AB Bakanı Bağış: ABye kızgınız

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecinde Türk milletinin, kendisine çifte standart uyguladığını düşündüğü için çok kızgın olduğunu söyledi.

Bağış, İtalya'nın Milano kentinde Uluslararası Politikalar Çalışmaları Enstitüsü'nde düzenlenen ''Turkey as an Emerging Regional Power: Challenges and Opportunities-Gelişen Bölgesel Güç Olarak Türkiye: Zorluklar ve Fırsatlar'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, İtalya ile Türkiye'nin çok köklü ilişkilere sahip olduğunu belirtti.

''İtalya-Türkiye ilişkileri çok iyi bir seviyede. 13. yüzyıla dayanıyor bu ilişki ve birbirimizi iyi anlıyoruz'' diyen Bağış, her iki ülkenin de pek çok konuda benzer yaklaşımlara sahip olduğunu ve yaratıcılıklarıyla ön plana çıktığını bildirdi.

Bağış, ''İtalya, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini destekliyor. Daha fazla desteklemesini umuyoruz'' dedi.

AB'ye olan kamuoyu desteğinin düşüşüne neden olan 5 maddeyi açıklayan Egemen Bağış, şöyle konuştu:

''İlk madde vize konusu. Kamuoyunun üyeliğe desteği 2004'teki yüzde 80 seviyelerinden yüzde 30'lara düştü. Türk milleti, kendisine çifte standart uyguladığını düşündüğü için çok kızgın. Bu kızgınlığın nedenini sorgulamak gerekirse, Brezilya veya potansiyel bir aday ülke ya da Makedonya, Arnavutluk gibi ülke vatandaşları Schengen vizesine tabi olmadan rahatça AB'ye gelebiliyorlar. Oysa ki aday ülke Türkiye'nin vatandaşları bu haktan mahrum.''

Bağış, Türkiye'nin AB'ye tepkili olduğu bir diğer hususun bölücü terör örgütü PKK'nın olduğunu ifade ederek, ''Tüm Avrupa ülkelerinden PKK konusunda aynı beklentiye sahibiz. Bu beklentimiz de terör örgütünün finansmanının durdurulmasıdır. Türkiye'de ayaklanmayı kışkırtan, ayrımcılığı körüklemeye çalışan, ifade ve basın özgürlüğünün dışında faaliyet gösteren, halkı hükümete karşı kışkırtan televizyon kanallarının yayınlarının durdurulmasını bekliyoruz. Bu konuda İtalya da dahil daha aktif destek bekliyoruz'' diye konuştu.

-''GKRY bir anda ön koşul haline geldi''-

''Diğer bir husus Kıbrıs meselesi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanımamız bir anda ön koşul haline geldi'' diyen Egemen Bağış, 2004 yılındaki Annan Planı'na ilişkin referandumun KKTC tarafında büyük çoğunlukla kabul edildiğini, GKRY'de ise büyük çoğunlukla reddedildiğini hatırlattı.

O dönem Avrupalı liderlerin ve Avrupa Konseyi'nin KKTC'ye uygulanan izolasyonların kaldırılmasını içeren bir kararı kabul ettiğini ancak bunu hayata geçirmediğine dikkati çeken Bağış, ''Hali hazırda, GKRY istediği gibi ticaret yaparken, refah içindeyken, KKTC ise bundan mahrum hem de hiç hak etmediği, Annan Planı'na destek verdiği halde'' dedi.

Bağış, müzakere sürecinde Türkiye'nin 33 başlıktan 17'sini, siyasi nedenlerden bloke olması sebebiyle açamadığının altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Enerji alanından örnek vermek gerekirse, Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu enerjinin yüzde 70'i Türkiye'nin güneyinde ve doğusunda. Bu enerji alanları Türkiye'ye komşu. Dolayısıyla Türkiye enerji arzının güvenliği açısından çok büyük öneme sahip. Bu enerji konusu da GKRY'nin tek taraflı tasarrufuyla bloke halde. Diğerleri bunu seyrediyor. Bunun anlaşılması zor. Türkiye, çifte standartla karşı karşıya. Dassu ile birlikte, yakın çalışma konusunda mutabık kaldık. Sağduyunun sorunları çözeceğine inanıyoruz.''

-''Mükemmeliz demiyorum tabii ki eksiklerimiz olabilir''-

Türkiye'nin yükselen bir güç olarak zorluklar değil fırsatlar sunduğunu ifade edip konferans başlığına atıfta bulunan AB Bakanı Bağış, bu fırsatların Ortadoğu'daki gelişmelerde görüldüğünü söyledi.

''Suriye, Libya, Tunus, Mısır gibi Arap Baharı'nın yaşandığı ülkeler için Türkiye, güçlü demokrasisiyle, insan haklarına atfettiği önemle güçlü bir esin kaynağı. Ortak kültür ve geleneğe sahibiz ve yumuşak gücüz'' ifadesini kullanan Bağış, yumuşak güçlerini oluşturan etmenlerin demokrasi ve insan haklarına verdikleri önemin olduğunu, bunların bir anda değil, AB reformlarıyla hayata geçirildiğini kaydetti.

