Kılıçdaroğlu: “biz Barışı Kendi Özgür İrademizle Kurmak İsteriz”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, başkanlık sistemine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “İyi niyetlerle bakıyoruz, iyi niyetlerle masaya oturduk ama başkanlık sistemi geldi.
Orada soru işaretlerimiz var ve bu konuda itirazlarımız var. Çünkü 150 yıllık bir parlamenter rejimimiz var, oturmuş bir rejimdir. Zaman zaman sorunları var ama sorunları aşmakta siyaset kurumunun görevidir” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Of-Hayrat Kültür ve Yardımlaşma Derneği Anadolu Yakası Şubesi’nin düzenlediği geceye katıldı.
Büyük Kulüp’te düzenlenen geceye CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP Gurup Başkanvekili Akif Hamza Çebi, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Of Hayrat Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Hasan Çakıroğlu ve çok sayıda davetli katıldı.
Burada kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin konularda açıklamalarda bulundu. Başkanlık sistemi ve barış süreci konularını ele alan Kılıçdaroğlu, “CHP genel başkanı olarak iki temel konuda duyduğumuz sorumluluğun gereği düşüncelerimi sizlere açıklamak istiyorum. Bunlardan birincisi şu; yeni bir anayasa yapılıyor. Partide görevlendirdiğimiz bir grup arkadaşımız var. Bunlar uzlaşma komisyonunda görev yapıyorlar. Amacımız Türkiye’nin demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti çerçevesinde güçlendirilmesi ve yazılacak anayasanın da ülkede yaşayan 74 milyon yurttaşında kabul edeceği bir anayasa olması. Anayasalar bütün demokrasilerde toplumsal uzlaşma metinleridir. Her yurttaş anayasa kitapçığını eline aldığında bu benim anayasamdır diye gurur duyar, bizim de amacımız böyle bir anayasayı Türkiye’ye kazandırmak” dedi.
Çok iyi niyetle masaya oturduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Çok iyi niyetlerle masaya oturduk. Zaman zaman aksamalar oluyor ama unutmamamız gereken bir şey demokrasiler bir uzlaşma rejimidir. Farklı siyasal partiler vardır, farklı görüşler vardır. Bunlar demokrasinin kazancıdır, zenginliğidir. Dolayısıyla bu çerçevede olaylara bakıp bir uzlaşma kültürünü Türkiye’de egemen kılmaktır. Anayasa o nedenle toplumsal uzlaşma metinleri olarak yer alır” diye konuştu.
“BİZ BİR İMPARATORLUĞUN KÜLLERİNDEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ KURDUK”
Başkanlık sistemini eleştiren Kılıçdaroğlu, “İyi niyetlerle bakıyoruz, iyi niyetlerle masaya oturduk ama başkanlık sistemi geldi. Orada soru işaretlerimiz var ve bu konuda itirazlarımız var. Çünkü 150 yıllık bir parlamenter rejimimiz var, oturmuş bir rejimdir. Zaman zaman sorunları var ama sorunları aşmakta siyaset kurumunun görevidir. İkinci temel konu yaşadığımız süreç. Herhalde hepimizin üzerinde yüzde yüz mutabık kaldığı bir konu var. Ülkemizin demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olduğu ülkemizin adının Türkiye Cumhuriyeti olduğu ve ülkemizin üniter yapısıdır. Biz bir imparatorluğun küllerinden Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk. Her etnik kimlikten insanımız var, bunlar bizim zenginliğimizdir. Hiç kimseyi ötekileştirme hakkımız yok. Herkesin kimliğine, herkesin inancına saygı duymak her şeyden önce bir siyasetçinin görevidir. Çünkü biz her yurttaştan oy isteriz. Mademki her yurttaştan oy istiyoruz, her yurttaşa eşit davranmak zorundayız” şeklinde konuştu.
