'Çukurova'da Tarım' Paneli
Türk çiftçisinin sorunlarına ve çözüm önerilerine ortak olmak amacıyla Çukurova Üniversitesi'nden Prof.Dr. Adnan Gümüş öncülüğündeki bir grup öğretim üyesi, Çiftçiler Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası, tarımsal firma ve üreticiler tarafından Şubat 2004'te yayın hayatına başlayan Yeni Adana Gazetesi yayını Çukurova Deltası, 9. yayın yılında "Çukurova'da Tarım" başlıklı panel düzenledi.
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şubesi Başkanlığı'nın katkılarıyla ZMO Toplantı Salonu'nda gerçekleşen panelin yöneticiliğini ZMO Adana Şube Başkanı Şahin Yeter, yaptı. Panele Yeni Adana ve Çukurova Deltası İmtiyaz Sahibi Çetin Remzi Yüregir, Çiftçiler Birliği Başkanı Behçet Homurlu ve Ertar Kimya Genel Müdürü Feyzullah Korkut, konuşmacı olarak katıldı.
Çukurova'nın dünyanın en önemli ovalarından biri olmasına rağmen birim alandan elde edilen kazancın Antalya, İzmir, Mersin, Bursa gibi illerden daha düşük olduğunu belirten ZMO Adana Şube Başkanı Şahin Yeter, 'Bunun da en önemli sebebi tarla tarımının yapılmasıdır. Bu özel iklimde hububat yerine narenciye, seracılık, turfanda meyvecilik, sebze gibi ürünler yetiştirilirse, üretim deseni değiştirilirse birim alandan kazanç artacak, dolayısıyla üreticilerimizin kazancı da artmış olacaktır ' dedi.
Türkiye'nin tüm illerinde yoğun bir kış yaşanmasına rağmen bölgemizde tarımsal üretim yapılabildiğini aktaran Yeter, 'Bu ovanın bir karış toprağının bile korunması gerekiyor. Okul, üniversite, işyeri, konut, havaalanı her yere yapılabilir ama tarımsal üretim her alanda yapılamaz ' diye konuştu. YÜREGİR: 'TOPRAĞA SAYGI PLATFORMU OLUŞTURULMALI ' Yeni Adana Gazetesi ve Çukurova Deltası İmtiyaz Sahibi Çetin Remzi Yüregir de 9. Yayın yılına başlayan Çukurova Deltası Dergisi'nin kuruluş aşaması ve bugüne kadar izlediği yayın politikası konusunda bilgiler verdi.
Toplantıda Adana özelinde “Toprağa Saygı Platformu” oluşturulması önerisinde bulunan Yüregir, şunları söyledi: “Yeni Adana Gazetesi olarak, bölgemizin can damarlarından birisini oluşturan tarım sektörünün gazete sütunlarını da aşan yönleri ile özel bir yayına gereksinimi olduğunu hep düşünmüşüzdür. 2004 yılında aradığımız destek ve yüreklendirme Çukurova Üniversitesi akademisyenlerinden geldi. Prof. Dr. Adnan Gümüş'ün öncülüğünde akademisyenler, meslek kuruluşları ve tarım dostları bugün 9. yayın yılına giren Dergi'nin temellerinin atılmasında bizlere yardımcı oldular. Yeni Adana Gazetesinin yayın kurulu olarak bizler de Çukurova Deltası'nı, üreticinin, tarımsal teknoloji ve bilgi birikimini topluma sunan akademisyenlerin ve tarımsal alanda etkinlik gösteren iş çevrelerinin görüşlerine ve sorunlarına yer veren ve kimi tanıtım gereksinimini de karşılayan içeriği ile daha geniş kitlelere ulaştırma görevini bugüne kadar sürdürdük. Geleceğe bu bağlamda daha güvenle bakmaya kendimizi hazır hissettiğimizi ve Dergiyi daha da geliştirmeye yönelik kararlılığımızı da söylemek isterim.” Düzenlenen Panel'in değerli katılımcıların katkıları ile önem taşıyan görüşlerin açıklanmasına yol açacağından emin olduğunu kaydeden Yüregir daha sonra şu öneriyi gündeme getirdi: “Hepimiz aslında biliriz ki tarım, kentimizin ve Çukurova bölgesinin dinamosudur. Bu verimli topraklara yurdun her köşesinden kopup gelen milyonlarca insanımızı buralara çeken de bu gerçektir.
