Özgürlük ve demokrasi iklimi yaratmalıyız

Gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, “AKP, TBMM’yi dışlayarak Öcalan/Kandil’le iş birliği halinde. CHP’ye göre çözümün adresi TBMM’dir. Toplumsal barışın kalıcı olarak tesisi CHP’nin ana hedeflerindendir” dedi

Özgürlük ve demokrasi iklimi yaratmalıyız
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, toplumsal barışa katkı sağlamak amacıyla hazırlanan “Demokrasi, Hukuk ve Toplumsal Barış İçin CHP 'nin Önerileri ve Öncelikleri” başlıklı 12 maddeyi kamuoyuna açıkladı. Kılıçdaroğlu, gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle Swiss Otel 'de kahvaltıda bir araya geldi. Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, uzun süredir basında CHP 'ye yönelik eleştiriler yapıldığını belirterek, 90 yıllık geçmişi olan partinin genel başkanı olarak bir olayı irdelerken ayak üstü görüş bildirmeyi doğru bulmadığını söyledi.

CHP 'nin bakış açısı
Kılıçdaroğlu, 'CHP 'nin Kürt sorununa bakışı nedir? ', 'CHP 'nin çözüm sürecine ilişkin tutumu nedir? ', 'CHP sürecin içinde olmalı ve AK Parti ile işbirliği yaparak sürece katkı vermelidir'deniyor. CHP, bunu neden yapmıyor? ', 'CHP 'nin sürece ilişkin kaygıları nedir? ', 'Çözüm arayışı nasıl yürütülmelidir ', 'Çözüm arayışında önemli ve öncelikli olan nedir? ', 'CHP, AK Parti 'nin önerdiği 'Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu 'na neden üye vermemiştir? ', 'CHP, Kürt meselesinin çözümü için bugüne kadar ne yapmıştır? ', 'Çözüm süreci Türkiye 'nin geleceğini, birliğini güçlendirir. CHP, bu hususta ne düşünmektedir? ', 'CHP, bu süreç karşısında ne yapmakta, ne amaçlamaktadır?'ve 'CHP 'nin önerisi nedir'başlıklarına ilişkin görüşlerini aktardı.

Eksik demokrasi
Belgede, CHP 'nin Kürt sorununa bakışına yer verdiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Kürt sorunu eksik demokrasi, hak ihlalleri ve eşitsizlikten beslenen bir sorundur. Öncelikli görev, bu zemini ortadan kaldırmak, bireysel hak ve eşiklik ile özgürlüklerin önünü açarak vatandaşlarımızın huzur, refah ve mutluluklarını sağlamaktır” dedi.
CHP 'nin çözüm süreciyle ilgili tutumunun ne olduğuna ilişkin değişik kanallardan eleştirilere maruz kaldıklarını belirten Kılıçdaroğlu, halkın, terörün bitirilmesi, Kürt sorunun barışçıl yollarla çözülmesine ilişkin talep ve beklentilerinin arkasında olduklarını kaydetti. Kılıçdaroğlu, CHP 'nin çözüm arayışında toplusal barış ve dayanışmadan yana olduğunu vurgulayarak, partisinin söz konusu sorunların ortadan kaldırılmasına karşı olduğu yolundaki iddiaların gerçek dışı, siyasi amaçlı söylemler olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, AK Parti 'nin yürüttüğü çözüm sürecinin içeriğini açıklanmadığını öne sürerek, “İçeriği açıklanmayan pazarlıklar süreci hakkında halkımızın da paylaştığı ciddi kaygılarımız vardır. CHP 'ye göre çözüm sürecinin adresi TBMM, AK Parti 'ye göre ise Öcalan 'dır” ifadelerini kullandı.
“AK Parti 'nin Türkiye 'nin geleceğini etkileyecek bu kadar önemli bir konuda sessiz kalarak, toplumsal alanı Öcalan 'a bıraktığını” öne süren Kılıçdaroğlu, Suriye 'deki krizin derinleştiği ve Suriye 'nin kuzeyindeki Kürt grupların güç kazandığı bir dönemde AK Parti 'nin PKK ile müzakerelere başlamasının bir takım bölgesel hesapların gündemde olduğu izlenimi verdiğini iddia etti.
Kılıçdaroğlu, “Biz olsaydık, çözüm sürecini şöyle yürütürdük; Kürt meselesi ve terör hükümeti aşan, bütün toplumu ilgilendiren ve çözüm için her kesimin katkısını gerektiren bir konudur. Çözüm arayışı hukuk devleti ilke ve kurallarına ve ülkenin yasalarına göre yürütülmelidir. Çözüm süreci, PKK 'nın belirlediği çerçeve ve koşullara göre değil, hükümetin de içinde yer alacağı bir yöntemle oluşturulacak geniş ve kapsayıcı toplumsal bir mutabakat doğrultusunda yürütülmelidir. Çözüm arayışının Öcalan-Kandil tarafından yönetilmesine izin verilmemelidir” ifadelerini kullandı.

