Kılıçdaroğlu: "Korkutan Devlet Değil Özgürlükçü Ülke İstiyoruz"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘‘Korkutan devlet değil, korkan mükellef değil, özgür, özgürlükçü bir hükümet, ülke istiyoruz. Özgürlüğü sınırlarsanız, demokrasiye en büyük darbeyi vurmuş olursunuz‘‘ dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) 66. Genel Kurulunda konuşan Kılıçdaroğlu, siyaset kurumunun halka her yerde ve her ortamda doğruları söylemesi gerektiğini dile getirdi ve ekonomi yönetimine eleştiriler yöneltti.
Türkiye‘de ekonominin iyi yönetilmediğini savunan Kılıçdaroğlu, ‘‘Eğer bir ekonomi iyi yönetilirse 9 yılda 4 kez mali af çıkmaz. Kim vergisini ödemek istemez, kim sigorta primini ödemek istemez. Ödeyemiyor, dünyanın faizini yüklüyorsunuz üstüne, sonra hayat kilitleniyor, ‘verginizi ödeyin‘ diye mali af çıkarıyorsunuz‘‘ dedi.
Türk Lirası‘nın değerli olmasıyla övünüldüğünü ancak ABD‘nin kriz döneminde para basarak doların değerini düşürdüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, ‘‘Biz sanayiciyi perişan ettik, bugün ülkeyi Çin mallarının pazarı haline getirdik. Birisi sizi kandırıyor, bedelini bu ülkenin sanayicisi çekti‘‘ diye konuştu.
Sıcak paraya teslim olan bir ekonominin sağlıklı değil, kırılgan olacağını savunan Kılıçdaroğlu, hükümetin büyüme ve istihdam politikası olmadığını öne sürdü. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın bir başka TOBB Genel Kurulunda ‘‘Her işveren bir işçi alırsa işsizlik sorununu çözeriz‘‘ dediğini anımsatarak, ‘‘Bunu söyleyen kişinin iş dünyasından, ekonomiden, serbest piyasa ekonomisinden haberi yoktur. Siz, Başbakan böyle söyledi diye hemen gidip işçi aldınız mı? Zaten gelir elde ederse, ürettiğini satarsa ‘işçi almayın‘ desen de alır ama kendisi ayakta zor duruyor, ithal mallarına karşı direnmeye çalışıyor‘‘ dedi.
Ekonomi bürokrasisinin dağınık olduğunu ve sağlıklı planlanmadığını savunan Kılıçdaroğlu, ekonominin sadece para politikasıyla yönetilmeye çalışıldığını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, iş dünyasının sağlıklı eleştiri getirmekten ürktüğünü de ifade ederek, şöyle konuştu:
‘‘Neden ürktüğünüzü siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Ürktüğü için de ödediği vergilerin nereye harcandığını bilmiyor. Bu kayıt dışının dışında bir olay, bu demokrasi olayı, özgürlük olayı. Eğer iş dünyası sağlıklı eleştiri getiremiyorsa bu ülkede demokraside bir sorun var demektir, demokrasi kaliteli değildir. Bir ilde yaptığım ziyarette, ticaret ve sanayi odası başkanı toplantının basına kapalı yapılmasını istedi. ‘Basına açık yaparsak hükümeti eleştiremeyiz, eleştirirsek maliye memuru ertesi gün kapının önünde, geliyor ve bize ceza yazıyor‘ dedi. Maliye memuru arıyor, ‘matrahı artır‘... Artırmazsan ben geleceğim. Böyle şantaj düzeni olur mu? Korkutan devlet değil, korkan mükellef değil, özgür, özgürlükçü bir hükümet, ülke istiyoruz. Özgürlüğü sınırlarsanız, demokrasiye en büyük darbeyi vurmuş olursunuz.‘‘
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ekonomi politikasının üreteni cezalandırdığını da savunarak, malın yurt dışından getirilmesi halinde ucuz, Türkiye‘de üretilmesi halinde pahalı olduğunu söyledi. ‘‘Bu düzenin değişmesi lazım‘‘ diyen Kılıçdaroğlu, 1 milyon dolar sıcak paraya iki ayda 60 bin dolar kazanıldığını, bu parayı hiçbir sanayicinin, tüccarın, esnafın kazanamayacağını kaydetti.
