Devlet Denetleme Kurulu'ndan Adli Tıp Raporu

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla hazırlanan, Adli Tıp Kurumu'nun son 3 yıllık faaliyetleri ve işlemlerinin yanı sıra mevzuat, teşkilat ve personel gibi konularda değerlendirmeler içeren Devlet Denetleme Kurulu raporu açıklandı

  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ' ün talimatıyla hazırlanan , Adli Tıp Kurumu ' nun son 3 yıllık faaliyetleri ve işlemlerinin yanı sıra mevzuat , teşkilat ve personel gibi konularda değerlendirmeler içeren Devlet Denetleme Kurulu raporu açıklandı .
Cumhurbaşkanlığı ' nın internet sitesinde yayımlanan rapor özetinde , Adli Tıp Kurumu ' nun son 3 yıllık faaliyetleri ile hizmetlerinin etkin ve verimli şekilde yürütülmesi ve geliştirilmesinin sağlanmasına yönelik değerlendirmelere yer verildi .
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül , basın-yayın organlarında Adli Tıp Kurumu ile ilgili çeşitli iddiaların sıklıkla gündeme getirilmesi üzerine , Devlet Denetleme Kurulu ' na , kurumun 2007 , 2008 ve 2009 faaliyet ve işlemlerinin mevzuata uygun biçimde yerine getirilip getirilmediğinin denetlenmesi talimatı vermişti . Gül , ayrıca , Adli Tıp Kurumu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi ve geliştirilmesinin sağlanması amacıyla söz konusu kurumun ; mevzuat , teşkilat , personel , amaç , araç , gereç ve metotlar
yönünden de değerlendirmeye tabi tutulması için Devlet Denetleme Kurulu ' nu görevlendirmişti .
Devlet Denetleme Kurulu tarafından Adli Tıp Kurumuna ilişkin hazırlanan raporda , ' ' Cinsel suç mağdurlarının ruh sağlıklarının , bu eylem nedeniyle bozulmuş olup olmadığının tespitine dair dosyaların sayısında ciddi bir artış ortaya çıktığı , TCK ' nın konuyla ilgili hükümlerinin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda hukuk ve adli tıp çevrelerinde bir görüş birliğinin olmayışının , bu süreçlerin işletilmesinde sorunlar meydana getirdiği ' ' bildirildi .
Raporun ; araştırma , inceleme ve denetleme kapsamında yer alan kuruma dair hizmete özel nitelikli tespit , değerlendirme ve öneriler içermesi nedeniyle özetine yer verildiği bildirildi . Raporda , Münevver Karabulut , Güler Zere ve Hüseyin Üzmez gibi kamuoyunun gündemine gelmiş bazı olaylar ile Devlet Denetleme Kurulu ' na intikal eden ihbar ve şikayetlerin ilgili olduğu vakalar hakkında yürütülen iş ve işlemlerin ; konunun idari boyutu ile sınırlı olmak üzere incelendiği , neticede ulaşılan sonuçlara yer
verildiği belirtildi . Buna göre , raporda özetle şu sorun ve öneriler yer aldı :
' ' -Cinsel suç mağdurlarının ruh sağlıklarının , bu eylem nedeniyle bozulmuş olup olmadığının tespitine dair dosyaların sayısında ciddi bir artış ortaya çıkmıştır . TCK ' nın konuyla ilgili hükümlerinin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda hukuk ve adli tıp çevrelerinde ortaya çıkmış bir görüş birliğinin olmayışı , bu süreçlerin işletilmesinde sorunlar meydana getirmektedir . Ayrıca , cinsel suç mağdurları ile ilgili olarak Kuruma intikal eden vakalara ilişkin süreçler ( birden çok kez yapılan muayeneler vb .
nedenlerle ) çok uzun sürmekte ve mağdurların psikolojik durumları üzerinde olumsuz tesirler meydana getirmektedir .