Önerimiz şu: “Toprağa Saygı Platformu” oluşturabilelim hep birlikte. Bu konuda yayınları ile gerek Yeni Adana Gazetesi gerekse Çukurova Deltası bir eşgüdüm odağı olmaya hazırdırlar. Uzmanlar, akademisyenler, yöneticiler, üreticiler ve konuyla ilgili kaygı duyanlar arasındaki iletişimi kurmaya hazırdırlar. Adana'yı ve yakın çevresini mercek altına alalım. Sağlıksız kentleşmenin, ranta dayalı hale gelebilecek kentsel dönüşüm girişimlerinin verimli tarım topraklarını yok etmesine engel olabilecek çalışmalara başlayalım.”
HOMURLU: 'ZAMAN, ÇUKUROVA'DA PAMUĞUN ALEYHİNE İŞLEDİ '
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Behçet Homurlu ise pamuk tarımının Çukurova'dan gitmesi ile çiftçiler arasında 'ağalık' kavramının da sona erdiğini belirtti. Adana'da 100 dekar pamuk ziraati yapanların çocuğunu rahatça okutabildiğini, evlendirebildiğini vurgulayan Homurlu, 'Bin dekar pamuk ziraati yapan İstanbul Bağdat Caddesi'nde daire alabiliyor, lüks yaşıyordu. Şimdi ancak Bağdat caddesinde ev kiralayabilir. Yüz dekar pamuğu olan da çocuğunun burs kazanması için duar eder ' dedi.
'Zaman, Çukurova'da pamuğun aleyhine işledi ' diyen Homurlu, 'Komşumuz Yunanistan AB destekleri ile 150 bin tonluk üretimini o kıt arazi varlığına rağmen 450 bin tona çıkarttı. Ekolojik şartlarda bu rekabete yardım edip ovada pamuk üretim maliyetleri ile dünya ile rekabet edemez, para kazanamaz hale gelindi. Halbuki pamuk Türkiye'nin ihtiyaçlarını okuyup, tam çözüm getiren bir nebattır ' diye konuştu.
Türkiye'nin yağ üretim ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Homurlu, şunları söyledi: 'Türkiye'nin istihdama ihtiyacı var. Pamuk istihdam kaynağıdır. Türkiye'nin hayvan yemine ihtiyacı var, pamuk küspesi yemin hammaddesidir. Türkiye'nin ihtiyaç lokomotifi tekstil sektörünün hammadde ihtiyacı var. Pamuk tekstilin hammaddesidir. Alternatif, kolay ürün buğday, soya, mısır ekimi idi. Bilhassa mısırda Türkiye'nin en üretici bölgesi haline geldik, soyada da Çukurova birinci ama toplam miktar yetersiz. Bu arada münavebeden vazgeçtik. Hepimiz bu meslekte toprak sağlığı ve besin maddelerinin miktarı, proteinlerin çoğalması yönünden münavebenin önemini iyi biliyoruz. Bunun faturasının çıkacağını, bu ovada da olumsuzluklara sebebiyet vereceğini biliyoruz. Bu arada iyi şeyler de oldu. Bahçe ve sebze üretimi Çukurova'da, bilhassa zirai kredi desteği, tarım mekanizasyonu teknolojisi ile çoğaldı. Suyun dost olduğu kadar düşman olabileceği hakkında daha bilinçli olduk. Daha verimli gübrelemeleri damlama ile vermeyi öğrendik. ' Çukurova çiftçisini Türkiye'deki en başarılı çiftçi olarak gördüğünü belirten Homurlu, üretimde çok ciddi sorunlar olmamasına rağmen pazarlamanın, tarıma dayalı sanayileşmenin daha çok gelişmesi gerektiğini söyledi. Türkiye narenciye üretiminin 3.5 milyon ton olduğunu, yaklaşık bir milyon tonunun ihraç edildiğini belirten Homurlu, '2.5 milyon ton narenciye iç piyasada tüketilmektedir. İspanya 45 milyon nüfusla 6 milyon ton narenciye tüketiyor. Biz 75 milyon ile narenciye tüketiminde yetersiz kalıyoruz. Daha tam olarak narenciye ile tanışmamanın sıkıntısını yaşıyoruz ' diye konuştu.