-‘‘CARİ AÇIK, DUVARA TOSLAMA SİNYALİ VERİYOR‘‘-
Türkiye‘nin, Avrupa‘nın en büyük otobüs üretim merkezi olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, ‘‘Siz burada daha ucuza, kaliteli otobüs üreteceksiniz, dünyaya ihraç edeceksiniz, gideceksiniz dışarıdan ihalesiz otobüs alacaksınız. Tanesine 1 milyon 200 bin Avro ödeyeceksiniz ve bunun hesabını da kimse sormayacak. Bizim milliyetçilik anlayışımız şudur; önce benim sanayicim kazanacak. Bu ülke, her şeyi üretiyor, benim insanım çalışkan, yürekli, alın teri döküyor. Önce ihaleye çıktılar, ihale iptal edildi. Bir sürü numara çektiler. 1 milyon 200 bin Avro ödüyorsun bir otobüse, insanda biraz vicdan olur. Bari otobüs de otobüs olsa. Hollanda kendi şartlarına göre yapmış, dağı olmayan bir ülke. İstanbul 7 tepeli, otobüs yokuş çıkmıyor. Dünyanın en pahalı hurdalığını getirdiniz İstanbul‘a‘‘ diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, 2009‘un başından bu yana suya yüzde 15, elektriğe yüzde 40, benzine yüzde 30, mazota yüzde 35 ve LPG‘ye yüzde 20 zam yapıldığını anlatarak, Afyon‘dan Mersin‘e mal taşımanın Mersin‘den Çin‘e taşımaktan daha pahalı olduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı, bütün kamyoncuların 10 numara yağ yaktığını da ifade etti.
Cari açığın, rekor kırdığının altını çizen Kılıçdaroğlu, bu durumun Türkiye ekonomisinin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, ‘‘Bu cari açık, Türkiye için felakettir. Bunu ben söylemiyorum, bu ülkenin yazmışları, okumuşları, sağduyu sahibi insanları söylüyor. Bu cari açık, yeni bir duvara toslama sinyali veriyor. Herkesi uyarmak da bizim görevimizdir‘‘ dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, bugün dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye‘nin 1987 yılında 14. büyük ekonomisi olduğunu anlattı. Bu politikalarla dünyanın 10 büyük ekonomisi içine girilemeyeceğini öne süren Kılıçdaroğlu, yüzde 4 büyümeyle bu hedefin yakalanamayacağını söyledi. Türkiye‘nin Cumhuriyet tarihinden 2002‘ye kadar yüzde 5, 2002‘den sonra yüzde 4.8 büyüdüğünü ifade ederek, ‘‘Niye birbirimizi kandırıyoruz. Yok, Türkiye üçe katlandı. Ekonomisi üçe katlanan bir Türkiye‘de 12 milyon 715 bin yoksul olur mu? Bir yılda artan yoksul sayısı 818 bin kişi. Yoksulluğun bu kadar olduğu bir ülkede, barış olur mu? Siyaset kurumu yoksulluğu yönetmez, yoksulluğu bitirir. Siz yoksulları, onurlarıyla oynayarak, arka bahçeniz haline getirmek istiyorsunuz‘‘ dedi.
Kılıçdaroğlu, aile sigortası projelerinin gerçekçi ve uygulanabilir olduğunu ifade ederek, bunun hesabını yaptıklarını belirtti ve kaynakları olduğunu belirtti.
Türkiye‘nin ekonomik verilere dayalı sıralamalarda gerilerde olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun başarısız ekonomi politikaları sonucunda oluştuğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, ‘‘İnsan varsa ekonomi, ekonomi varsa insanın mutluluğu var. Eğer bu ekonomiyle mutlu insan yaratmıyorsanız, birileri kazandıkça, birileri aç kalıyorsa bizim öyle bir düşüncemiz yok. Biz bu tabloyu değiştirmeye kararlıyız‘‘ dedi.