Bağış, televizyonda Kürtçe yayın yapılıyor olmasını, üniversitelerde Kürtçe kürsülerin açılıyor olmasını buna örnek olarak gösterdi.

AB Bakanı Bağış, sözlerini şöyle tamamladı:

''Türkiye olarak mükemmeliz demiyorum, tabii ki eksiklerimiz olabilir. Ama çalışıyoruz, dünden daha iyiyiz. Her ülkenin sorunları var. Yakın bir zaman önce AB, Nobel Barış Ödülü'nü aldı. AB tarihin en büyük barış projelerinden biridir. Bu projeyi, Avrupa'dan küresel ölçeğe geçirecek olan ülke de Türkiye'dir. Jose Barroso'nun dediği gibi, AB'nin yeni bir yöne ihtiyacı var. Halihazırdaki sorunlarını AB, genç bir nüfusa sahip, güçlü ordusu olan, üst üste 4. yılda ekonomik büyümesini gerçekleştiren, enerji yollarında kritik öneme sahip Türkiye ile bu sorunları aşacaktır. Bekleyin Avrupa Türkiye geliyor.''

-İtalyan bakan yardımcısı Dassu-

İtalya Dışişleri Bakan Yardımcısı Marta Dassu da Milano'nun 2015 yılında ev sahipliği yapacağı EXPO'ya atıfta bulunarak, bu etkinliğin sadece kültürel değil siyasi neticeleri de olan bir organizasyon olduğunu, katılımcı 105 ülkeden biri olan Türkiye'ye verdiği destekten dolayı teşekkür etti.

Türkiye ile İtalya arasındaki ikili ilişkilerin mükemmel bir seviyede olduğuna dikkati çeken Dassu, ''İkili ilişkilerimiz çok iyi, bir sorun yok. Bizim bu ilişkimiz, sadece hükümetlerarası değil sivil toplum ve özel sektör açısından da mükemmel durumda. Birçok grubumuz, altyapı alanında, bankacılık alanında, FIAT'ın, Pirelli'nin oldukça yatırımı var'' ifadesini kullandı.

''Hükümetimiz, Türkiye-AB ilişkilerinin istikrarına önem veriyor. İtalya'nın asıl önem verdiği şey, Türkiye-AB ilişkilerini nasıl daha iyi noktaya götürebilirizdir. Bunun çabası içindeyiz. Ancak bunu yaparken sadece bir taraf değil, her iki taraf da değişecek. Burada hem AB'nin hem Türkiye'nin yapması gerekenler var'' diyen Dassu, Türkiye'deki reform sürecinin devam etmesi gerektiğini, bunun Türkiye'yi biraz daha AB'ye yaklaştıracağını bildirdi.

''İnsan hakları ve basın özgürlüğünün Türkiye'nin temel sorunlarından olduğunu'' savunan Dassu, Türkiye'nin kendisini modernize ettiği takdirde ileriye götürebileceğini söyledi.

Türkiye'nin 2005'ten bu yana müzakere süreci yaşadığını, 1995'ten bu yana Gümrük Birliği'nde bulunduğunu ve çok uzun senelerdir aslında bu sürecin bir parçası olduğunu ifade eden Dassu, ''AB de değişmeli çünkü ekonomik kriz geçiriyoruz. Daha sağlam bir ekonomi yönetimi, bankacılık sistemi oluşturmamız gerekiyor. Ortak pazar sistemi korunmalı, bu zarar gördüğü takdirde AB de zarar görür'' diye konuştu.

Dassu, Avrupa'nın krizden çıkmasında İngiltere ve Türkiye'nin önemli rolleri olabileceğini söylemesi dikkati çekti.

Bakan Bağış'ın hatırlattığı vize serbestisi konusunda, Geri Kabul Anlaşması'nın önemine değinen Marta Dassu, ''Bu hususta, daha verimli bir yol haritasına ihtiyaç var'' dedi.

AB'nin enerji konusuna ilgili olduğunu ve Türkiye'yi bir enerji Hub'ı olarak gördüğünü söyleyen Dassu, İtalya, Yunanistan ve Arnavutluk arasında inşa edilecek olan Transadriyatik projesi ile Türkiye ile Azerbaycan arasında yapılacak Türkiye-Azerbaycan arasındaki Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin önemine işaret etti ve ''Bunun için beraber çalışma imkanlarını arıyoruz. TANAP'a da önem veriyoruz çünkü, Avrupa'nın enerji güvenliği açısından önemli bir fırsat sunuyor'' yorumunu yaptı.

Türkiye'nin, doğunun batısı, batının doğusunda olması sebebiyle stratejik önem haiz konumda olduğunu belirten Marta Dassu, Türkiye'nin komşularla ''sıfır sorun politikasının'' önemli olduğunu ancak şu an pek çok sorun yaşandığını, bununla birlikte Suriye konusunda, NATO ve AB ülkelerinin Türkiye'nin tarafında yer aldığını aktardı.

Muhabir: Barış Seçkin

Yayıncı: Tarkan Demir
Kaynak: AA