Yazıcıoğlu, Keş Dağında İkinci Hasret Kurultayı İle Anıldı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, "Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları üzerine düşeni yaptı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, "Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları üzerine düşeni yaptı. Hukuk içinde kaldı, hak arayışını sokakta yapmadı. Milletin vicdanında şüphelerle açık duran bu dosyayı, şüpheleri gidererek kapatma işi TBMM, Başbakan ve Cumhurbaşkanına düşer" dedi.
BBP'nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu, helikopter kazasının meydana geldiği Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesine bağlı Keş Dağı'nda düzenlenen 2. Hasret Kurultayı ile anıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan kurultayda Kur'an-ı Kerim okundu, Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları için dua edildi.
Kahramanmaraş ve Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen BBP teşkilatlarının katıldığı törende konuşan Yalçın Topçu, kazanın üzerinden yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen şüphelerin giderilmediğini söyledi. Haklarını hukuk içerisinde aradıklarını belirten Topçu, şöyle konuştu: "Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları üzerine düşeni yaptı. Hukuk içinde kaldı, hak arayışını sokakta yapmadılar. Hak arayışını devletin önüne koydu. Millet vicdanında şüphelerle açık duran bu dosyanın millet vicdanını şüpheleri gidererek
kapatma işi, TBMM'ye düşer. Ey TBMM, sorumluluk sende millet vicdanında açık duran bu dosyayı kendi şerefli üyenin hukukunu ve hakkını savunarak millet vicdanını tatmin edecek şekilde kapat."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de seslenen Topçu, devleti ve milleti karşı karşıya getirmediklerini ifade ederek gerekenin yapılmasını istedi. Topçu, konuşmasında, burada bunu ilan ettiklerini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Siyasi erke, sayın başbakana sesleniyorum. Millet vicdanında açık duran bu dosyayı iddia ettiğiniz gibi kaza ise, millet vicdanını teskin ederek anlatmak görevi senin. Bunu başaramazsan işte Keş Dağlarında bu binlerin eli sizin yakanızda.
Görevini yap. Bir görevde Cumhurbaşkanı'nda. Ona da buradan çağrıda bulunuyorum. Zatıalinizin de bu olayı kaza olarak gördüğünüzü biliyorum. Ama lütfettiniz bizim şüphelerimizi iki ziyaretimizden sonra değerlendirmeye aldınız. Şimdi size de buradan çağrıda bulunuyorum. Artık sorumluluk sizin. Hak arama noktasını size taşıdık. Doğrusu da bu."
Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşları olarak sokakta hak aramadıklarını anlatan Topçu, "Devleti milleti sokakta karşı karşıya getirmedik. Siz ülkenin cumhurunun başısınız. Cumhura karşı sorumlusunuz. O zaman lütfen cumhurun vicdanında şüphelerle açık duran bu dosyayı kapatın. Sorumluluk sizin" dedi.
Törene katılan TBMM Başkanvekili ve merhum Yazıcıoğlu'nun kayınbiraderi Nevzat Pakdil de duygu dolu bir konuşma yaptı. Göz yaşlarını tutamayan Pakdil, Yazıcıoğlu'nun dünyanın her yerinde hayır ve dualarla yad edilen bir insan olduğuna vurgu yaptı. Törende, Yalçın Topçu tarafından Keş Dağı'nın düzenlenmesinde büyük gayret gösteren Elbistan'ın AK Parti Belediye Başkanı Durmuş Küçük'e katkılarından dolayı plaket verildi. Topçu daha sonra Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düştüğü mevkiye gitti. Topçu burada
basın mensuplarının anayasa değişikliği ve partilerinin tutumuna ilişkin sorularını cevapladı.
