Tbmm Başkanı Çiçek'in Açıklaması
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yeni anayasa için bahar iklimine ihtiyaç olduğunu belirterek, ''Mevlana'dan, Yunus'tan, Hacı Bektaş-ı Veli'den bahsederiz. Mevlana 'hoşgörülü' olun diyor. Allah'ını seven söylesin, siyaset kurumunda hoşgörü var mı bugün- Hoşgörü yok, kavga var'' dedi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Yükseköğrenim Ulusal Öğrenci Konseyi'nin işbirliğinde düzenlenen iki günlük Genç Anayasa Çalıştayı başladı.
Çalıştayın açılışında konuşan TBMM Başkanı Çiçek, bu tür toplantıları tertip edenlere ve katılım sayısına bakmaksızın önemsediğini belirterek, 2012'nin bütün sıkıntılara, zorluklara rağmen Anayasa Yılı olmasını, gelecek kuşakların 2012'yi önemli bir dönüm noktası olarak algılaması ve saygıyla anması temennisinde bulundu.
Önceki anayasaların yapım sürecinin doğru olmadığını, bu tip anayasaların siyasi ve hukuki istikrar sağlamaya, toplumsal barışı sağlamaya yetmediğini gördüklerini dile getiren Çiçek, bu kez halkın tüm kesimlerinin taleplerini toplamaya çalıştıklarını söyledi.
Türkiye'nin zenginliğinin genç nüfusu olduğunu ifade eden Çiçek, ''Gençlerimizin ne dediği önemli. Genç nüfusa sahip toplumda, gençlerin içinde olmadığı, katkı vermediği ve sahiplenmediği anayasa yeni tartışmalara, sıkıntılara sebebiyet verir'' dedi.
Çiçek, gençlerin birikimi ve gelecek tasavvuru olduğunu belirterek, gençlerin düşündükleri ve tasavvur ettiklerinin anayasal teminatının bugünden ortaya konulması gerektiğini kaydetti.
Yeni bir anayasa yapmanın, siyaset kurumunun yapabileceği en zor şey olduğunun altını çizen Çiçek, ''Sorulacak soru şu; gerçekten yeni bir anayasaya ihtiyaç var mı, yoksa durup dururken başımıza iş mi açıyoruz- Seneler evvel söyledim, yeni anayasa yapmak bir dağı yerinden oynatmak kadar zordur. Bu zorlukları bilfiil yaşıyoruz. Niye dağı yerinden oynatıp emeğimizi harcayalım yeni anayasaya ihtiyaç yoksa'' dedi.
-''Her sabah yeni sorun''-
Cemil Çiçek, yeni anayasaya ihtiyaç olduğu konusunda genel mutabakat bulunduğunu vurguladı.
Türkiye'nin her sabah yeni bir anayasal sorunla karşı karşıya kaldığını ifade eden Çiçek, ''Bu sorunlar giderek siyasal krize dönüşme potansiyeli taşıyor. Zaman zaman taşıdı. Bu anayasa sorunlu, sorunları olan, sorunlar giderek çözülemediği için, bir kısmı belki siyasetin kendi kusurudur ama bir kısmı doğrudan anayasadan kaynaklandığı için krize dönüşüyor ve bu Türkiye gibi önemli bir coğrafyada bulunan ülkemizi, milletimizi enerjisini boşa harcayan ülke konumuna getiriyor. Bu anayasa yürürlükte kaldığı sürece her sabah yeni anayasal sorunla karşılaşmamız kesindir'' diye konuştu.
Yürürlükteki Anayasa'nın günün şartlarına uymadığını, yeni bir anayasa yapmak için toplumsal talep ve ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Çiçek, şunları söyledi:
''Yeni anayasa yapma tecrübemiz, birikimimiz var. O halde eksik olan ne- 4 siyasi parti 'bu işi yapalım' dedi.
Her gruptan 3'er kişi Anayasa sufisi olarak Türkiye'nin her yerini dolaşıyoruz. Anayasa yapım işi de bir iklimdir. Onu da görmek lazım. Bu süreçle doğrudan bağlantılı gördüğüm için söylemezsem vebal altında kalırım; anayasa yapım süreci bir iklimdir. Bayram, bahar havasına ihtiyaç var. Eğer böyle bir iklim yoksa toplumda tereddütler meydana gelir. 'Bu gerçekten yapılacak mı- Anayasa parlamentodan geçecek mi- Hele hele bunu 2012'de yapacak mı-' diye bana gelen sorular var. Tecrübe var, talep var, birikim var, çaba var, gayret var ama iklim noktasında... Evvelki gün Nevruz'du. Bir bahar iklimine siyasette de ihtiyaç var. Bunun olmadığını görüyorum.
