Gazeteci Bilirdönmez, 'Demokratik Açılım'ı Yazdı

Avrasya Aktüel dergisinde "Demokratik açılım" konusunu ele alan Gazeteci-Yazar Durdemir Bilirdönmez, açılımın uzun yıllardan beri var olduğunu ve hiçbir olayın durup dururken gelişmediğini bir gerekçesi ve evveliyatının olduğunu belirtti

Avrasya Aktüel dergisinde "Demokratik açılım" konusunu ele alan Gazeteci-Yazar Durdemir Bilirdönmez, açılımın uzun yıllardan beri var olduğunu ve hiçbir olayın durup dururken gelişmediğini bir gerekçesi ve evveliyatının olduğunu belirtti.
Türkiye gündemini uzun süredir meşgul eden "Demokratik açılım" konusun da yazı dizisi hazırlayan Bilirdönmez, Kürt, Güneydoğu, terör, şiddet, insan hakları gibi kavramların yeni oluşmadığını öteden beri olduğunu ifade ederek, süreçte ki sorunların temelini şöyle açıkladı: "Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu'da meydana gelen bazı adaletsiz uygulamalar, insanları aşağılama, hor görme, Doğu ve Güneydoğu'ya sürgün edilen devlet görevlilerinin baskısı, insanların baskı ile yerlerinden yurtlarından edilmesi ve en önemlisi lüzumsuz yasaklar işi bugüne getirdi. Siyasi iktidarların bütün bu olup bitenlere seyirci kalması, oy hırsı, çoğunluğun sesinin dinlenerek azınlığın göz ardı edilmesidir ki bu sıkıntıların bugüne taşınmasına sebep olmuştur."
Bilirdönmez, bu tür açılımların 1980'li yıllarda rahmetli Turgut Özal tarafından da yapılmaya çalışıldığını, Güneydoğu meselesiyle oldukça ilgilendiğini açık ve net olmasa da siyasi bazı söylemleriyle bazı şeyler yapması gerektiğine işaret ettiğini ve o zaman da çatlak sesler çıktığını fakat Özal'ın buna ömrünün yetmediğini belirtti. O yıllardan bugüne kadar bu konunun istismar edildiğini bazen yok farz edildiğini ancak devleti temsil eden siyasi iktidarların köklü bir çözüme yanaşmadığını vurgulayan Durdemir Bilirdönmez şöyle devam etti: "Türkiye'de bugün hükümet, Avrupa Birliği'ne girmek için çıkardığı bazı uyum yasaları ve insan hakları ile ilgili diğer gelişmeler ışığında başta terör olmak üzere Kürt, Güneydoğu, insan hakları başlıkları adı altında bu işe köklü bir çözüm bulmak için kolları sıvadı. Siyasi partilerle, bazı kurumlarla, demokratik kitle örgütleriyle, çeşitli meslek gruplarıyla , işçi ve memur sendikalarıyla temas kurularak onların bu konuya yaklaşımları tespit edilerek bir paket hazırlamağa çalışıldı. Önce içi boş olarak gözüküyor ama temel faktörler ışığında her kesimin onayını alan, Türkiye'de terörün bitirilmesini amaçlayan, huzurun yeniden tesisini sağlayan, içinin doldurulacağı bir proje hazırlığı içerisinde olduğu resmi makamlarca ifade edildi. Bu tamamen iyi niyetle atılmış bir adımdır bana göre."
"BU ÜLKENİN İSTİKLAL SAVAŞINDAN SONRA EN ÖNEMLİ MESELESİ TERÖRDÜR"
Demokratik açılımın önemini vurgulayan Durdemir Bilirdönmez, "Bu ülkenin İstiklal Savaşından sonra en önemli meselesi terördür. Akan kanın durdurulmasıdır. Analarının gözyaşlarının durdurulmasıdır. Kim bu meseleye katkıda bulunursa memleket severliğin, vatanseverliğin, milliyetçiliğin, fedakarlığın en üst seviyede örneğini vermiş olur" dedi.