CHP‘nin yalnızca eleştirmediğini, sorunlara çözüm ürettiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, partisinin ekonomi politikalarına ilişkin bilgi vererek, tarım ve sanayi alanında hazırladıkları raporların yer aldığı kitapçıkları gösterdi. Kılıçdaroğlu, ‘‘İddia ediyorum, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bizim yazdığımız bu raporlar kadar iç tutarlılığı olan başka bir rapor yazılmamıştır‘‘ diye konuştu.
Mevcut teşvik sisteminin sanayiciyi cezalandırdığını, CHP‘nin bu sistemi değiştireceğini belirten Kılıçdaroğlu, ‘‘Anadolu‘da 20 büyük cazibe merkezi oluşturacağız. İstihdam yaratan, bilim ve teknolojiyi içeren, inovasyonu kabul eden güçlü bir Anadolu sanayi oluşturmak istiyoruz‘‘ dedi.
-SIFIR FAİZLİ KREDİ-
CHP‘nin sanayicinin önündeki engelleri kaldıracağının sözünü veren Kılıçdaroğlu, sanayicileri ‘‘ekonominin kamu görevlisi‘‘ olarak tanımladı. Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında KOBİ‘lere sıfır faizle kredi vereceklerini de belirterek, iş adamlarının ödediği vergi, sigorta primi bir yıllık ne kadarsa, sonraki yıl o kadar sıfır faizli kredi alabileceklerini söyledi.
Binlerce kişinin arasından sıyrılarak kazandığı sınavla girdiği hesap uzmanlığında iddialı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu nedenle projelerinin kaynaklarını en doğru şekilde belirlediklerinin altını çizdi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye‘nin kendi iç dinamiklerini harekete geçireceklerini, iş gücünün niteliklerini artıracaklarını, asgari ücret üzerindeki vergiyi aşamalı olarak yüzde 1‘e kadar indireceklerini anlattı.
Gelir İdaresi Başkanlığını özerk hale getireceklerini de belirten Kılıçdaroğlu, primleri Sosyal Güvenlik Kurumunun değil Gelir İdaresi Başkanlığının toplayacağını da kaydetti. Kılıçdaroğlu, ekonomideki bürokrasiyi azaltacaklarını belirterek, Cumhuriyet tarihinin en büyük bürokratik operasyonunu yapacaklarını ve bu yolla milyonlarca kağıt tasarrufu yapılacağını söyledi. Enflasyon nedeniyle geçmiş yıllarda iş adamlarından peşin vergi alındığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, enflasyondaki düşme nedeniyle peşin vergi uygulamasına son vereceklerini belirtti.
CHP iktidarının saydam olacağını ve hesap vermeyi onurlu bir görev sayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, TBMM‘de başkanlığını anamuhalefetin yaptığı kesin hesap komisyonu kurulacağını anlattı.
Kılıçdaroğlu, nükleer santral projelerine de değinerek, ‘‘Bir ülkede nükleer santral yeniden kuruluyorsa orada bakın devletin ortaklığı vardır, nükleer teknolojiyi getirmek ister. Burada var mı ortaklık, hayır. Bir mühendis bile çalıştıramayacaksınız. Benim ülkemde kurulacak, benim mühendisim çalışmayacak. 13.5 cente alım garantisi vereceğim. Ne olacak peki? Ben dışarıdan alırım. Daha ucuza alırım‘‘ dedi.
