Balyoz Davasında Bayrak Polemiği
Balyoz davasında Çanakkale şehitleri için Çetin Doğan‘ın daveti ile yapılan saygı duruşuna katılmadığı için Abdurrahman Dilipak‘ın avukatına bağırarak tepki gösteren tutuklu sanıklar, bu kez mahkeme heyetinin iki yanında bulunan Türk bayrakları için tepki geldi.
Balyoz davasında Çanakkale şehitleri için Çetin Doğan‘ın daveti ile yapılan saygı duruşuna katılmadığı için Abdurrahman Dilipak‘ın avukatına bağırarak tepki gösteren tutuklu sanıklar, bu kez mahkeme heyetinin iki yanında bulunan Türk bayrakları için tepki geldi. Sanık Albay Ali Türkşen, iki bayrağın da vestiyere perde olarak kullanıldığını söyleyerek durumun düzeltilmesini istedi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen Balyoz davasının 17. duruşmasında İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Çetin Doğan‘ın da aralarında bulunduğu 154 tutuklu sanık hazır bulundu. Emekli subay olan tutuklu sanıklar Metin Yavuz Yalçın, Fikri Karadağ ve Kubilay Aktaş ile muvazzaf subay olan tutuklu sanıklar Abdullah Gevramoğlu, Dursun Çiçek, Doğan Fatih Küçük ve Cemal Temizöz ise duruşmaya katılmadı. Müdahillerden Hamza Türkmen ile Rıdvan Kaya da duruşmada hazır bulundu.
Sanıkların ve avukatların kimlik yoklamasının ardından müdahil Abdurrahman Dilipak‘ın avukatı Salih Dövücü bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek için söz istedi. Duruşma başlamadan önce Çanakkale şehitleri için yapılan saygı duruşu sırasında ayağa kalkmadığı için sanıklar ile arasında yaşanan tartışmaya ilişkin Dövücü, "Sayın Başkanım sizin izin verdiğinizi bilseydim iki dedesi şehit olmuş birisi olarak ben de davete icabet ederdim." dedi.
Mahkeme Başkanı Ömer Diken ise "Dün akşam duruşma bitiminden sonra bazı avukat arkadaşlar izin almak için yanıma geldi. Duruşma başlamadan önce salonda olup bitenlerden bizim sorumlu olmadığımızı, güvenlik güçlerinin kontrolünde olduğunu söyledim. Benim inisiyatifimde olmadığını, izni jandarmanın verebileceğini söyledim." diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Dnz.Kur. Alb. Ali Türkşen de söz alarak, "Sayın Başkanım! ilk duruşmalar sırasında ayak ayak üstüne atma gibi nizama uymayan durumlar nedeniyle bizleri uyardınız. Ben de size bir uyarıda bulunmak istiyorum. Heyet kürsüsünün yani sizin iki yanınızda birer Türk bayrağı bulunuyor. Ancak Türk bayrakları orada bulunan iki vestiyere perde olarak kullanılıyor. Bu durumu saygısızlık olarak görüyorum." diye tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken ise "Türk bayrağı bizim de canımız ve şerefimizdir." karşılığını verdi. Sanık Türkşen‘in, "O zaman bu durumu düzeltin." diye tekrar uyarıda bulundu. Başkan Diken ise "Bu durum sadece dikkatsizlikten kaynaklanmıştır. Doğru bir tespit. Talebiniz dikkate alınmıştır." dedi.
Sanık avukatlarından Ziya Kara da, sanıkların, duruşmaya ara verildiğinde yakınları ile görüştürülmediğini savunarak, "Bunda ne gibi bir sakınca var?" diye sordu. Başkan Diken ise, "Mahkemenin yetkisi konusunda daha önceden de size bilgi vermiştim. Duruşma başladıktan sonra bitene kadar nimazla alakalı sorumluluk mahkeme heyetindedir. Ancak duruşmanın görülmediği saatlerde güvenlik görevlilerin sorumluluğundadır. Ayrıca görüş konusunda da izni verecek makam yine biz değiliz. Bu konuda da cezaevi yönetimi sorumludur." ifadesini kullandı.
Mahkeme Başkanı Ömer Diken, bu diyalogların ardından tutuklu sanık Çetin Doğan‘a, savunmasına kaldığı yerden devam etmesini söyledi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen Balyoz davasının 17. duruşmasında İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Çetin Doğan‘ın da aralarında bulunduğu 154 tutuklu sanık hazır bulundu. Emekli subay olan tutuklu sanıklar Metin Yavuz Yalçın, Fikri Karadağ ve Kubilay Aktaş ile muvazzaf subay olan tutuklu sanıklar Abdullah Gevramoğlu, Dursun Çiçek, Doğan Fatih Küçük ve Cemal Temizöz ise duruşmaya katılmadı. Müdahillerden Hamza Türkmen ile Rıdvan Kaya da duruşmada hazır bulundu.
Sanıkların ve avukatların kimlik yoklamasının ardından müdahil Abdurrahman Dilipak‘ın avukatı Salih Dövücü bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek için söz istedi. Duruşma başlamadan önce Çanakkale şehitleri için yapılan saygı duruşu sırasında ayağa kalkmadığı için sanıklar ile arasında yaşanan tartışmaya ilişkin Dövücü, "Sayın Başkanım sizin izin verdiğinizi bilseydim iki dedesi şehit olmuş birisi olarak ben de davete icabet ederdim." dedi.
Mahkeme Başkanı Ömer Diken ise "Dün akşam duruşma bitiminden sonra bazı avukat arkadaşlar izin almak için yanıma geldi. Duruşma başlamadan önce salonda olup bitenlerden bizim sorumlu olmadığımızı, güvenlik güçlerinin kontrolünde olduğunu söyledim. Benim inisiyatifimde olmadığını, izni jandarmanın verebileceğini söyledim." diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Dnz.Kur. Alb. Ali Türkşen de söz alarak, "Sayın Başkanım! ilk duruşmalar sırasında ayak ayak üstüne atma gibi nizama uymayan durumlar nedeniyle bizleri uyardınız. Ben de size bir uyarıda bulunmak istiyorum. Heyet kürsüsünün yani sizin iki yanınızda birer Türk bayrağı bulunuyor. Ancak Türk bayrakları orada bulunan iki vestiyere perde olarak kullanılıyor. Bu durumu saygısızlık olarak görüyorum." diye tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken ise "Türk bayrağı bizim de canımız ve şerefimizdir." karşılığını verdi. Sanık Türkşen‘in, "O zaman bu durumu düzeltin." diye tekrar uyarıda bulundu. Başkan Diken ise "Bu durum sadece dikkatsizlikten kaynaklanmıştır. Doğru bir tespit. Talebiniz dikkate alınmıştır." dedi.
Sanık avukatlarından Ziya Kara da, sanıkların, duruşmaya ara verildiğinde yakınları ile görüştürülmediğini savunarak, "Bunda ne gibi bir sakınca var?" diye sordu. Başkan Diken ise, "Mahkemenin yetkisi konusunda daha önceden de size bilgi vermiştim. Duruşma başladıktan sonra bitene kadar nimazla alakalı sorumluluk mahkeme heyetindedir. Ancak duruşmanın görülmediği saatlerde güvenlik görevlilerin sorumluluğundadır. Ayrıca görüş konusunda da izni verecek makam yine biz değiliz. Bu konuda da cezaevi yönetimi sorumludur." ifadesini kullandı.
Mahkeme Başkanı Ömer Diken, bu diyalogların ardından tutuklu sanık Çetin Doğan‘a, savunmasına kaldığı yerden devam etmesini söyledi.