‘Kendi ülkemizin çıkarlarını terör örgütleriyle pazarlığa oturarak çözmek istemeyiz’ şeklinde konuşan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sevgili Oflu kardeşlerim; meseleye böyle bakınca hiç kimse kendi ülkesinde terör olsun istemez. Herkes barıştan yanadır, barışı hiçbir ülke dünyada reddetmez. Barış varken savaşa ne gerek var, teröre ne gerek var. Barış üzerine odaklanmamız gerekir ama barışın koşulları vardır. Biz kendi ülkemizde barış isterken kendi ülkemizin üniter yapısından ödün vermek istemeyiz. Kendi ülkemizin çıkarlarını terör örgütleriyle pazarlığa oturarak çözmek istemeyiz. Biz kendi ülkemizde barışı kendi özgür irademizle kurmak isteriz. İşin özü budur, işin temeli budur.”
“ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA EN ÇOK ÇALIŞAN PARTİ BİZİZ”
Çözüm için en çok çalışan partinin CHP olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Zaman zaman bizi eleştirirler. ‘CHP’nin bu konuda kesin bir görüşü yoktur’ diye. Oysa sorunun çözümü konusunda en çok çalışan parti biziz, en çok görüş beyan eden parti biziz. Biz sorunu akılla ve mantıkla, ülkemizin birliği bütünlüğü içinde çözmek isteriz. Eğer siz sorunu uluslar arası masalarda çözmeye kalkarsınız hiç kimsenin endişesi olmasın o sorunun çözümü Türkiye aleyhine olur. Endişemiz budur, bu endişeyi her yerde her yurttaşla paylaştık. Ülkemizin birliği ve dirliği bizim için her şeyden önemlidir. Partinin çıkarları vardır ama ülkenin çıkarları partinin çıkarlarının üstündedir” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Eğer siz kapalı kapılar ardında pazarlık yapar, halkın destek vermeyeceği anlaşmaların altına imza atarsanız onun karşısında öncelikle biz durmak zorundayız. CHP olarak hedefimiz bu ülkenin birliğine evet, huzura evet, teröre hayır, ama neyin karşılığında barış ben bilmek zorundayım. Bu ülkenin işçisi bilmek zorunda, işvereni, gazetecisi bilmek zorunda, bu ülkenin işsizi de bilmek zorunda. Bilen var mı? Yok. O zaman sormayacak mıyız nedir peki bu işin özü nedir? Öğrenmek istediğimiz budur” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: İHA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Of-Hayrat Kültür ve Yardımlaşma Derneği Anadolu Yakası Şubesi’nin düzenlediği geceye katıldı.
Büyük Kulüp’te düzenlenen geceye CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP Gurup Başkanvekili Akif Hamza Çebi, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Of Hayrat Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Hasan Çakıroğlu ve çok sayıda davetli katıldı.
Burada kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin konularda açıklamalarda bulundu. Başkanlık sistemi ve barış süreci konularını ele alan Kılıçdaroğlu, “CHP genel başkanı olarak iki temel konuda duyduğumuz sorumluluğun gereği düşüncelerimi sizlere açıklamak istiyorum. Bunlardan birincisi şu; yeni bir anayasa yapılıyor. Partide görevlendirdiğimiz bir grup arkadaşımız var. Bunlar uzlaşma komisyonunda görev yapıyorlar. Amacımız Türkiye’nin demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti çerçevesinde güçlendirilmesi ve yazılacak anayasanın da ülkede yaşayan 74 milyon yurttaşında kabul edeceği bir anayasa olması. Anayasalar bütün demokrasilerde toplumsal uzlaşma metinleridir. Her yurttaş anayasa kitapçığını eline aldığında bu benim anayasamdır diye gurur duyar, bizim de amacımız böyle bir anayasayı Türkiye’ye kazandırmak” dedi.
Çok iyi niyetle masaya oturduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Çok iyi niyetlerle masaya oturduk. Zaman zaman aksamalar oluyor ama unutmamamız gereken bir şey demokrasiler bir uzlaşma rejimidir. Farklı siyasal partiler vardır, farklı görüşler vardır. Bunlar demokrasinin kazancıdır, zenginliğidir. Dolayısıyla bu çerçevede olaylara bakıp bir uzlaşma kültürünü Türkiye’de egemen kılmaktır. Anayasa o nedenle toplumsal uzlaşma metinleri olarak yer alır” diye konuştu.