Biz siyaset adamları olarak ülkenin yetiştirdiği, milletimizin değeri olan insanların sözlerine atıfta bulunuruz. Mevlana'dan, Yunus'tan, Hacı Bektaş-ı Veli'den bahsederiz. Mevlana 'hoşgörülü olun' diyor. Allah'ını seven söylesin siyaset kurumunda hoşgörü var mı bugün- Hoşgörü yok, kavga var. Yunus Emre, 'sevgi' diyor, 'sevgi dilini kullanın' diyor, biz nefret dilini kullanır hale geldik. Hacı Bektaş 'bir olalım' diyor, Ortadoğu'da kavga var, Güneydoğu'da kavga var, siyasette kavga var. Bu kavga ortamında anayasa yapılsın istiyoruz. Canımızı dişimize takarak yollara düşüyoruz. Bu iklimin değişmesi lazım. Vatandaşa güven vermek adına değişmesi lazım. Bunca emek, bunca beklenti, bunca çaba boşa gider.
Bu ortamın yumuşaması gerekiyor. Siyaset dilimizin kavga kültüründen, kavga terminolojilerinden uzaklaştırılması gerekiyor. Yumruk sıkarak anayasa yapamayız, el sıkarak anayasa yapabiliriz. Yumruk sıkarak, hiçbir toplumsal sorunu geçmişte çözemedik. Bir kısmı 'sağ yumruğunuzu sıkın' dedi, sıktık Allah için. Bir kısmı 'sol yumruğunuzu sıkın' dedi, sol yumrukları da sıktık. Sıkmakla kalmadık, birbirimizin kaşını, gözünü yardık. Baktık ki bunlar sorun çözme yöntemi değil.
Zaten büyüklerimiz, ismine atıfta bulunarak, güzel vecizelerini nutuk konusu yaptığımız ama bir türlü hayat felsefesi haline getiremediğimiz insanlar bize 'kavga edin' demiyor, oturun 'adam gibi, insan gibi sorunlarınızı yüz yüze ortak zeminde bahar ikliminde oturun konuşun' diyor. Ama konuşamıyoruz. Herkes bulunduğu noktadan bir santim gerilemiyor. O zaman uzlaşı nasıl olacak, orta yol nasıl bulunacak- Bunlar olmadığı takdirde geriye çözüm olarak bir şey kalıyor ki o çözüm değil, tam tersi Türkiye'yi başka sıkıntılara sokacak husustur. Kavgayla sorunları çözmeye çalışıyoruz. Türkiye kavganın her türlüsünü yaptı ama bedelini çok ağır ödemiş ülkelerin başında gelir.''
-''Yeni anayasa borcumuz''-
Cemil Çiçek, siyaset kurumunun millete yeni bir anayasa borcu olduğunu ve bu dönem yapılması gerektiğini vurguladı.
Çiçek, ''Yapamadığımız takdirde siyaset kurumu ciddi itibar kaybeder. Şunlar anayasa yaptı, bunlar yapıyor şikayetlerinin hiçbir anlamı kalmaz'' diye konuştu.
TBMM'de halkın yüzde 95'inin temsil edildiğine de dikkati çeken Çiçek, yeni anayasa iradesini ortaya koyan TBMM'de grubu bulunan 4 siyasi partinin bunun iklimini oluşturması gerektiğini söyledi.
Çiçek, bu iklim içerisinde tecrübe, birikim ve gayretin ortaya konulması halinde başarılı olacaklarına inandığını ifade ederek, ''Bu, Türkiye'nin dış itibarına ve içeride siyasete güveni artıracaktır. Türkiye sıradan bir ülke, devlet değil. Artık birinci ligde yarışan ve birçok noktada da düşüncesi, kanaati merak edilen bir ülke. Böylesine bir ülke anayasasını kendi iradesiyle yapamayan bir ülke olarak damgalanamaz. Böyle bir ifade bu ülkeye haksızlık olur'' dedi.
Komisyon takvimine göre vatandaşlardan 30 Nisan'a kadar katılım beklediklerini anlatan Çiçek, ''Sonra süreci takip etmenizi istiyoruz. İzleyin. Görüşleriniz ne ölçüde sürece yansıyor, partiler ne derece gayretli herkesin karnesini tutun. Taslak metin ortaya çıktığında bunu değerlendirin, siyaseti değerlendirin. Sonra da gereği neyse yapın. Siyasette bir iş yapılamıyorsa bunun bir müeyyidesi olmalıdır. Müeyyidesini koyun. Koyun ki Türkiye'de siyaset doğru bir zeminde yürüsün'' diye konuştu.
