3-9 Ocak Verem Eğitim Ve Propaganda Haftası

Mersin İl Sağlık Müdürü Çağlar Çatak, çocukların veremden korunabilmesinin en etkin ve kolay yolunun, doğumdan sonra 2

Mersin İl Sağlık Müdürü Çağlar Çatak, çocukların veremden korunabilmesinin en etkin ve kolay yolunun, doğumdan sonra 2. ayında 'BCG aşısı' ile aşılanması olduğunu ifade ederek, tedavisi düzenli yapılmayan ve aşı vurulmamış çocuklardaki ölüm riskininse oldukça yüksek olduğunu söyledi.
'Verem Eğitim ve Propaganda Haftası' nedeniyle açıklamalarda bulunan Çatak, tüberkülozun halk arasında 'verem' ya da 'ince hastalık' olarak bilindiğini hatırlatarak, bu hastalığınsa tüberküloz basili tarafından oluşturulan ve başta akciğerler olmak üzere hemen hemen tüm organlarda görülebilen ve tedavi ile tümüyle şifa sağlanabilen, sinsi ve kronik bir hastalık olduğunu anlattı. Tüberküloz mikrobunun kaynağının; tedavi görmemiş aktif akciğer ve gırtlak veremi olan hastalar olduğunu kaydeden Çatak,
öksürme, hapşırma, konuşma gibi durumlarla mikropların havaya saçıldığını, sağlıklı kişilerin de bu mikropları nefes yoluyla alıp ve enfekte olduğunu dile getirdi. Çatak, "Mikrop vücuda girdikten sonra uzun süre hastalık yapmadan kalabilir. Kişi kendisinin enfekte olduğunu genellikle bilmez. Tüberkülin (PPD) cilt testinin pozitifliği hastalığı gösterir.
Verem hastalığı genetik olarak aileden geçmez, ancak uzun süre bir arada yaşamak hastalığın bulaşmasına sebep olur. Sokakta, dolmuşta, lokantada öksüren birisinden mikrop alma olasılığı çok düşüktür. Çatal, kaşık, tabak, bardak, giysi gibi nesnelerle bulaşma olmaz. Tüberküloz, sadece hava yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Veremli bir hastanın, ilaç tedavisine başlanması ile bulaştırıcılığı hızla yok olur. Bu nedenle ilaç tedavisi için kimyasal karantina adı verilmektedir" dedi.
Verem tedavisinde kullanılan ilaçların düzenli içilmesinin oldukça önemli olduğunu vurgulayan Çağlar Çatak, tedavinin verem savaş dispanseri ya da hastanede başlaması gerektiğini kaydetti. Vücuttaki tüberküloz mikroplarının aktif hale gelmesine bağlı olarak hastalık oluşacağını belirten Çatak, mikrop vücuda girdikten sonra hastalık yapma süresi farklılıklar gösterebileceğini, vücut direnci düşük olması durumundaysa hastalığın hızla gelişeceği uyarısında bulundu. Hastalığın ciddi olmasının yanında tedavi
edilmemesi halinde tuttuğu organlarda hasara neden olarak öldürücü olabileceğine dikkat çeken Çatak, hastalığın belirtilerininse genel olarak uzun süreli halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi olduğunu anlattı. Söz konusu belirtilerin yaklaşık 1-2 aylık periyodu kapsadığı bilgisini de veren Çatak, "Bu dönemde hafif hafif başlayan, giderek artan ve başka ilaçlarla iyileşmeyen öksürük görülür. Bu öksürüğün 15-20 günden fazla devam etmesi ve öksürük ile birlikte kan görülmesi akla derhal
tüberkülozu getirmektedir. Bu gibi şikayetleri olan ve verem hastalarıyla yakın temasları olan kişilerin en kısa süre içerisinde aile hekimine veya verem savaş dispanserlerine müracaat etmeleri gereklidir. Hastanın yakınmaları ve akciğer filmindeki yaraların gölgeleri hastalıktan şüphelendirir. Balgam incelemesi ile tanı kesinleştirilir. Üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir" diye konuştu.
Hastalığın tedavisinin verem savaş dispanserlerinde 'ücretsiz' olarak yapıldığını hatırlatan Çatak, tedavide önemli olanınsa düzenli ve yeterli ilaç kullanılması olduğunu, bunun yanında tedavi süresi hastalığın tipine ve tanı konma zamanına bağlı olarak 6 ila 9 ay arasında değişebildiğini söyledi. Çocukların veremden koruyabilmenin en etkin ve kolay yolunun; doğumdan sonra 2. ayında BCG aşısı ile aşılamak olduğunu anlatan Çatak, tedavisi düzenli yapılmayan ve aşısı yapılmamış çocuklarda ölüm riskinin
yüksek olduğu uyarısında bulundu.
Özellikle tüberküloz menenjit riskine karşın BCG aşısının oldukça önemli olduğunu vurgulayan Çatak, açıklamasını da şöyle sürdürdü: "Yetişkinlerde ise aşı hastalık için koruyucu değildir. Korunmada ikinci önemli nokta da, aktif tüberkülozlu hasta ile yakın temasta bulunan aile fertleri ve arkadaşlarının gerekli kontrollerden geçirilerek mikrobu alıp almadıkları, aldılarsa derecelerinin belirlenmesi gereklidir. Bu kişiler, gerekli durumlarda ilaçla korumaya alınırlar. Tüberküloz hastalığından korunmada
önemli bir nokta; vücut direncinin yüksek olmasıdır."
(SNK-FP-Y)