'3. köprü için son hazırlıkları yapıyoruz'

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, merak edilen 3. köprü ihalesinin Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirileceğini belirterek, 3. boğaz köprüsünde demiryolu opsiyonunda çalıştıkları söyledi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım NTV'de  "İstanbul'a üçüncü köprü için ihaleye ne zaman çıkılacak", "Siber suçlara karşı nasıl önlem alınması planlanıyor", "Demiryollarında hadef ne" sorularını yanıtladı.

Ak Parti döneminde 8 yıldır bakanlıkta kalan Yıldırım, yasa gereği seçimlerden önce isitfa etmek zorunda kalacak . "İnönü döneminden çıkmış bu yasal düzenlemenin kaldırılması gerekmiyor mu" sorusuna Yıldırım şöyle cevap verdi:

"Türkiye'de değişmesi gereken çok şey var ama vakit yok. Türkiye 8 yıldır durmadan değişim yaşıyor. Anayasa değişiklikleri, yasalarda yapılan değişiklikler, bilim ve teknolojideki gelişmeleri, iletişimdeki gelişmeleri dikkate aldığımızda artık ulaştırma bakanlığının seçimleri etkileyecek herhangi bir rolü yok. Ama herhalde bu da elimizdeki büyük anayasa değişikliğinde ele alınacak konular arasında yer alır. Biz 3 ay daha fazla bakanlık yapalım diye bir gayret içinde değiliz."

Yıldırım döneminde 14 bin kilometre yol yapıldı. "3. köprünün ihalesi ne zaman açılacak" sorusuna karşılık, "Bu bölünmüş yollar ülkemizin geleceği için insanımızın refahı için çok önemsediğimiz bir proje. 15 bin kilometre bölünmüş yol; aşağı yukarı 14 bin kilometresini dönemimizde tamamladık. 40 milyarın üzerinde bir yatırım gerçekleşti. Türkiye'nin her tarafına artık bölünmüş yollarla gidebiliyoruz. 6 ilimiz birbirine bölünmüş yolla bağlanırken şu anda 74 ilimiz birbirine doğrudan bölünmüş yolla bağlanabiliyor. Bölünmüş yollarla ilgili sadece zamanda ve yakıt tasarrufunda yıllık 7 milyar bir tasarruf sağlıyoruz. Bu işin doğrudan ekonomik faydası. Tabi insanların kazalarda çarpışmalarda da yüzde 85'e veren azalmalar oldu" diye konuştu.

"3.KÖPRÜ YAP-İŞLET-DEVRET MODELİYLE GERÇEKLEŞECEK"

"3. köprü yani kuzey marmara geçişi ve onun devamında olan otoyollarla ilgili bildiğiniz gibi YPK kararı çıktı" diyen Yıldırım, "Yani ihale edinmesi için önümüzde herhangi bir yasal alt yapı hazırlık anlamında engel yok. Şu an da son hazırlıkları yapıyoruz. Karayolları Genel Müdürlüğü son çalışmlarını yapıyor, bir kez daha gözden geçiriyorlar. Tabi birkaç alternatif var" şeklinde konuştu.

Bu projenin diğer iki köprüden bir farkı olduğunu belirten Yıldırım, Projenin Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleşeceğini söyledi. 1. ve 2. köprünün devlet bütçesinden yapıldığını anımsatan Yıldırım, "Bunu da Yap-İşlet-Devret modeliyle yapmayı planladığımız için dolayısıyla bunun kamulaştırma bedeli var, yapım bedeli var, trafik ön görüleri var; projenin fizibıl olduğundan emin olmamız lazım. Ayrıca Türkiye'nin doğu batı istikametinde gelişme eksenlerine baktığımızda buraya bir demir yolu aksıda ilave etmenin yerinde olacağını düşünüyoruz" dedi.

3. boğaz köprüsünde demiryolu opsiyonunda çalıştıklarına dikkat çeken Yıldırım, bununla beraber olması halinde birçok projeyi marmarayı tamamlayan kuzey güney yük akışlarını da rahatlatan projeyi gerçekleştirmiş olacaklarını bildirdi. Yıldırım, "Bu konuda ortalama ihale tarihi, diyelim bugün çıksın bunun en az 200-220 gün teklif hazırlama süresi var. Daha sonra değerlendirme, sözleşme, kredilerin finansmanının temini... Yani sürece bugün başlasak tamamlanması en az 1 yıl sürer" diye konuştu.

"3. HAVAALANINA HENÜZ BAŞLAYACAK KONUMA GELMEDİK"

Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla 3. havaalanının çalışmasına bir süreden beri çalıştıklarını belirten Yıldırım şöyle devam etti:

"Aşağı yukarı belirli bir noktayada geldik. Ama bu büyük bir havaalanı olacak. Yani yıllık kapasitesi en az olan 60 milyon ve aynı anda uçakların bağımsız şekilde kalkacağı ineceği oldukça büyük ölçekli bir havaalanı olacak. Bu havaalanını da yine Yap-İşlet-Devret modeliyle yapacağız. Genel bütçeden bu havaalanını yapmamız zor. Bu da bugün başlansa 5 yıl sürecek projedir. Ama henüz başlayabilecek konuma gelmedik."

"BUNDAN SONRAKİ ÖNCELİĞİMİZ DEMİRYOLLARININ GELİŞMESİ"

Duble demiryolları projesini de yapmaya başladıklarını ifade eden Yıldırım, "Ankara-İstanbul hattını düşünün. Ankara'dan Eskişehir'e kadar yüksek hızlı tren hattı bir gidiş bir geliş. Duble yollardan kastımız o" dedi.

