Cumhurbaşkanı Gül: Geldiğimiz nokta hiçbirimizi tatmin etmiy
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin bilim ve teknoloji alanında son 40 yıllık sürede geldiği noktanın kimseyi tatmin etmediğini belirterek, ''Bunun sebebi herhalde, enerjimizi biraz farklı yerlere harcadık, önceliklerimizi doğru tespit edemedik. Enerjilerimizi biraz iç sürtüşmelerle çok heba ettik ve istikrardan uzak kaldık'' dedi.
Türk bilim dünyasının en önemli ve itibarlı ödülleri olan 2010 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri ile TÜBİTAK-TWAS (Üçüncü Dünya Bilimler Akademisi) Teşvik Ödülleri Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törenle Cumhurbaşkanı Gül tarafından sahiplerine verildi.
Törene Gül'ün yanı sıra TBMM Başkanvekilleri Nevzat Pakdil ve Sadık Yakut, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş, bilim insanları ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu davetliler katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Gül, bilim ve teknoloji ile kültür ve sanat faaliyetlerinin en çok önem verdiği konular olduğunu ifade etti. Bu alandaki faaliyetleri Cumhurbaşkanlığı'nda yapmayı önemsediğini anlatan Gül, bu tür ödül törenlerini de devletin en üst seviyedeki destek, teşvik ve onurlandırması olarak gördüğünü söyledi.
Türkiye'de son dönemde bilimsel faaliyetlerde, araştırma-geliştirme konularında büyük bir yoğunlaşma olduğunu, törendeki video sunumunda devletin bu konulara 45 yıl önce ne kadar önem verdiğini izlediklerini anlatan Gül, şöyle konuştu:
''Geçen 40 yıllık süre içerisinde geldiğimiz nokta hiçbirimizi tatmin etmiyor. Bu gayet açık. Kendimizi başkalarıyla mukayese ettiğimizde daha çok mesafe almamız gerektiğine inanıyoruz ama bunu çok gerçekleştiremediğimizi de itiraf ediyoruz. Bunun sebebi herhalde, enerjimizi biraz farklı yerlere harcadık. Önceliklerimizi doğru tespit edemedik. Enerjilerimizi biraz iç sürtüşmelerle çok heba ettik ve istikrardan uzak kaldık. İstikrarın olmadığı yerde tabii ki uzun vadeli düzenli plan, program ve çalışmalar söz konusu olamıyor. Hiçbir şey tabii ki geç değil. Türkiye bunu yakalamak üzere. Özellikle üniversitelerimizde herkesin tekrar kendi alan konusunun farkına vardığını ve büyük bir yarışın başladığını görüyorum.''
Cumhurbaşkanı Gül, akademik yayınlarda büyük bir artış olmasının herkesi sevindirdiğini dile getirerek, yayınlara artık nitelik açısından da bakılması gerektiğine işaret etti. Gül, ''Yayınlar ne kadar çok referans alınıyor, ne kadar çok patent üretiliyor, patent lisanslarından ne kadar gelir elde ediliyor, uluslararası ödüller ne kadar çok kazanılıyor, bunlara da bakmamız gerekir. İnanıyorum ki bu konularda birkaç sene içinde büyük atılım olacağına inanıyorum'' diye konuştu.
Bilim ve teknoloji alanında yasal düzenlemeler yapıldığına, teşvikler çıkarıldığına, fonlar oluşturulduğuna ve vergi muafiyetleri getirildiğine dikkati çeken Gül, bunların sonuçlarının alınacağına dair inancını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, AB fonlarından yararlanmada son dönemde ciddi artış olduğunu ifade ederek, Türk kurumları ve bilim adamlarının katıldığı proje portföyünün 1.1 milyar Avro düzeyinde olduğunu kaydetti.