-‘‘DÜNYANIN TEFECİ DÜZENİNİN YERİ, TÜRKİYE OLMAMALIDIR‘‘-
Türkiye‘nin gelecek için yeni alanlara kilitlenmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, CHP‘nin bu alanlarda da projeler ürettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda iş adamlarına şöyle seslendi:
‘‘Saygıdeğer dostlarım, ülkesini seven, eli taşın altında olan, üreten, çalışan, riski paylaşan yiğit insanlar; ben ülkemi seviyorum. Size hizmet etmek istiyorum. Dürüst siyasete sonuna kadar varım. Saydamlık olsun diyorum. Bir liralık işi beş liraya yapmayalım diyorum. Niye heder ediyoruz alın terini, bunun üzerinde durmamız lazım ve her şeyin başında demokrasi ve özgürlük gelir. Eğer telefonlarınız dinleniyorsa, kaliteli demokrasiden söz edemezsiniz. Siz bulunduğunuz konumdan ayrılıp milletvekili oluyorsunuz. Diyelim ki listelere giremediniz, yerinize dönemiyorsunuz, niçin; bunun adı demokrasi mi? Devlet memuru dönüyor, size dönme imkanı verilmiyor. Bu tablo demokrasi tablosu değildir. Kimsenin telefonlarının dinlenmediği, kimsenin özel yaşamının gözetlenmeyeceği, bunların siyaset meydanında konuşulmayacağı, ahlaksızlığa prim verilmeyeceği, düzgün, namuslu siyaset yapacağız. Halk için yapacağız, sanayici için yapacağız, tüccar için yapacağız, esnaf için yapacağız, üreten, alın teriyle çalışan için yapacağız.‘‘
Yabancı sermayenin Türkiye‘ye girişine karşı olmadıklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, ‘‘Yabancı sermaye Türkiye‘ye gelsin, yeni teknoloji getirsin ama sıcak para, bir yere kadar. Dünyanın tefeci düzeninin yeri Türkiye Cumhuriyeti olmamalıdır‘‘ dedi.
-KILIÇDAROĞLU-TÜZMEN GÖRÜŞMESİ...-
Bu arada Genel Kurul başlamadan önce Kılıçdaroğlu ile Eski Devlet Bakanlarından Kürşad Tüzmen arasında Kılıçdaroğlu‘nun AK Parti listelerinde yeniden aday gösterilmeyen isimlere yönelik iddialarına ilişkin kısa bir diyalog yaşandı.
Gazetecilerin soruları üzerine diyaloğu aktaran Tüzmen, Kılıçdaroğlu‘na kendisinin müsteşar olduğu dönemde genel müdürlük yaptığını hatırlattığını kaydetti. Tüzmen, ‘‘25 sene bürokraside sen beni biliyorsun, ben seni biliyorum. Benim tanıdığım kadarıyla sen dürüst bir adamsın. Sen benim için ne diyorsun dedim. ‘Sen de dürüstsün‘ dedi. Bana bir lafı yokmuş. Bundan sonra benim söyleyecek bir sözüm yok. Kendisine sorun Kürşad Tüzmen nasıl bir adammış, anlatır‘‘ diye konuştu.
Kaynak: AA
Türkiye‘de ekonominin iyi yönetilmediğini savunan Kılıçdaroğlu, ‘‘Eğer bir ekonomi iyi yönetilirse 9 yılda 4 kez mali af çıkmaz. Kim vergisini ödemek istemez, kim sigorta primini ödemek istemez. Ödeyemiyor, dünyanın faizini yüklüyorsunuz üstüne, sonra hayat kilitleniyor, ‘verginizi ödeyin‘ diye mali af çıkarıyorsunuz‘‘ dedi.
Türk Lirası‘nın değerli olmasıyla övünüldüğünü ancak ABD‘nin kriz döneminde para basarak doların değerini düşürdüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, ‘‘Biz sanayiciyi perişan ettik, bugün ülkeyi Çin mallarının pazarı haline getirdik. Birisi sizi kandırıyor, bedelini bu ülkenin sanayicisi çekti‘‘ diye konuştu.
Sıcak paraya teslim olan bir ekonominin sağlıklı değil, kırılgan olacağını savunan Kılıçdaroğlu, hükümetin büyüme ve istihdam politikası olmadığını öne sürdü. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın bir başka TOBB Genel Kurulunda ‘‘Her işveren bir işçi alırsa işsizlik sorununu çözeriz‘‘ dediğini anımsatarak, ‘‘Bunu söyleyen kişinin iş dünyasından, ekonomiden, serbest piyasa ekonomisinden haberi yoktur. Siz, Başbakan böyle söyledi diye hemen gidip işçi aldınız mı? Zaten gelir elde ederse, ürettiğini satarsa ‘işçi almayın‘ desen de alır ama kendisi ayakta zor duruyor, ithal mallarına karşı direnmeye çalışıyor‘‘ dedi.