“BİZ BİR İMPARATORLUĞUN KÜLLERİNDEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ KURDUK”
Başkanlık sistemini eleştiren Kılıçdaroğlu, “İyi niyetlerle bakıyoruz, iyi niyetlerle masaya oturduk ama başkanlık sistemi geldi. Orada soru işaretlerimiz var ve bu konuda itirazlarımız var. Çünkü 150 yıllık bir parlamenter rejimimiz var, oturmuş bir rejimdir. Zaman zaman sorunları var ama sorunları aşmakta siyaset kurumunun görevidir. İkinci temel konu yaşadığımız süreç. Herhalde hepimizin üzerinde yüzde yüz mutabık kaldığı bir konu var. Ülkemizin demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olduğu ülkemizin adının Türkiye Cumhuriyeti olduğu ve ülkemizin üniter yapısıdır. Biz bir imparatorluğun küllerinden Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk. Her etnik kimlikten insanımız var, bunlar bizim zenginliğimizdir. Hiç kimseyi ötekileştirme hakkımız yok. Herkesin kimliğine, herkesin inancına saygı duymak her şeyden önce bir siyasetçinin görevidir. Çünkü biz her yurttaştan oy isteriz. Mademki her yurttaştan oy istiyoruz, her yurttaşa eşit davranmak zorundayız” şeklinde konuştu.
‘Kendi ülkemizin çıkarlarını terör örgütleriyle pazarlığa oturarak çözmek istemeyiz’ şeklinde konuşan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sevgili Oflu kardeşlerim; meseleye böyle bakınca hiç kimse kendi ülkesinde terör olsun istemez. Herkes barıştan yanadır, barışı hiçbir ülke dünyada reddetmez. Barış varken savaşa ne gerek var, teröre ne gerek var. Barış üzerine odaklanmamız gerekir ama barışın koşulları vardır. Biz kendi ülkemizde barış isterken kendi ülkemizin üniter yapısından ödün vermek istemeyiz. Kendi ülkemizin çıkarlarını terör örgütleriyle pazarlığa oturarak çözmek istemeyiz. Biz kendi ülkemizde barışı kendi özgür irademizle kurmak isteriz. İşin özü budur, işin temeli budur.”
“ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA EN ÇOK ÇALIŞAN PARTİ BİZİZ”
Çözüm için en çok çalışan partinin CHP olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Zaman zaman bizi eleştirirler. ‘CHP’nin bu konuda kesin bir görüşü yoktur’ diye. Oysa sorunun çözümü konusunda en çok çalışan parti biziz, en çok görüş beyan eden parti biziz. Biz sorunu akılla ve mantıkla, ülkemizin birliği bütünlüğü içinde çözmek isteriz. Eğer siz sorunu uluslar arası masalarda çözmeye kalkarsınız hiç kimsenin endişesi olmasın o sorunun çözümü Türkiye aleyhine olur. Endişemiz budur, bu endişeyi her yerde her yurttaşla paylaştık. Ülkemizin birliği ve dirliği bizim için her şeyden önemlidir. Partinin çıkarları vardır ama ülkenin çıkarları partinin çıkarlarının üstündedir” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Eğer siz kapalı kapılar ardında pazarlık yapar, halkın destek vermeyeceği anlaşmaların altına imza atarsanız onun karşısında öncelikle biz durmak zorundayız. CHP olarak hedefimiz bu ülkenin birliğine evet, huzura evet, teröre hayır, ama neyin karşılığında barış ben bilmek zorundayım. Bu ülkenin işçisi bilmek zorunda, işvereni, gazetecisi bilmek zorunda, bu ülkenin işsizi de bilmek zorunda. Bilen var mı? Yok. O zaman sormayacak mıyız nedir peki bu işin özü nedir? Öğrenmek istediğimiz budur” diyerek sözlerini tamamladı.