Üretici ile tüketici arasındaki insan sayısının ve masraf kalemlerinin azalmasının yollarını aramanın önemine dikkat çeken Homurlu, 'Ekoloji, ekonomi, teknoloji değiştikçe ve geliştikçe yeni sorunlar, yeni avantajlar ovamızı etkileyecektir. Buna hazır olmalıyız ' dedi.
KORKUT: '2011'DE ÇUKUROVA'DA 445 BİN 385 TON KİMYEVİ GÜBRE KULLANILDI '
Çukurova'da ana ürün profilleri ve ekiliş alanları ile ilgili bilgiler veren Ertar Kimya Genel Müdürü Feyzullah Korkut da, 2011 yılında Adana'da 290 bin hektarda buğday ekildiğini, birinci ve ikinci ürün olmak üzere toplam 70 bin hektarda mısır, 24 bin hektar alanda ise pamuk ekimi gerçekleştiğini vurguladı. 2011 yılında Adanalı çiftçinin toplam 562 bin hektarda üretim yaptığını kaydeden Korkut, Adana'da 45 bin hektarda yağlık ayçiçeği ve 40 bin hektarda ise narenciye üretimi gerçekleştiğini vurguladı.
Tarımın pazar durumu ile ilgili konuşan Korkut, 'Pamuk üretimi, Adana'nın sanayileşmesinde ekonomik gelişmesinde önemli bir yer tutmaktadır. 1940 yılında kurulmuş olan Çukobirlik, bu ürünün değerlendirilmesinde önemli etkisi bulunmuştur. Adana Ticaret Borsası, pamuk alımları ve aracı kurum olması yönünden önem taşımaktadır ' dedi.
Adana'da pamuğa dayalı 59 çırçır ve prese fabrikası, birçok lif döküntüsü işleyen tesis ve 29 adet iplik ve dokuma fabrikası bulunduğuna dikkat çeken Korkut, şunları söyledi: 'İlimizde genel olarak, mısırda pazar sorunu yaşanmamaktadır. Özellikle yoğun alım yapan sanayi tesislerinin ilimizde bulunması pazarlamayı kolaylaştırmaktadır. Tüccarlar, mısır pazarlamasında önemli bir rol oynamaktadır. Üreticiden aldıkları ürünü işleme sanayine ve il dışındaki tüccarlara vermektedir. Mısır, yemeklik, nişasta, yağ, un, yem ve benzeri gibi insan sağlığı ile direk alakalı alanlarda kullanılmaktadır. Özellikle yağ sanayinde direk, nişasta üretimi, kepek, yem katkı maddesi, glukoz ve fruktoz şurupları, şekerleme, bisküvi, sakız, meşrubat ve dondurma sanayinde kullanılmaktadır.
Bölgemizdeki ayçiçeği ve soya üretimine de işaret eden Korkut, 'Bu ürünlerde hasat sonrası elde edilen ürün, Çukobirlik, yağ fabrikaları, gıda üretimi yapan fabrikalar ve yem fabrikaları tarafından alınmaktadır. Bunun yanında tüccarlar ürünü alıp diğer illerdeki tüccarlara ve işletme tesislerine göndermektedir ' dedi.
2011 Yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) verilerine göre Çukurova'da 445 bin 385 ton kimyevi gübre, 584 bin 321 kilogram pestisit kullanıldığını vurgulayan Korkut, kullanılan pestisitin mali değerinin de 250 milyon Türk Lirası olduğunu sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Çukurova Deltası İmtiyaz Sahibi Çetin Remzi Yüregir, panel yönetici ve konuşmacılarının yanı sıra etkinliğin gerçekleşmesine katkı koyan ZMO Adana Şube emekçisi Alper Kafalı'ya çiçek sundu.