PKK 12 Eylül 'ün eseri
Kılıçdaroğlu, partisinin çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “Bu ülkede barış, özgürlük, demokrasi istiyorsanız yüzde 10 seçim barajını kaldıralım. Bu 12 Eylül 'ün eseridir. PKK, terör de 12 Eylül 'ün eseridir. Demokrasimizde hiç birimizin kabul etmediği lider sultası var. Milletin vekilini liderler değil, millet seçsin. Düşünceyi, ifade ve inanç özgürlüğünü güvence altına alalım. Kim nerede istiyorsa girsin ibadetini yapsın. Toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü bir haktır, güçlendirelim. Din ve vicdan özgürlüğü tartışılamaz. İnançlar arası farklılık gözetilemez. Demokrasi ve insan haklarının önündeki engelleri temizleyelim. Basın hürdür, sansür edilemez. Bunu sağlayalım. Tutuklu siyasetçi, bilim adamı, gazeteci ve öğrenci ayıbına son verelim. Özel yetkili mahkemeleri kaldıralım. Faili meçhuller, yargısız infazlar cezasız bırakılamaz. Gizli tanık, yasa dışı dinlemelerle yargılama olmaz, adalet dağıtılamaz. Türkiye bu yanlıştan kurtulmalıdır. Uludere 'nin hesabı verilmelidir.”

Gereğini yapmıyorsunuz denemez
Bu önerilere ilişkin kanun tekliflerini TBMM 'ye verdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Kimse bize 'Söylüyorsunuz ama gereğini yapmıyorsunuz'diyemez. Verdiğimiz kanun tekliflerinin her hafta birisini önümüzdeki haftadan itibaren TBMM Genel Kurulu 'na indireceğiz. 'Gelin yapalım'diyeceğiz. Sizler de takip edin. Hangi parti samimi, hangisi değil, oturup kararınızı verin. Biz samimiyiz. Bu ülkede demokrasi ve barışın olmasını istiyoruz. Düşüncelerimizi söyledik, önerilerimizi yaptık, kanun tekliflerimizi verdik. Arzumuz bütün siyasal partilerin bunlara destek vermesi ve Türkiye 'de demokrasi ve özgürlük iklimini yaratılmasıdır” şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, “Samimiyeti başka türlü nasıl test edeceğiz? Düşüncelerimizi söyledik, önerilerimizi yaptık, kanun tekliflerimizi verdik. Arzumuz bütün siyasal partilerin bunlara destek vermesi ve Türkiye 'de demokrasi ve özgürlük iklimini yaratılmasıdır.” diye konuştu.

'Neden sürecin içinde değiliz?'

“CHP 'nin sürecin içinde olması, AK Parti ile iş birliği yaparak sürece katkı vermesi” gerektiği yönünde söylemler bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, AK Parti 'nin Kürt sorunuyla ilgili girişimlerini gizli tuttuğunu savundu.
Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “AK Parti çözüm stratejisi konusunda bugüne kadar hiç bir açıklama yapmamış ve TBMM 'ye bilgi vermemiştir. Meclis çatısı altındaki siyasi partilerle görüşmek yerine Öcalan 'ı muhatap almayı tercih etmiştir. Silahlı PKK unsurlarının ülke dışına çıkmaları konusundaki hukuk devleti ilkelerine aykırı uygulamalar yapılması ihtimali çok güçlüdür. Silahların susması, elbette olumlu ve gereklidir. Toplumumuza geçici olsa da rahatlık sağlayacaktır.

Tavizler verildiği düşünülüyor
Ancak bu yeterli değildir. Yeterli koşul; PKK, Türkiye Cumhuriyeti 'ne karşı her türlü terör ve şiddet eylemlerinden vazgeçtiğini ve silahlarını yetkili kurumlara teslim edeceklerini kesin bir dille alenen ilan etmelidir. Öcalan, Kandil bundan özenle kaçınmaktadır. Çözüm süreciyle yeni anayasa hazırlıkları iç içe geçirilmiştir. Halkımız başkanlık sistemine geçişe destek karşılığında Öcalan 'a tavizler verildiğini düşünmektedir.”