Vazgeçilmez iki isim Alex ve Guti

Derbiler her zaman ilgi çekici olmuştur ama dünkü karşılaşma iki takımın da yeni kimlikl...


Derbiler her zaman ilgi çekici olmuştur ama dünkü karşılaşma iki takımın da yeni kimlikleri ile birçok bilinmeyeni ihtiva etmesinden dolayı ayrı bir merak konusuydu hepimiz için.

Hem Fenerbahçe’nin hem de Beşiktaş’ın oyuncu tercihleri, oyun anlayışları ve ilk ciddi sınavlarındaki performanslarının nasıl olacağını görmek için gözler sezonun ilk derbisine çevrildi ve 90 dakikalık mücadele bize iki takımı değerlendirme açısından birçok veri sağladı.

Fenerbahçe

Fenerbahçe’nin genel analizinden önce bir Alex değerlendirmesi yapmakta fayda var.

Deplasmanda oynanan Young Boys maçında Alex 80. dakikada oyundan alındığında skor sarı lacivertliler lehine 2-1’di ve maç 2-2 sonuçlandı.

Trabzonspor karşısına Alex’siz çıkan Fenerbahçe ilk yarıyı 3-2 geride tamamladı.

Kayserispor karşısında Brezilyalı oyuncu devre arasında oyundan alındı ve ikinci yarı sarı lacivertliler kalesinde iki gol gördü.

Dün akşam da Beşiktaş aradığı beraberlik golünü Alex kenara alındıktan sonra buldu.

Yukarıdaki gelişmeler için tesadüf demek mümkün ancak bir olay hemen hemen her maçta tekrarlanıyorsa bu, tesadüften öte bir gerçektir; hem de yadsınamayacak kadar önemli bir gerçek.

Alex konusunda ironik olan şu ki, Aykut Kocaman Brezilyalı oyuncuyu skoru korumak için oyundan alıyor fakat ne zaman Alex oyundan çıksa Fenerbahçe kalesinde gol görüyor. Bu garip durumun üç temel nedeni var: Birincisi Alex saf bir savunma yapmıyor fakat takımının hücum etmesini sağlayarak olası rakip ataklarını başlamadan bitiriyor; başka bir deyişle savunmayı hücum ile yapıyor, ikincisi Alex rakip orta alan oyuncularını ziyadesiyle meşgul ediyor, üçüncüsü ise Alex’in yerine görev yapan Christian iyi bir futbolcu olmadığı için takım savunması güçlenmiyor.

Alex’in savunma kaygıları ile kulübede bekletilmesinin yol açtığı en büyük sorunlardan birisi de onun yokluğunda sarı lacivertlilerin nasıl hücum edeceğini bilmemesi ve bu nedenle takımın hücum varyasyonlarının son derece azalması.

Dolayısı ile Alex, en azından Fenerbahçe onsuz oynamayı öğrenene kadar, kulübede değil oyun alanı içerisinde olmalıdır.

Alex dilemmasını bir yana bırakırsak Beşiktaş karşısında Fenerbahçe için olumlu konuşmak da olumsuz tespitler yapmak da mümkün. Bardağın dolu tarafına bakarsak sarı lacivertliler Beşiktaş karşısında, geçmiş maçların aksine çok daha fazla mücadele etti ve çok net pozisyonlar buldu. Hatta bu pozisyonlardan biri gole çevrilebilse bugün sarı lacivertlilerin tarihi bir zaferinden bahsedilebilirdi. Dia diğer maçlar için umut verirken Mehmet Topuz özellikle ilk yarıda çok başarılıydı.

Diğer taraftan ise Fenerbahçe’deki özgüven eksikliği ve organizasyon bozukluğunun devam ettiği Beşiktaş karşısında çok net bir şekilde görüldü. Zira Aragones zamanında ligin en çok paslaşan takımı olan sarı lacivertliler Beşiktaş karşısında neredeyse rakibin yarısı kadar dahi paslaşamadı (İspanyol tarzı) ve sahip olduğu topları uzun oynamaya çalışarak oyunun büyük bir bölümünde rakibini seyretmeye ve ona topla oynama izni vermeye mecbur kaldı.

Bu durumun en büyük nedeni de iyi bir kadrosu olduğu söylenen Fenerbahçe’nin pas trafiğini yönetecek sadece iki futbolcusu olması. Dikkat edilirse Emre sakatlanarak oyundan çıkınca ikinci yarı oyun Beşiktaş’ın kontrolüne geçti ve Alex de oyundan alınınca, tabiri caizse, meydan tamamen Beşiktaş’a kaldı.