Panele 23. Dönem Adana Milletvekili Hulusi Güvel, Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Melih Baki, ZMO Adana Şube Eski Başkanı Ayhan Barut, Jeoloji Mühendisleri Odası Eski Şube Başkanı Dr. Müzeyyen Şevkin ve Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri de katıldı.
Kaynak: İHA
Çukurova'nın dünyanın en önemli ovalarından biri olmasına rağmen birim alandan elde edilen kazancın Antalya, İzmir, Mersin, Bursa gibi illerden daha düşük olduğunu belirten ZMO Adana Şube Başkanı Şahin Yeter, 'Bunun da en önemli sebebi tarla tarımının yapılmasıdır. Bu özel iklimde hububat yerine narenciye, seracılık, turfanda meyvecilik, sebze gibi ürünler yetiştirilirse, üretim deseni değiştirilirse birim alandan kazanç artacak, dolayısıyla üreticilerimizin kazancı da artmış olacaktır ' dedi.
Türkiye'nin tüm illerinde yoğun bir kış yaşanmasına rağmen bölgemizde tarımsal üretim yapılabildiğini aktaran Yeter, 'Bu ovanın bir karış toprağının bile korunması gerekiyor. Okul, üniversite, işyeri, konut, havaalanı her yere yapılabilir ama tarımsal üretim her alanda yapılamaz ' diye konuştu. YÜREGİR: 'TOPRAĞA SAYGI PLATFORMU OLUŞTURULMALI ' Yeni Adana Gazetesi ve Çukurova Deltası İmtiyaz Sahibi Çetin Remzi Yüregir de 9. Yayın yılına başlayan Çukurova Deltası Dergisi'nin kuruluş aşaması ve bugüne kadar izlediği yayın politikası konusunda bilgiler verdi.
Toplantıda Adana özelinde “Toprağa Saygı Platformu” oluşturulması önerisinde bulunan Yüregir, şunları söyledi: “Yeni Adana Gazetesi olarak, bölgemizin can damarlarından birisini oluşturan tarım sektörünün gazete sütunlarını da aşan yönleri ile özel bir yayına gereksinimi olduğunu hep düşünmüşüzdür. 2004 yılında aradığımız destek ve yüreklendirme Çukurova Üniversitesi akademisyenlerinden geldi. Prof. Dr. Adnan Gümüş'ün öncülüğünde akademisyenler, meslek kuruluşları ve tarım dostları bugün 9. yayın yılına giren Dergi'nin temellerinin atılmasında bizlere yardımcı oldular. Yeni Adana Gazetesinin yayın kurulu olarak bizler de Çukurova Deltası'nı, üreticinin, tarımsal teknoloji ve bilgi birikimini topluma sunan akademisyenlerin ve tarımsal alanda etkinlik gösteren iş çevrelerinin görüşlerine ve sorunlarına yer veren ve kimi tanıtım gereksinimini de karşılayan içeriği ile daha geniş kitlelere ulaştırma görevini bugüne kadar sürdürdük. Geleceğe bu bağlamda daha güvenle bakmaya kendimizi hazır hissettiğimizi ve Dergiyi daha da geliştirmeye yönelik kararlılığımızı da söylemek isterim.” Düzenlenen Panel'in değerli katılımcıların katkıları ile önem taşıyan görüşlerin açıklanmasına yol açacağından emin olduğunu kaydeden Yüregir daha sonra şu öneriyi gündeme getirdi: “Hepimiz aslında biliriz ki tarım, kentimizin ve Çukurova bölgesinin dinamosudur. Bu verimli topraklara yurdun her köşesinden kopup gelen milyonlarca insanımızı buralara çeken de bu gerçektir.