Çalıştayın açılışında konuşan TBMM Başkanı Çiçek, bu tür toplantıları tertip edenlere ve katılım sayısına bakmaksızın önemsediğini belirterek, 2012'nin bütün sıkıntılara, zorluklara rağmen Anayasa Yılı olmasını, gelecek kuşakların 2012'yi önemli bir dönüm noktası olarak algılaması ve saygıyla anması temennisinde bulundu.
Önceki anayasaların yapım sürecinin doğru olmadığını, bu tip anayasaların siyasi ve hukuki istikrar sağlamaya, toplumsal barışı sağlamaya yetmediğini gördüklerini dile getiren Çiçek, bu kez halkın tüm kesimlerinin taleplerini toplamaya çalıştıklarını söyledi.
Türkiye'nin zenginliğinin genç nüfusu olduğunu ifade eden Çiçek, ''Gençlerimizin ne dediği önemli. Genç nüfusa sahip toplumda, gençlerin içinde olmadığı, katkı vermediği ve sahiplenmediği anayasa yeni tartışmalara, sıkıntılara sebebiyet verir'' dedi.
Çiçek, gençlerin birikimi ve gelecek tasavvuru olduğunu belirterek, gençlerin düşündükleri ve tasavvur ettiklerinin anayasal teminatının bugünden ortaya konulması gerektiğini kaydetti.
Yeni bir anayasa yapmanın, siyaset kurumunun yapabileceği en zor şey olduğunun altını çizen Çiçek, ''Sorulacak soru şu; gerçekten yeni bir anayasaya ihtiyaç var mı, yoksa durup dururken başımıza iş mi açıyoruz- Seneler evvel söyledim, yeni anayasa yapmak bir dağı yerinden oynatmak kadar zordur. Bu zorlukları bilfiil yaşıyoruz. Niye dağı yerinden oynatıp emeğimizi harcayalım yeni anayasaya ihtiyaç yoksa'' dedi.
-''Her sabah yeni sorun''-
Cemil Çiçek, yeni anayasaya ihtiyaç olduğu konusunda genel mutabakat bulunduğunu vurguladı.
Türkiye'nin her sabah yeni bir anayasal sorunla karşı karşıya kaldığını ifade eden Çiçek, ''Bu sorunlar giderek siyasal krize dönüşme potansiyeli taşıyor. Zaman zaman taşıdı. Bu anayasa sorunlu, sorunları olan, sorunlar giderek çözülemediği için, bir kısmı belki siyasetin kendi kusurudur ama bir kısmı doğrudan anayasadan kaynaklandığı için krize dönüşüyor ve bu Türkiye gibi önemli bir coğrafyada bulunan ülkemizi, milletimizi enerjisini boşa harcayan ülke konumuna getiriyor. Bu anayasa yürürlükte kaldığı sürece her sabah yeni anayasal sorunla karşılaşmamız kesindir'' diye konuştu.
Yürürlükteki Anayasa'nın günün şartlarına uymadığını, yeni bir anayasa yapmak için toplumsal talep ve ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Çiçek, şunları söyledi:
''Yeni anayasa yapma tecrübemiz, birikimimiz var. O halde eksik olan ne- 4 siyasi parti 'bu işi yapalım' dedi.
Her gruptan 3'er kişi Anayasa sufisi olarak Türkiye'nin her yerini dolaşıyoruz. Anayasa yapım işi de bir iklimdir. Onu da görmek lazım. Bu süreçle doğrudan bağlantılı gördüğüm için söylemezsem vebal altında kalırım; anayasa yapım süreci bir iklimdir. Bayram, bahar havasına ihtiyaç var. Eğer böyle bir iklim yoksa toplumda tereddütler meydana gelir. 'Bu gerçekten yapılacak mı- Anayasa parlamentodan geçecek mi- Hele hele bunu 2012'de yapacak mı-' diye bana gelen sorular var. Tecrübe var, talep var, birikim var, çaba var, gayret var ama iklim noktasında... Evvelki gün Nevruz'du. Bir bahar iklimine siyasette de ihtiyaç var. Bunun olmadığını görüyorum.
