Malatya’da "Yeni Bir Toplum, Yeni Bir Dil" Konulu Konferans Düzenlendi

İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Yazar Doç. Dr. Ferhat Kentel,"Osmanlı İmparatorluğu, çöküş dönemiyle birlikte, Türkiye’de çağdaşlaşma adı verilen ve Batı’nın model olarak alındığı modernleşme süreci farklı toplumsal gerimler üretti" dedi.

Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Derneği (BİLSAM) tarafından, Malatya İl Genel Meclisi Salonu’nda gerçekleştirilen "Yeni Bir Toplum, Yeni Bir Dil" konulu konferarsı İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Yazar Doç. Dr. Ferhat Kentel verdi. Konferansın açılış konuşması BİLSAM Yönetim Kurulu Üyesi Enver Aydın Acar tarafından yapıldı. Daha sonra Doç.Dr.Ferhat Kentel’in "Yeni Bir Toplum, Yeni Bir Dil" konulu konferansına geçildi. Doç.Dr.Ferhat Kentel, " Osmanlı İmparatorluğu, çöküş dönemiyle birlikte, Türkiye’de çağdaşlaşma adı verilen ve Batı’nın model olarak alındığı modernleşme süreci farklı toplumsal gerimler üretti. Bu gerilimde yukarıdan aşağıya empoze edilen toplumsal mühendislik yöntemleri temel bir rol oynadı. Modernleşmeci seçkinlerin zihniyetinin yönlendirdiği Türk ulus-devleti, kendi meşruiyetini ötekiler üzerinden kurdu. Bu modernleştirme projesi kendi çağdaşlığını kabul ettirmek ve "yeni bir vatandaş", "yeni birtoplum", "yeni bir insan" meydana getirmek üzere, Anadolu topraklarında yaşamakta olan insanların sahip olduğu kültürel özellikleri, kodları unutturmak ve marjinalleştirmek için büyük çaba harcadı"ifadelerini kullandı. "Türk siyasi tarihi incelendiğinde ya bütün bu unsurların birbirlerinin dertlerine ne kadar bigane kaldıkları ya da devletle konjonktürel bir yakınlaşma çerçevesinde kendi tekinsiz kimlikleri ile yaşamış oldukları "öteki"lik haletinden kurtulmanın verdiği haz ile diğer "öteki"lere karşı ne kertede keskin olabildiklerinin numuneleriyle karşılaşırız. İlk bakışta bir demokrat için çok anlamsız gelen Türkiye’deki bu sürecin aslında temelde çok anlaşılır bir nedeni vardır. Çünkü aslında hepimiz modernistmilliyetçi zihniyetin Kemalist dili ile düşünüyor ve konuşuyoruz" diyen Kentel, konferansını özetle şöyle tamamladı: "Öyle ki, muhabbet dili modernist milliyetçi dilin merkezci ve tekleştirici dünyası karşısında yerlinin alabildiğine insana, yaşama dokunan sıcaklığı ve sahiciliği ile "öteki" ya da "başka"nın kendisi için varoluşsal bir zorunluluk olduğu bilincinde "başkasına cennet" diyen bir öncelemeyi özgürleşmesinin imkanı kabul eder. Daha doğru ifadeyle diyalojik temrinlerin neticesinde "öteki" ile hasbihal içinde olma durumu, farklıya kapılarını sonuna kadar açan bir diyalog ile mümkündür. Zira dil ve gerçeklikbirbirini karşılıklı olarak aydınlatırlar."
Kaynak: İHA