- Tıp Kurumunun mevcut hukuki yapısı ve organizasyon biçiminin hizmetin sağlıklı bir biçimde ifası bakımından uygun olmadığı kanaatine erişilmiş olup ; yaşanan olumsuzluklar ile bahsedilen eksiklik ve yetersizliklerin temelinde de esas itibarıyla bu husus yatmaktadır .
- İhtiyaç duyulan sayı ve nitelikte uzman personelin yetiştirilmesi sağlanamamakta ; yetişmiş uzmanlar ise Kurum bünyesinde istihdam edilememektedir .
- Personel ihtiyacının karşılanması noktasında yöntemlerin yeterli olmaması ve/veya ikinci görevli personelden yararlanılmasının zorunlu görülmesi durumunda ; daha fazla sayıda ikinci görevli personel istihdam edilmesi ve bunların mesailerinin daha büyük bir kısmını Kurum hizmetlerine ayırmalarının sağlanması gerekmekte olup ; bunun sağlanabilmesi için ikinci görevli personele ödenecek ücretlerin makul seviyelere çıkarılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir . ' '
- Birikmiş işlerin tamamlanması ve süreçlerin makul sürelerde sonuçlandırılabilmesini teminen , anılan Kurulun personel yönünden takviye edilmesi ve/veya başka yerlerde de bu Kurul ile aynı fonksiyonları üstlenecek yeni birimler ( İhtisas Kurulları ) oluşturulması gerekmektedir .
- Sistemin işleyişinde ayrıca , bilirkişinin cevap vereceği sorunun açık ve net olarak belirlenmemesi , hukuki konularda bilirkişiye müracaat edilmesi , raporların süresinde hazırlanıp ilgili merciye sunulmaması gibi başka problemler de mevcuttur . Bütün bu sorunların giderilmesini teminen alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi ve uygulamaya konulması için Adalet Bakanlığınca bir çalışma başlatılmalıdır .
- Bu hususun , Adli Tıp Kurumunun yeniden yapılandırılması ihtiyacı çerçevesinde yapılacak çalışmalardan ayrı şekilde mütalaa edilmesi mümkün olmayıp ; belirtilen fonksiyonları ifa etmek üzere bu kurum bünyesinde , ancak sistemin bütün taraflarının katılımı ile ' Ulusal Adli Bilimler Konseyi ' gibi bir isimle teşekkül ettirilecek yeni bir yapı oluşturulması gerekmektedir .
- Kurum Başkanlığı bünyesinde lisans öğrenimi sonrasında uzmanlık eğitimi ile birlikte yüksek lisans ve doktora programları da uygulayabilecek nitelikte bir yükseköğretim birimi ( Adli Bilimler Akademisi ) kurulmalıdır .
- ( Adli Tıp Kurumu ) olan isminin yürüttüğü bütün faaliyetleri tam olarak kapsayabilmesini teminen ' Adli Bilimler Kurumu ' biçiminde değiştirilmesi uygun olacaktır . ' '
Devlet Denetleme Kurulu ( DDK ) tarafından , cinsel suç mağdurlarının bir kere muayene edilip , adli sürecin bunlar açısından sonlandırılmasına ve ihtiyaç duydukları psikolojik ve tıbbi desteğin sunulmasına imkan verecek ' ' Cinsel Saldırı Muayene Değerlendirme Merkezi ' ' gibi birimler kurulması önerildi .
Adalet Bakanlığı ' nın ana hizmetlerinden biri kabul edilemeyecek olan Kurumun , gerek bu özelliği , gerekse kendisine ait bir bütçesinin bulunmayışı nedeniyle ' ' bağlı kuruluş ' ' olma vasfı taşımadığı , bu nedenle bu statüsünün değiştirilmesi gerektiği belirtildi .