Önerimiz şu: “Toprağa Saygı Platformu” oluşturabilelim hep birlikte. Bu konuda yayınları ile gerek Yeni Adana Gazetesi gerekse Çukurova Deltası bir eşgüdüm odağı olmaya hazırdırlar. Uzmanlar, akademisyenler, yöneticiler, üreticiler ve konuyla ilgili kaygı duyanlar arasındaki iletişimi kurmaya hazırdırlar. Adana'yı ve yakın çevresini mercek altına alalım. Sağlıksız kentleşmenin, ranta dayalı hale gelebilecek kentsel dönüşüm girişimlerinin verimli tarım topraklarını yok etmesine engel olabilecek çalışmalara başlayalım.”
HOMURLU: 'ZAMAN, ÇUKUROVA'DA PAMUĞUN ALEYHİNE İŞLEDİ '
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Behçet Homurlu ise pamuk tarımının Çukurova'dan gitmesi ile çiftçiler arasında 'ağalık' kavramının da sona erdiğini belirtti. Adana'da 100 dekar pamuk ziraati yapanların çocuğunu rahatça okutabildiğini, evlendirebildiğini vurgulayan Homurlu, 'Bin dekar pamuk ziraati yapan İstanbul Bağdat Caddesi'nde daire alabiliyor, lüks yaşıyordu. Şimdi ancak Bağdat caddesinde ev kiralayabilir. Yüz dekar pamuğu olan da çocuğunun burs kazanması için duar eder ' dedi.
'Zaman, Çukurova'da pamuğun aleyhine işledi ' diyen Homurlu, 'Komşumuz Yunanistan AB destekleri ile 150 bin tonluk üretimini o kıt arazi varlığına rağmen 450 bin tona çıkarttı. Ekolojik şartlarda bu rekabete yardım edip ovada pamuk üretim maliyetleri ile dünya ile rekabet edemez, para kazanamaz hale gelindi. Halbuki pamuk Türkiye'nin ihtiyaçlarını okuyup, tam çözüm getiren bir nebattır ' diye konuştu.
Türkiye'nin yağ üretim ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Homurlu, şunları söyledi: 'Türkiye'nin istihdama ihtiyacı var. Pamuk istihdam kaynağıdır. Türkiye'nin hayvan yemine ihtiyacı var, pamuk küspesi yemin hammaddesidir. Türkiye'nin ihtiyaç lokomotifi tekstil sektörünün hammadde ihtiyacı var. Pamuk tekstilin hammaddesidir. Alternatif, kolay ürün buğday, soya, mısır ekimi idi. Bilhassa mısırda Türkiye'nin en üretici bölgesi haline geldik, soyada da Çukurova birinci ama toplam miktar yetersiz. Bu arada münavebeden vazgeçtik. Hepimiz bu meslekte toprak sağlığı ve besin maddelerinin miktarı, proteinlerin çoğalması yönünden münavebenin önemini iyi biliyoruz. Bunun faturasının çıkacağını, bu ovada da olumsuzluklara sebebiyet vereceğini biliyoruz. Bu arada iyi şeyler de oldu. Bahçe ve sebze üretimi Çukurova'da, bilhassa zirai kredi desteği, tarım mekanizasyonu teknolojisi ile çoğaldı. Suyun dost olduğu kadar düşman olabileceği hakkında daha bilinçli olduk. Daha verimli gübrelemeleri damlama ile vermeyi öğrendik. ' Çukurova çiftçisini Türkiye'deki en başarılı çiftçi olarak gördüğünü belirten Homurlu, üretimde çok ciddi sorunlar olmamasına rağmen pazarlamanın, tarıma dayalı sanayileşmenin daha çok gelişmesi gerektiğini söyledi. Türkiye narenciye üretiminin 3.5 milyon ton olduğunu, yaklaşık bir milyon tonunun ihraç edildiğini belirten Homurlu, '2.5 milyon ton narenciye iç piyasada tüketilmektedir. İspanya 45 milyon nüfusla 6 milyon ton narenciye tüketiyor. Biz 75 milyon ile narenciye tüketiminde yetersiz kalıyoruz. Daha tam olarak narenciye ile tanışmamanın sıkıntısını yaşıyoruz ' diye konuştu.
