CHP’li Kart, 'Türkiye Ahalisi' Kavramına Dikkat Çekti

Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, vatandaşlığın, vatandaş ile devlet arasındaki hak ve sorumlulukları içeren hukuki bir kavram olduğunu belirterek, “Bu çerçevede bu düşüncemi ifade ederken 1924 Anayasası'nda vatandaşlık kavramının başlangıcındaki Türkiye ahalisi kavramına dikkatinizi çekiyorum.” dedi.

Radikal gazetesinde de ifade ettiği görüşlerinin ilk kez dillendirilmediğini söyleyen Kart, “Bugünkü düşüncelerimi kişisel olarak dile getirdim. Benim dile getirdiğim görüşlerimin parti programına aykırılık teşkil eden hiçbir yönünün olmadığından son derece eminim.” diye konuştu.

Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yeni Anayasa’da vatandaşlık tanımı ile ilgili bir soru üzerine Kart, “Bugün Radikal gazetesinde ifade ettiğim görüşler ilk kez ifade ettiğim görüşler değil. 10 yılı aşan Parlamenterlik görevim boyunca muhtelif zeminlerde farklı söylemlerle de olsa hep dile getirdim. Bugün dile getirdiğim görüşler son derece yeni, parti programı ile bağdaşmayan görüşlermişçesine bir takım yaklaşımlar içine girilmesini doğru bulmuyorum.” dedi.

Kart sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diyoruz ki; vatandaşlık kavramı artık çağdaş anayasalarda geldiğimiz noktada ağırlıklı olarak vatandaş ile devlet arasındaki hak ve sorumlulukları içeren hukuki bir kavramdır. Bu boyutu ile göz önüne alınmalıdır. Bu çerçevede bu düşüncemi ifade ederken 1924 Anayasasında vatandaşlık kavramının başlangıcındaki Türkiye ahalisi kavramına dikkatinizi çekiyorum. 1920’lerde Türkiye ahalisi kavramı kullanılıyor. Bunun anlamı nedir? Türkiye’deki hiçbir etnik yapının diğerine üstün tutulmadığı, Türkiye’de çoğulcu bir etnik yapının olduğunun anayasal düzeyde ifade edilmesi anlamına gelir. Aslında Osmanlı’dan buyana bu böyledir. Osmanlı döneminde o coğrafyada yaşayan insanlar, farklı kimlik ve inançlara sahip kişilerden oluşuyordu. Cumhuriyetin kuruluşu ile bu özellik bir anda ortadan kalkmadı. Bu özellik yine Türkiye Cumhuriyetine de intikal etti. O dönemin şartları içinde ulus devlet modeli inşa edildi. Bence de doğru yapıldı. O dönemin en önemli tercihinin, üniter yapı, laiklik, kadın hakları, modernleşme devrimi olduğunu önemle ifade ediyorum.”

TÜRKİYE'NİN KAZANIMLARI

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1950’lilerden sonra, kötü yönetimlere rağmen, modernleşme ve aydınlanma anlamında Ortadoğu ve Müslüman dünyasında iyi bir yere sahip olmasının nedeninin de bu kazanımlar olduğunu dile getiren Kart, “Ancak kabul etmek gerekir ki Cumhuriyetin kazanımlarını demokrasi ile güçlendiremedik. Bunu ifade ediyorum. Bunu ifade ederken, eşit yurttaşlık kavramını ifade ederken, bunu Türkiye’nin anlayış olarak yaklaşım olarak bunu kabullenmesi gerekiyor. Bu anlayışı benimsemesi demek Türk milleti kavramını, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucu ve önder rolünü Anayasadan çıkarmak demek değildir. Kesinlikle böyle bir anlayışı kabul etmiyorum. Böyle bir anlayışı dolaylı da olsa ifade etmem bugüne kadar söz konusu olmamıştır. Türk milleti kavramı, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucu ve önder rolü, Anayasanın başlangıç bölümlerinde, kimilerinin ifade ettiği gibi başlangıç bölümü çıkartılmalıdır demiyoruz. Başlangıç bölümü olacaktır, olmalıdır. Anayasanın ilk üç maddesinin özünü, içeriğini koruyacak şekilde Anayasanın ilk 10-12 maddesi elbette olacaktır, korunacaktır, korunmalıdır. Bu kavramlar anayasa sistematiği içinde yerini bulacaktır.” diye konuştu.

“Bu görüşleriniz diğer CHP’li üyeler ile paylaşıldı mı?” şeklindeki soru üzerine Kart, “Bugünkü düşüncelerimi kişisel olarak dile getirdim. Benim dile getirdiğim görüşlerimin parti programına aykırılık teşkil eden hiçbir yönünün olmadığından son derece eminim. Tüm arkadaşlarımızın da bu disiplin içinde olaya bakması gerektiği düşüncesindeyim. Uzlaşma Komisyonu bünyesindeki ya da parti içindeki diğer konuları, parti disiplini anlayışı içinde bu zeminlerde konuşmam. Öyle bir uyuşmazlık durumu doğduğu halde yetkili zeminlerde ayrıca konuşur, dile getiririm.” dedi.