Ekonomi bürokrasisinin dağınık olduğunu ve sağlıklı planlanmadığını savunan Kılıçdaroğlu, ekonominin sadece para politikasıyla yönetilmeye çalışıldığını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, iş dünyasının sağlıklı eleştiri getirmekten ürktüğünü de ifade ederek, şöyle konuştu:
‘‘Neden ürktüğünüzü siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Ürktüğü için de ödediği vergilerin nereye harcandığını bilmiyor. Bu kayıt dışının dışında bir olay, bu demokrasi olayı, özgürlük olayı. Eğer iş dünyası sağlıklı eleştiri getiremiyorsa bu ülkede demokraside bir sorun var demektir, demokrasi kaliteli değildir. Bir ilde yaptığım ziyarette, ticaret ve sanayi odası başkanı toplantının basına kapalı yapılmasını istedi. ‘Basına açık yaparsak hükümeti eleştiremeyiz, eleştirirsek maliye memuru ertesi gün kapının önünde, geliyor ve bize ceza yazıyor‘ dedi. Maliye memuru arıyor, ‘matrahı artır‘... Artırmazsan ben geleceğim. Böyle şantaj düzeni olur mu? Korkutan devlet değil, korkan mükellef değil, özgür, özgürlükçü bir hükümet, ülke istiyoruz. Özgürlüğü sınırlarsanız, demokrasiye en büyük darbeyi vurmuş olursunuz.‘‘
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ekonomi politikasının üreteni cezalandırdığını da savunarak, malın yurt dışından getirilmesi halinde ucuz, Türkiye‘de üretilmesi halinde pahalı olduğunu söyledi. ‘‘Bu düzenin değişmesi lazım‘‘ diyen Kılıçdaroğlu, 1 milyon dolar sıcak paraya iki ayda 60 bin dolar kazanıldığını, bu parayı hiçbir sanayicinin, tüccarın, esnafın kazanamayacağını kaydetti.
-‘‘CARİ AÇIK, DUVARA TOSLAMA SİNYALİ VERİYOR‘‘-
Türkiye‘nin, Avrupa‘nın en büyük otobüs üretim merkezi olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, ‘‘Siz burada daha ucuza, kaliteli otobüs üreteceksiniz, dünyaya ihraç edeceksiniz, gideceksiniz dışarıdan ihalesiz otobüs alacaksınız. Tanesine 1 milyon 200 bin Avro ödeyeceksiniz ve bunun hesabını da kimse sormayacak. Bizim milliyetçilik anlayışımız şudur; önce benim sanayicim kazanacak. Bu ülke, her şeyi üretiyor, benim insanım çalışkan, yürekli, alın teri döküyor. Önce ihaleye çıktılar, ihale iptal edildi. Bir sürü numara çektiler. 1 milyon 200 bin Avro ödüyorsun bir otobüse, insanda biraz vicdan olur. Bari otobüs de otobüs olsa. Hollanda kendi şartlarına göre yapmış, dağı olmayan bir ülke. İstanbul 7 tepeli, otobüs yokuş çıkmıyor. Dünyanın en pahalı hurdalığını getirdiniz İstanbul‘a‘‘ diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, 2009‘un başından bu yana suya yüzde 15, elektriğe yüzde 40, benzine yüzde 30, mazota yüzde 35 ve LPG‘ye yüzde 20 zam yapıldığını anlatarak, Afyon‘dan Mersin‘e mal taşımanın Mersin‘den Çin‘e taşımaktan daha pahalı olduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı, bütün kamyoncuların 10 numara yağ yaktığını da ifade etti.