Üretici ile tüketici arasındaki insan sayısının ve masraf kalemlerinin azalmasının yollarını aramanın önemine dikkat çeken Homurlu, 'Ekoloji, ekonomi, teknoloji değiştikçe ve geliştikçe yeni sorunlar, yeni avantajlar ovamızı etkileyecektir. Buna hazır olmalıyız ' dedi.
KORKUT: '2011'DE ÇUKUROVA'DA 445 BİN 385 TON KİMYEVİ GÜBRE KULLANILDI '
Çukurova'da ana ürün profilleri ve ekiliş alanları ile ilgili bilgiler veren Ertar Kimya Genel Müdürü Feyzullah Korkut da, 2011 yılında Adana'da 290 bin hektarda buğday ekildiğini, birinci ve ikinci ürün olmak üzere toplam 70 bin hektarda mısır, 24 bin hektar alanda ise pamuk ekimi gerçekleştiğini vurguladı. 2011 yılında Adanalı çiftçinin toplam 562 bin hektarda üretim yaptığını kaydeden Korkut, Adana'da 45 bin hektarda yağlık ayçiçeği ve 40 bin hektarda ise narenciye üretimi gerçekleştiğini vurguladı.
Tarımın pazar durumu ile ilgili konuşan Korkut, 'Pamuk üretimi, Adana'nın sanayileşmesinde ekonomik gelişmesinde önemli bir yer tutmaktadır. 1940 yılında kurulmuş olan Çukobirlik, bu ürünün değerlendirilmesinde önemli etkisi bulunmuştur. Adana Ticaret Borsası, pamuk alımları ve aracı kurum olması yönünden önem taşımaktadır ' dedi.
Adana'da pamuğa dayalı 59 çırçır ve prese fabrikası, birçok lif döküntüsü işleyen tesis ve 29 adet iplik ve dokuma fabrikası bulunduğuna dikkat çeken Korkut, şunları söyledi: 'İlimizde genel olarak, mısırda pazar sorunu yaşanmamaktadır. Özellikle yoğun alım yapan sanayi tesislerinin ilimizde bulunması pazarlamayı kolaylaştırmaktadır. Tüccarlar, mısır pazarlamasında önemli bir rol oynamaktadır. Üreticiden aldıkları ürünü işleme sanayine ve il dışındaki tüccarlara vermektedir. Mısır, yemeklik, nişasta, yağ, un, yem ve benzeri gibi insan sağlığı ile direk alakalı alanlarda kullanılmaktadır. Özellikle yağ sanayinde direk, nişasta üretimi, kepek, yem katkı maddesi, glukoz ve fruktoz şurupları, şekerleme, bisküvi, sakız, meşrubat ve dondurma sanayinde kullanılmaktadır.
Bölgemizdeki ayçiçeği ve soya üretimine de işaret eden Korkut, 'Bu ürünlerde hasat sonrası elde edilen ürün, Çukobirlik, yağ fabrikaları, gıda üretimi yapan fabrikalar ve yem fabrikaları tarafından alınmaktadır. Bunun yanında tüccarlar ürünü alıp diğer illerdeki tüccarlara ve işletme tesislerine göndermektedir ' dedi.
2011 Yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) verilerine göre Çukurova'da 445 bin 385 ton kimyevi gübre, 584 bin 321 kilogram pestisit kullanıldığını vurgulayan Korkut, kullanılan pestisitin mali değerinin de 250 milyon Türk Lirası olduğunu sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Çukurova Deltası İmtiyaz Sahibi Çetin Remzi Yüregir, panel yönetici ve konuşmacılarının yanı sıra etkinliğin gerçekleşmesine katkı koyan ZMO Adana Şube emekçisi Alper Kafalı'ya çiçek sundu.
Panele 23. Dönem Adana Milletvekili Hulusi Güvel, Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Melih Baki, ZMO Adana Şube Eski Başkanı Ayhan Barut, Jeoloji Mühendisleri Odası Eski Şube Başkanı Dr. Müzeyyen Şevkin ve Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri de katıldı.