-''HERKES BİRBİRİNİ TEŞVİK ETMELİ''-
''Bir ülkenin güçlü, büyük ve mutlu olabilmesi için bilimsel kapasitesi, kültürel faaliyetleri çok önemli'' diyen Gül, yurt dışında BRIC ülkelerine Türkiye'nin de ekleneceğini, bunun bilimsel ve teknolojik çalışmalar, Ar-Ge'deki artan kapasitesi sayesinde gerçekleşeceğini söylediğini aktardı. Bu konuda herkesin birbirini teşvik etmesi gerektiğini vurgulayan Gül, ''Bu iklim oluşursa ancak bu faaliyetler oluşabilir. Yoksa ABD'deki, Avrupa'daki en iyi laboratuvarlarda, akademik özgürlüğün en iyi olduğu yerdeki bilim insanlarımıza gelin demek kolay değil. Gelin demeye de hiç hakkımız yok açıkçası. Türkiye'deki bu iklimi görüp, tanıyıp kendilerinin geleceğine inanıyorum'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, teknolojinin geleceğini öngörebilen çalışmalar yapacak enstitülere ihtiyaç olduğunun altını çizerek, nanoteknolojide Sabancı ve Bilkent üniversitelerindeki merkezlerin kısa sürede büyük ses getireceğine inandığını belirtti. Üniversitelerin sanayiyle bütünleşmeyi geçmişte gerçekleştiremediğini dile getiren Gül, son dönemde üniversitelerin bünyesindeki teknokentlerin büyük fark yaratacağını söyledi.
Bilim adamları, sanatçı ve kültür adamlarının faaliyetlerinin çok nitelikli ve ayrıcalıklı olduğunu vurgulayan Gül, ''Bu konulardaki çalışmalar Türkiye'nin tanınmışlığını, itibarını, gururunu artıracaktır. O bakımdan bunları her seviyede destekleyeceğiz'' diye konuştu.
Ödülleri kazanan bilim insanlarını tebrik eden Gül, TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazanan Seza Özen'in kadınların teşvik edilmesi yönündeki sözlerine katıldığını söyledi. TÜBİTAK Özel Ödülü'nü alan Koç Üniversitesi'nden Prof. Dr. Umran İnan'ın da yurt dışından gelerek çalışmalarını Türkiye'de sürdürmesinin örnek olacağını belirten Gül, ''Yurt dışındaki potansiyelimizin bir şekilde buraya, ya da oradaki imkanların Türkiye ile paylaşarak değerlendirilmesi Türkiye'nin öncelikli konularından birisidir. Bunun bir networku (ağı) muhakkak kurulmalı. Bu TÜBİTAK çatısı altında, başka çatı altında, gerekirse Cumhurbaşkanlığı'nda bunun formülünü yapmamız gerekir. Yurt dışındaki Türk bilim insanlarının potansiyellerini Türkiye ile paylaşabilmelerini temin etmeliyiz'' dedi.
Kaynak: Zaman
Törene Gül'ün yanı sıra TBMM Başkanvekilleri Nevzat Pakdil ve Sadık Yakut, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş, bilim insanları ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu davetliler katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Gül, bilim ve teknoloji ile kültür ve sanat faaliyetlerinin en çok önem verdiği konular olduğunu ifade etti. Bu alandaki faaliyetleri Cumhurbaşkanlığı'nda yapmayı önemsediğini anlatan Gül, bu tür ödül törenlerini de devletin en üst seviyedeki destek, teşvik ve onurlandırması olarak gördüğünü söyledi.
Türkiye'de son dönemde bilimsel faaliyetlerde, araştırma-geliştirme konularında büyük bir yoğunlaşma olduğunu, törendeki video sunumunda devletin bu konulara 45 yıl önce ne kadar önem verdiğini izlediklerini anlatan Gül, şöyle konuştu:
''Geçen 40 yıllık süre içerisinde geldiğimiz nokta hiçbirimizi tatmin etmiyor. Bu gayet açık. Kendimizi başkalarıyla mukayese ettiğimizde daha çok mesafe almamız gerektiğine inanıyoruz ama bunu çok gerçekleştiremediğimizi de itiraf ediyoruz. Bunun sebebi herhalde, enerjimizi biraz farklı yerlere harcadık. Önceliklerimizi doğru tespit edemedik. Enerjilerimizi biraz iç sürtüşmelerle çok heba ettik ve istikrardan uzak kaldık. İstikrarın olmadığı yerde tabii ki uzun vadeli düzenli plan, program ve çalışmalar söz konusu olamıyor. Hiçbir şey tabii ki geç değil. Türkiye bunu yakalamak üzere. Özellikle üniversitelerimizde herkesin tekrar kendi alan konusunun farkına vardığını ve büyük bir yarışın başladığını görüyorum.''
