Anayasa Mahkemesi iptal edecek mi?

Biliyorsunuz, Meclis bir Anayasa değişikliği paketini kabul etti. Paket, 12 Eylül 2010 Pazar günü bir referandumda oylanacak.

 
Biliyorsunuz , Meclis bir Anayasa değişikliği paketini kabul etti . Paket , 12 Eylül 2010 Pazar günü bir referandumda oylanacak .
Paket , daha ortaya atıldığı ilk günden itibaren içerdiği iki değişiklikle tartışılıyor . Bunlardan biri Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun üye sayısının ve üyelerinin seçilme yöntemiyle ilgili değişiklik ; ikincisi ise Anayasa Mahkemesi ile ilgili daha geniş kapsamlı değişiklik . Bunda da Anayasa Mahkemesi’nin hem üye sayısı artıyor , hem üyelerin seçilme yönteminde değişiklikler yapılıyor hem de mahkemenin görev alanı genişliyor .
Cumhuriyet Halk Partisi’nin öncülüğünde 110 milletvekili bu paketin söylediğim iki kritik düzenlemesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu . Mahkeme de başvuruyu gündemine aldı , herhalde önümüzdeki birkaç hafta içinde de mahkeme kararı ortaya çıkacak .
Biliyorsunuz Anayasa değişikliklerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne sadece şekil şartlarındaki aksaklıklar iddiasıyla başvurulabiliyor . Anayasa , mahkemenin yapacağı şekil denetimini de 148 . maddesinde tek tek sıralamış .
Ancak Anayasa’daki bu açık düzenlemeye rağmen iki yıl önce Anayasa Mahkemesi , ‘şekil denetimi’ kavramının kapsamını değiştirdi ; bir anlamda 60’lı ve 70’li yıllardaki bir hayli tartışmalı ictihadını yeniden hayata geçirdi .
Buna göre mahkeme , Anayasada yazılı ‘değiştirilemez , DEĞİŞTİRİLMESİ TEKLİF DAHİ EDİLEMEZ’ maddelerdeki kavramların dolaylı da olsa değiştirilme veya sulandırılma ihtimalini ‘teklif yasağı’ kapsamında görüyor ve denetliyor . Son olarak üniversitede başörtüsüne özgürlük getireceği varsayılan bir Anayasa
düzenlemesi mahkeme tarafından iptal edildi . Şimdi de aynı şeyin olması olasılığı var ; yani paket henüz referanduma sunulmadan iptal edilebilir .
Zaten aslında fiilen Anayasa Mahkemesi denetimi referandumun yerine geçmiş durumda . Mahkeme , 110 milletvekilinin başvurusu yönünde karar verir , bazı maddeleri iptal ederse , referandum anlamsızlaşacak . Yok tersini yapar hiçbir iptal kararı almazsa bu kez muhalefetin referandumda söyleyecek bir şeyi kalmaz , hayır propagandası yapılması zorlaşır .
Neyse bu işin siyaset tarafı . Bir de mahkemenin denetim tarafı var ; bugün bu konuda biraz konuşmak istiyorum .
Kişisel görüşüm , mahkemenin salt üye sayısı artıyor diye HSYK ile ilgili düzenlemeleri hukuk devleti ilkesine aykırı bulmakta zorlanacağı yönünde . Belki üyelerin geldikleri kurumlar içinde yapılan seçim yöntemine takılacaktır mahkeme , belki bu tür maddelerde kısmi bazı iptallere gidebilecektir ama HSYK’nın üye sayısının artmasına büyük olasılıkla hayır demeyecektir .
Demeyecektir , çünkü sırf bu sebeple bunu söylemek mevcut Anayasa’nın ilgili maddesinin de aslında o Anayasa’da yazılı olan ve mahkemenin koruduğunu iddia ettiği ‘hukuk devleti’ ilkesine aykırı olduğunu zımnen de olsa kabul etmiş olacaktır . Buradaki açık çelişki çok önemli .
Aynı şey Anayasa Mahkemesi ile ilgili düzenlemeler için de geçerli . Mahkeme burada da , mahkemenin salt üye sayısının artmasıyla ilgili bir kaygıya sahip olması , bu durumu ‘hukuk devleti’ ilkesine aykırı bulması bana göre çok zor .
Bu düzenlemelerde de , mahkeme olsa olsa , üye seçecek kurumlardaki seçim yöntemiyle ilgili kaygılar taşıyabilir , bu pakette öngörülen yöntemi ‘demokratiklik’ ilkesine aykırı bulabilir .
Hatırlayın , halen mahkeme denetimindeki pakette , diyelim Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi veya HSYK’ya üye seçerken , ( diyelim üç kişi seçmek için seçim yapılıyor olsun ) Yargıtay üyelerinin seçilecek her aday için ( yani toplamda her üyenin üç ) oy kullanması engelleniyor , onun yerine üyelerin 7 , 8 veya 20 adaydan sadece birine oy verilebileceği hükme bağlanıyor .
Bu yöntem , muhalefet tarafından da çok eleştirildi . Paketi hazırlayanlar ve Başbakan , getirilen yeni yöntemi mealen ‘Üyeler seçilecek aday sayısı kadar oy verince hep aynı görüşten kimseler ilk sıraları alıyor , halbuki tek bir oy hakları olursa farklı görüşlerden üyeler de ilk sıralara gelebilir’ diyerek savundular .
Oysa bu yöntem bana göre de demokratik bir yöntem değil . Bu yöntemin demokratik sayılabilmesinin tek yolu , aynen milletvekili seçiminde olduğu gibi seçmenlerin tek bir kişiye değil bir partinin listesine oy vermesi . E bu da yargı içi bir seçimde uygulanamayacağına göre , demokratik olmaya en yakın yöntem seçilecek her aday için bir oy hakkına her seçmenin sahip olmasıdır .
Mahkeme takılırsa bu yönteme takılacaktır kanımca .

Radikal