Saadet Partisinden Soykırıma Farklı Bakış

Saadet Partisi (SP) Bartın İl Başkanı Ünal Yurtbay, ABD'nin 'Evet' diyen milletvekillerine, önce Kızılderililere ne tür soykırımlar yapıldığını sormak gerektiğini belirtti.

SP Bartın İl Başkanı Ünal Yurtbay, hükümet ile yüksek yargı arasında devam eden çatışma ve tartışmanın da aslında sistemin yapısından kaynaklandığını söyledi. Partilerinin bu kaos ve krizin kökünden çözülmesi için 5 maddelik bir teklif getirdiğini belirten Yurtbay, ABD'de Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili karar karşısında hükümete acilen yapması gereken 3 öneride bulunduklarını söyledi. "Gerçekten TBMM, Anayasa değişikliği yapabilir mi?" diye soran Yurtbay, cevabını da kendisi verdi: "Evet. Bize göre TBMM, bütün demokratik eksikliklerine ve siyasal üslup bakımından olgunlaşmamasına rağmen halk tarafından meşru bir Meclis'tir. Yenisi gelene kadar, milletin temsilcisidir. Dolayısıyla kimse Anayasa veya yasa yapamaz diye suçlayamaz. Çünkü bu, demokrasiyi eksik anlamaktır. Bu meclis, Anayasa ve yasa değişiklikleri yapabilir."

Türkiye'nin kapsamlı bir Anayasa reformuna ihtiyacı olduğunu anlatan Yurtbay, sözlerine şöyle devam etti: "Bu reform asla geciktirilemez. Mevcut TBMM'nin en temel görevi, bu reform adımlarını atmaktır. Türkiye'de, yeni, çağdaş ve katılımcı bir Anayasaya ihtiyaç var. Bundan sonra Türkiye ya krizler ve kaosların ülkesi olmaya devam edecektir ya da köklü bir reform sürecine girecektir. Bir yol ayrımına gelmiştir. İnşallah bu tartışmalar milletin önünü açacak bir reform sürecini başlatır. Sorunun esas mahiyeti nedir? Devlet-millet uyuşmazlığı mı? Evet, ama eksik. Kurumlar arası çatışma mı? Evet doğru ama eksik."

Türkiye'de kaosların, krizlerin esas nedeninin siyasal sistemin yapısından kaynaklandığını anlatan Yurtbay, şunları söyledi: "Sistemin adı her ne kadar demokrasi de olsa, açık bir bürokratik oligarşidir. Türkiye'de millet tarafından seçilmemiş ve denetlenmeyen kuruluşlar, sistemin üzerinde vesayetçi bir yapı oluşturmaktadır. Sorun, bu yapının nasıl değiştirileceğidir. Sorun, bu vesayetçi yapının nasıl demokratik bir yapı oluşturulacağıdır. Yoksa krizleri tek tek ele alırsak, sorunu asla çözemeyiz. Vesayetçi sistemden neyi kastediyoruz? TBMM, yasama yetkisine sahiptir. Ama bu yetki, ne yazık ki, esas ve şekil bakımından Anayasa Mahkemesi tarafından alınmıştır. Yürütme çok başlı şekilde, çeşitli organlar arasında paylaşılmaktadır. Askeri terfiler YAŞ'ta, iç ve dış güvenlik konuları MGK'da, yargı bürokrasine ilişkin bütün işler HSYK'da, yükseköğretimi planlama, yönetme ve koordine etme YÖK'te, para politikalarını yönetimi ve tayini MB'de, stratejik ekonomik konularındaki yönetim de bağımsız üst kurullardadır."