Cumhurbaşkanı Gül, akademik yayınlarda büyük bir artış olmasının herkesi sevindirdiğini dile getirerek, yayınlara artık nitelik açısından da bakılması gerektiğine işaret etti. Gül, ''Yayınlar ne kadar çok referans alınıyor, ne kadar çok patent üretiliyor, patent lisanslarından ne kadar gelir elde ediliyor, uluslararası ödüller ne kadar çok kazanılıyor, bunlara da bakmamız gerekir. İnanıyorum ki bu konularda birkaç sene içinde büyük atılım olacağına inanıyorum'' diye konuştu.
Bilim ve teknoloji alanında yasal düzenlemeler yapıldığına, teşvikler çıkarıldığına, fonlar oluşturulduğuna ve vergi muafiyetleri getirildiğine dikkati çeken Gül, bunların sonuçlarının alınacağına dair inancını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, AB fonlarından yararlanmada son dönemde ciddi artış olduğunu ifade ederek, Türk kurumları ve bilim adamlarının katıldığı proje portföyünün 1.1 milyar Avro düzeyinde olduğunu kaydetti.
-''HERKES BİRBİRİNİ TEŞVİK ETMELİ''-
''Bir ülkenin güçlü, büyük ve mutlu olabilmesi için bilimsel kapasitesi, kültürel faaliyetleri çok önemli'' diyen Gül, yurt dışında BRIC ülkelerine Türkiye'nin de ekleneceğini, bunun bilimsel ve teknolojik çalışmalar, Ar-Ge'deki artan kapasitesi sayesinde gerçekleşeceğini söylediğini aktardı. Bu konuda herkesin birbirini teşvik etmesi gerektiğini vurgulayan Gül, ''Bu iklim oluşursa ancak bu faaliyetler oluşabilir. Yoksa ABD'deki, Avrupa'daki en iyi laboratuvarlarda, akademik özgürlüğün en iyi olduğu yerdeki bilim insanlarımıza gelin demek kolay değil. Gelin demeye de hiç hakkımız yok açıkçası. Türkiye'deki bu iklimi görüp, tanıyıp kendilerinin geleceğine inanıyorum'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, teknolojinin geleceğini öngörebilen çalışmalar yapacak enstitülere ihtiyaç olduğunun altını çizerek, nanoteknolojide Sabancı ve Bilkent üniversitelerindeki merkezlerin kısa sürede büyük ses getireceğine inandığını belirtti. Üniversitelerin sanayiyle bütünleşmeyi geçmişte gerçekleştiremediğini dile getiren Gül, son dönemde üniversitelerin bünyesindeki teknokentlerin büyük fark yaratacağını söyledi.
Bilim adamları, sanatçı ve kültür adamlarının faaliyetlerinin çok nitelikli ve ayrıcalıklı olduğunu vurgulayan Gül, ''Bu konulardaki çalışmalar Türkiye'nin tanınmışlığını, itibarını, gururunu artıracaktır. O bakımdan bunları her seviyede destekleyeceğiz'' diye konuştu.
Ödülleri kazanan bilim insanlarını tebrik eden Gül, TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazanan Seza Özen'in kadınların teşvik edilmesi yönündeki sözlerine katıldığını söyledi. TÜBİTAK Özel Ödülü'nü alan Koç Üniversitesi'nden Prof. Dr. Umran İnan'ın da yurt dışından gelerek çalışmalarını Türkiye'de sürdürmesinin örnek olacağını belirten Gül, ''Yurt dışındaki potansiyelimizin bir şekilde buraya, ya da oradaki imkanların Türkiye ile paylaşarak değerlendirilmesi Türkiye'nin öncelikli konularından birisidir. Bunun bir networku (ağı) muhakkak kurulmalı. Bu TÜBİTAK çatısı altında, başka çatı altında, gerekirse Cumhurbaşkanlığı'nda bunun formülünü yapmamız gerekir. Yurt dışındaki Türk bilim insanlarının potansiyellerini Türkiye ile paylaşabilmelerini temin etmeliyiz'' dedi.
Kaynak: Zaman