç olmak üzere kendi hizmet bölgesinde, ya alt, ya da bir üst hizmet bölgesinde görev yapmak zorunda kalacaktır. Bu şu anlama gelmektedir; 3-4-5 inci hizmet bölgelerinde görev yapan taşra yöneticileri 1 ve 2 bölgeye tayin isteyemeyeceklerdir. 5. bölgede çalışan bir yönetici, ya yine 5. bölgeden bir il ya da 4. bölgeden bir il seçebilecektir. Bu illerden 40 tercih hakkına sahip bulunmaktadırlar. 5. bölgede 15 yıl-20 yıl görev yapmış bir yönetici 1 ve 2. bölgelere gidemeyecektir” dedi.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “1. bölgede görev yapan bir yönetici de ya 1. ya da 2. bölgeden 40 tercih hakkına sahiptir. Tercihlerine yerleşemeyenler kura yoluyla atanacaktır. Bu durumda, söz konusu yöneticilerin 3-4 veya 5. bölgelere verilmesinin önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. En azından yönetmelikte böyle bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durumda 1 veya 2. bölgede görev yapan yöneticiler, tercihlerine yerleşememe durumunda kura ile 4 veya 5. bölgelerde çalışmak durumunda kalabilecektir. Bu halde de 20-25 yıldır görev yapan yöneticiler, bundan sonraki yer değiştirme dönemlerinde de, bu yönetmeliğe tabi olacakları için 4-5. hizmet bölgelerinden bir üst bölgelere yer değiştirebilecektir. Bu eksikler belki kılavuzla düzenlenerek, bir kısım yanlışların veya yanlış anlamaların önüne geçilebilir ama yönetmelikten anladığımız bu şekildedir. Ayrıca Ek 1 sayılı cetvelde 4-5 ve 6. bölge illerde 50 binden az, diğer bölgelerde 100 binden az nüfusa sahipse doğduğunuz yere ve doğmamış dahi olsanız 15 yıl ikamet ettiğiniz yere yer değiştirme yaptıramamanızın mantığı nedir? Madem rotasyon uygulaması başlayacaktır, rotasyon kapsamında bu tür kısıtlamaların bir anlamı olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Yönetmeliği zulüm olarak nitelendiren Bostan, “Bu yönetmelik, yıllardır görev yapan taşra yöneticilerine uygulanacak olan bir zulüm yönetmeliğidir. Düşünene de, yazana da, onaylayana da iyi niyet beslememiz mümkün değildir. Kaldı ki, MEB Teşkilat Kanunu’nda il müdürleri de rotasyon kapsamında olmasına rağmen, yönetmelikte il müdürlerinin kapsam dışında tutulması tam bir çifte standarttır. Halbuki bir rotasyon uygulaması yapılacaksa, bu, öncelikle il müdürlerini kapsamalıdır, ancak MEB’in üst düzey bilgi ve tecrübeye sahip bürokratları, böyle emir buyurmuşlar. Binlerce geçici vekil taşra yöneticisinin bulunduğu Milli Eğitim Bakanlığı'nda kadrolu yöneticilere reva görülen bu muamele, MEB’in ne kadar gayrı samimi politikalar uyguladığını göstermektedir. Yıllardır geçici, torpilli görevli yöneticiler için hiçbir şey yapmayan, şube müdürlüğü sınavı dahi açmayan MEB, kadrolu yöneticileri açıkça cezalandırmaktadır. Bir tür işkence uygulayarak emekli olmaya zorlamaktadır” dedi.
Yönetmeliğin geçmiş çalışmaları yok sayacak nitelikte olduğunu iddia eden Bostan, “Bu yönetmelik, göreve henüz başlamış ya da başlayacak olan yöneticilere uygulanacak olsa bir sözümüz olmaz, ancak yıllardır görev yapan insanlara uygulamak bu insanların tüm çalışmalarını, düzenlerini sıfır saymak demektir. Kaldı ki, bu insanların birçoğu aynı unvanla olmasa da, öğretmen veya bir başka görevde bu bölgelerde çalışmış ve emek vermiş insanlardır. Bu insanların geçmiş çalışmalarını yok saymak, yıllarca verdikleri emeği hiç hesaba katmamak kabul edilemez” dedi
Bostan, “Türk Eğitim Sen olarak, Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’yı imzaladığı yönetmeliği bir daha ama ne anlama geldiğini anlayarak okumaya, MEB Müsteşarı Yusuf Tekin ve bazı aklı evvel bürokratlarını da akıl ve izana davet ediyoruz. Anlaşılan, sizin rotasyon zamanınız gelmiş, inşallah millet de sizi, böyle kuralsız rotasyonlara tabi tutar da, gidişiniz olur gelişiniz olmaz” ifadelerini kullandı
Bostan sözlerini şöyle sürdürdü:
“MEB’in yapması gereken en akıllıca iş, bu tür yönetmelikleri yürürlükten kaldırarak huzursuzlukları ve zulümleri ortadan kaldırmak olmalıdır. Birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz bugünlerde yeni huzursuzluk alanları açmak kimseye faydası olmayacaktır. Hak, hukuk nedir bilmeyen, adalet mefhumundan veba görür gibi kaçan bir yönetimin geleceği hayra alamet değildir. Her ne olursa olsun, Türk Eğitim Sen olarak zulme rıza göstermemiz söz konusu olamaz. Zulüm Yönetmeliğine dava açacağımız gibi, her üyemizin hakkını sonuna kadar savunacağımızı ve gerekli davaların açılması için her türlü hukuki desteği sağlayacağımızın bilinmesini istiyoruz.”