Cari açığın, rekor kırdığının altını çizen Kılıçdaroğlu, bu durumun Türkiye ekonomisinin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, ‘‘Bu cari açık, Türkiye için felakettir. Bunu ben söylemiyorum, bu ülkenin yazmışları, okumuşları, sağduyu sahibi insanları söylüyor. Bu cari açık, yeni bir duvara toslama sinyali veriyor. Herkesi uyarmak da bizim görevimizdir‘‘ dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, bugün dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye‘nin 1987 yılında 14. büyük ekonomisi olduğunu anlattı. Bu politikalarla dünyanın 10 büyük ekonomisi içine girilemeyeceğini öne süren Kılıçdaroğlu, yüzde 4 büyümeyle bu hedefin yakalanamayacağını söyledi. Türkiye‘nin Cumhuriyet tarihinden 2002‘ye kadar yüzde 5, 2002‘den sonra yüzde 4.8 büyüdüğünü ifade ederek, ‘‘Niye birbirimizi kandırıyoruz. Yok, Türkiye üçe katlandı. Ekonomisi üçe katlanan bir Türkiye‘de 12 milyon 715 bin yoksul olur mu? Bir yılda artan yoksul sayısı 818 bin kişi. Yoksulluğun bu kadar olduğu bir ülkede, barış olur mu? Siyaset kurumu yoksulluğu yönetmez, yoksulluğu bitirir. Siz yoksulları, onurlarıyla oynayarak, arka bahçeniz haline getirmek istiyorsunuz‘‘ dedi.
Kılıçdaroğlu, aile sigortası projelerinin gerçekçi ve uygulanabilir olduğunu ifade ederek, bunun hesabını yaptıklarını belirtti ve kaynakları olduğunu belirtti.
Türkiye‘nin ekonomik verilere dayalı sıralamalarda gerilerde olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun başarısız ekonomi politikaları sonucunda oluştuğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, ‘‘İnsan varsa ekonomi, ekonomi varsa insanın mutluluğu var. Eğer bu ekonomiyle mutlu insan yaratmıyorsanız, birileri kazandıkça, birileri aç kalıyorsa bizim öyle bir düşüncemiz yok. Biz bu tabloyu değiştirmeye kararlıyız‘‘ dedi.
CHP‘nin yalnızca eleştirmediğini, sorunlara çözüm ürettiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, partisinin ekonomi politikalarına ilişkin bilgi vererek, tarım ve sanayi alanında hazırladıkları raporların yer aldığı kitapçıkları gösterdi. Kılıçdaroğlu, ‘‘İddia ediyorum, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bizim yazdığımız bu raporlar kadar iç tutarlılığı olan başka bir rapor yazılmamıştır‘‘ diye konuştu.
Mevcut teşvik sisteminin sanayiciyi cezalandırdığını, CHP‘nin bu sistemi değiştireceğini belirten Kılıçdaroğlu, ‘‘Anadolu‘da 20 büyük cazibe merkezi oluşturacağız. İstihdam yaratan, bilim ve teknolojiyi içeren, inovasyonu kabul eden güçlü bir Anadolu sanayi oluşturmak istiyoruz‘‘ dedi.
-SIFIR FAİZLİ KREDİ-
CHP‘nin sanayicinin önündeki engelleri kaldıracağının sözünü veren Kılıçdaroğlu, sanayicileri ‘‘ekonominin kamu görevlisi‘‘ olarak tanımladı. Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında KOBİ‘lere sıfır faizle kredi vereceklerini de belirterek, iş adamlarının ödediği vergi, sigorta primi bir yıllık ne kadarsa, sonraki yıl o kadar sıfır faizli kredi alabileceklerini söyledi.
Binlerce kişinin arasından sıyrılarak kazandığı sınavla girdiği hesap uzmanlığında iddialı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu nedenle projelerinin kaynaklarını en doğru şekilde belirlediklerinin altını çizdi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye‘nin kendi iç dinamiklerini harekete geçireceklerini, iş gücünün niteliklerini artıracaklarını, asgari ücret üzerindeki vergiyi aşamalı olarak yüzde 1‘e kadar indireceklerini anlattı.
Gelir İdaresi Başkanlığını özerk hale getireceklerini de belirten Kılıçdaroğlu, primleri Sosyal Güvenlik Kurumunun değil Gelir İdaresi Başkanlığının toplayacağını da kaydetti. Kılıçdaroğlu, ekonomideki bürokrasiyi azaltacaklarını belirterek, Cumhuriyet tarihinin en büyük bürokratik operasyonunu yapacaklarını ve bu yolla milyonlarca kağıt tasarrufu yapılacağını söyledi. Enflasyon nedeniyle geçmiş yıllarda iş adamlarından peşin vergi alındığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, enflasyondaki düşme nedeniyle peşin vergi uygulamasına son vereceklerini belirtti.