Raporda , ' ' Faaliyetinin bağımsızlık ve tarafsızlığın sağlanmasını zorunlu kılan mahiyeti ve bunun gerektirdiği idari ve mali özerkliğin tesis edilebilmesi bakımından , Kurumun statüsünün ' ilgili kuruluş ' olarak değiştirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir ' ' görüşüne yer verildi . Kurumun hizmet verdiği tıp dışı alanlarda uzman yetiştirilmesi için ciddi eksiklikler bulunduğu , tıp alanıyla ilgili eğitim faaliyetlerinin uzman ihtiyacını tam olarak karşılayamadığı , bu durumun da ihtiyaç duyulan sayı ve
nitelikte personel istihdamının önünde engel teşkil ettiği bildirildi . Raporda , adli tıp uzmanlarının hem teorik hem de pratik bakımdan daha iyi eğitilmeleri , diğer branşlardaki hekimlerin de adli tıp hizmetlerine katılmasına yönelik uzmanlaşmaları için uygun ortamın sağlanması tavsiyesi de dile getirildi .
Akademik kariyer yapmak isteyen personelin kurumdan ayrılmak zorunda bırakılmaması , kurum kadrolarının öğretim üyeleri için de cazip hale getirilmesi ve ihtiyaç duyulan uzmanların eğitilebilmesi için uzmanlık eğitimi ile birlikte yüksek lisans ve doktora programları da uygulayabilecek nitelikte ' ' Adli Bilimler Akademisi ' ' gibi bir yükseköğretim birimi kurulması önerildi .
Adli bilimler alanında ülke çapında uygulanacak strateji ve politikalar ile standart , kural ve yöntemleri belirleyen ve birimleri koordine eden herhangi bir kurumsal yapı bulunmayışının bir eksiklik olduğu kaydedilen raporda bu hususun , Adli Tıp Kurumu ' nun yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmalardan ayrı değerlendirilemeyeceği , sistemin bütün taraflarının katılımı ile ' ' Ulusal Adli Bilimler Konseyi ' ' gibi yeni bir yapı oluşturulması gerektiği bildirildi .
Genel kurul ve ihtisas kurullarında , üyelerin uzman olmadıkları alanları ilgilendiren konularda alınacak kararlara da katıldığı , konunun uzmanı olanlarla hiçbir uzmanlığı bulunmayan üyelerin görüşlerinin aynı değerde kabul edildiğine dikkat çekildi .
Bu durumun ortadan kaldırılabilmesi için , mevcut sistemden tümüyle vazgeçilmesi , ihtisas kurulları yerine sadece ilgili tıp branşında uzman olan kişilerle adli tıp uzmanlarının katılacağı , daha az üyeden oluşan , çok sayıda kurul teşekkül ettirilmesi ; genel kurul yerine ise Fizik ve Trafik İhtisas Dairelerinde uygulanmakta olan ' ' Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu ' ' sistemine benzer bir yapı oluşturulması gerektiği ifade edildi .
Üniversiteler ve sağlık kuruluşları gibi Adli Tıp Kurumu dışındaki birimlerin sistem içerisindeki yerinin netleştirilmediği , bilirkişilik hizmetinin üretilmesi noktasında bu birimlerden yeterli ölçüde yararlanılamadığı , bu durumun Kurumun iş yükünü ağırlaştırdığı kaydedildi .
Bu sorunun çözümü için bilirkişi görüşünün en yakın üniversite ya da sağluık kuruluşu gibi yerel birimlerden alınması konusunda zorunluluk getirilmesi , Adli Tıp Kurumu ' nun ise ' ' Üst bilirkişilik organı ' ' hüviyetine kavuşturulmasının uygun olacağı belirtildi .
Kurumun taşra teşkilatının yapılandırılmasına yönelik çalışmaların bir an önce tamamlanması gereğine de işaret edilen raporda , bölgesel düzeyde hizmet verecek tam donanımlı grup başkanlığı ve otopsi hizmetlerinin yürütüleceği merkez kurulması önerisi dile getirildi .