Christian ve Santos Oynamamalı

Sezon başındna beri Christian’ı dikkate takip ediyorum ve bu oyuncunun olumlu tek bir hareketine dahi şahit olmadım. Aksine Brezilyalı oyuncu son derece vurdumduymaz ve tembel görünüyor. Öyle ki zaten takım hücumlarına hiç desek vermeyen Christian, asli görevi olan orta alan savunmasında da son derece başarısız.

Santos ha keza. Bu futbolcu da o denli dikkatsiz ve mücadeleden uzak ki rakip atakları yüksek bir yüzde ile onun kanadından geliyor bunlardan bazıları da doğal olarak golle sonuçlanıyor. Ayrıca eğlence ve gece hayatına da son derece düşkün olan Santos’un profesyonel yaşantısı ile ilgili de çok ciddi şüphelerim mevcut ve Andre Santos’un Twitter’daki hesabı dahi onun iyi bir futbolcu olmak için mevcut yaşam tarzını değiştirmesi gerektiğini gösteriyor.

Neticede Fenerbahçe Beşiktaş’ı yenseydi de, maçtan puansız ayrılsaydı da, bugün de söylenecek şey şudur: Alex bu takımda yer almadığı, takımın fizik gücü artmadığı ve uzun toplar yerine isabetli paslaşmalar söz konusu olmadığı sürece istikrarlı bir başarıdan söz etmek mümkün değil.

Beşiktaş

Siyah beyazlılar için devre arasında gerçekten çok sıkıntı bir tablo vardı. İlk yarının geride ve rakibe birçok gol pozisyonu verilerek tamamlanmasının yanı sıra yapılan iki zorunlu değişiklik Schuster’in oyuna müdahale şansını da en aza indirmişti.

Bu dakikalarda Schuster dâhil her Beşiktaşlı’nın akından yenilgi düşüncesinin geçtiğine eminim fakat ikinci yarıda oyunun kontrolünün tamamen ele geçirilmesi, pozisyon bulsa da rakibin iki farka ulaşamaması ve Bobo’nun oyuna girmesi dakikalar geçtikçe ibreyi siyah beyazlılara çevirdi ve Beşiktaş çok çekinerek gittiği bir deplasmandan tatmin edici bir skorla dönmeyi başardı.

Yalnız her ne kadar Beşiktaş, Şükrü Saraçoğlu Stadı’ndan puan almayı başarmış olsa da bu durum sonunda Schuster’in oldukça riskli sisteminin eleştirilmemesi skora aldanmaktan başka bir şey olmaz. Zira bu denli fazla hücum oyuncusu ile sahada bulunmak ve zaten bireysel anlamda fazla hata yapan savunmayı desteksiz bırakmak, özellikle derbilerde ve Avrupa Ligi maçlarında Beşiktaş için büyük sorun teşkil edebileceği gibi pozisyon üretkenliğinin de yetersiz olması, yediğinden fazla atmayı hedefleyen bir takım için hiç de iyi bir sinyal değil. Özellikle zorlu rakipler karşısında, sistemi değiştirmek değil ama mesela kanat oyuncularından birinin yerine biraz daha savunma yönü kuvvetli birini oynatmak gibi ufak makyajlar yapmak Beşiktaş için oldukça önemli bir nokta çünkü rakip oyuncular her zaman Dia, Niang veya Gökhan Gönül kadar cömert olmayabilir.

José María Gutiérrez Hernández

Tüm takımlar dâhil Spor Toto Süper Lig’de bu sezonun en iyi transferi tartışmasız Guti’dir. Bu ifadeyi sezon başından beri söylüyorum ve İspanyol oyuncunun mevcut performansı sürdüğü sürece bunu söylemeye devam edeceğim.

Guti’nin özellikle son maçlarda fazla ortalıklarda görünmediğini düşünebilirsiniz ama onun değerini anlamak için sadece Beşiktaş’ın gollerine bakmanız yeterli olacaktır. Evet, Quaresma da önemli bir isim ama Guti Beşiktaş’ın yıllardır sahip olduğu pozisyon üretememe ve nihayetinde gol bulamama sorununa o denli güzel çareler sunuyor ki bu durum onu takım için alternatifsiz tek futbolcu haline sokuyor.

Neticede sarı lacivertlilerin farklı kazanabileceği veya Beşiktaş’ın ilk golü bulduğu takdirde bir değil üç puan çıkarabileceği bir karşılaşmada iki teknik direktör de eşit sayıda hata yapınca puanlar paylaşıldı ki skorun maçın hakkı olduğunu söylemek ziyadesiyle mümkün.

Merakla beklenen derbi gösterdi ki başarılı olabilmek için Fenerbahçe kısa vadede yoluna Alex ile devam etmeli , Schuster ise özellikle zorlu maçlarda rakibe biraz daha saygı göstermeli.