CHP iktidarının saydam olacağını ve hesap vermeyi onurlu bir görev sayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, TBMM‘de başkanlığını anamuhalefetin yaptığı kesin hesap komisyonu kurulacağını anlattı.
Kılıçdaroğlu, nükleer santral projelerine de değinerek, ‘‘Bir ülkede nükleer santral yeniden kuruluyorsa orada bakın devletin ortaklığı vardır, nükleer teknolojiyi getirmek ister. Burada var mı ortaklık, hayır. Bir mühendis bile çalıştıramayacaksınız. Benim ülkemde kurulacak, benim mühendisim çalışmayacak. 13.5 cente alım garantisi vereceğim. Ne olacak peki? Ben dışarıdan alırım. Daha ucuza alırım‘‘ dedi.
-‘‘DÜNYANIN TEFECİ DÜZENİNİN YERİ, TÜRKİYE OLMAMALIDIR‘‘-
Türkiye‘nin gelecek için yeni alanlara kilitlenmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, CHP‘nin bu alanlarda da projeler ürettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda iş adamlarına şöyle seslendi:
‘‘Saygıdeğer dostlarım, ülkesini seven, eli taşın altında olan, üreten, çalışan, riski paylaşan yiğit insanlar; ben ülkemi seviyorum. Size hizmet etmek istiyorum. Dürüst siyasete sonuna kadar varım. Saydamlık olsun diyorum. Bir liralık işi beş liraya yapmayalım diyorum. Niye heder ediyoruz alın terini, bunun üzerinde durmamız lazım ve her şeyin başında demokrasi ve özgürlük gelir. Eğer telefonlarınız dinleniyorsa, kaliteli demokrasiden söz edemezsiniz. Siz bulunduğunuz konumdan ayrılıp milletvekili oluyorsunuz. Diyelim ki listelere giremediniz, yerinize dönemiyorsunuz, niçin; bunun adı demokrasi mi? Devlet memuru dönüyor, size dönme imkanı verilmiyor. Bu tablo demokrasi tablosu değildir. Kimsenin telefonlarının dinlenmediği, kimsenin özel yaşamının gözetlenmeyeceği, bunların siyaset meydanında konuşulmayacağı, ahlaksızlığa prim verilmeyeceği, düzgün, namuslu siyaset yapacağız. Halk için yapacağız, sanayici için yapacağız, tüccar için yapacağız, esnaf için yapacağız, üreten, alın teriyle çalışan için yapacağız.‘‘
Yabancı sermayenin Türkiye‘ye girişine karşı olmadıklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, ‘‘Yabancı sermaye Türkiye‘ye gelsin, yeni teknoloji getirsin ama sıcak para, bir yere kadar. Dünyanın tefeci düzeninin yeri Türkiye Cumhuriyeti olmamalıdır‘‘ dedi.
-KILIÇDAROĞLU-TÜZMEN GÖRÜŞMESİ...-
Bu arada Genel Kurul başlamadan önce Kılıçdaroğlu ile Eski Devlet Bakanlarından Kürşad Tüzmen arasında Kılıçdaroğlu‘nun AK Parti listelerinde yeniden aday gösterilmeyen isimlere yönelik iddialarına ilişkin kısa bir diyalog yaşandı.
Gazetecilerin soruları üzerine diyaloğu aktaran Tüzmen, Kılıçdaroğlu‘na kendisinin müsteşar olduğu dönemde genel müdürlük yaptığını hatırlattığını kaydetti. Tüzmen, ‘‘25 sene bürokraside sen beni biliyorsun, ben seni biliyorum. Benim tanıdığım kadarıyla sen dürüst bir adamsın. Sen benim için ne diyorsun dedim. ‘Sen de dürüstsün‘ dedi. Bana bir lafı yokmuş. Bundan sonra benim söyleyecek bir sözüm yok. Kendisine sorun Kürşad Tüzmen nasıl bir adammış, anlatır‘‘ diye konuştu.