Zirve Sanığı Binbaşıdan Usülsüz Dinleme Savunması: Avukat Olduğunu Bilmiyorduk

Zirve Yayınevi Davası’nda savunma yapan Binbaşı Haydar Yeşil, İstanbul’da yaşayan müdahil avukatlardan Orhan Kemal Cengiz’i, 'Malatya’da ikamet ediyor gibi gösterip hakimi yanıltarak dinlemeleriyle' ilgili soruya “Cengiz’in avukat olduğunu bilmiyorduk” diye yanıt verdi.

Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin davanın 49. duruşması Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.

Duruşmada dün savunma yapmaya başlayan Malatya Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Haydar Yeşil, iddianameye ilişkin ifade verme işlemini tamamladı. Haydar Yeşil, iddanamede yöneltilen, cinayetler sonrası dezenformasyon çalışmalarına ilişkin suçlamaları yanıtladı. Davayla ilgili hazırlanan yeni iddianamede, davada hem tanık hem de sanık olarak ifade veren İlker Çınar’ın cinayetler sonrası Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger’in talimatıyla Haydar Yeşil ve Ruhi Abat ile birlikte dezenformasyon çalışması yaptıklarını anlattığına yer verilmişti. İddianamede, cinayetten sonra 9-10 Haziran 2007 tarihlerinde Ruhi Abat ile Haydar Yeşil’in İçel’e giderek Deniz Uygar ile buluştukları, Silifke ilçesi Taşucu mevkiinde bir pansiyonda Zirve Yayınevi cinayeti ile ilgili dezenformasyon faaliyetlerini tamamlamaya çalıştıkları, her üçünün de telefonlarının aynı anda Taşucu’ndan sinyal verdiğine yer verildi.

Söz konusu çalışmaları yaparken Haydar Yeşil'e ait toshiba marka labtobu kullandıkları, Haydar Yeşil savunmasında bu marka labtobu olduğunu ve kullanıcı adının iklim-8 olduğunu kabul ettiği belirtilmişti. Sanık Haydar Yeşil, mahkemedeki savunmasında, iddianamede geçtiği gibi dezenformasyon amaçlı ses düzeneği kurmadığını, düzenek kurma emri almadığını ve bu konuda emir vermediğini, ses kaydı yapmadığını iddia etti. Zirve Yayınevi davasının tanığı ve sanığı İlker Çınar'ın ifadesinde, davanın tutuklu sanığı Emre Günaydın'ı Turgut Özal Tıp Merkezi'nde ziyaret ettiğine ve ondaki sim kartı başka bir sim kartla değiştirdiğine ilişkin kendisine yönelik iddiaları olduğunu hatırlatan Yeşil, ancak gelen ihbar mektubunda ise kendisinin cezaevinde bir mahkumu ziyaret ettiğinin ve ondaki sim kartı başka bir sim kartla değiştirdiğinin yazdığını, bu mahkumun Emre Günaydın olduğuna dair mektupta bir ifade olmadığını anlattı.Yeşil’in hazırladığı savunma metnini okumasının ardından çapraz sorguya geçildi. Tutuksuz sanık ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki'nin Jandarma İstihbarat Birimi'nin elemanı olup olmadığının sorulması üzerine Yeşil, Yelki'nin kendilerinin adamı olmadığını söyledi.

Mahkeme Başkanı Kısa'nın, "Misyonerlikle ilgili uzun takipler yapmışsınız. Bu uzun takiplerin sonunda 3 ölü var. Bu da şüpheleri sizin üzerinizde yoğunlaştırıyor. Bununla ilgili ne diyeceksiniz?" ifadeleri üzerine Yeşil, 5 yılda birim olarak 130 bin liranın üzerinde harcama yaptıklarını, misyonerlikle ilgili harcamaların toplam harcamalar içinde çok az yer tuttuğunu, en büyük harcamalarının kaçakçılık ve organize işlere gittiğini söyledi.

Müdahil avukatlardan Orhan Kemal Cengiz ve Zirve Yayınevi'nde öldürülen Alman uyruklu Tilman Geske'nin eşi Suzanne Geske'nin telefonlarının dinlendiğini belirten Kısa'nın, "Orhan Kemal Cengiz'i Malatya'da oturuyor gibi göstererek hakimi kandırmış, dinleme yapmışsınız" demesi üzerine Yeşil, Cengiz'in avukat olduğunu bilmediğini ileri sürdü. Bir dönem Ergenekon davasına bakan Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'e verdiği ifadede, Emre Günaydın'ın babası Mustafa Günaydın'ı tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, "İnönü Üniversitesi'nde çalışır. Tamir mamir işlerini iyi yapar" dediğinin hatırlatılması üzerine sanık Yeşil, bunun doğru olmadığını, Mustafa Günaydın'ı görmediğini, telefonla bir irtibatı bulunmadığını öne sürdü.Mahkeme Başkanı Kısa, Yeşil'in Şemdin Sakık'la ilgili söylediklerini hatırlatarak, "Şemdin Sakık görüntülü bir sistemle ifade verdi. Talebiniz olursa İlker Çınar da bu şekilde ifade verebilir" dedi.