Mesir Festivali
473 yıldır kutlanan Manisa Mesir Macunu Festivali, UNESCO’nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne girdi.
Yavuz Sultan Selim'in eşi, Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Sultanı yakalandığı hastalıktan kurtaran Mesir Macunu, 473 yıldır düzenlenen festivallerle Sultan Camii’nin kubbe ve minarelerinden halka saçılıyor. 2010 yılında UNESCO’ya kültür mirasları listesine girmesi amacıyla yapılan başvuru bu yıl kabul edildi ve Mesir Macunu Festivali, İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne girdi.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Manisa’yı Mesiri Tanıtma Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, UNESCO’nun listesine girmek için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2010 yılında başvuru yapıldığını belirterek, “Bu listeye girmemiz Manisa için Mesir Festivali için çok önemli. Çünkü bu kurumun faaliyetleri bir çok ülke insanları tarafından izleniyor. İnternet, basılı evraklar ve fuar takvimleri aracılığıyla bütün ülkelerin bu varlıkları listelerde yer alıyor. Bu listede devamlı yer almamızın bize kültürel anlamda tanınabilirlik anlamında ve ekonomik anlamda çok faydaları olacağına inanıyorum. Manisa denilince mesir, mesir denilince akla Manisa geliyor. Bununla birlikte Manisa mesir macunu bir şekerleme olarak görülmeyecek. Dünyaca ünlü bilinir bir kurumun tescillediği bir festival haline geldi. Biz de bu listedeki sıfatımızla birlikte festivallerimizi çok daha iyi bir şekilde icra etmeye çalışmamız gerekecek. Ben Manisa adına derneğimiz adına bu listeye girmemizden dolayı yaşadığımız mutluluğu paylaşıyorum. Manisamız için kültürel ve turizm anlamında çok büyük katkıları olacaktır.”
NE MUTLU BİZE
Listede yer almanın dernek faaliyetleri kapsamında gidilen yapancı ülkelerde tanınabilirliği artıracağını söyleyen Tanık, sözlerini şöyle sürdürdü: “UNESCO listesinde olduğumuzu belirtmemiz bile bu ürüne, bu geleneğe bakışı değiştirecektir. Ayrıca, UNESCO’nun 47 ülkeden aldığı aidatlar var. Belli bir bütçesi var. UNESCO’ya festivaller ve fuarlar için bir proje sunulduğunda maddi olarak katkı alabileceğiz. İleriki yıllarda böyle bir ödeneği alabilirsek ne mutlu bizlere. Kuruluştan maddi olarak destek alabilirsek bize ivme kazandıracaktır.” Manisa’yı Mesiri Tanıtma Kültür ve Turizm Derneği’ne ait mesir macunu üretim tesislerini de tanıtan Tanık, “Derneğimiz bir yıl boyunca üretim yaparak mesir festivalinde saçım yapmak için hazırlıklarını sürdürüyor” dedi.
UNESCO’nun “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne girmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz, şöyle konuştu: “UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’nde yer alması çok mutluluk verici bir olay. Biliyorsunuz Mesir Festivali uluslararası nitelikte yapılıyordu. Böylesine güçlü bir destekle sıfat kazanmış olması festivalin dünya çapında bilinirliğini dolayısıyla festivalin şehrin tanıtma gücünü çok etkileyecek. Bundan dolayı ayrıca sevinçliyiz. Ben Sayın Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay’a ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Manisa’nın uluslar arası bir değeri anlamına geliyor.” MESİRİN TARİHİ Dünyada eşine az rastlanan, Türkiye'de Kırkpınar yağlı güreşlerinden sonra en eski geleneği olan Mesir Festivali, 472 yıl önce ortaya çıktı.
Amansız bir hastalığa yakalanan Yavuz Sultan Selim'in eşi, Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan, Sultan Camii Külliyesi'nde idareci olarak görev yapan devrin ünlü hekimi Merkez Efendi'nin 41 çeşit baharatın karışımıyla hazırladığı mesir macunu ile şifa buldu. Hafsa Sultan, hastalığa şifa olan macunun halka da saçılmasını istedi.O günden sonra her yıl mesir macunu saçılarak bugün 472. yılı bulan bir gelenek haline geldi. Mesir macununun hazmı kolaylaştırıcı, kuvvet verici, cinsel uyarıcı, iştah açıcı, yorgunluk giderici, zehirli hayvanların zehirlerine karşı bağışıklık kazandırıcı özelliğinin yanı sıra bir çok derde şifa olduğuna inanılıyor.
