Otuzbiroğlu: Birinci Komutanın İmzası Olmadığı İçin Siteler Kullanılmadı

İnternet andıcı davasında hakkında yakalama emri çıkarılan Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, andıcın birinci komutana sunulduğunu, birinci komutanın imzası bulunmadığı için de andıcın tamamlanmadığını ve sitelerin hizmete geçirilmediğini söyledi.

Otuzbirolu, andıcın kendisine bilgi amaçlı gönderildiğini savundu.
İnternet andıcı davasında yakalama çıkan Koramiral Otuzbiroğlu, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu ve Albay Hulusi Gülbahar’ın savunmaları tamamlandı. Çubuklu’nun ardından Koramiral Otuzbiroğlu savunmasını yaptı. Olay tarihinde Muhabere ve Elektornik Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı olduğunu hatırlatan Otuzbiroğlu, suçlamaları kabul etmedi. Otuzbiroğlu, “Hiçbir hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetin içinde olmadım. Teşebbüste de bulunmadım. İddialar somut dayanaktan uzaktır. Andıcın hazırlanmasında görev aldığım iddiası maddi gerçeğe aykırıdır. Andıç bana bilgi amaçlı gönderildi. Üzerindeki parafım koordine anlamındadır.” dedi.
Andıcın yetkili makamın uygun veya uygun değil kararı almak için hazırlanan tensip yazısı olduğunu ifade eden Otuzbiroğlu, andıçta ikinci komutanın imzasının olduğunu ve birinci komutana arz edildiğinin görüldüğünü söyledi. Birinci komutanın imzasının olmadığını ifade eden Otuzbiroğlu, bu nedenle andıcın tamamlanmamış olduğunu ve sitelerin de işletime geçirilmediğini savundu.
Gerekli koordinesi yapılamayan hiçbir evrakın karargah içinde dolaşmayacağını kaydeden Otuzbiroğlu, “Bir andıcın geçmişi aklaması mümkün değildir. Andıctan bana koordine parafı attırmaya geldikten sonra haberdar oldum. Sitelerden de o zaman haberim oldu.” diye konuştu.
Otuzbiroğlu, andıcın hazırlanmasında görev aldığı iddiasıyla ilgili olarak, “Andıcın hazırlanmasında sorumlu görev almadım. Hazırlanmış andıca paraf attım. Görev alma suçlamasını reddediyorum. Parafın örgütsel faaliyet olarak görülmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.” açıklamasını yaptı.

Bilgisayarların silinmesi konusuna da değinen Otuzbiroğlu, “Bilgisayarların silinmesinden bilgim yok. Bu konuda beni suçlayan şüpheli Murat Uslukılıç’ı da tanımıyorum. Hafta sonları ben mesai yapmıyorum. Meslekteki ilk yıllarımda yapardım. Ama artık 60 yaşındayım ve üst düzey yöneticiyim. Silinmenin olduğu gün işe gitmedim. Bu konuda ne yazılı ne de sözlü emir vermedim.” diye konuştu.
Aleyhine olan değerlendirme ve suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Otuzbiroğlu, “Suçlamalar hiçbir delile ve gerçeğe dayanmamaktadır. Savcılık makamında yanlış anlamadan kaynaklanan bir değerlendirme söz konusudur.” dedi.

Hakkında yakalama emri bulunan Albay Hulusi Gülbahar da suçlamaları kabul etmeyerek Çubuklu ve Otuzbiroğlu’yla ilk defa yan yana geldiğini, iddianamede adı geçen hiçbir şahısla telefon ve mail irtibatı olmadığını söyledi. Bilgi Destek Dairesi’nin 4. Şubesi`nde göreve başladıktan sonra turkatak ve ozgurgenc sitelerinin kendi sorumluluğunda olduğunu, bu sitelerin geçmişteki faaliyetlerini bilmediğini belirten Gülbahar, iddianamede, atfedilen suçların sitelerin geçmişinde bulunabileceğinin ifade edildiğini söyledi. Sitelerdeki suç unsurlarının neden kaldırılmadığının kendisine sorulduğunu kaydeden Gülbahar, “Benim arşiv kaldırma yetkim yok. 27 Nisan bildirisi de sitede duruyor. Neden kaldırılmıyor diye konuşuluyor.” dedi. Suçsuz olduğunu yineleyen Gülbahar serbest bırakılmasını talep etti.

Savunmaların ardından görüşü sorulan Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, sanıkların suçları işlediklerine dair iddianame ve eklerde somut olgular bulunması, atılı suçların 100/3. maddesi kapsamında olması, sanıkların konumları itibariyle delilleri karartma ihtimalinin göz önünde bulundurularak tutuklanmalarını talep etti.

Mahkeme duruşmaya ara verdi.