Biz siyaset adamları olarak ülkenin yetiştirdiği, milletimizin değeri olan insanların sözlerine atıfta bulunuruz. Mevlana'dan, Yunus'tan, Hacı Bektaş-ı Veli'den bahsederiz. Mevlana 'hoşgörülü olun' diyor. Allah'ını seven söylesin siyaset kurumunda hoşgörü var mı bugün- Hoşgörü yok, kavga var. Yunus Emre, 'sevgi' diyor, 'sevgi dilini kullanın' diyor, biz nefret dilini kullanır hale geldik. Hacı Bektaş 'bir olalım' diyor, Ortadoğu'da kavga var, Güneydoğu'da kavga var, siyasette kavga var. Bu kavga ortamında anayasa yapılsın istiyoruz. Canımızı dişimize takarak yollara düşüyoruz. Bu iklimin değişmesi lazım. Vatandaşa güven vermek adına değişmesi lazım. Bunca emek, bunca beklenti, bunca çaba boşa gider.
Bu ortamın yumuşaması gerekiyor. Siyaset dilimizin kavga kültüründen, kavga terminolojilerinden uzaklaştırılması gerekiyor. Yumruk sıkarak anayasa yapamayız, el sıkarak anayasa yapabiliriz. Yumruk sıkarak, hiçbir toplumsal sorunu geçmişte çözemedik. Bir kısmı 'sağ yumruğunuzu sıkın' dedi, sıktık Allah için. Bir kısmı 'sol yumruğunuzu sıkın' dedi, sol yumrukları da sıktık. Sıkmakla kalmadık, birbirimizin kaşını, gözünü yardık. Baktık ki bunlar sorun çözme yöntemi değil.
Zaten büyüklerimiz, ismine atıfta bulunarak, güzel vecizelerini nutuk konusu yaptığımız ama bir türlü hayat felsefesi haline getiremediğimiz insanlar bize 'kavga edin' demiyor, oturun 'adam gibi, insan gibi sorunlarınızı yüz yüze ortak zeminde bahar ikliminde oturun konuşun' diyor. Ama konuşamıyoruz. Herkes bulunduğu noktadan bir santim gerilemiyor. O zaman uzlaşı nasıl olacak, orta yol nasıl bulunacak- Bunlar olmadığı takdirde geriye çözüm olarak bir şey kalıyor ki o çözüm değil, tam tersi Türkiye'yi başka sıkıntılara sokacak husustur. Kavgayla sorunları çözmeye çalışıyoruz. Türkiye kavganın her türlüsünü yaptı ama bedelini çok ağır ödemiş ülkelerin başında gelir.''
-''Yeni anayasa borcumuz''-
Cemil Çiçek, siyaset kurumunun millete yeni bir anayasa borcu olduğunu ve bu dönem yapılması gerektiğini vurguladı.
Çiçek, ''Yapamadığımız takdirde siyaset kurumu ciddi itibar kaybeder. Şunlar anayasa yaptı, bunlar yapıyor şikayetlerinin hiçbir anlamı kalmaz'' diye konuştu.
TBMM'de halkın yüzde 95'inin temsil edildiğine de dikkati çeken Çiçek, yeni anayasa iradesini ortaya koyan TBMM'de grubu bulunan 4 siyasi partinin bunun iklimini oluşturması gerektiğini söyledi.
Çiçek, bu iklim içerisinde tecrübe, birikim ve gayretin ortaya konulması halinde başarılı olacaklarına inandığını ifade ederek, ''Bu, Türkiye'nin dış itibarına ve içeride siyasete güveni artıracaktır. Türkiye sıradan bir ülke, devlet değil. Artık birinci ligde yarışan ve birçok noktada da düşüncesi, kanaati merak edilen bir ülke. Böylesine bir ülke anayasasını kendi iradesiyle yapamayan bir ülke olarak damgalanamaz. Böyle bir ifade bu ülkeye haksızlık olur'' dedi.
Komisyon takvimine göre vatandaşlardan 30 Nisan'a kadar katılım beklediklerini anlatan Çiçek, ''Sonra süreci takip etmenizi istiyoruz. İzleyin. Görüşleriniz ne ölçüde sürece yansıyor, partiler ne derece gayretli herkesin karnesini tutun. Taslak metin ortaya çıktığında bunu değerlendirin, siyaseti değerlendirin. Sonra da gereği neyse yapın. Siyasette bir iş yapılamıyorsa bunun bir müeyyidesi olmalıdır. Müeyyidesini koyun. Koyun ki Türkiye'de siyaset doğru bir zeminde yürüsün'' diye konuştu.