Babacan: Vergide Yaptırımları Artıracağız

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ‘‘Bundan sonraki dönemde vergilerle ilgili yaptırımları artıracağız, ağırlaştıracağız. Vergi vermeyenin biraz canı yanacak ki adaleti sağlayabilelim‘‘ dedi.

Babacan, Kanal 24‘te ‘‘Söz Kampüsten İçeri‘‘ programında üniversite öğrencilerinin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun aile sigortası projesiyle ilgili bir soru üzerine Babacan, burada çok ciddi bir kelime oyunu ve yanıltmanın söz konusu olduğunu belirterek, işi iyi bilen, tekniğini bilen akademisyenlere, köşe yazarlarına konuya ilişkin verdikleri dokümanda, ‘‘herkese en az 600 lira vereceğiz‘‘ gibi bir şeyin bulunmadığını, ‘‘ailenin gelir durumuna göre bakacağız. Eğer 600 liranın altında bir gelir varsa bunu 600‘e tamamlayacağız‘‘ denildiğini ifade etti.

Projenin yaklaşık 3 ay önce açıklandığını ancak kaynağının hala gösterilemediğine dikkati çeken Babacan, sadece Kılıçdaroğlu‘nun değil, diğer siyasi partilerin de sürekli para dağıtma peşinde olduğunu söyledi. Babacan, ‘‘İşte Türkiye‘nin bizden önceki 30 yılı aşkın bir süre için sürekli olarak hiper enflasyon yaşaması, enflasyonun yılda yüzde 80, 100, 120 gibi rakamlarda sürekli seyretmesinin sebebi bu karşılıksız para basmadır. Şimdi bakıyoruz siyasi partilere, kaynak açıklamadıkları için biz diyoruz ki herhalde bunların niyeti bu. En sonunda yine bir siyasi parti lideri çıktı dedi ki, (Merkez Bankasının rezervini ben harcayacağım, bu para niye orada duruyor?)‘‘ dedi.

Şu anda Türkiye‘de böyle bir popülizm rüzgarı estiğini ifade eden Babacan, hükümet olarak 8,5 yıldır asla popülizme yeşil ışık yakmadıkları, ekonomi politikalarında sapasağlam her an, her zaman doğruları yaptıklarını ifade etti.

-AKARYAKIT FİYATI-

Türkiye‘de akaryakıtın neden pahalı olduğu yönündeki bir soruya Babacan, ‘‘Sadece pompa fiyatına bakarsak, bir de dünyadaki fiyatlara bakarsak, yine de Türkiye‘de fiyatların oldukça yüksek olduğunu görüyoruz, bu bir gerçek. Ve dünyadan her an bizim yüksek olmamıza sebep olan konu da verginin yüksekliği, içindeki ÖTV yüksek‘‘ yanıtını verdi.

Bütçenin gelirlerinin neredeyse tamamen vergilerden oluştuğuna işaret eden Babacan, ‘‘Yani, devletin böyle hazırda çıkarıp da maden, petrol, doğalgaz bulup sattığı ve oradan bütçeye böyle sürekli bir gelirin olduğu bir durum yok. Yani, sadece devletin sahip olabildiği özel bir gelir kaynağı yok. Devletin geliri yine vatandaşlarından topladığı vergiler. ÖTV ve KDV gibi vergi tahsilatı bizim bütçemizde çok büyük bir yekün teşkil ediyor. Bunun da sebebi, gelirden, yani kazanırken ki vergide kaçağımızın çok olması. Yani kazananların kazanırken ki vergi ödeme alışkanlığı maalesef Türkiye‘de çok bozuk‘‘ diye konuştu.

‘‘Türkiye‘de bu vergi yapısını doğru buluyor muyuz? Hayır. Memnun muyuz? Hayır. Ancak nasıl düşecek bu?‘‘ diye soran Babacan, şunları söyledi:

‘‘Kayıt dışı Türkiye‘de azaldıkça, gerçekten kazananlar kazanırken ki vergilerini normal verdikçe biz dönüp öte yandan işi normalleştirmeye başlayacağız. Yani, ÖTV‘yi, bu dolaylı vergileri kademe kademe düşürmeye başlayacağız. Bu da tabii biraz vakit alacak. Fakat, sadece vergi oranlarını indirmek kayıt içine geçmek için yeterli olmuyor, bunu da gördük. Yani, vergi oranları düşsün ki insanlar vergisini ödesin tezi tutmadı. Niye tutmadı? Çünkü, hiç kimse maalesef gönlüyle rızasıyla cebindeki 1 lirayı, 5 lirayı, 10 lirayı çıkarıp da devlete ödemek istemiyor.