Bilirkişilik sisteminin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için her şeyden önce ' ' doğru ' ' bilirkişinin seçilmesi gerektiği ifade edilerek , şöyle denildi :
' ' Konuyla ilgili olarak yapılan çalışmalarda sıklıkla , bilirkişinin seçilmesi noktasında yeterince titiz davranılmadığı ifade edilmektedir . Hukuk sistemimizde yer verilen ' uzman mütalaası ' müessesesinin işler hale getirilmesi ile bilirkişilerin mahkemede sözlü olarak beyanda bulunmalarının ( çapraz sorguya tabi tutulmalarının ) sağlanması halinde , yeterli düzeyde uzmanlığı bulunmayan kişilerin bilirkişilik sisteminin dışına çıkarılmalarının sağlanabileceği değerlendirilmektedir . ' '
Adli tıp alanında ilgili birimler arasında koordinasyonun sağlanması için Ulusal Adli Bilimler Konseyi modelinin mevcut yapıya entegre edilmesi gereğine işaret edilerek Adli Tıp Kurumu ' nun , itirazlarda ' ' nihai inceleme mercii ' ' olması önerildi .
Bu alandaki diğer bir sorunun da ' ' veri tabanı ' ' olduğu , ülkede DNA , diş gibi bazı alanlarda hiçbir veri tabanı bulunmadığı , parmak izi , balistik gibi alanlardaki veri tabanları birbiri ile entegre edilmediği için etkin ve verimli olamadığı belirtildi .
Eksik veri tabanlarının oluşturulması için çalışma yapılması ve var olan veri tabanlarının bütün birimlerce ortaklaşa kullanılabilmesini sağlayacak tedbirlerin hayata geçirilmesi gereğine dikkat çekildi .
Kurum bünyesinde bir ' ' Basın ve Halkla İlişkiler Birimi ' ' olmayışı nedeniyle , kamuoyunun zamanında ve doğru şekilde bilgilendirilemediği , kurumun merkez teşkilatına dahil olan idari birimlerin , eksiklikleri giderecek şekilde yeniden yapılandırılması gerektiği belirtildi .
Adli Tıp Kurumu Kanunu ' nun yeni TCK ile uyumlu hale getirilmesi ve birimlerin görev tanımlarının bu yeni kanuna uygun şekilde yeniden belirlenmesi ; Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği ' nin ise çalışma usul ve esaslarının tayini bağlamında tümüyle elden geçirilmesi tavsiyesi de dile getirildi .
Raporda , kurum bünyesindeki bazı laboratuvarların akredite edilmesine dönük çalışmalar başlatılmış olmasına rağmen henüz bu sürecin tamamlanamadığı belirtilerek , kalite yönetim sisteminin bir bütün olarak hayata geçirilebilmesi için akreditasyon çalışmalarının bütün birimleri kapsayacak şekilde genişletilmesi ve mevzuatın da bu çalışmaların alt yapısını oluşturacak şekilde yenilenmesi gerektiği ifade edildi .
Mevcut durum itibarıyla , mahallinde yapılan otopsilerin önemli bir kısmına adli tıp uzmanlarının katılamadığına işaret edilen raporda , pratisyen hekimler , bu alanda yeterli deneyime sahip olmayan uzmanlar tarafından yürütülen otopsi işlemlerinin sağlıklı sonuçlar alınmasına imkan vermediği vurgulandı .
İlgili kanun hükümleri uyarınca otopsi işleminin mutlaka Cumhuriyet savcıları nezaretinde yluürütülmesi ve cesedin durumu elverdiği takdirde otopsilerin mutlaka üç boşluk açılarak yapılması zorunluluğuna rağmen , uygulamada bu hükümlere tam olarak riayet edilmediği kaydedildi .
Adli Tıp Kurumu merkezinde yürütülen otopsi işlemleri bakımından ise , temel olarak iş yükü ağırlığının , adli tıp uzmanlarının merkez ve taşra teşkilatında yer alan birimler arasında dengeli şekilde dağıtılmamış olması , taşra birimlerinin yeterince donatılmaması , fiziki imkanların yetersizliği ve yardımcı personelin eğitimsizliği gibi nedenlerden kaynaklanan sorunlar bulunduğu , bütün bu sorunların etkili bir planlama çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerektiği bildirildi .
