Myanmar’Da Cunta “Resmen” Sona Erdi; Ama Demokrasi Şüpheli

Myanmar’da yeni hükümetin yemin ederek göreve başlamasının ardından, demokrasiye geçiş sürecinin son safhası olarak genellikle bir utanç olarak görülen cunta, resmen sona erdi.

Myanmar’da yeni hükümetin yemin ederek göreve başlamasının ardından, demokrasiye geçiş sürecinin son safhası olarak genellikle bir utanç olarak görülen cunta, resmen sona erdi. Devlet televizyonu, Devlet Başkanı Thein Sein’in başkent Naypyitaw’deki parlamentoda yemin ederek göreve başladığını duyurdu. Thein Sein, cunta yönetiminin son başbakanı ve önceki askeri hükümetin en üst düzey yetkilisiydi.

    Kapalı kapılar arkasında gerçekleşen yemin töreni, cuntanın gizli yönetim şekline uygun bir şekilde ancak gerçekleştikten sonra duyuruldu. 1962’den beri cunta idaresinde olan Myanmar’da 20 yıl aradan sonra ilk seçimler geçtiğimiz Kasım ayında yapılmıştı. Ancak buna rağmen gerçek demokrasiye geçiş noktasında sıkıntılar olduğu belirtiliyor.

    Yeni hükümetin kurulması, 1988’den beri iktidarda olan cuntaya ait Devlet Barış ve Kalkınma Konseyi’nin (SPDC) sona ermesi anlamına geliyor. Devlet medyası da haberi “SPDC resmen feshedildi” şeklinde duyurdu. Feshetme emrinin ise 1992’den beri mutlak yönetimde olan cunta lideri General Than Shwe tarafından bizzat verildiği kaydedildi.

    Devlet medyası, Than Shwe’nin ne olduğu konusunda ise bilgi vermedi. Konseyin feshedilmesi Shwe’nin otomatikman emekli olması anlamına geliyor; ancak Shwe’nin yine de yönetimdeki baskın rolünü sürdürmesi bekleniyor.

    78 yaşındaki Than Shwe, SPDC Başkanlığı ve Silahlı Kuvvetler Komutanı görevinden de resmen ayrılmış oldu. Myanmar Silahlı Kuvvetler Komutanlığı’na General Min Aung Hlaing’in atandığı duyuruldu.

    30 üyeli kabineden oluşan yeni hükümette, Kasım ayında istifa etmiş çok sayıda eski askeri komutan da bulunuyor. Bakanlardan en az 12’sini eski cunta üyeleri oluşturuyor. Sadece 4 bakanın tamamen sivil kökene sahip olduğu belirtiliyor.

    Eleştirmenler, geçen yılki seçimlerin cunta tarafından askeri idareyi ebedileştirmek için yönetildiğini savunuyor. Parlamentodaki sandalyelerin dörtte birini ordu tarafından atanan isimler oluşturuyor. Geri kalan sandalyelerin büyük kısmını da ordunun desteklediği partinin üyeleri kazandı. Bu yüzden ordunun hala “iktidarda” olduğu yorumları yapılıyor.

    1990 yılındaki seçimleri kazanan ancak ordu tarafından yönetime gelmesi engellenen Nobel ödüllü Aung San Suu Kyi’nin partisi, adil olmadığı gerekçesiyle Kasım ayındaki seçimleri boykot etmişti. Uluslar arası kamuoyu da seçim sonuçlarını cuntadan yana çıkmasından dolayı reddetmişti.

    Şu anda parlamentoda muhalefeti Suu Kyi yönetimindeki Ulusal Demokrasi Birliği oluşturuyor. Kyi, yeni hükümetle ilişkilerinin iyi olmasını umduğunu ifade ediyor.