Şimdi ödemeyenin eğer yanına kar kalıyorsa, hatta ödemeyen KDV yoluyla malını daha ucuz satıp vergisini ödeyenin karşısına rakip olarak çıkıyorsa, vergisini tam ödeyen malını mecburen KDV eklediği için pahalı satarken, öbürü KDV eklemeden satıp onun karşısına rakip oluyorsa burada da adaleti sağlamış oluyoruz. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde denetim ve yaptırım konusunda daha sıkı olacak işler.‘‘

‘‘Seçim sonrasında bir zam beklemeli mi?‘‘ sorusuna karşılık Babacan, şu anda hesap kitap ettikleri, seçim sonrasına erteledikleri herhangi bir fiyat artışının söz konusu olmadığını ifade ederek, ‘‘Ama kur hareketli. Türkiye pek çok ürünü dışarıdan ithal ediyor, özellikle enerjide dışarıya çok bağlıyız. Çok böyle ileriye doğru bağlayıcı bir şey söylemem de doğrusu mümkün değil. Ama biz ‘sırf seçim geliyor, bekleyelim, şu zamları erteleyelim‘ diye bir tutum içerisinde de asla değiliz, olmadık da‘‘ diye konuştu.

-‘‘EN KÖTÜ SENARYOYA KARŞI TÜRKİYE‘Yİ HAZIRLIKLI TUTMAMIZ LAZIM‘‘-

‘‘Altın piyasalarında uzun süredir devam eden durum ne olacak, bu spekülasyonlar nereye kadar devam edecek?‘‘ sorusu üzerine Babacan, altın fiyatlarının dünyadaki istikrarla alakalı olduğunu belirterek, son dönemlerde altın fiyatlarındaki artışın sebebinin de diğer bütün yatırım araçlarının göreli olarak güvenini kaybetmesi olduğunu söyledi. Babacan, ‘‘Yatırımcılar bakıyorlar, nereye yatıralım, ne yapalım diye. Riskli gördükleri enstrümanları satıp, dönüyorlar altın alıyorlar. Herkes böyle düşününce de altın fiyatı tabi yükseliyor‘‘ dedi.

Cari açıkla ilgili bir soruya karşılık Babacan, bu cari açık finanse edildiği sürece, Türkiye‘de güven ve istikrar olduktan, sermaye kendisini emin hissettikten ve makul getiriler olduktan sonra bunda bir problem olmayacağını söylediklerini kaydetti. Babacan, ‘‘Ama tabi her şeyin ölçüsü var. Türkiye cari açığın yüksek olduğu ülkeler grubu içerisinde maalesef. Bizim de ölçüsüz bir şekilde ‘nasıl olsa bunun finansmanı geliyor, varsın artsın şöyle bir ucunu açık tutuverelim‘ gibi bir rehavet içerisine girmemiz de mümkün değil, doğru da değil. Çünkü biz en kötü senaryoya karşı da Türkiye‘yi hazırlıklı tutmamız lazım‘‘ şeklinde konuştu.

Cari açıkla ilgili tedbirler aldıklarını ve uyguladıklarını anımsatan Babacan, bunu da, ‘‘mali disiplin ve Merkez Bankasının aldığı kararlar‘‘ olarak açıkladı.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, başka bir soru üzerine Merkez Bankasının İstanbul‘a taşınması diye bir şeyin olmadığını, sadece Ziraat, Halk bankaları ve Vakıfbank ile BDDK ve SPK‘nin taşınacağını söyledi.

-‘‘2023‘TE 3 TANE NÜKLEER SANTRAL HEDEFLİYORUZ‘‘-

Babacan, nükleer santralin Türkiye‘nin ihtiyacı olduğunu belirterek, Türkiye‘nin enerjide dışa bağımlılığını nükleer santrallerle azaltabileceklerini kaydetti. Babacan, 2023‘te 3 tane nükleer santral hedeflediklerini hatırlattı.

10 numaralı yağ problemiyle ilgili soruya Babacan, ‘‘Bildiğimiz, takip ettiğimiz bir problem. EPDK ağırlıklı olarak yeni düzenlemelerle bunu önlemeye çalışıyor. Ama EPDK‘nın yaptıkları da işe yaramazsa artık başka tedbirler de gündeme gelecek, ama ciddi bir problem alanı olarak görüyoruz‘‘ yanıtını verdi.

Başbakan Yardımcısı Babacan, özel hayatında, evde paranın patronunun kim olduğu yönündeki soruya da, ‘‘Ailemizin günlük ihtiyaçlarıyla ilgili harcamaların çoğunu eşim yapıyor. Aile bütçemizi denkleştiren o. Kredi kartı faturası gelince ya da bir şeyler gelince ayda bir ben kendim şöyle oturup, bakıyorum ‘yanlış bir şey var mı‘ diye. Onun haricinde günlük harcamayı yapan ve evde paranın patronu eşim‘‘ yanıtını verdi.

Kaynak: AA