Adli Tıp Kurumu ' na gelen işlerin çok önemli bir kısmının , evrak eksikliği , ilgili kişinin muayene için gönderilmemiş olması gibi nedenlerle rapora bağlanamadığı ve dosyaların , müzekkere düzenlenmek suretiyle ilgili adli merciye iade edildiğine yer verilen raporda , şunlar kaydedildi :
' ' Bu durum , bir yandan yargılama sürecinin uzamasına bir yandan da ( aynı dosyanın tekrar tekrar gelmekte olması nedeniyle ) kurumun iş yükünün artmasına sebebiyet vermektedir . Özellikle ihtisas kurulları ile Fizik İhtisas Dairesi için geçerli olan bu sorunun ortaya çıkmasına sebebiyet veren en önemli neden , incelenmek üzere kuruma gönderilecek dosyalarda bulunması gereken bilgi ve belgelerin eksikliğidir . Anılan sorunun ortadan kaldırılabilmesi için adli mercilerde görev yapan personelin konu hakkında
bilgilendirilmesini temin edecek hizmet içi eğitim programları düzenlenmesi gerekli ise de bunun yeterli olmayacağı değerlendirilmektedir . Bu nedenle , Adli Tıp Kurumu tarafından incelenmek üzere bu kuruma gönderilecek dosyalarda hangi bilgi ve belgelerin bulunmasının gerekli olduğunun vaka türleri itibarıyla tespit edilmesi ve bu bilgileri içeren bir ' ' uygulama rehberi ' ' hazırlanması gerekmektedir . ' '
Cinsel suç mağdurlarının , muayene sürecinin uzamasından kaynaklanan sorunun çözümü için de , ' ' Mağdur kişilerin bir kere muayene edilip , adli sürecin bunlar açısından sonlandırılmasına ve ihtiyaç duydukları psikolojik ve tıbbi desteğin sunulabilmesine imkan verecek ' Cinsel Saldırı Muayene/Değerlendirme Merkezi ' gibi birimlerin ülke geneline yaygın şekilde ihdas edilmesi ' ' önerisinde bulunuldu .
Adli Tıp Kurumu ' nun hemen hemen bütün birimlerinde ciddi düzeyde personel eksikliği çekildiğine ve uzman personel mevcudunun da işlerin sağlıklı biçimde ve makul süreler içinde tamamlanmasına imkan vermediğine işaret edilen raporda , kurumun personel konusunda da gereken tedbirlerin alınması istendi .
Adli Tıp Kurumu binasının fiziki koşullarıyla da ilgili sorunlara değinilen raporda , sağlıklı fiziki ortamın oluşturulmasının önemine dikkat çekildi . Raporda , Adli Tıp Kurumu ' nun işleyiş biçimi ve vermiş olduğu bazı kararların , kamuoyunda sıklıkla ve yoğun bir biçimde eleştirildiği anımsatılarak , şu ifadelere yer verildi :
' ' Denetim çalışması kapsamında , söz konusu olayların kuruma intikal ettirilmesinden sonra bu kurum bünyesinde yürütülen işlemler , konunun idari boyutu ile sınırlı olmak üzere incelenmiş olup , bunlardan bir kısmının kurumun genel sorunlarından kaynaklandığı , bir kısmının oluşmasına sebebiyet veren eksikliklerin giderilmesini teminen bazı tedbirler alındığı , bir kısmının da yargı organlarına intikal ettirildiği ve sürecin tamamlanmış ya da devam etmekte olduğu anlaşılmıştır . Ayrıca , denetim dönemi
içerisinde Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığı ' na intikal eden çok sayıda şikayet dilekçesi mevcut olup , aynı hususlar bu şikayet dilekçeleri için de geçerlilik arz etmektedir . ' '
Devlet Denetleme Kurulu ' nun hazırladığı raporda yer verilen ankete göre , adli tıp uzmanlarının yüzde 87 . 2 ' si tıp camiasındaki saygınlık düzeylerinin düşük olduğuna inanıyor .
' ' Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ' nın 2007 , 2008 ve 2009 Yıllarına Ait Faaliyet ve İşlemlerinin Denetimi ile Adli Tıp Kurumu Hizmetlerinin Etkin ve Verimli Şekilde Yürütülmesinin ve Geliştirilmesinin Sağlanması ' ' na ilişkin , Cumhurbaşkanlığının internet sitesinde yayımlanan raporda , adli tıp uzmanları arasında yapılan bir ankete de yer verildi .
Adli Tıp Kurumu ' nda görevli 222 adli tıp uzmanı , adli tıp asistanı ve değişik uzmanlık dallarındaki hekimler ile tıp dışı alanlardaki uzmanlar arasında yapılan ankete göre , adli tıp uzmanları , uzmanlık alanlarında yetersiz bir tatmin düzeyine sahip bulunuyor . Ankete katılan adli tıp uzmanlarının yüzde 89 . 4 ' ünün , başka bir tıpta uzmanlık alanına geçmek istediği belirtiliyor . Adli Tıp Kurumu ' nun , adli tıp uzmanlarına gelecekte iyi bir kariyer imkanı sunduğunu düşünenlerinin oranının yüzde 12 . 8 ' de kaldığı
ankette , ' ' Adli tıp uzmanlarının yüzde 87 . 2 ' sin , adli tıp uzmanlarının , tıp camiasındaki saygınlığının düşük olduğuna inandığı ' ' ifade ediliyor . ' ' Adli tıp uzmanlarının , sadece yüzde 4 . 3 ' ünün , mesleki saygınlık düzeyini tatmin edici düzeyde bulduğu ' ' na dikkat çekilen anketteki diğer veriler de şöyle :
' ' -Adli Tıp Kurumu ' nda verilen eğitimin niteliğinden memnuniyet oranı düşük . Uzmanların yüzde 72 . 3 ' ü , kurumda verilen asistan eğitimini yeterli ve başarılı bulmuyor .
- Sadece eğitimle ilgilenecek bir ekibin oluşturulmasını isteyenlerin oranı yüzde 80 . 9 .
- Adli tıp uzmanlarının , yüzde 93 . 6 ' sı , kurumun kendi personeline akademik yükselme imkanı verecek biçimde yapılandırılmasını istiyor .
-Katılımcıların yüzde 80 ' i , Adli Tıp Kurumu Kanunu ' nda da ön görülmüş olan yan dal eğitimi verilmesini arzu ediyor .
-Adli tıp uzmanlarının , yüzde 76 . 6 ' sı tıp dışı adli bilim uzmanlığı alanlarında ayrı eğitim programları uygulanması fikrini destekliyor .
-Adli tıp uzmanlarının , yüzde 72 . 3 ' ü Adli Tıp Kurumu ' ndaki hizmet içi eğitimi yetersiz buluyor .
-Adli tıp asistanlarının çoğunluğu , çalışma şartlarından had safhada memnuniyetsizken , asistanların yüzde 89 . 4 ' ü , yardımcı personelin yapması gereken işleri kendilerinin yaptığını düşünüyor .
-Adli tıp asistanlarının yüzde 95 ' i , mecburi hizmet , kariyer yollarının belirsizliği konularında memnuniyetsiz .
-Uzman ve asistanların yüzde 68 . 1 ' i , kurum yönetime problemlerini iletmekte çekinirken , yüzde 59 . 6 ' sı kurumdaki çalışma şartları ile ilgili olarak yapılan düzenlemelerde çalışanların görüşlerine başvurulmadığını düşünüyor .
-Adli tıp asistan ve uzmanlarının yüzde 84 ' 6 ' sı , performans ücreti uygulamalarında düzeltilmesi gereken yanlışlıklar olduğunu düşünüyor .
-Personelin yüzde 95 . 8 ' i , Adli Tıp Kurumu binasının ve yerleşim durumunun yeterli ve ergonomik olmadığını düşünüyor . ' '