Mahya Sanatı Yaklaşan Ramazan Ayıyla Yeniden Can Buldu

Ramazan ayının yaklaşması ile birlikte mahya ustaları ve işçileri hummalı bir çalışmanın içine girdi.

Ramazan ayının gerdanlıkları olan mahyalar, Müslümanların ibadethaneleri olan camileri süslüyor. Mahya sanatı, yaklaşın Ramazan ayı ile birlikte yeniden can buldu. Türkiye genelinde sadece üç ustası kalan isimlerden birisi ise Kahraman Yıldız. İstanbul’da yaşayan Yıldız, kaybolmaya yüz tutmuş mahya sanatının inceliklerini, zorluklarını ve çalışma koşullarının zorluklarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı.

Yaklaşık 40 yıldır mahya ustası olarak çalıştığını anlatarak sözlerine başlayan Yıldız, “Biz aslında elektrik işi yapıyoruz. Ramazan geldiği zamanda mahya işlerini yapıyoruz. Biz bu işleri küçük yaşlarda öğrendik. Ben 16 yaşında iken Hacı babanın yanında öğrendim. Biz burada ekip olarak bu işi yapmaya çalışıyoruz ama kolay bir iş değil, ağırlığı var. Bu sıcaklarda baya zorlanıyoruz. Bir devran döndü. Ben bu işe başladığımda yaz ayıydı, şimdi de yaz ayına geldik. Bu 36-37 yıla tekabül ediyor. İstanbul halkını asla mahyasız bırakmadık. Sanat ölmesin diye de devam ettik. Bu aylar hizmet ayları” diye konuştu.

Mahya’nın nasıl yapıldığını detayları ile birlikte anlatan Yıldız, “İki minare arası en az 25-30 metre olması gerekir. İki şerefe arası 10 metre olması gerekiyor. Bu ebatlardaki camilere mahya yapılabilir” dedi.

“SULTANAHMET CAMİSİNE ÜÇ SIRA YAZI YAZABİLİYORUZ”

Tarihi Sultanahmet Camisi’nden örnek veren Yıldız, “Sultanahmet Camisine üç sıra yazı yazabiliyoruz. Harflerinin büyük olmasının sebebi İstanbul’un neresinden bakılırsa bakılsın bu insanların yazıyı görebilmesidir. Mahya’da kullandığımız ampullerimiz 220 volt 15 vatlık ampullerdir. Bu ampuller kandil ışığına en yakın olan ışıklardır. Daha farklı ampuller taktığımızda bu ışık topu oluşturuyor. Yazılar okunmuyor. En güzel görüntüyü 15 vatlık ampuller veriyor” şeklinde konuştu.

Mesleğin zorluklarına da değinen Kahraman Yıldız, “Tabii ki baya bir zorluklarımız oluyor. Karda fırtına da zorlanıyoruz. Bazı arızalar oluyor. Mesela gece arızalanmıştır, minareye çıkıyoruz. Sabah minareye çıkıp gece 11-12’lerde minareden indiğimiz oluyor. Küçük yaşlarda tehlikenin farkına varamıyorsunuz, yaş ilerledikçe işin ciddiyetini daha çok anlıyoruz. Şimdi daha dikkatli olmaya çalışıyoruz” dedi.

Yıldız, mahya sanatının sürdürülebilmesi için alınması gereken tedbirlere dikkat çekerek, “Mahyacılık işine Vakıflar Genel Müdürlüğü bakıyor. Bütün masraflarımız vakıftan karşılanıyor. Dışarıdan insan yetiştirme şansımız yok. Vakıflar Genel Müdürlüğü buraya elektrikten anlayan sanat okulunu okumuş insanlar gelirse bu işi yürütebiliriz. Biz bayrağı birilerine vermek zorundayız. Bu mesleğin devamı için en azından bir kurs veya staj tarzında uygulama yapılsa bu mesleğin devamı sağlanabilir” diye konuştu.

Özelikle malzeme konusunda sıkıntı yaşadıklarını aktaran Yıldız, “Malzeme bulmakta da sıkıntılar yaşıyoruz. Bir ip üzerinde 21 tane fiş vardır. Bu üç satır yazı içindir. Bir harfe beş tane ip girer. Beş tane ip dediğinde yukarıdan aşağıya doğru üç satır harf sığdırabiliriz. Kare sisteminde çalışırız. Mesela 60’a 60 çalışırız. 60’a 60’ta bir harfi ortaya çıkarabiliyoruz. Bir yazı boyunda 50-60 tane ip gidiyor. 200-250 tane ampul gidiyor” dedi.

MAHYA NEDİR ? Cami minareleri arasına gerilen iplere ampuller vasıtasıyla dini önem taşıyan söz ya da sembollerin ışıklandırılarak yazılan sanata mahya denir. Ramazan ayında görsel olarak da doğru, eğitici ve öğretici güzel sözlerle hitap etmek ve bilgilendirmek için geliştirilmiş sanattır. Mahya ustaları mahyayı sanatını icra ederken büyük bir emek ve sabır ile usta ellerinde işlemektedirler .
Kaynak: İHA