Gazeteci-Yazar Eyüp Can uyardı: Türkiye ile AB karşılıklı olarak önyargılarından kurtulmalı

Gazeteci-Yazar Eyüp Can, Türkiye ile Avrupa Birliği'nin (AB) karşılıklı olarak önyargılarından kurtulması gerektiğini söyledi. Can, Türkiye'nin AB üye

Gazeteci-Yazar Eyüp Can, Türkiye ile Avrupa Birliği'nin (AB) karşılıklı olarak önyargılarından kurtulması gerektiğini söyledi. Can, Türkiye'nin AB üyeliği standartlarının kendisi için yapması gerekenlerden oluştuğunu vurguladı.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ile Uludağ Üniversitesi ve üniversite bünyesindeki İktisat Topluluğu'nun işbirliği ile gerçekleşen 2'nci Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci gününde 'AB Ekonomik Konumu ve Türkiye İlişkileri' başlıklı oturum gerçekleştirildi. Oturumda konuşan Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can, AB üyeliği sürecini ele aldığı sunumunda Türkiye'nin AB üyeliğinde standartlara tam olarak erişemediğini belirterek, iki tarafın da önyargılardan kurtulması gerektiğini belirtti. AB ile karşılıklı birbirini anlama gayreti gösterilmediği takdirde bir mesafe kat edilemeyeceğinin altını çizen Gazeteci-Yazar Can, Türkiye'nin Avrupalıların kafasında belirginleşmiş bir standartta olduğunu ve bunu değiştirmenin de Türklerin elinde olduğunu söyledi.

Eyüp Can, madalyonun iki tarafından bakılması gerektiğinin üzerinde dururken; "Bizim de şunu görmemiz gerekiyor, karşımızda bizi donumuza kadar soymaya çalışan ve her konuda bizi fesli ve entarili gören bir Avrupa yok. Madalyonun iki tarafını görürsek, bir süre sonra kendi gerçekliğimizi ve birlikte yaşamak için müracaat ettiğimiz kulübün gördüğümüz gerçeklerle alakası olmadığını anlarız. Bizim öncelikle üretilmiş karşılıklı klişelerden kurtulmamız gerekiyor." dedi. Bu gün Türkiye'nin AB tarafından nasıl hazmedileceğine dair bir soru olduğunu, bunun karşısında da Türkiye'nin kendini AB standartlarına nasıl çıkaracağı sorusunun bulunduğuna dikkat çeken Can, bunun da tek taraflı olmayacağını Türkiye'nin ekonomi, sosyal yapı ve demokrasi gibi değerleri üst seviyelere çıkarması gerektiğini söyledi.

Bu güne kadar Türkiye'nin AB projesinin elitlerin projesi olarak gündeme geldiği için AB'de bir önyargı oluştuğunu ifade eden Can, "Türkiye kendi gerçekleri ile yüzleşmeli, Bizler ilkokuldan itibaren Türkiye 3 tarafı denizlerle 4 tarafı ise düşmanlarla sarılı ülke edebiyatı ile büyüdük. Siz çocuklarınızı eğer bütün komşularınızı düşman diyerek büyütürseniz o çocuklarınızı sağlıklı biçimde dünya ile entegrasyonunu sakatlarsınız. Bu durum diğer komşularımızda da var, gidin Yunanistan'a aynı bela orada da var." şeklinde konuştu.

Artık bağımsızlık diye bir olgunun kalmadığını, onun yerine karşılıklı bağımlılık diye bir argümanın oluştuğuna değinen Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, kendini iyi ifade eden ülkelerin karşılıklı ilişkiler bağımlılığı ile ayakta durabileceğini, bunun sonucunda da dünyaya entegre ve AB'ye üye olabileceğini dile getirdi.

AB tarafının Türkiye'den istenen standartların Türkiye'nin kendi için yapması gerekenlerden oluştuğunu anlatan Eyüp Can, "AB bizi alacak mı? Farz edelim ki oyalama, bu bizim zaten kendi insanımız için yapmamız gerekenler. Yani ne istiyoruz, hapishanede işkencelerin devam etmesini mi istiyoruz, çevreye saygısız bir sanayiyi mi istiyoruz, demokrasimizin her 10 yılda bir askeri müdahalelerle kesildiği bir Türkiye mi istiyoruz, ne istiyoruz kişi başı milli gelirin 3-5 bin dolarlarda süründüğü ve gelir dağılımı adaletsizliğinin sürekli yayıldığı bir Türkiye'mi istiyoruz. Hayır biz Avrupa Birliği için değil kendimiz için daha iyi bir Türkiye istiyoruz. Eğer bunu istiyorsak AB'ye niye girmek istediğimiz ve orada ne yapacağımızın da cevabı çıkıyor." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin AB'ye katkı sağlayacağını belirten Can, "Soru AB Türkiye'yi kabul edecek mi değil, soru Türkiye AB'nin yapılanmasına nasıl kartı sağlayacaktır. AB eğer dünya uydusu olmak istiyorsa kendini aşmak ve içine kapalı durumdan kurtulmalı." dedi.

Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rıdvan Karluk ise, AB'nin Türkiye'ye önyargılı bir bakış açısının bulunduğunu belirterek, her fırsatta bu amaçla tarihi gerçekleri çarptırdığını söyledi. AB üyesi ülkelerde başta Sözde Ermeni Soykırımı olmak üzere tarihi konularda Türkiye'yi töhmet altında bırakacak adımların atıldığının altını çizen Prof. Dr. Karluk, Türk gençliğinin de bunlara karşın uyanık olması gerektiğini sözlerine ekledi.

AB Türkiye Delegasyonu Müsteşarı Michele Vıllanı ise, Türkiye'nin AB yolunda ki en büyük sıkıntısının ekonomik gerçekleri olduğunun altını çizerek, karşılıklı anlayış ve çalışma ile sorunların aşılabileceğini söyledi. Türkiye'nin AB üyeliğinin başarılı bir yol kat ettiğini vurgulayan Michele Vıllanı, başta Gümrük Birliği olmak üzere AB ile ilişkilerin Türkiye'ye ekonomik gibi büyük faydalarının olduğunu belirtti.