Bilirdönmez, ülkesini milletini seven herkesin bu konuda bildiğini söylemesi, yazması gerektiğini ki bu şekilde söylenecek, tartışılacak doğrular bulunacağını ve böylece Türkiye'nin bu proje sayesinde terörden kurtulursa İstiklal Savaşından sonra ikinci kurtuluşa ereceğini dile getirdi.
Bu olaya suizanla bakmak, art niyetle yaklaşmak, ülkeyi bölmekle suçlamak doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Durdemir Bilirdönemz, "Çünkü ortada henüz kesinleşmiş bir karar yok, somut bir adım yok. Sadece ana bir fikir var. Hele bazı siyasi liderlerin bu konuda çok dikkatli olmaları , söylemlerini çok düşünüp ondan sonra ortaya koymaları gerekir." diye konuştu.
Hangi görüşe , hangi siyasi partiye mensup olursa olsun, hangi ideolojinin mensubu, hangi kesimin adamı olursa olsun bu ülke için , bu memleket için birileri doğru birşeyler söylüyorsa ona destek vermesi , yanında olması gerektiğini belirten Bilirdönmez şöyle devam etti:
"Bu ülkede fikirler rahat ortaya konarsa, yasaklar kalkarsa, doğrular gerçekler ortaya çıkar. Dün konulan bazı yasakların bugün ne denli lüzumsuz olduğuna nasıl hükmediyorsak, bugün de konuşmaktan, tartışmakta, korkmayalım, hiçbir güç bu ülkeyi bölemez. Türk'ü, Kürt'ü birbirinden uzaklaştıramaz. Yeter ki kronik hale gelen bu meselede, dayanışma ve ortak akılla çözüm önerilerini ortaya koyalım. Bazı siyasi parti mensupları her söylediklerinin doğru olduğuna inanıyor ve savunmasını yapıyorlar. Aslında partili vatandaşlarımız, bazı söylemleri kendi görüş ve düşünceleri çerçevesinde akıl ve mantık süzgecinden geçirdikten sonra ancak gerçeği görürler. Olaylara tarafsız bir gözle bakarsak, yada siyasi kimliğimizi bir tarafa bırakıp olayları çıplak gözle tahlil edersek o zaman doğrulara yaklaşırız."
Demokratik açılım üzerine yapılan, eski Büyükelçi İlter Türkmen, Yargıtay eski Başkanı Sami Selçuk, MİT eski Müsteşarı ve Büyükelçi Köksal Sönmez gibi aydın grubun yaptığı BİLGESAM'ın kürt vatandaşların çoğunlukta bulunduğu 19 ilde 10 bin vatandaş üzerine yaptığı anketine de değinen Durdemir Bilirdönmez, bu anket sonuçlarının gerçeği yansıttığına dikkat çekti.
Anket sonuçları ise şu şekilde: "Kürtlerin yüzde 81. 8'i ayrılmak istemiyor. Kürtlerle ilgili Türkler'in birlikte yaşamasının tek gerekçesi din. DTP seçmeninin yarısı PKK'ya güvenmiyor. Kürtler için en önemli sorun geçim sıkıntısı. Kürt sorunu diyenler yüzde 26. 5" Durdemir Bilirdönmez son olarak şunları söyledi: "Bu sonuçlar gösteriyor ki korkuya evhama kapılmaya gerek yok. Vatanını, milletini seven, huzur ve barış isteyen herkes bu olumlu adıma destek vermeli, destek vermeyenler hiç olmazsa köstek olmamalıdır. Bilinmelidir ki Türkiye huzura hiç bu kadar yakın olmadı. Terörü şimdiye kadar idare edenler kan dökmenin artık çözüm getirmediğine inandılar. Boşuna zaman kaybedildi. Yazık değil mi bu ülkenin kaynaklarına, yazık değil mi binlerce şehidimize."