ÇARE ÇAĞDAŞ BİR ANAYASA
Bakanlar Kurulu'nun bu sınırlar çerçevesinde hareket ettiğini anlatan Yurtbay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ayrıca Bakanlar Kurulu'nun bütün işlemleri Danıştay tarafından kontrol edilmektedir. Bu sistem, milletin içinde olmadığı bir sistemdir. Esas mesele, bu yapının değiştirilmesidir. Vesayetçi yapıdan çıkış yolu nedir? Buradan çıkış yolu, bu kurum ve kuruluşların başına veya içine, Ahmet'leri alıp Mehmet'leri koymak değildir. HSYK'da o Ahmet yerine bu Ahmet olsa ne fark eder? Ya da YÖK'ün başında o olsa ne olur bu olsa ne olur? Bu yapı içerisinde herhangi bir şekil veya isim değişikliğinin ne anlamı vardır? Yapılması gereken yeni, çağdaş ve demokratik bir Anayasa ile çıkış yolu bulmaktır."

MİLLİ STRATEJİ OLUŞTURULMALI
Saadet Partisi Bartın İl Başkanı Ünal Yurtbay, Ermeni açılımı için de bir çalışma yaptıklarını söyledi.
Tasarının kabul edilmesinde Ermeni lobisinin değil bizzat ABD yönetiminin etkisi olduğunu belirten Yurtbay, şöyle konuştu: "ABD'de Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde Ermeni soykırım iddialarına ilişkin tasarının kabul edilmesi ile ilgili her yıl temcit pilavı gibi gündeme getirilen bu mesele yıllardır Türkiye üzerinde siyasal baskı oracı olarak kullanılmaktadır. Bu sorun 1 asır önce dış güçler ve derin çetelerin yaptığı Müslümanlar ve Ermenilere ilişkin katliamların aydınlatılması için değil bölgenin önemli bir ülkesi olan Türkiye'nin üzerinde siyasi kontrol mekanizması kurmak için gündeme getirilmektedir. Asırlardır, millet-i sadıka olarak isimlendirdiğimiz Ermenilerle, Osmanlı arasındaki problemi çözmek istemiyorlar. Herkes buradan Türkiye üzerine nasıl bir baskı kurarız telaşındadır. Ama bu anlamsız ve boş bir uğraştır. Asla hiçbir şekilde sonuç vermeyecektir."

Tasarının kabul edilmesinde söylenenin aksine Ermeni lobisinin değil bizzat ABD yönetiminin etkisi olduğunu anlatan Yurtbay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bazıları şöyle söylüyor. ABD'de Ermeni lobisi çok kuvvetlidir. Ermeniler, temsilciler meclisini kullanıyor. Böylece ABD'lileri yönlendiriyor. Ancak Ermeni lobisi mi ABD'yi kullanıyor, yoksa ABD yönetimi mi el altından Ermeni diasporasını kullanıyor burası açık değildir. Görünen o ki ikincisi daha doğru. ABD yönetimi, Ermeni diasporasını kullanarak, bu süreçleri yönlendiriyor. ABD'de 'Evet' oyu veren milletvekilleri illa bir soykırım arayacaksınız, biraz geriye gidin. ABD'de federal hükümet kurulmadan önce Kızılderililere ne tür soykırımlar yapıldı bunu araştırın."  Hükümetin bu süreç içinde eksik işler yaptığını anlatan Yurtkur, şunları söyledi: "Ermenistan açılımı konusunda, hazırlıksız ve iyi planlanmamış bir süreci başlatmışlardır. Komşularla sıfır problem iyi bir temennidir. Ama sadece sizin istemeniz yeterli değil. Komşularınız istemiyorsa, taviz vermekten başka şey değildir."

Alınan sözde soykırım kararı ile ilgili önerilerde bulunan Yurtbay, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye imzalanan protokoller başta olmak Ermenistan açılım süreci bir müddet tehir edilmelidir. Türkiye'nin sürece hakim olması açısından bu çok önemlidir. ABD ile stratejik müttefikliğin yeniden gözden geçirileceği, Hükümet tarafından cümle aleme ilan edilmeli. Türkü de söylendiği gibi sana sevdanın yolları bana kurşunlar. Bu ne biçim stratejik ortaklık? Hükümet, bütün muhalefet partileriyle görüşme
sağlayarak, bu konuda ciddi, yeni, tutarlı ve milli bir Ermenistan stratejisi oluşturmalıdır."