Küresel Krizde Türkiye
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, küresel ekonomik krizde Türkiye’nin alt yapı yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğini belirterek; “Kriz boyunca yollara iletişim hatlarına yatırım yapmaya devam ettik.
Bu sayede krizin etkinlerini en az düzeyde hisseden ülkelerin başında geldiK” dedi.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİ), Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bünyesinde Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) İLE Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliği ile Balçova Kaya Termal Otel’de Karadeniz, Orta Asya ve Orta Doğu Bölgelerinde Ulaştırma ve Transit Taşımacılığının geleceği konulu uluslararası bir konferans düzenlendi.
Konferansa Azerbaycan, Gürcistan, Moldova ve Romanya Ulaştırma bakanları, Afganistan, Bulgaristan, İran, Kazakistan, Rusya, Ukrayna, Yunanistan Ulaştırma Bakan yardımcıları katıldı.
AMERİKA’NIN EKONOMİK ÜSTÜNLÜĞÜ KAYMA EĞİLİMİNDE Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bakan Yıldırım, 2008 yılının dünyada ekonomik anlamda kara bulutların ve özellikle kriz sinyallerinin kuvvetlice görüldüğü yıl olduğunu 2009 yılında ise krizin gittikçe derinleştiğini belirttiğini belirtti.
Ülkelerde yaşanan nüfus artışı ve milli gelir hasıla rakamlarının küresel krizde etkisinin rolü olduğunu ifade eden Bakan Yıldırım, hâla daha batılı ülkelerin kriz içinden çıkış yöntemlerini tam olarak geliştiremediklerini özellikle de Amerika’nın ekonomik üstünlüğünün Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkelerine doğru kayma eğiliminde olduğunu öne sürdü. Bu durumun Türkiye’nin batısında bulunan Amerika’da başlayan ve batıya doğru yayılan taşımacılık sektörünü etkilediğini anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir kere küresel mali imkanların zora girmesi ile birlikte finans çevrelerinin geçmişte yapılan hatalı alım satımlarından dolayı küresel ticaretteki çöküş taşımacılığa katlanarak yansıdı. 2009’un sonuna doğru tekrar bir yükseliş trendini gördük. Yükselişte de paradigma değişkenliği oldu. Batı hâla kriz konusunda bugün dahi henüz çıkış yolunu yöntemini tam geliştirilmediğinden dolayı ticaretin ve taşımacılığın Türkiye’yi ve Türkiye’yi çevreleyen ülkelere kaydığını görüyoruz. Kriz öncesinde yüzde 50’sini Batıya yapan Türkiye kriz sonrasında yüzde 20 puan aşağıda olduğu dönemi yaşıyor. Artık dünyanın zenginlik merkezi, üretim merkezi Türkiye’nin batısından doğusuna hareket ediyor. Bu küresel anlamda ekonomik paradigma değişimdir. Bir anlamda Amerika’nın elinde bulunan ekonomik üstünlük yavaş yavaş Uzakdoğu ve Ortadoğu'ya doğru bir kayma eğilimi olduğunu gösteriyor. Şaşılacak bir durum değil." Kriz öncesi yıllarda bunun belirtilerinin görüldüğünü anlatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Krize karşı duruş, dayanıklılık da bu bölgesel farklılığı hep yaşadık. 2011 yılında 9,1 ile küresel en büyük büyümeyi gerçekleştirmiştir. Ancak, Türkiye cari açığın geçirdiği olumsuzluğu engellemek için daha kontrollü ve daha düşük bir büyüme modelini gerçekleştirmiştir. Türkiye olarak yaşadığımız bir tecrübeyi paylaşmak istiyorum. Türkiye olarak kriz geldiğinde tabi dış faktörleri yüzde yüz kontrol etme ve yönetme imkanımız yok. Ancak, ülke içindeki politikalar pekala bizim elimizde olan bir şey. Biz bir karar verdik, ‘Kriz bizim özellikle alt yapı yatırımlarımızı etkilememeli’ Mutlaka alt yapı yatırımlarını aynen devam ederek artırarak devam ettirmeliyiz." Kriz boyunca yollara iletişim hatlarına yatırım yapmaya devam ettiklerini anlatan Yıldırım, şöyle konuştu: "Bu sayede krizin etkilerini en az düzeyde hisseden ülkelerin başında geldi. Halkımıza şu mesajı verdik, ‘Biz ülkemize güveniyoruz. Sizin endişe etmenize gerek yok. Hükümetiniz gerekli tedbirleri alıyor.’ Tabi yapmak söylemek kadar kolay değil tabi. Son 10 yılda sağlanan istikrar ve güvendir. Güçlü bir siyasi iradedir. Bu irade sayesinde alınan kararlar kolayca uygulanmıştır. Böylece küresel krizin ülke ekonomisine olumsuzluklarını bertaraf etmiştir daha da önemlisi Türkiye’nin gelecek yıllarda alt yapısını bölge ülkeler ile entegrasyonunu sağlayan alt yapı yatırımlarında hız kesmemiştir.” KİE’nin bölgenin geleceğine yönelik gelişme ekseninde büyük rol oynadığını kaydeden Bakan Yıldırım; sözlerini şöyle sürdürdü: “Karadeniz’i paylaş ülkeler, yani Türkiye’yi doğu batı kuzey istikametinde çevreleyen ülkelere baktığımızda 24 trilyonluk gayrisafi hasılanın bir yıl içinde hareket ettiğini görmüş oluyoruz. Böylece dünya ticaretinin bu bölgede üçte birini oluşturmaktadır. Burada yapılacak işler ticari çalışmaların dünya ekonomisi için ne anlama geldiğini çok açıkça ortaya koymaktadır. Ülkeler olarak alt yapıları geliştirmek mecburiyetindeyiz. Bölgesel işbirliği projelerine de hız vermeliyiz yıllardan beri KEİ de çok önemli çalışmaları var. Ayrıca taşımacılık bir ticaret değil ülkeler arasında turizmin gelişmesini sağlayan bir araçtır. Taşımacılık ile ilgili hem idari engelleri alınacak tedbirlerle azaltmak hem de fiziki engellerin alt yapı projelerini birer birer hayata geçirmeliyiz. Bunu yaptığımızda sadece ülke geleceğini değil bölgesel ve küresel barışa da katkı sağlamış olacaktır”Toplantıda Uluslararası Karayolları Genel Sekreteri Martin Marmy, 70 ülkeden fazla üyesinin bulunduğu IRU’nun gelecekte karayolları taşımacılığı ile insanları birleştireceğini söyledi.
TOBB Başkan Yardımcısı Harun Karacan da bölgesel taşımacılık konusunda ticaretin önündeki engelleri kaldırmak ve kolaylaştırmanın öncelikleri arasında bulunduğunu ifade etti.
KESİNTİSİZ ULAŞIM İÇİN ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Ruhi Engin Özmen de, son iki yıldır kurulan ortaklıkla lojistik sektörünün daha güçlü kılındığını belirterek şunları söyledi: “Ülkemizde de 2000’li yıllarda hızla gelişen ulaştırma ve lojistik sektörünün küreselleşmenin rekabet alanı haline gelmiştir. Hindistan ve Çin’nin gelecekte tamamen üretim merkezi haline geleceğini düşünüyoruz. Günümüz 30 trilyona yaklaşan Dünya ticaret rakamı yeni koridorlara göre şekillenmektedir. Türkiye olarak kesintisiz ulaşım ve lojistik bir koridor sağlamak için çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz. Modern İpek Yolu ülkeler arasında bir taraftan AB, bir taraftan ise Rusya ve Asya ve Kafkaslar, Kuzey Afrika. 2 milyar insanın bulunduğu geniş bir coğrafyada merkez bir ülke konumu oluşturmaktayız. Türkiye olarak bölgede yaşanan sorunlara karşın lojistik çözümler üretmek için girişimlerimiz devam etmektir. Son 5 yılda Ortadoğu karayolu taşımacılığında Türkiye’nin yüzde 116 artışını görmek mümkün. Günümüzde lojistik hizmetlerinde en önemli faktörler arasında hız ve etkinlik gelmektedir. Almanya ve İspanya’ bu modeller arasında yer alan ülkelerdir.”Konuşmaların ardından katılımcı ülkeleler aile fotoğrafı çektirdi, ardından Bakü-Batum ve Trabzon Karadeniz Otoyolu projesinin işbirliği anlaşması imzalandı.Konferansa Azerbaycan Ulaştırma Bakanı Ziya Memmedov, Gürcistan Ulaştırma Bakanı George Kıvırıashvılı, Moldova Ulaştırma Bakanı Anatolie Şalaru, Romanya Ulaştırma Bakanı Ovidiu Ioan Sılaghi, Afganistan Ulaştırma Bakan Yardımcısı Ghulam Ali Rasikh, Bulgaristan Bakan Yardımcısı Kamen Kıtchev, İran Bakan Yardımcısı Shahriyar Afandizadeh, Kazakistan Bakan Yardımcısı Kairat Absattarov, Rusya Bakan Yardımcısı Victor Olerskıy, Ukrayna Bakan Yardımcısı Volodymr Kornııenko, Yunanistan Ulaştırma Genel Sekreteri Nikolaos Stathopoulos, Ermenistan Daimi Temsilcisi Vekili Mikhaliy Vardanıan, Sırbistan Başkonsolosu Miroslav Prcovıc, Filistin Genel Müdürü Muhammed Hamdan katılan isimler arasında yer aldı .