Mesir macununda şu baharatlar yer alıyor: "Karanfil, yenibahar, zencefil, galanga, karabiber, kırımtartar, kişniş, havlican, kebabe, hindistan cevizi, anason, hıyarşenbe, sakız, safran, ud-ül kahar, çöpçini, hardal, portakal kabuğu, tarçın, mirsafi, iksir, çivit, meyanbalı, kalemi barit, tiryak, sarı halile, kara halile, raziyane, kimyon, zerdeçöp, tarçın çiçeği, hindistan çiçeği, çörek otu, darı fülfül, ravent, limontozu, kakule, sinameki, vanilya, topalak ve şeker. "
Kaynak: İHA
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Manisa’yı Mesiri Tanıtma Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, UNESCO’nun listesine girmek için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2010 yılında başvuru yapıldığını belirterek, “Bu listeye girmemiz Manisa için Mesir Festivali için çok önemli. Çünkü bu kurumun faaliyetleri bir çok ülke insanları tarafından izleniyor. İnternet, basılı evraklar ve fuar takvimleri aracılığıyla bütün ülkelerin bu varlıkları listelerde yer alıyor. Bu listede devamlı yer almamızın bize kültürel anlamda tanınabilirlik anlamında ve ekonomik anlamda çok faydaları olacağına inanıyorum. Manisa denilince mesir, mesir denilince akla Manisa geliyor. Bununla birlikte Manisa mesir macunu bir şekerleme olarak görülmeyecek. Dünyaca ünlü bilinir bir kurumun tescillediği bir festival haline geldi. Biz de bu listedeki sıfatımızla birlikte festivallerimizi çok daha iyi bir şekilde icra etmeye çalışmamız gerekecek. Ben Manisa adına derneğimiz adına bu listeye girmemizden dolayı yaşadığımız mutluluğu paylaşıyorum. Manisamız için kültürel ve turizm anlamında çok büyük katkıları olacaktır.”
NE MUTLU BİZE
Listede yer almanın dernek faaliyetleri kapsamında gidilen yapancı ülkelerde tanınabilirliği artıracağını söyleyen Tanık, sözlerini şöyle sürdürdü: “UNESCO listesinde olduğumuzu belirtmemiz bile bu ürüne, bu geleneğe bakışı değiştirecektir. Ayrıca, UNESCO’nun 47 ülkeden aldığı aidatlar var. Belli bir bütçesi var. UNESCO’ya festivaller ve fuarlar için bir proje sunulduğunda maddi olarak katkı alabileceğiz. İleriki yıllarda böyle bir ödeneği alabilirsek ne mutlu bizlere. Kuruluştan maddi olarak destek alabilirsek bize ivme kazandıracaktır.” Manisa’yı Mesiri Tanıtma Kültür ve Turizm Derneği’ne ait mesir macunu üretim tesislerini de tanıtan Tanık, “Derneğimiz bir yıl boyunca üretim yaparak mesir festivalinde saçım yapmak için hazırlıklarını sürdürüyor” dedi.
UNESCO’nun “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne girmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz, şöyle konuştu: “UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’nde yer alması çok mutluluk verici bir olay. Biliyorsunuz Mesir Festivali uluslararası nitelikte yapılıyordu. Böylesine güçlü bir destekle sıfat kazanmış olması festivalin dünya çapında bilinirliğini dolayısıyla festivalin şehrin tanıtma gücünü çok etkileyecek. Bundan dolayı ayrıca sevinçliyiz. Ben Sayın Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay’a ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Manisa’nın uluslar arası bir değeri anlamına geliyor.” MESİRİN TARİHİ Dünyada eşine az rastlanan, Türkiye'de Kırkpınar yağlı güreşlerinden sonra en eski geleneği olan Mesir Festivali, 472 yıl önce ortaya çıktı.
Amansız bir hastalığa yakalanan Yavuz Sultan Selim'in eşi, Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan, Sultan Camii Külliyesi'nde idareci olarak görev yapan devrin ünlü hekimi Merkez Efendi'nin 41 çeşit baharatın karışımıyla hazırladığı mesir macunu ile şifa buldu. Hafsa Sultan, hastalığa şifa olan macunun halka da saçılmasını istedi.O günden sonra her yıl mesir macunu saçılarak bugün 472. yılı bulan bir gelenek haline geldi. Mesir macununun hazmı kolaylaştırıcı, kuvvet verici, cinsel uyarıcı, iştah açıcı, yorgunluk giderici, zehirli hayvanların zehirlerine karşı bağışıklık kazandırıcı özelliğinin yanı sıra bir çok derde şifa olduğuna inanılıyor.
Mesir macununda şu baharatlar yer alıyor: "Karanfil, yenibahar, zencefil, galanga, karabiber, kırımtartar, kişniş, havlican, kebabe, hindistan cevizi, anason, hıyarşenbe, sakız, safran, ud-ül kahar, çöpçini, hardal, portakal kabuğu, tarçın, mirsafi, iksir, çivit, meyanbalı, kalemi barit, tiryak, sarı halile, kara halile, raziyane, kimyon, zerdeçöp, tarçın çiçeği, hindistan çiçeği, çörek otu, darı fülfül, ravent, limontozu, kakule, sinameki, vanilya, topalak ve şeker. "