Türkiye'deki demiryollarının yüzde 95'inin tek hat olduğuna işaret eden Yıldırım, "Bu da işletmeciliği oldukça verimsiz hale getiriyor. Yani bir tren diğer treninin geçmesi için saatlerce beklemek zorunda kalıyor. Bunun için artık modern alt yapılarda duble demiryolu yani çift hat. Duble demiryolları dönemini başlatıyoruz. Bu şunun için yeni dönemde 2011 ve devam eden yıllarda artık demiryolları ağırlıklı alt yapı yatırımlarına daha öncelik verceğiz bunu kastediyoruz. Bu bağlamda Ankara-Konya tamamlandı. Test sürüşleri yapılıyor. Eskişehir-İstanbul devam ediyor. Bursa-Eskişehir bağlantısının ihalasi yapıldı. Sivas-Ankara bağlantısının ihalesi yapıldı. Alt yapı çalışmaları devam ediyor. Daha böyle birçok proje var. Bir kısmı proje hazırlama aşamasında bir kısmı başlama aşamasında. Dolayısıyla Duble demiryolları dönemini başlatmış bulunuyoruz. Bundan sonraki önceliğimiz bunlar olacak. Çünkü herkes demiryollarının gelişmesini istiyor."

"SANAL ALEMDEKİ TEHDİTE KARŞI ÖNLEM ALIYORUZ"

Yıldırım "Siber suçlar" konusuna da değindi. Siber suçlar konusunun yeni bir konu olduğunu belirten Bakan Yıldırım şunları söyledi:

"Bunun sebebi şu. Yavaş yavaş artık herşey internet üzerinden yapılmaya başladı. Sadece devletle ilgili değil vatandaş birçok işini bankalarla işini, alışverişle ilgili işini aklınıza ne gelirse internetle halletmeye başladı. Eğer bu kullandığımız internete alt yapıya bir zarar gelse bütün işlerimiz aksar. Bu şuna benziyor. Havaalanınıza bir saldırı olsa, yollarınıza bir saldırı olsa bir anlamda hayat damarlarımız tahrip edilmiş oluyor. Sanal alemde de böyle bir tehdit var. Bu tehdite karşı ülkeler yavaş yavaş tedbir alıyorlar. Bu bağlamda Türkiye'de sanal tehdidi (siber tehditi) bir tehdit algılaması olarak milli güvenlik kavramı içerisinde tanımladı.

Bunun gerçekleştirilmesi için bir çalışma yapılması lazım İlk çalışmayı TÜBİTAK'la Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu birlikte yaptılar. Bunun ilk sonuçlarını önümüzdeki hafta bir tatbikatla göreceğiz. Yani alt yapımız bu tehditlere karşı ne kadar güvenli bunu bir senaryoyla gerçek anlamda bir tatbikatla göreceğiz. İşin daha çok başındayız. Bunun uluslararası bir boyutu var yani bütün başka ülkelerle birlikte çalışmamız gereken bir boyutu var. Bunun içinde 2 ay önce Avrupa Komisyonu Siber Suçlar sözleşmesine taraf olduk, imza attık. Önümüzdeki dönem içerisinde bunun boyutları hayal ettiğimizden çok daha büyük olacak . Buna ait siber polis bile olacak, bütün alt yapının güvenliğini izleyen, yurtdışında yurtiçinde buraya yapılacak kötü niyetli saldırılara karşı tedbirler alan bir sistemin mutlaka kurulması gerekiyor. O yapı devlet kurumları içerisinde şu an da konuşuluyor, görüşülüyor."

FİZİKİ MÜDAHALE İÇİN YETKİ VE SORUMLULUKLARIN BELİRLENMESİ LAZIM, BUNUN İÇİN ÇALIŞIYORUZ

"Bunun bir fikri alt yapısını, hukiki altyapısını oluşturmamız gerekiyor bir de fiziki mücade için yetki ve sorumlulukların belirlenmesi gerekiyor" diyen Yıldırım, "Biz bir insiyatif aldık, bir adım attık. TÜBİTAK burda önemli bir katkı sağlıyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu da Türkiye'nin bilgi toplumuna dönüşmesi yolunda çok önemli görevleri olduğu için onlarla bu çalışmanın içerisinde yer alıyorlar."

SANAL ALEM ÖNEMLİ, ÇOK DİNAMİK, BİZZAT ZAMAN AYIRMAK GEREKİYOR

Bakan Yıldırım, sanal alemde yer almamasını da şöyle açıkladı:

"Sanal alem önemli fakat sanal alem çok dinamik bir platform. Orada bizzat kendiniz zaman ayrımazsanız ısmarlama şeklinde olmuyor bir yardımcınıza bana gelen mesajlara bakıver bunlara cevap ver dediğiniz zaman o sizin yaptığınızın yerini tutmuyor. Benim böyle bir endişem var. Hiç benim düşünce tarzıma uymayan bir cevap verilir işin içinden çıkamayız. Böyle bir endişe taşıyorum. Bunun arkasında yeterli zamanı bu platforma ayıramama korkusu var onun dışında başka bir endişem yok. Ama biz insanlarla yüzyüze çok geliyoruz. Platformların bana şöyle bir faydası oluyor. Herhangi bir görüş yaptığımız zaman veya bir iş yaptığımız zaman çok güzel dönüşler oluyor. O dönüşlerden yararlanıyorum. Böyle bir katkısı var."