Kaynak: İHA
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİ), Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bünyesinde Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) İLE Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliği ile Balçova Kaya Termal Otel’de Karadeniz, Orta Asya ve Orta Doğu Bölgelerinde Ulaştırma ve Transit Taşımacılığının geleceği konulu uluslararası bir konferans düzenlendi.
Konferansa Azerbaycan, Gürcistan, Moldova ve Romanya Ulaştırma bakanları, Afganistan, Bulgaristan, İran, Kazakistan, Rusya, Ukrayna, Yunanistan Ulaştırma Bakan yardımcıları katıldı.
AMERİKA’NIN EKONOMİK ÜSTÜNLÜĞÜ KAYMA EĞİLİMİNDE Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bakan Yıldırım, 2008 yılının dünyada ekonomik anlamda kara bulutların ve özellikle kriz sinyallerinin kuvvetlice görüldüğü yıl olduğunu 2009 yılında ise krizin gittikçe derinleştiğini belirttiğini belirtti.
Ülkelerde yaşanan nüfus artışı ve milli gelir hasıla rakamlarının küresel krizde etkisinin rolü olduğunu ifade eden Bakan Yıldırım, hâla daha batılı ülkelerin kriz içinden çıkış yöntemlerini tam olarak geliştiremediklerini özellikle de Amerika’nın ekonomik üstünlüğünün Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkelerine doğru kayma eğiliminde olduğunu öne sürdü. Bu durumun Türkiye’nin batısında bulunan Amerika’da başlayan ve batıya doğru yayılan taşımacılık sektörünü etkilediğini anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir kere küresel mali imkanların zora girmesi ile birlikte finans çevrelerinin geçmişte yapılan hatalı alım satımlarından dolayı küresel ticaretteki çöküş taşımacılığa katlanarak yansıdı. 2009’un sonuna doğru tekrar bir yükseliş trendini gördük. Yükselişte de paradigma değişkenliği oldu. Batı hâla kriz konusunda bugün dahi henüz çıkış yolunu yöntemini tam geliştirilmediğinden dolayı ticaretin ve taşımacılığın Türkiye’yi ve Türkiye’yi çevreleyen ülkelere kaydığını görüyoruz. Kriz öncesinde yüzde 50’sini Batıya yapan Türkiye kriz sonrasında yüzde 20 puan aşağıda olduğu dönemi yaşıyor. Artık dünyanın zenginlik merkezi, üretim merkezi Türkiye’nin batısından doğusuna hareket ediyor. Bu küresel anlamda ekonomik paradigma değişimdir. Bir anlamda Amerika’nın elinde bulunan ekonomik üstünlük yavaş yavaş Uzakdoğu ve Ortadoğu'ya doğru bir kayma eğilimi olduğunu gösteriyor. Şaşılacak bir durum değil." Kriz öncesi yıllarda bunun belirtilerinin görüldüğünü anlatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Krize karşı duruş, dayanıklılık da bu bölgesel farklılığı hep yaşadık. 2011 yılında 9,1 ile küresel en büyük büyümeyi gerçekleştirmiştir. Ancak, Türkiye cari açığın geçirdiği olumsuzluğu engellemek için daha kontrollü ve daha düşük bir büyüme modelini gerçekleştirmiştir. Türkiye olarak yaşadığımız bir tecrübeyi paylaşmak istiyorum. Türkiye olarak kriz geldiğinde tabi dış faktörleri yüzde yüz kontrol etme ve yönetme imkanımız yok. Ancak, ülke içindeki politikalar pekala bizim elimizde olan bir şey. Biz bir karar verdik, ‘Kriz bizim özellikle alt yapı yatırımlarımızı etkilememeli’ Mutlaka alt yapı yatırımlarını aynen devam ederek artırarak devam ettirmeliyiz." Kriz boyunca yollara iletişim hatlarına yatırım yapmaya devam ettiklerini anlatan Yıldırım, şöyle konuştu: "Bu sayede krizin etkilerini en az düzeyde hisseden ülkelerin başında geldi. Halkımıza şu mesajı verdik, ‘Biz ülkemize güveniyoruz. Sizin endişe etmenize gerek yok. Hükümetiniz gerekli tedbirleri alıyor.’ Tabi yapmak söylemek kadar kolay değil tabi. Son 10 yılda sağlanan istikrar ve güvendir. Güçlü bir siyasi iradedir. Bu irade sayesinde alınan kararlar kolayca uygulanmıştır. Böylece küresel krizin ülke ekonomisine olumsuzluklarını bertaraf etmiştir daha da önemlisi Türkiye’nin gelecek yıllarda alt yapısını bölge ülkeler ile entegrasyonunu sağlayan alt yapı yatırımlarında hız kesmemiştir.” KİE’nin bölgenin geleceğine yönelik gelişme ekseninde büyük rol oynadığını kaydeden Bakan Yıldırım; sözlerini şöyle sürdürdü: “Karadeniz’i paylaş ülkeler, yani Türkiye’yi doğu batı kuzey istikametinde çevreleyen ülkelere baktığımızda 24 trilyonluk gayrisafi hasılanın bir yıl içinde hareket ettiğini görmüş oluyoruz. Böylece dünya ticaretinin bu bölgede üçte birini oluşturmaktadır. Burada yapılacak işler ticari çalışmaların dünya ekonomisi için ne anlama geldiğini çok açıkça ortaya koymaktadır. Ülkeler olarak alt yapıları geliştirmek mecburiyetindeyiz. Bölgesel işbirliği projelerine de hız vermeliyiz yıllardan beri KEİ de çok önemli çalışmaları var. Ayrıca taşımacılık bir ticaret değil ülkeler arasında turizmin gelişmesini sağlayan bir araçtır. Taşımacılık ile ilgili hem idari engelleri alınacak tedbirlerle azaltmak hem de fiziki engellerin alt yapı projelerini birer birer hayata geçirmeliyiz. Bunu yaptığımızda sadece ülke geleceğini değil bölgesel ve küresel barışa da katkı sağlamış olacaktır”Toplantıda Uluslararası Karayolları Genel Sekreteri Martin Marmy, 70 ülkeden fazla üyesinin bulunduğu IRU’nun gelecekte karayolları taşımacılığı ile insanları birleştireceğini söyledi.
TOBB Başkan Yardımcısı Harun Karacan da bölgesel taşımacılık konusunda ticaretin önündeki engelleri kaldırmak ve kolaylaştırmanın öncelikleri arasında bulunduğunu ifade etti.
KESİNTİSİZ ULAŞIM İÇİN ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Ruhi Engin Özmen de, son iki yıldır kurulan ortaklıkla lojistik sektörünün daha güçlü kılındığını belirterek şunları söyledi: “Ülkemizde de 2000’li yıllarda hızla gelişen ulaştırma ve lojistik sektörünün küreselleşmenin rekabet alanı haline gelmiştir. Hindistan ve Çin’nin gelecekte tamamen üretim merkezi haline geleceğini düşünüyoruz. Günümüz 30 trilyona yaklaşan Dünya ticaret rakamı yeni koridorlara göre şekillenmektedir. Türkiye olarak kesintisiz ulaşım ve lojistik bir koridor sağlamak için çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz. Modern İpek Yolu ülkeler arasında bir taraftan AB, bir taraftan ise Rusya ve Asya ve Kafkaslar, Kuzey Afrika. 2 milyar insanın bulunduğu geniş bir coğrafyada merkez bir ülke konumu oluşturmaktayız. Türkiye olarak bölgede yaşanan sorunlara karşın lojistik çözümler üretmek için girişimlerimiz devam etmektir. Son 5 yılda Ortadoğu karayolu taşımacılığında Türkiye’nin yüzde 116 artışını görmek mümkün. Günümüzde lojistik hizmetlerinde en önemli faktörler arasında hız ve etkinlik gelmektedir. Almanya ve İspanya’ bu modeller arasında yer alan ülkelerdir.”Konuşmaların ardından katılımcı ülkeleler aile fotoğrafı çektirdi, ardından Bakü-Batum ve Trabzon Karadeniz Otoyolu projesinin işbirliği anlaşması imzalandı.Konferansa Azerbaycan Ulaştırma Bakanı Ziya Memmedov, Gürcistan Ulaştırma Bakanı George Kıvırıashvılı, Moldova Ulaştırma Bakanı Anatolie Şalaru, Romanya Ulaştırma Bakanı Ovidiu Ioan Sılaghi, Afganistan Ulaştırma Bakan Yardımcısı Ghulam Ali Rasikh, Bulgaristan Bakan Yardımcısı Kamen Kıtchev, İran Bakan Yardımcısı Shahriyar Afandizadeh, Kazakistan Bakan Yardımcısı Kairat Absattarov, Rusya Bakan Yardımcısı Victor Olerskıy, Ukrayna Bakan Yardımcısı Volodymr Kornııenko, Yunanistan Ulaştırma Genel Sekreteri Nikolaos Stathopoulos, Ermenistan Daimi Temsilcisi Vekili Mikhaliy Vardanıan, Sırbistan Başkonsolosu Miroslav Prcovıc, Filistin Genel Müdürü Muhammed Hamdan katılan isimler arasında yer aldı .