Güneydoğu insanı, kaliteli hastaneler sayesinde batı illerine gitmekten kurtuldu

Güneydoğu’daki bir hastanede ölen kişi için “yetersiz kalındı”, batıdaki bir hastanede ölen kişi için ise “eceli ile öldü” diyen bölge insanı bu algıdan sıyrılıyor. Batıdaki bir hastaneye gitmeden içi ferahlamayan Güneydoğulular, gerek devlet, gerekse öze

Güneydoğu’daki bir hastanede ölen kişi için “yetersiz kalındı”, batıdaki bir hastanede ölen kişi için ise “eceli ile öldü” diyen bölge insanı bu algıdan sıyrılıyor. Batıdaki bir hastaneye gitmeden içi ferahlamayan Güneydoğulular, gerek devlet, gerekse özel sektör eli ile bölgede artan sağlık yatırımları sayesinde ayağına kadar gelen hizmetin mutluluğunu yaşıyor.     Yıllarca Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nde görev yaptıktan sonra Şanlıurfa’daki OSM Ortadoğu Hastanesi’nde kalp damar kliniğinin başına geçen Op. Dr. Murat Akçar, İstanbul’da çalıştığı dönemde Güneydoğu’dan gelen çok sayıda hastanın ameliyatını gerçekleştirdiğini söyledi. OSM Ortadoğu Hastanesi’ndeki imkânların Türkiye’deki birçok hastanede olmadığını ifade eden Akçar, ameliyat için kullandıkları malzemelerin standardının Amerika’nın önde gelen kliniklerindeki standartlarıyla aynı olduğunu dile getirdi.     Şanlıurfa’dan Ortadoğu’ya hizmet veren hastanenin Başhekimi İbrahim Halil Baysal ise, “Bir Şanlıurfalı olarak kendi memleketimize hizmet etmeye çeşitli riskleri göze alarak karar verdik. Şu anda 700’ü aşkın personelimiz ile Şanlıurfa’nın en fazla istihdam sağlayan kurumuyuz. Bu kurumun amacı sağlık ocağında verilen hizmeti vermek değil elbette. A sınıfı dediğimiz özellikli ameliyatları yaparak bölge halkının başka şehirlere giderek yorulmasının önüne geçmek. Güneydoğu’da verilen hizmetin Ankara-İstanbul gibi şehirlerde verilen hizmetle aynı standartta olması yetmiyor. Yıllarca ihmal edilen bölgede yaşayan insanların bilinçaltında oluşan olumsuz imaj batıdaki standartların üstünde bir hizmet vermeyi zorunlu kılıyor. Enerjimizi bölgede yapılması şimdiye kadar mümkün olmayan işlere harcamaya devam ediyoruz.” diye konuştu.    Onkoloji Ünitesinde Radyoterapi tedavisi alan Şeyhmus Sarıgül, 10 yıl boyunca KOAH tedavisi için İstanbul’daki çeşitli hastanelere gittiğini, 2 ay önce kendisine kanser teşhisi konulduğunu söyledi. “Gurbette hasta olmanın ne demek olduğunu en iyi ben bilirim” diyen Sarıgül, Şanlıurfa’da onkoloji ünitesinin açıldığını duyunca çok sevindiğini bildirdi. 30 gün boyunca ışın tedavisi alması gerektiğini söyleyen Sarıgül, “Tedavim yeni başladığı için doktorum eve gitmeme izin vermiyor ama kendimi çok iyi hissediyorum. Evime rahatlıkla gidip gelebilirim. İlk geldiğimde dayanılmaz bir ağrı ile kıvranıyordum. Işın tedavisi ile bu ağrılarımdan kurtuldum.” dedi.