BBP lideri Topçu, bir gazetecinin referanduma ilişkin yönelttiği soruya 'Göğsümü gere gere evet diyeceğim' cevabını verdi. Millete tavsiyelerde bulunan Topçu, siyasetin tepesine bakıp kamplaşılmaması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: "Millet yukarıya bakarak kamplaşmasın, maddelere baksın. Yukarıdakiler şu anda üslubu çok çirkinleştirdi. Yahu 16 defa bu memlekette anayasa değişti, şimdi mi kıyamet kopuyor. Yani 16 defa anayasa değişti hiçbir şey olmadı, millet duymadı bile, şu anda 17.si
millete gidiyor diye mi bu kıyamet kopartılıyor. Terör şu anda satha yayılıyor. Buradan bir kere daha uyarıyorum. Siyaset yapanlar millete karşı sorumludur. Milletin bekası söz konusuysa Allah Lillah aşkına yahu bu işten de siyaset yapılmaz ki. Bu işten partizanlık yapılmaz ki"
ÜLKÜCÜLER DE, DEVRİMCİLER DE KENAN EVREN VE ARKADAŞLARI KADAR ZALİM DEĞİLDİR
Topçu, 12 Eylül askeri darbesinde en büyük zulmü görenlerden birinin de kendisi olduğunu dile getirdi. Devrimcisi ile ülkücüsü ile dönemin gençliğinin 12 Eylül cuntasından ve zalim anlayıştan payına düşen nasibini aldığını anlatan Topçu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben burada şuna inanıyorum ki ülkücü de devrimci de Kenan Evren ve arkadaşları gibi zalim değildir. Biz 95 yaşındaki adam yakalansın, yargılansın bunun peşinde değiliz. Ama biz bir şeyin peşindeyiz. Bu cuntalar 60'ı, 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü, 28
Şubat'ı bu cuntalar millet kaderinde kırılmalar yaratmıştır. Biz her cuntanın darbesiyle, milletce 20'şer yıl geriye gittik. Aranması gereken budur. Ben bana olanı affediyorum, Allah'a bırakıyorum ben milletin davasını arıyorum. Ve ben inanıyorum ki o günün gençliği çok idealistti. Kavgası olmasın ama idealizmi gelsin. O idealist gençliğin istediği budur. Bizim jenerasyonumuzun istediği millet hayatında önemli gerilemelere neden olan bu millet iradesine balta vurmuş cuntalar yerin dibine gömülsün. Bunu
da gömmenin işi insanları koruma kollamayı getiren maddenin kalkması. Millet iade-i itibarını alacak. Zaman aşımı ile ilgili de bir şey söyleyeyim. Bu bir kavram kargaşası. Hüseyin Kurumahmutoğlu'nu başbakanla duydu bu millet. Onun şehadeti 87'de. Namaz takkesi var diye başına copla vurdular. Ne zaman aşımı? 3 bin 200 öğretmenin mağduriyetinde biri de benim zaman aşımı falan yok. 84'de benim kamu haklarımı elimden aldılar."
Anayasa değişikliğinin sivil anlayışın ve demokrasinin gelmesinde önemli bir adım olduğunu anlatan Topçu, değişikliği ise yeterli görmediğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Vatandaşa bir kez daha tavsiye ediyorum. Bu sivil anlayışın yerleşmesinde, demokrasinin gelmesinde önemli bir adımdır. Ben buna zaten hiç bir zaman yeterli demedim. Ama neticede sivil bir adım. 145. Madde bu milletin başında demokrasinin kılıcı gibi sallananları yargılayacak. Ben olsaydam, BBP olsaydı, Muhsin Yazıcıoğlu ve
arkadaşları olsaydı ben oraya iki şey daha koyardım. Cumhurbaşkanı ve Başbakan onu da yazardım. Hukuk herkese dokunsun derdim. İnşallah onu da Allah, Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşlarına nasip eder. Öte yandan engellilerimiz anayasal güvenceye kavuşuyor, neyine hayır diyeceğim. Tacize uğrayan çocuklarımız anayasal güvenceye kavuşuyor neyine hayır diyeceğim, töre mağduru kadınlarımız anayasal güvenceye kavuşuyor neyine hayır diyeceğim. 9 milyon 70 bin emekli benim istediğim sendika ve toplu sözleşme şimdi
burada memurun toplu sözleşmesi istiyor, neyine hayır diyeceğim. En önemlisi de benim için bölücülerin siyasi ağızları bu paketin sağında solunda yok. Cephesi orasıdır. Ben göğsümü gere gere evet diyorum. "
(YUT-AK-HO-Y)